14.11.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:
Uygulamanın dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Yorgancılar, “EYT yasalaştığında firmalara göre değişmekle birlikte işgücü kaybı ortalama yüzde 30 civarında olabilir. Bu grup, 45-55 arası yaş ortalamasında, hem kurum kültürü hem de tecrübe açısından önemli bir kazanıma sahip. Bu da firmalarımızı farklı açılardan olumsuz etkileyebilir. Yüklü bir kıdem tazminatını ödemekle yükümlü kalacaklar. En verimli yaşlardaki tecrübeli, nitelikli elemanlarını kaybedecekler ve bu da verim ve üretim kaybına sebep olabilecek” diye konuştu.
İşverenin mağdur olmaması için çözüm önerilerinde bulunan Yorgancılar, “Emekli olacak çalışan sayısına göre firmalara uygun faizli ve uzun vadeli hazine kaynaklı bir KGF kredisi verilmeli. İşsizlik Fonu’ndaki kaynakların kıdem tazminatlarının ödenmesinde kullanılabilmesi imkan sağlanmalı. Nitelikli istihdam kaybındaki olumsuzluğu en aza indirgemek için yaş ve çalışma süreleri dikkate alınarak kademeli bir ayrılış planlanlı. Örneğin 1995 girişliler EYT’nin yasalaştığı tarihte verecekleri dilekçe tarihinden itibaren 6 ay sonra, 1996 girişliler 8 ay sonra 97-10, 98- 11, 99 girişliler ise 12 ay sonra ayrılabilirler gibi. Bu durum, şirketlerin işgücü açısından en az zarar görmelerini ve planlama yapabilmelerini sağlayacaktır” dedi.