EgeOkula hazırlık hayata hazırlık

Okula hazırlık hayata hazırlık

23.09.2022 - 07:33 | Son Güncellenme:

Okulların açılmasıyla anne babaların bir numaralı gündemi çocuklarının uyum süreci ve ders çalışma düzeni oldu. Uzman Pedagog Bahar Atvar, okul fobisi yaratmadan sorunsuz bir eğitim yılı geçirmek için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı

Okula hazırlık  hayata hazırlık

Okullar açıldı, ebeveynler yeni dönem için çocuklarından daha heyecanlı. Peki çocukların iç dünyalarında yaşadıklarının farkında mıyız? Ayrılık anksiyetesi ve okul fobisi oluşmadan çocuklar okula nasıl alışır? Okula uyum sürecinde anne ve babaya düşen görevler neler? Bilgisayar başından kalkmayanlar için nasıl bir yol izlenmeli? Sonuçta okula hazırlık, hayata hazırlık demek. Tüm merak edilenleri Uzman Pedagog Bahar Atvar’a sorduk.

Haberin Devamı

- Çocuklar için okula uyum süreci nasıl işler?

Okul öncesi ve ilkokul birinci sınıflar ve beşinci sınıflar için uyum süreci daha hassastır. Bu çocuklar ilk kez farklı sistemlerle karşılaşıyor. Özellikle okul öncesindeki çocuklar, daha önce hiç okula gitmedikleri için anne ve babanın okulla ilgili algısı çocuğun iç dünyasında çeşitli karmaşalara neden olabilir. Çocuklar soyut düşünemiyor. Okul nasıl bir yer, öğretmenim bana nasıl davranacak, arkadaşlarımla neler yapacağım? Kendi minicik dünyalarına okulla ilgili karmaşık şeyleri yerleştirmekte zorluk yaşıyorlar. Bunun için okul öncesi dönemde okula uyum sürecinin çok hassas yönetilmesi gerekiyor. Çocuk bazen kendi iç dünyasında tuvalete nasıl gideceğim, acıktığımda ne yapacağım, annemi özlersem ne yaparım, ağladığımda bana kim yardım eder gibi bir takım korkular ve kaygılar geliştirebiliyor fakat bunları ifade edemiyorlar. Burada eğer dikkatli olmazsak ayrılık anksiyetesi ya da okul fobisine yol açabiliriz.

Haberin Devamı

- Bu süreçte çocuk için önemli olan nedir?

Okulun ve öğretmenin desteği bu süreçte çok önemli. Okula hiç gitmemiş çocuklarda adaptasyon sürecine yarım saat, yarım saat başlanmalı. Çocuk alıştıkça, güven duydukça, öğretmeniyle sağlıklı bir bağ kurdukça zamanı uzatmak gerekiyor. Annenin veya çocuğun güvendiği herhangi bir kişinin de çocuğun görebileceği bir noktada, okul bahçesinde, sınıfın dışında bekliyor olması okul öncesinde çok önemli. Sonra çocuğun mizacı.. Eski okulunda ya da okuldan önce duygusal zorluklar yaşadıysa da adaptasyonda zorluklar olabiliyor.

- Ne tip zorluklardan bahsediyoruz?

Taşınma, hastalıklar, annenden ayrı kalma süresi, kardeş doğumu, hiperaktivite, öğrenme güçlükleri gibi sorunları yaşayan çocuklar... Onların adapte olması daha zor oluyor.

- Peki bu zorlukları yaşayan çocuklar için ne yapmalıyız?

Bu çocukların okul sürecinde uzman desteği almasını öneriyoruz.

- Çocuğun okula gerçekten hazır olduğunu nasıl anlarız?

Öncelikle çocuğun fiziksel, duygusal ve mental olarak bir takım zihinsel becerilere sahip olması gerekiyor. Aynı zamanda kendi öz bakım becerilerini de gideriyor olmalı. Örneğin giyinme, çantasını toparlama.. Bunlar bedensel farkındalıklar. İkinci olarak duygularının farkında olması gerekiyor. Yani üzülmeyi, kızmayı, yardım istemeyi, duygularını ve isteklerini sözel olarak ifade etmeyi biliyor olmalı. Anneden ayrı kalmayı deneyimlemiş olmalı. Yaşıtları birlikte olacağı ortamlarda oyun oynama, kendini tanıtma, ismini söyleme bir takım sosyal ve duygusal becerilerinin de geliştirmiş olması gerekiyor. Tüm bunlar bir bütün.

