25.05.2021 - 00:05 | Son Güncellenme:
SELEN DENİZ / MARKA PORTRESİ
SELEN DENİZ / MARKA PORTRESİ - Nektar Bal City, Türkiye’nin 2500 metre rakımlı yerlerinde yapılan arıcılıkla işbirliği halinde zirai ilaçlamaların olmadığı, zengin bitki örtüsü, florası ile nektar bolluğunun en çok olduğu bölgelerde üretilen naturel balları seçiyor, özenle hazırlıyor. Baba mesleği olan arıcılığı kardeşleriyle birlikte sürdüren Nektar Bal City Kurucusu Kübra Gümüşlü, kuruluş hikayesini paylaştı.
Nektar Bal City hikayesini bizlere anlatır mısınız?
Babam 1994’te arıcılık ile uğraşırken aynı zamanda bal satışı yapıyordu. Bugün Türkiye’nin market zincirleri ile çalışmakta. Biz de onun mesleğini devam ettiriyoruz. Kız kardeşlerimle babamızın mesleğini yapmaya karar verdiğimizde araştırmalarımız sonucu gördük ki insanlar bal tüketiminde oldukça temkinli. Bir çok kişinin hayatında hiç bal tüketmediğini duyduğumuzda bu bizi çok şaşırttı ve üzdü. Çünkü küçüklüğümüzden beri bizim soframızda en çok bal bulunurdu ve bununla büyüdük diyebilirim. Hayatlarında hiç bal tüketmeyen insanlara sorduğumda güvensizliğin ve sahteliğin çok olduğunu ve bala karşı bir istekleri kalmadığını söylediler. Oysaki doğa ve insan ömrünün bu denli bağlı olduğu arının, yapmış olduğu altın iksiri değerindeki şifalı balı nasıl bu duruma gelebilir? Biz balın sadece gerçek olanını tükettik. Damağımızda sadece babamın soframıza getirdiği o kehribar renkli, hafif bir kokusu ve keskin tadı olan ballardan vardı. Kardeşlerimle oturup konuştuğumuzda bir bal neden hediyelik olmasın diye düsündük. Bir çiçek ile bir çikolata hediye olabilirken bal neden hak ettiği değeri göremiyor. Bunu değiştirmek için sağlığı ve lüksü bir araya getirdik ve Nektar Bal City’i kurduk. Düşünsenize bir ziyarete ya da önemli bir görüşmeye gittiğinizde o muhteşem kutuların içinde muazzam bir hediye var. Ne kadar kıymetli ne kadar şifalı. Türkiye’de ilk olmak bizim en büyük başarımızdır.
Doğal ham bal nasıl olur? Baldaki filtre ve (HMF) ısıl işlemler neden yapılır? Balın doğal süreci olan kristalleşme neden olur?
Ham balın özelliği arının kendi yapmış olduğu balı kovandan direkt alıp filtre işlemi yapılmadan polenlerinin dahi içinde olmasıdır. Balın doğal yapısında bulunan, arı poleni gibi katı partiküllerin ballardan uzaklaştırılmasına filtrasyon denir. Filtreleme işlemi, polenler gibi küçük partikülleri baldan ayırır ve balın çiğ yani ham halinden uzaklaşmasına sebep olur. Bir başka şekilde balın önemli bileşenlerine zarar verilmeden, bal süzülme işleminde balmumundan veya kovanda bulunan herhangi bir şeyden arındırılması için balın süzülme sürecinde yapılması gereken tek şey bir tür tülbent benzeri materyal kullanılarak balmumu parçalarının akışkan olmayan baldan ayrılmalarıdır. Polenler ince yapıları sayesinde elekten geçerler ki bu zaten arzu edilen bir şeydir. Ancak filtreleme işlemi, polenler gibi küçük partikülleri de baldan ayırır ve balın çiğ halinden uzaklaşmasına sebep olur. Balmumu bırakır. Balın çoğu süzüldükten sonra, küçük balmumu parçaları da alınır. Bu işleme, süzme işlemi adı verilir ve elde edilen ürün saf yani ‘ham’ baldır. Ham balın içerisinde arının yaptığı her şey veya arının ta kendisi bile çıkabilir. Basınçlı filtreleme adındaki bir başka işlem ise daha büyük ölçekli üretimlerde, balı adeta soda şişeler gibi şişelemede kullanılır. Süper hızda bal fışkırtan mega makinelerden bahsediyoruz. Bu işlemin sıkıntısı ise balla çalışmayı kolaylaştırma adına ısının genelde yüksek tutulmasıdır. Isı ne kadar yüksek olursa, bal da o kadar sıvı halde olur. HMF (Hidroksimetil Furfural), asitli ortamda hekzosun parçalanması ile veya Maillard reaksiyonu esnasında ortaya çıkan bir ara üründür. Daha basitiyle, şekerli gıdaların, uygun olmayan sıcaklıklarda saklanması ve üretimleri sırasında uygulanan ısıl işlemden dolayı meydana gelmektedir. HMF ürünlerde kalite kriteri olarak da görülmektedir.
