Dünyada lider olmak istiyoruz

Türkiye Yelken Federasyonunun 2. kadın başkanı olan Özlem Akdurak, İlk olarak eşi Rebii Akdurak ile birlikte Solo Yelken Gençlik ve Spor Kulübü’nü kurdu ve yönetti. Solo Yelken Kulübü’nün tesis sorunları ile sıkıntıya düşmesi sonucunda Kıyı Kanunu nedeni ile yok olmak üzere Çeşme Yelken gençlik ve Spor Kulübü’nün başkanı oldu. Yelken sporuna başladığı zamandan bu yana birçok katkıda bulundu. Birden fazla sporcu yetiştirdi, kulüplere ve yelken sporuna her kesimde ön ayak oldu. 2016’da ise gönül verdiği yelken sporunun federasyon başkanlığına geçti. Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ve Spor Yazarı Fatih Tanfer’in hazırladıkları soruları Türkiye Yelken Federasyonu Başkanımız samimiyeti ile cevapladı.

Yelken sporunun ülkemizdeki oluşumlarından bahsedebilir misiniz?

Öncelikle ilginize çok teşekkür ederim. Sadece Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı olarak değil, gazetenizin amatör sporlara olan ilgisine tüm amatör sporlar adına teşekkür ediyorum. Kulüp oluşumlarımızda büyük ve çok branşlı yapılanmalar değil, daha çok o spora gönül vermiş ihtisaslı kulüplerin kurulmasından yanayım. Hepsini bir potada eritmek yerine her sporun en iyi şekilde yapılacağı ortamların oluşturulması ve bu spora gönül verenlerle beraber her şeyin daha verimli olacağını düşünüyorum. Örnek verecek olursak; Atıcılık, Binicilik, Okçuluk sporları gibi sahil kıyılarının da su sporlarına yönelik olması için çabalıyoruz. Başkanlık yaptığım yelken sporuna, sporcuları teşvik etmek en önemli amaçlarımızdan biri.

İzmir ve Ege kıyılarında yelken sporu şu an ki durumu nedir?

İzmir ve Ege kıyıları bu spor için bir cennet niteliğinde. Aslında mevzuat sorunlarımızı aşabilirsek muhteşem kıyıları ile ülkemiz dünya yelkenciliğinin kamp merkezi haline gelebilir özellikte.Yelken sporumuzda ağırlığımızı İstanbul, İzmir ve Muğla illeri taşıyor. Ancak ülkemizin su kenarı olan tüm illerine bu sporu yaymak ve gelişimini sağlama üzere büyük çaba harcıyoruz. İzmir özelinde bakarsak maalesef sporumuzun hakettiği desteği bulabildiğini ve coğrafyamızın üstün özelliklerini kullanabildiğimizi söyleyemeyeceğim. Büyüyen ilgiye rağmen tesisleşme sorunsalı nedeni ile git gide kötüleşmekte. Bu üzücü durum tüm kıyılarımız için geçerli. Üzülerek ifade etmek isterim ki büyük şehirlerimiz başta olmak üzere uzun yıllardır var olan ,köklü kulüplerimizi kaybetme noktasındayız..

Federasyon başkanlığına geldiğiniz günden itibaren yapmak istedikleriniz nelerdi?

Başkanlığa geldiğim günden itibaren hedefim ezberde olan İzmir, İstanbul, Muğla harici ülkemizin bütün kıyı ve su kenarlarına bu sporu yaymak. Yapmak istediğim mevzuatlarla ilgili sorunları ortadan kaldırmak. Önceliğim ise profesyonel sporcular ve olimpiyat sporcuları yetiştirmek. Spor Bakanlığımız ile beraber çalışıyoruz. Büyük yol kat ettik. İçinde bulunduğumuz şartları el birliğiyle çok daha güzelleştireceğimize inanıyorum.

Türkiye’de yelken sporunu yapan kaç sporcu bulunuyor?

