30.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
ADİL BİR YANI YOK: Evlatlarımızın hayatını iki günlük bir sınava mahkûm etmenin adil ve hakkaniyetli bir yanı bize göre yoktur. Gençlerimizi ve ailelerini endişe ve strese sokan yürürlükteki sınav sistemi yeni baştan ele alınmalı; okul öncesi süreci de hesaba katan bir eğitim ve öğretim modeliyle her evladımızın ilgi alanına uygun üniversite eğitiminin sınavsız temini sağlanmalıdır. Üniversite sınavı tamamen kaldırılmalıdır. Türkiye sınavsız üniversiteye geçişi başarabilecek üniversite zenginliğine ve yeterliliğine sahiptir.
ORTAÖĞRETİM ESAS ALINSIN: Çoktan seçmeli test sorularıyla Türk gençliğinin karakter ve kabiliyetini değerlendiremeyiz, onları bir nevi yarış atı gibi göremeyiz. İlköğretim ve ortaöğretimde etkili bir yönlendirmeye bağlı olarak, uygulanacak müfredat ile ortaöğretim başarısını ve ortaöğretim sonunda yapılacak olgunlaşma sınavını esas alan, fırsat eşitliği ve adaleti gözeten üniversiteye geçiş sistemi uygulanmalıdır. Artık üniversite sınavlarına neşter vurmanın zamanı gelmiştir. Her önüne gelen Z kuşağından bahsediyor, ancak Türk gençliğinin içine düştüğü sınav kuyusundan nasıl çıkacağını nedense hiç kimse konuşmuyor, mesele etmiyor.
SİYASİLERE ÇAĞRIMDIR: Siyasi muhataplarımıza çağrımdır, gelin bu üniversite sınavlarını kaldıralım. Gençlerimizi daha fazla yormayalım, bunaltmayalım, onların sosyal, ekonomik ve psikolojik sorun yaşamalarına müsaade etmeyelim.
BAĞRIMIZA BASIYORUZ: Biz gençlerimizin çakmak çakmak parlayan gözlerine baktığımızda Z kuşağı değil, onur, fedakârlık, ahlak, çalışkanlık, vatanseverlik görüyoruz, zekâ, akıl görüyoruz, ‘Bir Türk dünyaya bedel’ sözünün azmini görüyoruz. Türk gençliğini istismar hesaplarına alet etmeyi planlayanların oyunlarını bozmak için tetikte bekliyoruz. Belki anneleri babaları kadar olamasa da, Türk gençliğini çok seviyoruz, hangi fikir ve düşünceyi savunurlarsa savunsunlar alayını bağrımıza basıyoruz.