Haberin Devamı

Uzmana başvurun

- Okul fobisi ve ayrılık anksiyetesi nasıl tespit edilir?

Okulun başlamasından iki hafta geçmiş olmasına rağmen çocuk hala okula gitmek istemiyorsa, kapıda krizler yaşıyorsa, anneden ayrılırken ağlama krizleri, öfke patlamaları yaşıyorsa, öğretmeniyle iletişim kurmayı redediyor, anneden ayrıldığı zaman aşırı bir direnç gösteriyor ve uzun süre sakinleşmiyorsa, davranışlarında değişikler fark ediliyorsa, içe kapanma, sinirlilik ya da aşırı hareketlilik, yeme problemleri, nedensiz inatlaşma, nedensiz öfke krizleri yaşıyorsa, uykuya dalmada huzursuzluk varsa.. Bunlar çocuğun okul fobisi yaşadığını ve sinir sisteminin çok zorlandığını gösteren şeyler. Bu durumda okul fobisinin kalıcı olarak yerleşmemesi için mutlaka uzman desteğine başlanması gerekiyor.

Haberin Devamı

- Çocuklarımız okula başlarken biz anne babalar da duygu geçişleri yaşıyoruz.. Bizlere neler söylemek istersiniz?

Okula adaptasyonda anne ve babanın kendi duygularını düzenlemesi çok önemli. Yani çocuktan gelen bu öfkeleri, ağlama krizlerini aynalamak gerekiyor. Yani biliyorum şimdi sen üzülüyorsun ama ben burda olacağım demeliyiz. Okuldan sonra yemekten sonra seninle parka gideceğiz, ben seni okul kapısında bekliyor olacağım. Bu tarz somut şeyler söylemek gerekiyor. Ancak bu şekilde çocuklarımızı cesaretlendirmeliyiz.

- Başka neler yapabiliriz?

Anne kendi eline, çocuk kendi eline bir kalp çizebilir. Şimdi sen benim elimdeki kalbi boya, okuldan sonra da ben senin elindeki kalbi boyayacağım diyebilir. Anne bir eşya verip bunu benim için saklar mısın diyebilir. Ayrılık, okul öncesinde soyut kalıyor. Somut şeylerle tekrar kavuşacağız mesajı vermek gerekiyor özetle. Güven vererek, çocuğa okuldan eve geleceği mesajını somut olarak vermek gerekiyor. Özellikle okul öncesinde anne bir anda ortadan kaybolmamalı, güvenli bağ kurana kadar aşamalı olarak okuldan ayrılmalı. Tabi bu süre zarfında öğretmenine de fırsat tanımalı, ayrılık sahnesini aşırı uzatmamalı, veda anlarını neşeli hale getirmeli. Birinci sınıflar için sevdiği bir kahramandan güç almasına izin verilebilir, bunun için yanında onu götürmesine izin verebiliriz. “O da seninle gelmek istiyor”, “Onu arkadaşlarınla öğretmeninle tanıştırmaya ne dersin?” gibi cümlelerle destek alacağı kahramanları kullanabiliriz. Okulun eğlenceli yönlerini ön plana çıkarmalıyız. Okulun oyun oynayacağı, etkinlik yapacağı, arkadaşlarıyla merak, heyecan, keşfetme, mutluluk duygularını yaşayacağı bir yer olacağı mesajını vermek gerekiyor.

Haberin Devamı

- Okuldan geldiği zaman nasıl davranmalı?

“Okulda ne oldu, nasıl geçti?” sorularını asla sormamak gerekiyor. Bunun yerine “Bugun en komik ne oldu?”, “Sınıfın en çok konuşanı kimdi?”, “Bugün seni mutlu eden ne oldu?”, “En çok ne seni mutlu etti?” gibi sorularla pozitif duyguları ön plana çıkarmalıyız.