17.09.2019 - 02:10 | Son Güncellenme:
SELEN DENİZ - MARKA PORTRESİ
Diplomat anne-babanın çocuğu olarak farklı ülkelerde büyüyen Büke Tosun Güvenç, dünya mutfaklarından tatlarla şekillenen damak zevkini, kendi gibi yeme-içme düşkünü eşi Hüseyin Güvenç ile açtığı B’ready’de İzmirlilerin beğenisine sunuyor. Kariyerlerini bırakıp aşçılık eğitimi alan çift, büyük özveriyle açtıkları Alsancak’taki mekanlarında, İzmir sıcağında insanı yormayan, tamamen ev yapımı hafif burgerleriyle tanınıyor.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Büke Tosun Güvenç. Roma İtalya’da doğdum. Annem ve babam diplomat olduğu için hayatımın büyük bir bölümünü yurtdışında geçirdim. Almanca, İngilizce, Fransızca, Bulgarca, Farsça ve İtalyanca biliyorum. İlkokul yıllarımda Almanya’da yaşadığımız için Alman okullarında okudum. Ortaokul yıllarımda ise Bulgaristan’daydım. Anglo-American School of Sofia’da okudum. TED Ankara Koleji Lisesi’nden IB (International Baccalaureate) diplomasıyla mezun olduktan sonra, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdim. ODTÜ’de Avrasya Çalışmaları üzerine yüksek lisans yaptıktan sonra da İstanbul Mutfak Sanatları Akademisi’nde Profesyonel Pasta ve Ekmekçilik eğitimi aldım. Çocukluğumdan beri yeni yerler görmeyi, yeni kültürler tanımayı ve yeni tatlar tatmayı çok seviyorum. Peyzaj mimarı eşim Hüseyin Güvenç te Mutfak Sanatları Akademisi’nde Uzun Dönem Profesyonel Aşçılık eğitimi aldı. Antalya Kaleiçi’nde uzun yıllar kendi restoranlarını işlettikleri için Hüseyin’in aşçılık ve işletmecilik sevgisi aileden geliyor.
Sürekli yeni tatlar peşinde
Tanıştıktan sonra da bu sevgimizi ve bilgi birikimimizi birleştirip bir yer açmaya karar verdik. Gezmeyi yeni tatlar denemeyi, seyahatlerini yemek yemek üzerine planlayan, hayatın tadını yemek yiyerek çıkaran ve bundan inanılmaz zevk alan iki şefiz. Farklı lezzetler tadıp, eve koşup deneyen, bu nasıl daha güzel veya bizim mutfağımıza daha uygun yapılabilir diye düşünen bir çiftiz. Altı yıldır profesyonel mutfaklarda aşçılık yapıp hala kendini geliştirmeye çalışan insanlarız. B’ready’yi de kendi yansımamız olarak düşünebiliriz.
B’ready fikri nasıl doğdu?
Aslında çocukluğumuzdan beri hep bir yer açma hayalimiz vardı. Mutfak Sanatları Akademisi’nden mezun olup bir süre otel ve restoran mutfaklarında çalıştıktan sonra artık kendi yerimizi açma vaktinin geldiğini fark ettik. Pasta ve ekmekçi olduğum için ekmeklerimizin ön planda olacağı bir kafe açmaya karar verdik. Eşim Hüseyin de aşçı olduğu için güçlerimizi birleştirip yıllardır hayallerimizi süsleyen bir menüyle B’ready’yi açtık. Tabii ki zamanla ve müşterilerimizin tercihlerini de göz önünde bulundurarak menümüz tamamen değişti. İlk menümüzde burger yokken şu anda burgerci olarak tanınıyoruz.
Düğünümüzü erteledik
Düğününüzün bile önüne geçmiş sanırım B’ready tutkusu. Bu hikayeyi bizimle paylaşabilir misiniz?
