Onlarca üniversitede rektörlük seçimi var. Onlarca yeni üniversiteye de kurucu rektör atanacak. YÖK Başkanı ise tarafsızlığını çoktan yitirmiş durumda.
Tıpkı türban ve AKP ile ilgili kapatma davasında olduğu gibi, bu konularda da kimilerine göre yasal düzenlemeler kimilerine göre de yeni “manipülasyonlar” yapılıyor. İşte bu yüzden yargıdan olduğu gibi üniversitelerden de çok yakında bir ültimatom gibi bildiri yayımlanırsa hiç şaşırmayın.
Tarafsızlığını yitirdi
Yeni kurulan üniversitelere YÖK’ün önerdiği üç adaydan biri Cumhurbaşkanı tarafından kurucu rektör olarak atanacakmış. İsimleri görmeden eleştiri yapmak haksızlık olur.
Ama bu konuda YÖK tarafsızlığını çoktan yitirmiş durumda. Yasa teklifinden YÖK üyelerinin çoğunun haberi bile yok.
Gül, hem kurucu rektörler hem de seçimle işbaşına gelecek rektörler konusunda acilen bir açıklama yapmalı ve bu aşamada, Çankaya’nın ve YÖK’ün tarafsızlığına gölge düşürecek her türlü yaptırımdan uzak durulacağını hemen açıklamalıdır.
Yoksa, yıpranan ve karışan sadece üniversiteler olmaz...
Bizim Mucitler
Bizim Mucitler’in Marmara elemesi önceki gece Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde gerçekleşti. Birinciliği, Yapay Diş Destek Dokusu isimli projesiyle Bülend İnanç aldı.
Diş eti, diş kökü ve çene kemiğinde ortaya çıkan hastalıkları ve erimeyi, hücre yenilenmesi yöntemiyle tekrar eski sağlıklı konuma getirmeyi amaçlayan çalışma, jüri üyelerinden tam puan aldı. Yarışmada ikinciliği Serkan Somer ve Nikolay Viskuşenko’nun MR Uyumlu Kalp Cihazı projesi, üçüncülüğü de Mustafa Başol Saraç’ın enerji üretiminde önemli ölçüde fayda sağlayacak olan projesi Rüzgâr Türbini aldı.
Jüri Özel Ödülü’nü ise borlu çözeltiden hidrojen elde edebilen, şofbenden otomobillere kadar tüm yanma sistemlerinde uygulanabilen Borlu Hidrojen Üreteci ile Mükerrem Şahin kazandı.
ÖSS tatili
MEB, lise sonlara bir haftalık ÖSS tatili vermiş. Günaydın. Okullar zaten bu işi çoktan yaptı. Lise sonlar haftalardır zaten tatilde. OKS’ye hazırlanan 8’inci sınıf öğrencileri de okulun yolunu çoktan unuttu.
Mezuniyet törenleri için gidecekler o kadar. Bu konuda direnen okullar yok mu? Elbette var. Bakanlığın resmi izni belki de onlar için. Peki bu bir haftalık ya da birkaç aylık tatil öğrencilere yetecek mi? Evet demek o kadar zor ki. Bu sistemde sevinen olmak, değil bir hafta tatil, sınavları tümüyle kaldırsanız da mümkün değil. Sadece ağza sürülen bir parmak bal o kadar.
İzmir, Işıkkent ve EÇEV
Geçen hafta İzmir’de bir günlük dolu dolu bir eğitim turu attım. İlk durağımız Işıkkent Eğitim Kampusu oldu. İzmir’e farklı bir eğitim anlayışı getirdi.
Amerikalı Müdürü Joseph Malloy ve diğer Türk yöneticilere birlikte okul kurucuları, yapılabileceğin en iyisini yapma konusunda ellerinden geleni esirgememişler.
Öğrencilerle de sohbet ettik. İddialı diğer tüm okullarda olduğu gibi akademik donanım süper ama güncelin ve hayatın sanki biraz uzağındaydılar. Bu arada Ege Çağdaş Eğitim Vakfı EÇEV’in açtığı yeni eğitim birimini de gezdik. Gecekondu bölgesindeki öğrencilerin okul dışı saatleri için tasarlanmış.
Öğrenciler orada öylesine mutluydu ki.... Keşke daha çok açabilseler. Devletin bu konuda yaptığı bir şey yok. Oysa çocukların sokakta geçen zamanı, okuldakinden çok daha fazla.
Akşam saatlerinde ise vakıf üyeleri ve İzmir’in eğitime gönül verenleriyle bir araya geldik. Bazen ben onları eleştirdim. Bazen de onlar bizi. Oysa asıl eleştirmemiz gerekenler, oraya gelmeyen ve eğitimi bu hale getirenlerdi!..
Kemerköy Koleji
Hisar Eğitim Vakfı’nın kurduğu Kemerköy okulları da ziyaret edip de ne zamandır yazmak istediğim eğitim kurumlarıydı.
Uluslararası akreditasyon aldılar. Anaokulundan itibaren yetiştirdikleri ilk mezunlarını bu yıl veriyorlar. ÖSS başarılarını herkes gibi ben de merak ediyorum.
Yurtdışından iyi üniversitelerden kabuller alıyorlar ama maalesef asıl ölçü ÖSS ve OKS. Öğrenci profili diğer okullardan çok farklı.
Öğrencilerin ayağı, kurucu ve yöneticilerden daha fazla yere basıyor. Şık bir akvaryumdaydılar. Şimdi okyanusa atılıyorlar. Bakalım ne olacak?
Eğitimde öngörülenler ile yaşananlar genelde birbiriyle örtüşse de farklılıklar da yaşanmıyor değil. Kaliteyi belirleyen de zaten o faktörler. Feyyaz Berker ve arkadaşları bu konuda çok çaba harcadılar. Yirmi yıl sonra yaptıkları çok daha iyi anlaşılacak...
Özetin özeti: Eğitimi ve gençleri hep bir yerlere çekmeye çalışanlara karşı dimdik ayakta kalmalarını sağlayacak kurumlar da var. Onlara sahip çıkalım.