17.04.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ozan Ömer Kadüker
Koronavirüs tedbirleri kapsamında ilk ve orta dereceli okullar ile üniversitelerde, 16 Mart’tan itibaren uzaktan eğitime geçildi. İlk günlerde öğrencilerin çoğu bu süreci tatil olarak görüp, sevinmişti ancak bir ayın sonunda artık evde sıkılmaya başladılar. Arkadaşlarını, okullarını özlediler; havaların da ısınmasıyla dışarıya çıkmak istiyorlar. Onları evde tutmak giderek zorlaşıyor. Peki, bu durumda ne yapmalı? Bu konuda, Medical Park İzmir Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzman Doktor Haluk Aksu’dan görüş aldık:
‘Onu bilgilendirin’
- Koronavirüs, çocuklara nasıl anlatılmalı?
Çocuklarda kaygıyı azaltmak ve belirsizliğin üstesinden gelebilmek için ilk yapılması gereken bilgilendirmedir. Bunun için çocuğun soru sorabileceği bir ortam sağlanmalı. Sorular dürüstçe ve çocuğun yaşına uygun anlayabileceği şekilde cevaplanmalı. Hastalığın adının COVİD-19 olduğu, doktorların bununla ilgili bilgileri edinmeye devam ettiği, birçok kişinin hastalandığı ama çoğunun durumunun iyi olduğu, her hasta olanın virüsü taşımadığı ve belirtilerin başka hastalıklarla da ilişkili olabileceği, çocukların nadiren hasta oldukları ve olurlarsa da çok hafif geçirdikleri, ancak yine de hijyene dikkat edilmesinin önemli olduğu belirtilmeli. Çocuklara sevdiklerinin durumuyla ilgili de bilgi verilmeli.
- Neden evde kalmamız gerektiğini nasıl anlatırız?
Salgın hastalıkta bulaşıcılığı azaltmak ve hastalığa yakalanma riskini düşürmek için belirli bir süre diğer insanlardan uzak kalınacağı ve risk ortadan kalktıktan sonra yine hayatımıza eskisi gibi devam edeceğimizi anlatmalıyız. Bu dönemde, ev dışında çalışmak zorunda kalan anne ve babalar işten geldiklerinde hijyen kuralları nedeniyle çocuklarına sarılmamalarını ve öpmemelerini gerekçeleriyle anlatmalı.
Çocuklar televizyon veya sosyal medyadaki abartılı veya korkutucu haber ve yorumlara maruz bırakılmamalı. Onlara sosyal medyada duydukları her şeyin doğru olmadığı söylenmeli. Okulların kapatılması korkutucu bir olay gibi sunulmamalı. Evde olmanın diğer insanlara faydalı olacağını çocuk bilmeli.
Günlük rutinler yani yaşamın doğal akışı korunmalı. Çocukların sınıf arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle iletişim kurmaları görüntülü konuşmalar yapmaları sağlanmalı ve desteklenmeli.
‘Aileler kararlı olsun’
- Bu süreçte ebeveynler çocuklarıyla mutlu zaman geçirmek için neler yapabilirler?
Ailelerin çocukların yaşına uygun fiziksel aktivite planlaması, sağlıklı beslenme, uyku düzeni ve egzersiz için rutinleri oluşturması gerekir. Çocukların ev işlerine katılımında yaşına uygun görevler verilerek özgüven ve yeterlilik hislerinin artırılması hedeflenmeli. Oyunlar, sinema gibi eğlenceli aktivitelerin planlanması, ev içinde olumlu bir duygulanımın sürdürülmesi ve anne babanın da bu süreçte kararlı, sabırlı ve toleranslı tutumları ile model olmaları gerekmekte.
- Stres ve öfke nöbeti yaşayan çocukların ailelerine tavsiyeleriniz neler?
Azarlamak, kızmak yerine yanında olduğunuzu söylemeli ve ancak konuşursa anlayabileceğinize ikna etmelisiniz. Aksi yönde bir hamle çocuğun bu tarz negatif ifade yöntemlerini daha fazla yapmasına sebep olacaktır.
Daha az öfkelendiği ya da az da olsa sakin kalarak bir problem çözme çabası içine girdiğinde onu takdir etmeli ve maddi değeri olmayan hediyelerle ödüllendirmelisiniz. Duygularını eksiksiz anlattığı bir günlük tutmasını önerebilirsiniz. Yazma becerileri gelişmemişse duygularını resim yaparak ifade etmesini sağlayabilirsiniz.
En çok arkadaşlarını özlediler
Bir aydır dışarı çıkmayan çocuklara ve gençlere korona öncesinde en çok neyi özlediniz diye sorduk:
- Yağmur Beyam (Ortaokul): Ben hafta sonları dışarı çıkmayı, sevdiğim kişilerin yanına gitmeyi çok özledim. Artık okulda eğitim almak istiyorum.
- Ela Köse (Ortaokul): Koronavirüs çıkmadan önce olduğu gibi dışarıda arkadaşlarımla oyun oynamayı özledim. Okulumu, öğretmenlerimi de çok özledim.
- Yazel Altunkaya (Ortaokul): Aslında evde eğitim almak da güzel. Ancak dışarı çıkmayı, gezmeye gitmeyi özlüyorum. Evde tek başıma çok sıkılıyorum.
- Beşir Bayhan (Ortaokul): Öğretmenlerimin bire bir ders anlatmasını özledim. Uzaktan eğitim güzel değil. Ayrıca sınıf arkadaşlarımı ve onlarla oynamayı özledim.
- Yetkin Berkay Sucuğ (Anaokulu): Virüs nedeniyle evden çıkmıyorum. Ama okulumu çok özledim. Evde resim yapıyorum, çizgi film izliyorum, babamla satranç oynuyorum. Ama arkadaşlarımla da oyun oynamak istiyorum.
- Ezgi Sımsık (Üniversite): Kampüsümü, derslere girmeyi çok özledim. Koronadan dolayı bunları yapmanın değerini daha iyi anladım. Ayrıca dışarıda arkadaşlarımla yaptığım aktiviteleri de çok özlüyorum.
Hayallerini paylaştılar
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sosyal medya hesaplarından “Okullar açılınca” oyunu başlattı; öğrenci, öğretmen ve velileri hayallerini paylaşmaya çağırdı. Selçuk’un “Hayaller gerçeklerin provasıdır. Hayal kurmasak gerçeği bu kadar güzel olmaz mutlu anların. Öğretmenlerimize, velilerimize, çocuklara gün içinde küçük bir oyun... Ben başlatayım. #okullaraçılınca bir liseye gidip pencereden gençlerle beraber ıslık çalacağım. Siz ne yapacaksınız?” paylaşımı, Twitter’da gündem oluşturdu. Dile getirilen hayallerden bazıları şöyle:
- Öğrencilerime sımsıkı sarılacağım.
- Çocuklarıma tatlı bir başlangıç olsun diye önce bir pasta keseceğim, sonra kurtlarımızı dökmek için halay açıp halay çektireceğim.
- Öğrencilerime okul bahçesinde Halil İbrahim Sofrası kuracağım.
- Teneffüste misket oynayacağız çocuklar, hem de gerçek.
- İstiklal Marşı’nı Alpay Özalan gibi okuyacağım.
- Annemin sözü var. Bütün okula kadayıf dolması yapacak.
- Canlarım okullar açılınca eski günlerimizde olduğu gibi boyama partisi vereceğim sizlere.
- Hayatımın en güzel anılarını ölümsüzleştirmeye devam edeceğim.
- Rengarenk türküler söyleyeceğiz. - ANKARA Milliyet