10.02.2016 - 13:50 | Son Güncellenme:
Şu anda İstanbul’da 60’ı aşkın hukukçunun beraber çalıştığı bir bağımsız uluslararası hukuk bürosunun kurucu ve yönetici ortağı. Türkiye’ye döndükten sonra, 12 yıldır beş farklı üniversitede binlerce öğrenci yetiştirmiş olan bir hukuk hocası. Avukat Gönenç Gürkaynak’tan bahsediyoruz. Genç hukukçular ve mesleğe yeni başlayan avukatlar için 10 altın tavsiyesini sorduk. İşte cevapları:
1. Hukuk eğitimini kötüleyip “gerçek hayatta” ile başlayan cümleler kurma adetiniz varsa, bundan cayın. Okulda ne kadar hukuk öğrendiğiniz ve hukuku nasıl öğrendiğiniz, önemlidir. Hukuk eğitiminin eksiklerini kapatmanın yolu sızlanmak değil meselelerin kaynağına gidip daha çok okumaktır. Hukuk bilgisi eksiğine hakkınız olan son gün mezuniyet gününüzdür. O güne iyi hazırlanın.
2. Çalışma hayatına adım atacağınız yeri, kendinizi iyi tanıyıp kendinize karşı dürüst biçimde belirleyin. Eğer çok dosya gördükçe ve yük aldıkça serpilip çiçek açanlardansanız, buna göre büro seçin. Eğer “çalışmak için mi yaşıyoruz, yaşamak için mi çalışıyoruz” tartışmasına çabucak girerken kendinizi görebiliyorsanız, kendi temponuza uygun bir profesyonel yuva bulun. Bunun bir tane doğrusu yok. Sizin için doğrusunu ancak siz bilebilirsiniz. Bir yandan Kaliforniya ile bir yandan da Japonya ile çalışan bir büroda işe başlayıp uykusuz kaldığınıza dövünmek de, bir yıl fotokopi çekeceğiniz bir büroya girip gelişemediğinize hayıflanmak da sizi gerçek potansiyelinizle geliştirmez. Kendi ritminize uygun ortamı, sizin için doğru ortamı seçin. “Başkaları yapıyorsa ben de yaparım” yahut “bu yaşta çalışmayacağım da ne zaman çalışacağım” gibi ezberlerden hareket etmeyin. Kendinize dürüstçe bakıp önerilen iş temposunu da iyi araştırın. Düşündüğünüz ofiste çalışan kişilerden bilgi alın. Sorun. Kendinizde inceleme hakkı görün. İşe başlama anındaki kıymetinizi iyi takdir edip çalışma amaçlarınızı koruyun.
3. Hukuka ve hukukçuya dil uzatana boyun eğmeyin. Hukukun ve hukukçunun kötüsünün olabileceğini bildiğiniz gibi, hukuk kavramının ve hukukçu insanlar grubunun erdemlerine inanın. Mesleğinize sahip çıkın. Baronuza emek verin. Sizin önünüzde “avukat şakası” yapacak adam, iki kere düşünsün. Meslekdaşa en ufak kötü muameleye, meslek alanınıza en ufak tecavüze, meslek onurunu kirleten en ufak uygulamaya, meslekdaşı alçaltan en küçük imaya tahammül etmeyin. Mesleğinizin en onurlu meslek olduğunu, eğer bunu tertemiz yapıyorsa hak savunandan daha makbul insan olamayacağını iliklerinizde hissedin. Bu duygularla donanarak dayanışma içinde faaliyet göstermezseniz, yalnız bir yolculuğun ekşimiş ve yıpranmış yolcusu olursunuz.
4. Etik olmayan en ufak uygulamayı gördüğünüzde topuklarınızı yere saplayın. Kapılmayın. O yöne gitmeyin. Gitmiş olduğunuzu anlarsanız ‘battı balık yan gider’ demeyin. Derhal geri gelin. Etik konularında kendinizi akıntıya bırakmayın. Tetikte olun. İçinize sinmeyeni size görev yahut gerçeklik olarak takdim eden kim ise ondan uzak durun. Staj yaptığınız yahut çalıştığınız yerde “gerçek hayatın kuralı bu” havalarıyla bu konulara yatkınlık bekleniyorsa, oradan derhal çıkın ve bütün hukukçu çevrenizi de oraya karşı uyarın. Bu konularda şaka yapılan bir yerde olduğunuzu fark ederseniz, size bir taleple gelinmesini beklemeden, yine, oradan çıkın. Kıymetli olan sizsiniz. İtibarı tertemiz olan sizsiniz. Buna el attırmayın.
