17.07.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:
Trabzonspor’u evinde 2-1 yenen ve kümede kalma yolunda nefes alan Yukatel Denizlispor, ligin bitimine 2 hafta kala düşme hattından uzaklaştı. Yeşil siyahlıları değerlendiren yazarlarımız, “Horoz bu sezondan anlamlı ders çıkarmalı. Önümüzdeki yıl daha emin ve doğru adımlarla kendinden söz ettirmeli” dedi.
Bülent Buda: Nihayet 6 hafta sonra unutulmuş 3 puan geri alındı. Ligin ilk yarısının bir benzeri sanki. Liderliği kovalayan Trabzon’dan kazanılan 6 puan Denizlispor’u dik tutuyor. Futbol oyununda vazgeçmemek, direnmek, savaşmak yaşamsal kavramlar. Denizli bu kez, gitti denen oyunda farkın açılmasını bekleyenleri yanılttı. Topla daha çok birlikteyken, ataklarda öndeyken geriye düştü. İkinci yarının ilk dakikalarında Zeki Yavru yine nitelikli bir duran top kullandı. Sacko harika yükseldi. Kusursuz bir kafa darbesiyle eşitliğe ulaştırdı takımını. Levent Kartop, 70’den sonra oyuna yağmur gibi hamleler yapıyor, kaptan Rodallega dışarı alınmasından hoşlanmıyor, bunu bir miktar da hareketleriyle gösteriyor. Ve de onun yerine oyuna giren Estupinan ikinci golü adeta yaratıyor. Takımının 3 puan kazanmasında öncü oluyor bir biçimde. Ve de maç bitiminde dışarı alınmasına tepki gösteren kaptan Rodallega, Levent Kartopu’nu yürekten kucaklayarak sevincini ve de ne kaliteli sporcu olduğunu belgeliyor. Umarız bu anlamlı galibiyet, Denizli’nin lige tutunmasının belgesi olsun.
Fatih Tanfer: Denizlispor’un ligde kalması için Trabzonspor’un ise şampiyonluk yarışına devam edebilmesi için kısacası her iki takıma da 3 puanın şart olduğu maçta Denizlispor, 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen güçlü rakibi Trabzonspor’u 2-1 yendi. Kendisi derin bir nefes alırken şampiyonluk mücadelesinde
Trabzonspor ise üzüldü.
Denizlispor Ekuban’ın 14. dakikada attığı golle yenik duruma düştü. Asla teslim olmaya niyeti yoktu. Oyunu daralttı, takım boyunu kısalttı. Rakibine yaptığı baskı sonrası kazandığı topları hızlı ve doğru kullanıp Aissati ve Rodallega ile pozisyonlar yakaladı.
Maçın 46. dakikasında Zeki Yavru’nun kullandığı duran topta Sacko usta bir kafa vuruşu ile durumu 1-1 yaptı. Denizlispor beraberlik golü sonrası ivme kazanmış bir oyun anlayışıyla rakip alana gidişlerini çoğalttı. Orta sahada oyunu iyi tuttu, direnci arttı. Beraberlik her iki takıma da yaramadığı için kazanma adına büyük uğraş verdiler. 74. dakikada Sörloth’un şutunun direkten dönmesi Denizlispor adına bir şanstı. 84. dakikada Olcay Şahan’ın asistini Estupinan gole çevirdi ve Denizlispor 2-1 öne geçti. Maçın sonlarında Trabzonspor’dan Da Costa’nın şutunun ikinci defa direkten dönmesi Trabzonspor’un şanssızlığıydı. Ve sonuçta Denizlispor 2-1 kazanarak 3 puanı aldı.