Bu yüzden balın ısıtılmasında ana prensip fermentasyona yol açan mayaları öldürecek ve kristalizasyona engel olacak en düşük sıcaklıkta ve mümkün olabildiğince kısa sürede tutmak olmalıdır. Doğal olan bal kristalize olur. Balınız kristalize olmuşsa bu kötü bir şey değildir. Aksine doğal olduğunu gösteren bir durumdur.
Zirai ilaçların önüne geçilmeli
Arı ölümleri hem ekosistemimiz hem de arıcılık için büyük bir risk. Peki bu ölümlerin temel nedeni nedir?
Türkiye, dünya bal üretiminde yaklaşık 106 bin tonla Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Üretimin çokluğu kadar tüketimi de bir o kadar fazla ama ne yazık ki her yıl milyonlarca arı ölümü zararlı zirai ilaçlamalardan oluyor. Tarım ilaçlarının yanlış kullanımı, petek kalitesi, arıların beslenmesinde kullanılan takviye gıdalar ve iklim değişikliği toplu arı ölümlerine neden olabililiyor. Bu durum ile birlikte ayrıca tehdit altında olan ekosistem ve onu etkileyen abiyotik faktörler nektar oluşumunuda azalacağını gösteriyor. Uzun süreli bir kuraklık yaşanması halinde çiçekler yeterince nektar üretemiyor, arıyı kendine çekemiyor. Çok fazla sağanak yağışın olması da nektarın çiçeklerden yıkanıp gitmesine neden oluyor ve yine arıları kendine çekemiyor. Arılar çiçeklerden alamayacağı ya da az alacağı nektarla beslenemeyip şurup ve şeker takviyesine maruz kalabilirler ve bu da balın kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. En azından zararlı zirai ilaçların önüne geçilmesi nektar toplayıcılarımız ve bizler için büyük önem arz ediyor.
Fiyat değil kalite
Günümüzde bal tüketimi, kalitesi nedir?
Balın kalitesi analiz raporlarında net olarak çıkar. En önemli değerleri ise prolin, HMF ve şeker oranıdır. Bizim ballarımız Türkiye’nin 2500 rakımlı yaylalarında Anadolu’nun en kıymetli yerlerinde yapılmaktadır. Yayla rakımı ne kadar yüksek ise balın kaliteside o kadar güzel olur. Ancak sadece arı çiçeklerden besleniyorsa ve emek verilerek yapılıyorsa, o balı sezonunda bulup almak gerekir aksi taktirde bulamazsınız. Biz bu nedenle arıcılarımıza kendimize özel yaptırıyoruz müşterilerimize elimizdeki bal tükendiği zaman sezonu beklemeleri gerektiğini söylüyoruz ve öyle de oluyor. Bunun için insanlar gerçekten bir balı yedikten sonra bir şifa bir fayda görmek istiyorlarsa fiyata değil kaliteye, güvene bakmak zorunda.
Peki, Nektar Bal City’de sizin misyonunuz nedir?
Günümüzde doğa için en önemli olan arının ve yapmış olduğu altın iksiri değerindeki balın önemi ne yazık ki bilinmiyor ve kıymet verilmiyor. Biz Nektar Bal City’de saf doğal balın önemini anlatmayı istiyor ve hak ettiği değeri alması için çalışıyoruz. Yüksek rakımlı yaylalarda yapılan arıcılık ile işbirliği halindeyiz. Bu arı kovanlarımızın gürültülü oto yolların, kirli fabrikaların ve kimyasal olarak gübrelenmiş tarlaların olmadığı anlamına gelir, bu da ‘nektar’ toplayıcılarımızın çevrelerindeki doğa ile barış ve uyum içinde yaşamalarına izin verir. Yüzde 100 doğalız çünkü organik arıcıları desteklemeye ve daha iyi ve temiz bir yarının ancak doğallığı koruyarak olduğuna inanıyoruz. Nektar Bal City Ailesi olarak insanların hakiki saf balı bilip tatmalarını ve ürünlerimizi sevmelerini istiyoruz.
Baldaki prolin değerinin önemi?
Prolin değeri balın hakiki olduğunu gösteren en önemli etkendir. Türk Gıda Kodeksi (TGK) bal tebliğine göre baldaki prolin değeri 450-500 olması gerekmekte. Örneğin Anzer balı prolin değeri 1000-1300’dür. Türkiye’deki en yüksek prolin değerindedir. Bizim ballarımızın analiz raporu mevcuttur ve doğal, saf olduğu için 900 prolin değeriyle Anzer balının prolin değerine çok yakındır.
Nektar Bal City’i kimler tercih ediyor?
Ballarımız özel hediyelik olduğu için hasta ziyaretlerinde, Anneler Günü’nde ya da doğum günlerinde alan çok sayıda müşterilerimiz var. Kurumsal hediyelerde patronlarına, büyük firmalar şirket çalışanlarına, bankalar müşterilerine alıyor. Kısacası her alana hitap ediyoruz. Ürünlerimizle tanışmak isteyenler Instagram’da @nektarbalcity hesabımızı ziyaret edebilirler.