Ülkemizde yelken ile uğraşan federasyona bağlı 150 yelken kulübünde 6 bin 500 lisanslı sporcumuz bulunmakta ve bunun yarı sıra 4 bin km sahil şeridimiz var. Yunanistan’da bile 150 bin lisanslı sporcu bulunuyor. Bu sayıyı artırmalıyız. Yelken sporunu insanlara sevdirmeliyiz.

Yelken sporunun medyada yeterince yer almamasını neye bağlıyorsunuz?

Bugüne kadar geriye bakıp neyi yapmadık diye düşünürsek bu spora medyada yeterince yer bulduramadık. Sosyal medya hesabımızdan bu sporu çok güzel yansıtıyoruz ve bu şekilde eksikliğimizi kapatmaya çalışıyoruz. Bizim tribünümüz yok, takip eden seyircilerimiz için Sedat Yılmaz fotoğraflarıyla denizi karaya taşıyor. Yiğit Erboy, Sosyal medya aracılığıyla bizi takipçilerimizle buluşturuyor. Medyanın özellikle yaz aylarında yelkene daha fazla yer vermesini temenni ediyorum. Geçtiğimiz yıl dünya ve avrupa şampiyonları çıkardık. Elimizden geldiği kadar bu başarıyı medyada duyurmaya çalıştık ancak dünya şampiyonluğumuz bir kibrit kutusu kadar yer alınca bu bizleri çok üzdü. Basketbol, futbol gibi popülasyonu yüksek olan sporlarla karşı karşıyayız. Ne olursa olsun amatör branşların da medyada yer alması gerektiğini düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde Didim’de bir turnuva daha gerçekleştirdik. Burada çok renkli görüntüler ortaya çıktı ve halkın büyük ilgisi oldu. Milliyet ailesi olarak sizlerin amatör sporlarlarla ilgili diğer medya organlarından farklı yaklaşımları olması bizim için çok önemli. Bizler kadar sporcularımızı ve federasyonumuzu da mutlu ediyor. Bu konuda sizlere ayrıca tekrardan çok teşekkür ederim.

Sporcuların gelişimi konusunda federasyonunuzun etkisi nedir?

Amatör spor dalının ve sporcuların yeteri kadar yetişmeme, gelişmeme sebebi eğitim sistemidir. Olimpik genç sporcuları almamıza öğretmenler sıcak bakmıyor. O yüzden ilk başta öğretmenlerin düşüncelerini değiştirmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra bu sporda çok ciddi handikap var. Malzemeler, ulaştırma, pahalı ekipmanlar gibi. Diğer bir faktör ise kıyı şeritlerini sporcular için koruyamamamız. Kafelere, konutlara yatırımlar çok fazla ama bu tür spor kulüplerine yatırım yok. Son olarak kulüplerin bilmesi gereken ‘Sporcuları federasyon değil, kulüpler yetiştiriyor’.

2020 Olimpiyatları’na katılma şansımız ne kadar?

2020 Tokyo Olimpiyatları için ilk kota yarışımız Ağustos ayında Danimarka’nın Aarhus kentinde. Bazı branşlarda sporcularımız ilk yüzde 10’luk dilimde yer alıyorlar. Bu da bizim hem kota , hem de madalya için ümit beslememize yol açıyor. Olimpiyata giden yolda pasaportumuz olan kota yarışı bizim için çok büyük önem taşıyor. Nasip olur da kotayı alabilirsek bundan sonraki tüm enerjimizi Japonya’da hazırlık yaparak harcayabileceğiz. Bizim sporumuzun kimi zaman rüzgar, kimi zaman da malzemeye dayalı beklenmeyen olumsuz süprizleri olabiliyor. Yine de sporcularımızın büyük emeklerle hazırlandığı bu yarışta kota alabilmek için nefeslerimizi tuttuk bekliyoruz.