Denizlispor’da tüm oyuncular görevlerini en iyi biçimde yapmaya çalıştılar. Bütün güçlerini sahaya yansıttılar. Ancak Trabzonlu Zeki Yavru ve Mustafa Yumlu ile Trabzon’da oynamış Olcay Şahan ve Rodallega’nın göstereceği performans çok önemliydi. Mustafa Yumlu ve Zeki, tabir yerindeyse aslanlar gibi oynadılar, formalarının hakkını verdiler. Zeki Yavru bir asist yaptı ve kalesinden net bir gollük pozisyonu önledi. Olcay Şahan, ikinci golün asistini yaptı. Kısacası karakterlerini ortaya koydular.
Denizlispor, Bülent Uygun’un ayrılması sonrası kendi evladı Levent Kartopu’na güvendi ve görev verdi. Ne kadar doğru karar aldığını bu maçta da gördük. Türk futbolunun onun gibi yeni ve düzgün kimliklere ihtiyacı var. İki zor maç kaldı. Önce Alanya deplasmanı, diğer hafta da evinde Ankaragücü. Umarım bu inanç, mücadele ve oynadığı olumlu futbolla Denizlispor Süper Lig’de kalır.
Mehmet Demirtaş: Denizlispor, Trabzonspor karşısında varını yoğunu ortaya koyarak iyi bir mücadele çıkarttı. Takım gücünüz, oyuncu kaliteniz ne olursa olsun bu işin içerisinde bir parça yürek olmazsa olmuyor. Denizlispor da bu yürekle kaleden en uçtaki isme kadar herkes mücadele ederek değeri paha biçilemez bir 3 puanı hanesine yazdırmayı başardı. Zaman zaman defansın zorlandığını ve oyundan düştüğünü gördük. O da 32 lig maçının yorgunluğudur, doğaldır. Öte yandan hem sezon boyunca gösterdiği performansla hem de Trabzon önünde oscarlık oynadığı oyunla Oscar Estupinan’a ayrı bir parantez açmalıyım. Hırsı, güçlü fiziği ve de enerjisiyle bu takımın vazgeçilmezi. Onu takımda tutmak lazım. Şimdi geriye Alanyaspor ve Ankaragücü gibi final niteliğinde 2 mücadele kaldı. Bu maçtan alınan galibiyetin morali, umarım o 90 dakikalara da sirayet edecektir. Ayrıca yaptığı hamlelerle rakibini mat etmeyi başaran ve uzun zaman sonra galibiyetin gelmesinde baş mimar olan Levent Kartop’unu da tebrik etmek lazım. Alkışların en büyüğü Levent Hoca’ya, kurmaylarına ve alana sürdüğü öğrencilerine.
Tatsız Göztepe
Süper Lig’de geride kalan son 6 maçta galibiyet yüzü göremeyen Göztepe, son olarak evinde Gençlerbirliği’ne de 3-1 yenilerek kan kaybını sürdürdü. Taraftarının ve camiasının yüzünü bir türlü güldüremeyen sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Göz Göz gelecek sezonun planlamasını tekrar tekrar gözden geçirmeli” dedi.
Bülent Buda: Önümüzdeki sezon, kapsamlı bir rotasyon yazar bu kadro. Eğer paranız yeterse elbette. Pas, pas, pas. Tripic, Wilczek koşuyor. İçten çabaları var. Skora gelince çalışmıyor. 65’e 35 topla birliktelik oranı. Ama 3 gol konuk takımdan. Göztepe’nin golünü de savunmacı atıyor. Penaltılarla da olsa takımın golcüsü Alpaslan. Bu işte bir tuhaflık var. Kalede Göktuğ, akşamın talihsizlerinden. Lakin Göktuğ da başladığı yerde duruyor. Haftalardır galibiyet yok. Taraftarsız tribünler Göztepe’nin maç skorlarını fena halde etkiledi. Oyun alanındaki eksiklerden, yetersizlikten söz ediyoruz. Kenar yönetimi ve İlhan Palut ile arkadaşlarına sanki Süper Lig bu aşamada bir beden büyük geldi gibi.
