06.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Son bir haftadır beni ziyaret eden, telefonla arayan, karşılaştığım kişilerin ortak sorusu bu.Bu sütunlarda birçok kez yazdım. Anavatan Partisinin kuruluşuyla AKP arasında aslında büyük benzerlikler bulunuyor.12 Eylül askeri darbesi nasıl ANAPı o günün büyük koalisyonu haline getirdiyse; 28 Şubat sürecinin sonucunda AKPde benzer bir tablo ortaya çıktı.90lı yıllarda merkez sol ve sağın liderleri öylesine birbirlerini yediler, öylesine kısır bir mücadelenin içine girdiler ki; parti genel başkanlarının yapamadıklarını halk sandıkta yapmak zorunda kaldı.Böyle olunca da geniş bir yelpazede, hiç beklemediği kadar güçlü bir AKP iktidarı karşımıza çıktı. Anayasayı bile değiştirebilecek bir parlamento aritmetiğine sahip olmak AKPnin hazır olduğu bir güç asla değildi.* * * Gerçeği söylemek gerekirse 3 Kasım 2002den 17 Aralıka kadar hükümet, kendisine oy vermeyenleri bile şaşırttı. İstekli, performansı giderek yükselen, dış kamuoyunda övgü alan, AB yasaları konusunda üzerine düşeni eksiksiz yerine getiren, IMF ile ilişkilere dikkat eden, ekonominin ince ayarlarına hassasiyet gösteren bir AKP...Ne olduysa 17 Aralıktan sonra hükümette bir yavaşlama, IMF ile ilişkileri askıya alma, özellikle ABDyle olan önemli konularda işitme kaybı, Avrupa Birliği sürecinde de rutine girme gibi emareler hissedilmeye başlandı.Yabancı dergi ve gazeteleri takip edenler Türkiyeyle ilgili yorumları okuyordur.Ortak görüş şu..."Hükümetin cilası düştü..."Bütün bu eleştirilerin ardından bir de arka arkaya istifalar gelmeye başlayınca AKPnin geleceği tartışılmaya başlandı.* * * Ben istifaların sürmesi halinde bile AKPnin Meclisteki gücünü kaybedeceğini düşünmüyorum. Yani AKPden bundan sonra 50 - 60 kişilik kopmalar beklemiyorum.ANAPın erime sürecinde herşeye rağmen ayakta kalan birkaç teşkilatından biri İzmirdi.Erkan Mumcunun genel başkanlığa gelmesi İzmirde yeni bir hava yaratmış, salonları doldurmuş olabilir. Ama bunun AKPde bir çözülme yaratabilmesi için daha farklı gelişmelere ihtiyaç bulunuyor.Örneğin Erkan Mumcunun açıklamaları muhalefetin olmadığı bir Türkiyede alternatif bir ses olarak görülebilir. Ancak Türk insanın beklediği böyle bir tarz mı, yoksa ortaya program ve bir kadro hareketi koyan yeni bir siyasi anlayış mı?Kabul edelim ki; insanlar güçlünün yanında olmayı seviyorlar. AKPde birçok açıdan bakıldığında bu gücünü hala koruyor.Tekrar ediyorum; konuştuğum İzmirli ANAPlılar Mumcunun gelişinden mutlular ancak iktidara yeniden aday olmanın koşullarını henüz görmediklerini özellikle söylüyorlar.AKPnin büyük bir koalisyon mu, yoksa merkez sağın lider bir partisi mi olup olmayacağı gelecekte izleyeceği politikalara bağlı. dsipahi@milliyet.com.tr Anavatan Partisi (ANAP), yeni genel başkanı ile AKPye alternatif olabilir mi?