Federasyon yelken sporcularına kıyı şeritlerinde yeterli olanaklar sağlıyor mu? Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Kıyı kanununa göre bu sporu yapmak için kıyı şeridinin 50 metre ilerisinde olmamız gerekli. Ancak biz kıyıya sıfır şekilde olmalıyız. Bu kanunda düzenleme yapılmalı. Ülkemizin coğrafi koşulları, dünyanın yelken merkezi konumuna gelmemiz için çok uygun. Dünya yelkenciliğinin merkezi olmak istiyoruz. Türkiye’ye yabancı ülkelerin yelken takımlarından sonsuz ilgi var. Federasyonumuzun önderliğinde yapılan şampiyonalara en az 15-20 ülkenin sporcularını davet edebiliyoruz. Özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri kış aylarında antrenman yapacak iklimi ve rüzgar koşulları uygun beldeler aramaktalar. Bu kapsamda İtalya, İspanya, Fransa ve Yunanistan yelken faaliyetleri düzenleyerek bu talebi karşılıyor.Yurt dışında spora ve sporcuya verilen önem çok daha fazla. Avrupa’nın birçok yerine gidiyorum. Yelkende tesisleşme konusunda çok başarılılar. Kıyı şeridinde kurulmuş, sporcuların kalabileceği Federasyona ait binalar, tesisler var. Bizim memleketimizde maalesef federasyon binamız bile daha yok. Geçen yıllarda Çeşme Paşa Limanı’nda Eylül ve Mayıs ayları arasında kullanıma verilen binalar vardı. 9 ay bile olsa sporcular orada kalıyordu ve kendilerini evlerinde gibi hissediyorlardı. Sporcular Federasyonun kendilerini kabullendiğini ve önemsendiğini bu sayede hissediyorlar. Her seferinde sporcuların ayrı ayrı yerlerde kalması ve rüzgarın yeterli olup olmadığını düşünmek zorunda kalmamaları gerekiyor. Antrenman yapabilecek miyiz düşüncesine kapılmamalılar. Çeşme buna güzel bir örnek.

Maddi olarak sponsor desteğiniz var mı?

Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Spor Toto Teşkilatımız’ın maddi ve manevi büyük destekleri var. Sporda başarı için bakanlığımızla birlikte yürüyoruz ve Spor genel Müdürlüğü birimlerinin büyük katkısını alıyoruz. Bunun yanısıra ana sponsorumuz Turkcell, ve Olimpik sınıfların sponsoru olan Doğuş grubunun katkıları büyük. Çok sevindiğimiz bir gelişme olarak en büyük giderlerimizden biri olan uluslararası konteyner taşımacılığında MSC grubu ve her türlü sigorta işlemlerinde UNICO firması ve PINAR Gıda grubu bu yıl sponsorlarımız arasına katıldılar.

‘Hedef Tokyo Olimpiyatları’

2018'e Miami World Cup'a olimpik olan FINN sınıfında bronz madalyayla başlandığını dile getiren Akdurak, 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda, Türk yelkenciliği için bir ilk olarak Türkiye'ye madalyalar kazandırmak istediklerini dile getirdi. Olimpik sınıflarında artık sadece kota değil madalya almak için de çalışmalarına devam ettiklerini belirten Başkan Akdurak, şunları söyledi, "Yelkende olimpiyatlarda bugüne kadar hiç alınmayan madalyayı ülkemize kazandırmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Olimpik olan rüzgar sörfü dalında bir kadın ve bir erkek sporcumuz yoğun bir şekilde hazırlıklarına devam ediyorlar. Dolayısıyla 2020 bizim için çok önemli. Gençlik ve Spor Bakanlığı, federasyonumuz, sponsorlarımız, antrenör ve sporcularımızla yoğun bir çaba içerisinde 2020'ye ümitle hazırlanıyoruz." Federasyonun suya kıyısı olan Anadolu'nun bütün illerinde yelken sporunun yayılması konusunda çalışmalar yaptığını da belirten Akdurak, denizci nesiller yetiştirmek için mücadele ettiklerine işaret etti.