Fatih Tanfer:
Göztepe, küme düşme tehlikesi yaşayan Gençlerbirliği karşısında maçın ilk yarısında Soner’in liderliğinde iyi pas oyununu oynadı. Poko, mücadele gücünü üste çıkararak takımına pozitif katkısı oldu. Rakibinin yerleşmiş savunmasına karşı Berkan ile soldan ataklar geliştirdi ancak hücumda son derece etkisiz bir Göztepe vardı. İlk yarıda daha iyi oynamasına rağmen kendisinin de çok üzüldüğünü biliyorum ancak kaleci Göktuğ’un hatasıyla kalesinde golü gördü. İşin kötüsü, 45+2’de duran topta savunma dengesiz ve hazırlıksız yakalandı. Üstüne yerleşim hatası da eklenince Stancu kafa ile ikinci golü attı.
İkinci yarıda büyük bir reaksiyon beklerken bana göre tam tersi oldu. Sahada düşük tempoda oyun oynayan bir Göztepe vardı. Oyun ritmini tutturamadı. Kendi alanından top çıkarmakta zorlandı. Daha sonra da artan panik havası, oyununu olumsuz etkiledi. Ve sonunda bir mağlubiyet alındı.
Göztepe kendisine yakışmayacak basit hatalar yapıyor. Bazı oyuncular, oyuna konsantre olamadılar ve teknik birim de düştü. Elbette kaleci Beto, hücumun güçlü silahı Halil ve Serdar Gürler’in eksiklikleri oyunu negatif etkiledi. Göztepe’de yaratıcı ve üretken oyuncu ihtiyacı olduğu net bir biçimde belli oluyor.
Göztepe adına olumsuz olan pandemi öncesi kararlı, hırslı, cesareti üst düzeyde olan Göztepe’den maalesef eser yok. Bu oyun anlayışı ve 6 haftadır süren galibiyet hasreti, vefakar taraftarlarını, “Göztepe için benim hayallerimi bilseniz, uyuyamazsınız” sözünün sahibi Başkan Mehmet Sepil’i de hayal kırıklığına uğrattı. Bu kötü gidişe bir çözüm bulunmalı.
Mehmet Demirtaş: Göztepe, Gençlerbirliği karşısında da 3 puan hasretini dindiremedi. Özellikle maçın ilk yarısı oyun üstünlüğünü kurma becerisi gösteren sarı kırmızılılar, üstünlüğünü tabelaya yansıtamayınca puan almak da hayal oldu. Kalelerinde gördükleri ilk gole kadar topu rakip alana taşımada iyi olsalar da meşin yuvarlağı çerçeveye görmede sorun yaşadılar. Bu dakikalarda konuk ekibin kalecisi Ertaç ve Toure, harika bir maç çıkardılar. Göktuğ yetenekli bir isim. Fakat Göztepe forması giyiyorsan ve de önünde Beto gibi bir tecrübe varsa böyle hatalar kolay affedilmez. Tam ilk yarı sonlanacak derken Gençlerbirliği kullanılan duran topta Stancu ile farkı 2’ye çıkardı. İkinci yarıda da panikleyen ev sahibi Göztepe, rakip kaleye gitse de farkı eritemedi. Bir kontra hücumunda da penaltı oldu, skor 3-0’a geldi. Kalan bölümde de Göztepe’nin direnci düştü ve mağlubiyete teslim oldular. Bir sonraki futbol mevsiminde sarı kırmızılılar için radikal kararların alınması şart gibi duruyor. Borcu olmayan nadir kulüplerden, müthiş taraftara ve stada sahip olan Göztepe vasat takımlar arasında olup düşmemeyi mi hedefleyecek, yoksa geçmişinden ilham alarak ortaya vizyon ve misyon mu koyacak? Bu sorulara cevap vererek yol haritasını belirlemeli. Sarı kırmızıya gönül vermiş taraftarların bestelerinde yer verdiği sözle yazıyı noktalayalım; “Korkmayın, güvenin kendinize. Layık olun Göztepemize!”