5. Eğer avukat olacaksanız ve uluslararası alanda çalışmak istiyorsanız, İngilizce’nin ne kadar lazım olduğu konusunda kimse kafanızı karıştıramasın. İyi İngilizce “çok” önemlidir. Bir başka yabancı dil biliyorsanız, ne mutlu size. Bir dil bir insan. Ancak eğer mükemmel İngilizce sahibi değilseniz, yol yakınken elinizdeki kaynakları bunun için seferber edin. “İngilizce de iyi olur elbette ama”lı cümlelerle hedefinizi saptıranların bahanelerine ve açıklamalarına kulak asmayın. İyi İngilizce “çok” önemlidir. Sizi başkalarının dediğini tekrar etmekten kurtarıp kaynağa kavuşturacak olan da, müvekkille sağlıklı iletişim kurmanızı sağlayacak olan da, 2016 senesinde Türkiye’de hala kolay bulunamayan da budur.
5.
6. Meyva verin. “Benim haddim mi?” demeyin. Çabalayın. Taşlanmayı göze alın. Taşlandığınızda da sizi yeni meyvalar vermek için yüreklendirecek gerçek dostlarınız olsun. Üniversite zamanındaki dostlukların kıymetini bilin. Hem o dostlarınızı hem de yolda edindiğiniz dostlarınızı sadakatle yüceltip kollayın. Gerçek dostunuz olduğunu bildiğiniz insanların her birinin sözünü her zaman dinlemeseniz bile, ne dediklerini mutlaka hep iyi dinleyin.
7. Hocalarınıza da örnek aldığınız hukukçulara da bir zamanlar sizin yaşınızda olduklarını ve emek vererek belli bir yoldan oraya geldiklerini bilerek bakın. Kendi gözünüzde efsaneleştirip imkansızlaştırmayın. Hangi yollardan yürüdüklerine bakın. Onların beğendiğiniz yanları kadar eksiklerini de gözleyin. Gözleyin ki, hem onlar insanlaşıp erişilebilir bir rol modeli halini alsınlar hem sizin zamanınız geldiğinde bu eksiklerden bazıları da sizin şahsınızda kapanmış ve böylece bir sonraki kuşakta daha da ileri gidilebilmiş olsun.
8. Kendinizi karşınızdakinin yerine koyma kabiliyeti geliştirmek için, dünyayı anlamak için, peşin hükümlerden arınmak için, sinirinizi bozan fikirleri evire çevire anlamak için, bilinçli bir gayret gösterin. Sadece hukuka saplanmış, hukuk kitabı dışında kitap okumayan, merakları, hevesleri, hobileri ve kendine özgü ilginçlikleri olmayan dümdüz insanın iyi hukukçu olması güçtür. Bu cümlemin istisnası olmaya değil, çok yönlü insan halini almaya gayret edin.
9. Yurt dışı tecrübesi iyidir. Yüksek lisans için de olsa, Erasmus ile de olsa, fırsatını bulduğunuzda yurt dışına gidip tecrübe edinin. Yüksek lisans için gidecekseniz önce birkaç sene çalışıp kendinizi tanıyın. Yüksek lisansa üniversitenin beşinci sınıfına gider gibi gitmeyin. Zihninizi açan, sizi sarsan, kalıplarınızı kırıp ezberinizi bozan ortamlara ve tecrübelere talip olun. Ders seçerken de sizi şaşırtacak bazı dersleri de aralara serpiştirin. Bir daha mı göreceğim, deyip, “savaş hukuku” yahut “sinema ve hukuk” gibi derslerden de seçin. Alacağınızı alıp renklerinizi tamamladığınızda ülkenize dönmeyi ve memleketin bir ucundan tutmayı düşünün.
10. Türkiye’den gitmeyi bir marifet gibi yaşamayın. Türkiye’nin emek veren, çalışkan ve iyi yetişmiş insana iyi davrandığı örnekleri inceleyin. Bunları da göz önünde bulundurun. Daha dolu, gerçek ve mutlu bir hayatı nerede yaşayabileceğinizi ezberlerden ve başkalarının doğrularından kaçınarak samimiyetle kendiniz için değerlendirin.