Bir tarih de siz yazın!

Bülent Buda: Teknik düzeyi yüksek futbolcular için, ‘Top ayağına yakışıyor’ denir. Kaptan, o nasıl bir vuruştur? Ahmet İlhan, Altınordu’nun adeta simgesi, itici gücü, yokları var eden yaratıcısı. Çok mu övdüm? Bence az bile. Haftalardır vurguluyorum. Recep, o sahada basmadık yer bırakmayan gücü nasıl üretiyor? Savunma dizilişiyle, isimleriyle iyi bir devamlılık yakaladı. Ancak oyunun ilk 20’sinde araya kaçırdıklarından oluşturdukları pozisyonları da ıskalamayalım. Evet Ali Dere katılınca geri dörtlü bir başka güzelleşiyor. Bir de Hüsamettin şu gol devrelerini bir açabilse! Görünen o ki, ligin bitimine değin bıçaksırtında zorlu yolculuk sürecek. “Güçlü taraf kazanmaz. Kazanan taraf güçlüdür” demiş Franz Beckenbauer. Hadi çocuklar bir tarih de siz yazın!

Fatih Tanfer: Altınordu, Adanaspor karşısında aldığı 3 puanla galibiyet serisini 4 maça çıkardı. Liglerin ikinci yarılarında daima Altınordu’nun çıkışı görülür. Sebebi gayet basit. İyi çalışıyorlar, futbol adına doğruları yapıyorlar. Enerjileri ve tempoları en üste çıkıyor. Bu bir tesadüf olamaz. Hüseyin Eroğlu, doğrularda ısrarcı, oyuncuların 3 puanı kazanmak adına yüksek tempoda mücadele etmeleri, herkesin koşması değerliydi. Erdi’nin iyi oyunu ve Ahmet İlhan’ın ustalara özgü golü ve performansının alkışı hak ettiğini söylemeliyim.

Mehmet Demirtaş: Uzun soluklu enkazın sizden götürdükleri ve omuzlarınıza yüklediği sorumluluğun üstesinden gelmek kuşkusuz herkesin başarabileceği bir durum değil. 4 maçta filelerden top çıkarmadan kazanıyorsanız, kendi çizginizi aşmışsınız demektir. İlk yarısında verimsiz olan Altınordu, ikinci devrede Adanaspor’u oyuna dahil etmeden saha parselini iyi kurguladı. Kilit isimleriyle ağlarını ördü. Erdi, paslarıyla neden tercih edildiğini belgeler nitelikteydi. Ahmet İlhan’ın yine yıldızlaştığı evrede defans hattı istenilen kıvamdaydı. Bunların yanına Şeref Özcan’ı da iliştirmeliyiz. Kuşkusuz orta sahanın maçın her anında diri kalması seriye bağlamalarına yardımcı olan faktördü. Evet bu galibiyetle ligde kalmak garantilenmedi ancak kesinlikle yarıştan kopmamak adına çok şey kattı.

Manisa FK’ya yan bakılmıyor

Bülent Buda: Bu Çağrı ismiyle seslenilen genç adam nereden geldi? O ne akıllı, becerili, yaratıcı sol ayak öyle? Bedirhan, sağ-sol fark etmiyor gözlerini açıyor, vazifesini yapıyor. Ozegovic’i 63’te oyundan alan gerekçe ne ise olmaz böyle şey. Erhan yine, ‘Benim solum seninkini döver. En iyi sol bende’ mottosunu yaşamda tuttu. Yine dönüyorum Ozegovic’e. Yazmış olabilirim. Lakin tekrarında bence sorun yok. 1. Lig’in en iyi 9 numaralarından. Yarışmacı, savaşçı. Topu seviyor ama paylaşımcı. Şimdi gelinen aşamada beklentiler ne olur? Bence alçak gönüllü yaklaşım, ‘Gideceğimiz yere kadar gideriz. Bundan bir Play Off çıkarsa ona da hayır demeyiz’.

Fatih Tanfer: Manisa FK, Bolu deplasmanında rakibine karşı nasıl oynaması gerektiğini bilerek oynadı. Yüksek baskı ve direkt hücumlarda çok etkiliydi. Aldığı bu 3 puanla Play Off şansını lig sonuna kadar zorlayacağına inanıyorum. Erhan’ın golünü çok beğendim. Bu maçta tüm oyuncular doğru bir biçimde oynayıp bulundukları bölgede üst düzey performans sergileyince 3 puanı hak ederek kazandılar.

Mehmet Demirtaş: Kontrollü oyun girişi ve ne oynadığını bilen bir takıma geçiş evresi. Rakibi hataya zorlayış. Ev sahibine ilk kez 33’te vize veriliş. Nokta transfer kavramının ete kemiğe bürünmüş hali Erhan’ın uzun menzilli vuruşu ile öne geçiş. Savunmanın dikkati ve yere sağlam basışı. Gakpa ile farkı artırış. Başarılı bir pas örüntüsü. Rölantideki oyun esnasında tabelanın eriyişi. Maçın bitiş düdüğüne dek top odaklı oyun ile rakibe şans tanımamak. Son düdük ile gelen sevinç. Bolu mutfağındaki lezzetler gibi damaklarda eşsiz bir tat bıraktılar. Harika bir iş.

Kurtuluş ateşini yaktılar!

Bülent Buda: Ne muhteşem bir galibiyet. Bir olasılıkla sezonun en iyi oyunu. Belki de ligin en nitelikli golleri. Gönderilen gol paslarındaki beceri, ustalık, zarafet. Ve final dokunuşlarındaki birinci sınıf bitirici eylemler. Gökhan Süzen savunmacı olarak ligin asist kralı olmaya aday. O nasıl sol ayak öyle? Mayi ve Mustafa Çeçenoğlu’nun soğukkanlı, net gollük dokunuşları. Hele Ömer Şişmanoğlu’nun vuruşu. Doğum günü pastasının üstüne oturtulan krema tadında. Tüm takım kusursuz bir maç oynadı. Bütünüyle oyuna odaklanmış, ne istediğini bilen ve alan. Sevgili Mesut Hocam. Eski günleri anımsadım. Gözlerim buğulandı. Bu iş olacak galiba!

Fatih Tanfer: Futbol adına temponun ve heyecanın üst düzeyde olduğu maçta Denizlispor’un 4-1 galip durumda olduğu anlarda bile Kocaelispor pozisyonlar yakaladı. Kaleci Abdulkadir yine harikaydı. Mayi ve Mustafa Çeçenoğlu’nun iki ve Ömer Şişmanoğlu’nun jeneriklik golüyle beş gol buldu. Mesut Hoca doğru zamanda doğru hamleleriyle gidişatı pozitif etkiledi. Artık taraftar desteğini en üst noktaya çıkarmalıdır. Tek gerçek son düdüğe kadar büyük bir mücadele olacağıdır.

Mehmet Demirtaş: Mayi’nin kıvrak bilekleri, Mustafa Çeçenoğlu’nun ve Ömer Şişmanoğlu’nun bitirici son vuruşları, Gökhan Süzen’in bizlere resital sunan müthiş solu ile birleşince zaferin tadı bir başka oluyor. Kocaeli’yi oyunun ve tabelanın içine dahil etmeden pragmatik oyunla deplasmanda bir maçtan fazlası kazanıldı. Farkı bir anda artırıp rakibine soğuk duş aldıran Denizli, dev bir adım attı. Direkt rakibi karşısında net ve yıpratıcı bir skor yakalamak psikolojik açıdan çok şey katacaktır.