04.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Yaşamak bir ziyafettir. Bu ziyafete davetli kişiler, pek çoktur ama masaya oturmayı başaranlar çok azdır.
Darwin
Masaya oturmayı başaranlardan biridir Fevzi Zemzem. 60 yılı aşkın tanışıklıktan sonra gidenin ardından yazmak, geride kalmak katlanılması güç bir ödev sanki. Öylesine dramatik eksildik ki, birkaç kişi kalmışız gibi geliyor. Yalnızlık endişesi ve de söyleşecek insan ya da dost bulamama kaygısı... Bir yaş büyüktü benden. Profesyonel futbolculukta da iki yıl önde. İskenderun’dan Göztepe’ye gelişini ve de giderek muhteşem gelişimini, “Buldozer Fevzi” isim takısına ulaşmayı hak eden, kramponlarının koşularını, gollerini, gol krallıklarını, ulusal formasına ulaştığı evreleri... Sıra dışı bir özyaşam öyküsü. “Sportif başarı, senden üç şey ister; akıl, ter, nasır.” Üçünü de üstlendi sevgili Zemzem. Başarıya ulaştı. Emeğiyle, çalışkanlığıyla, alın teriyle, formasına saygısıyla, sevgisiyle...
Uzun zaman önceydi. Bir gün telefonum çaldı. Öteki uçta Fevzi... Hatır sormaya bile fırsat vermedi. “Bülent, sen Göztepe’yi konuşma. İzmirsporlusun.” Televizyonda İzmir takımlarını yorumladığımız zamanlardı. Göztepe de iyiden iyiye kötülediği bir süreçten geçiyordu. Uyardı mı, üzüntüsünü mü aktardı ya da başka bir şey... Ama şu açıktı. Tüm dünyasını oluşturan Göztepe’nin kötü gidişine yapılan bir eleştiriyi bile içine sindirememişti. Hepsi bu... O süzme, katıksız Göztepeliydi. Fevzi Zemzem’i o muhteşem duygulara taşıyan öncüler vardı elbette. Koca kaptan Gürsel Aksel, İngiliz Nevzat Güzelırmak, bence ülkenin gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden Ali Artuner... Ve de Türk futbolunun en donanımlı teknik adamı Adnan Süvari... O günlerin özverili yöneticilerini de unutmayalım elbette. Sabahattin Süvari, Zeki Çırpıcı, Metin Kutucular, Ahmet Sevil, Şakir Sözügür ve de ıskalarsam büyük eksiklik duyacağım sevgili, hepimizin abisi Ahmet Cücen... Fevzi Zemzem, İskenderun’dan böyle bir kulübe geldi. Bu güzel insanlara katıldı. Bence yaşamında yaptığı en akılcı, doğru seçimdi. Ne güzel duygudur o! Profesyonelliğini başladığın takımda sonlandırmak... Ne eşsiz duygudur, yıllarca süren arkadaşlıklar. Aynı formanın içinde verilen uğraşın, koşuların, yarışmanın özel tadı, gururu, tutkusu, coşkusu...
Bir kenara yazın, bulunsun
- Gol atmak için sizin yüzde 99, yanınızdaki adamın yüzde 100 şansı varsa pas verin. Eric Cantona
- Yetenek, Tanrı’nın sana verdiği payedir: mütevazı ol! Şöhret, insanın sana verdiği payedir: minnettar ol! Kendini beğenmek, kendi kendine verdiğin payedir: “DİKKATLİ OL!” John Wooden
- Beden kasları, sporcuyu başarılı yapar. Ama sporcunun başarılı kalması, beyin kaslarına bağlıdır. Başarı büyüdükçe beyne ihtiyaç artıyor. Madalyonun bir yüzü alın teri, diğer yüzü akıl terinden yapılır. Mümin Sekman
- Pratik, beyninizin kaslarınızda çalışmasını sağlar. Snaead
- O 50 saniye için 19 yıl çalıştım! İbrahim Çolak-Dünya Jimnastik Şampiyonu
Bugün dize sayıları düşük, birkaç Can Yücel şiiri seçtim.
Yılkı atının ölümü
İçtiğim biralar 20’yi bulunca
“Yine fazla kaçırdın sen!” dedi Güler
Aaadam sen de!
Atın ölümü arpadan olsun!
Atasözü
Bütün solaki ve salaki tilkiler
döne döne dolaşıp
tıpış tıpış gelirler sonunda
Kemalizm dükkanına
Ve siroz olurlar
Poetika
Saf şiir olmaz!
Şiir dediğin mürekkeple yazılır!
Bir daldan bir dala
Ölüm bir sarmaşık
Gövdemi sarmalıyor
Üst dallara tırmanıyor usum
Uslan Ey Dil Uslan Artık
İhtiyar olmaktasın
Şarkısına mırıldanarak
Usul
usul