Evet, biraz öyle oldu. Hüseyin’le Mutfak Sanatları Akademisi’nde öğrenciyken tanıştık. İstanbul’da Çırağan ve St. Regis gibi otellerde çalıştıktan sonra bir yer açmak için arayışa başladık ve karşımıza İzmir’deki dükkanımız çıktı. Yani aslında dükkanın peşinden İzmir’e geldik. Tabii ki böyle bir yer açmak hem maddi hem manevi olarak çok büyük bir yük ve sorumluluk olduğu için tüm enerjimizi buraya yönlendirdik. İnsanın her şeyini ortaya koyup yoktan var ettiği işletmeler çok büyük fedakarlık ve özveri istiyor, bizim için bu fedakarlıklardan bir tanesi de düğünümüzü ertelemek oldu. İşleri biraz yoluna koyduktan sonra düğünümüzü yaptık.
Birçok farklı mekan alternatifinin olduğu bir dönemde siz çok güzel bir çıkış yaptınız. Bunu neye bağlıyorsunuz?
B’ready’de yemek, insana lezzetli ve hafif bir burger deneyimi verir. Her şeyiyle ev yapımı, ekmeğinden sosuna, turşusuna reçeline kadar özenle yapılmış, bilgi birikimi ve zevklerimizle harmanlanmış bir lezzet. Ne yaptığımızı ve nasıl sunmak istediğimizi çok iyi biliyoruz. Ekmek konusundaki bilgi ve tecrübemizi iyi bir burger deneyimine çevirdik. Klasik bir burger deneyiminden ziyade bulunduğumuz bölgeye uygun, sıcak havalarda bile yormayan, hafif ama bir o kadar da lezzetli burgerler vadediyoruz. Bunun da en büyük etkenleri, ekmeğimizin brioche olmasına rağmen fazla yağlı olmaması ve köftemizin klasik bir burger köftesi değil, kendi yorumumuzla hazırladığımız anne köftesi olması.
Her burgerimizin ayrı bir proje gibi çalışılmış ve bir bütün olarak tadılıp deneyimlenmesi gerektiğine inanıyoruz. İçinden bir malzemenin eksilmesiyle yaratmak istediğimiz lezzet bütününden uzaklaşılmasını istemeyiz. Müşterilerimiz de bu tatları sevince bizden mutlusu yok! İşimizi gerçekten çok severek yapıyoruz, zaten sevmeden hizmet sektöründe ayakta kalmanız çok zor. Tabii ki en büyük nedenlerden biri de her zaman işimizin başında olmamız.
KOSGEB DESTEĞİ BÜYÜK YARDIMCI
KOSGEB’in girişimciliğe teşvik edici birçok desteği var. Siz, KOSGEB Kuzey Bölge’nin verdiği desteklerden nasıl yararlandınız, süreç nasıl işledi?
Bu destekten yararlanabilmek için öncelikle KOSGEB’in düzenlediği ve katılmak zorunda olduğunuz bir girişimcilik eğitimi var. Bu eğitim çok yararlı ve keyifliydi. Eğitim sertifikamızı aldıktan sonra iş planımızla KOSGEB’e başvurduk, projemiz de onaylandıktan sonra destek almaya hak kazandık. Bu süreç biraz uzun sürdüğü için tabii ki işletmemizde çalışmaya başlamıştık.
KOSGEB desteği almak isteyenlere ne önerirsiniz?
KOSGEB’in yeni iş kurmak isteyenlere böyle bir destek veriyor olması çok güzel. Bu destek yeni iş kuranlara gerçekten ilaç gibi geliyor ve üzerinizdeki yükü bir nebze azaltıyor. Fakat bu desteği alacak olan kişilere en büyük önerim, kesinlikle sadece bu desteğe güvenerek bir iş kurmamaları. Yani bir iş kuracaksanız KOSGEB’den gelecek olan paraya güvenerek kurmayın, bu desteği elinizden tutan ve bu yolda yürümenize yardımcı olacak bir arkadaş gibi düşünebilirsiniz.
Franchise planlarınız var mı?
Bu soru son zamanlarda çok soruluyor, franchise isteyenler var. Bu sürece biraz daha temkinli yaklaşmaya çalışıyoruz. Şu an franchise için altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yakın gelecekte de gerçekleştirmek istediğimiz birkaç projemiz var.