07.10.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Maça giriş etkileyici. Yönünü doğrudan karşı kaleye, orta alanda fazla oyalanmadan yöneltmek gole ne denli istekli, iştahlı olunduğunun göstergesi. Aynen böyle giriştiler oyuna. Ve gole de ulaştılar. Hüsamettin’in kafa dokunuşu, Enis’in rakip savunma göbeğine dikine koşusu ve kalesini terk eden kalecinin üzerinden topu aşırması ile gelen akıl ve teknik bileşimi zarif bir gol. Erken gol sonrası rakibin de şaşkınlığından yararlanıp bir ikinciyle derin soluklanma beklentisi. Ama öyle olmuyor. Yenilgiden kurtulma isteğiyle saldıran, bindiren rakibinin karşısında orta alandan başlayan yalpalamalar, geçiş kolaylıkları, savunmanın içine düştüğü darboğazda kalesini dimdik, öz güvenle kusursuz savunan Ali Emre. İdmanlar, çalışmalar, alana sürülecek 11’ler ve sonrası gidişata göre hamleler. Elbette teknik birimin işi. Bu bağlamda dizilişe ilişkin minik bir dokundurma. Özellikle savunma dizilişindeki seçimler. Sağ ayağı güçlü, solda görevli. Ya da tersi. Oldum olası güven vermez bana. Sağ ayağı güçlü Yusuf Yalçın, sol stoper. Tekleyince gel Volkan. Peki oranın oyuncusu sol ayağını iyi kullanan Yusuf Can değil mi? Neyse uzatmayalım. Zorlanarak da olsa Bandırma travmasından sonra iyi geldi kazanmak.
Fatih Tanfer: Altınordu, İzmir derbisinde kendisi için çok önem taşıyan üç puanı aldı. Maçın ilk 60 dakikasında daha kontrollü, daha doğru oynayan takımdı. Ancak bu dakikadan sonra Menemenspor yaptığı değişikliklerle puan almak amacıyla Altınordu’nun üstüne gitti. Bu süreçte de Altınordu başta kaleci Ali Emre olmak üzere kalesini çok iyi savundu. Sezon başından beri ifade ediyorum. Lig çok zor. Bu ligde çok iyi takımlar var. Altınordu da üç puanı alarak derin bir nefes aldı.
Mehmet Demirtaş: İzmir derbisi Altınordu açısından bize birkaç veri sundu. Bunlardan ilki, rakip topu çevirmede hızlı, meşin yuvarlağı kullanmada verimli değilse ipler kırmızı lacivertlilerin oluyor. İkincisi, kendi kalesine tehdit oluşturacak ataklara maruz kalmadıkça orta alanı diri tutuyor. Üçüncüsü de, tüm bunları yaparken karşısında yerleşik bir savunma yoksa pozisyon bulmada güçlük çekmiyor.
Fakat bu üç maddeden en az birisi Altınordu aleyhine olunca da plan tümden çöküyor. Enis’in kadifemsi dokunuşu dışında ahım şahım karşı kaleyi ürpertecek girişim söz konusu değil. Tek avantajları Menemen’e alan bırakmayıp bloklar arasındaki ağı iyi örmeleri. Bunun yanında Eroğlu’nun mantalitesine sadakat gösterdiler. Bence hepsi bu. Ötesi yok. Son 15-20 dakikalık perdede Menemen’de bitirişi yapabilecek isim çıksa iki puan yeşil çimlerde kalacaktı. Tempoyu yükseltip daha seri bir oyun, galibiyetleri sürdürülebilir kılar.
Menemenspor bir var bir yok!
Bülent Buda: Son haftaların en iyisi Rasheed çok kötü bir günde. Pote hala siftah yapamamanın sıkıntısını yaşıyor. Sağat etkisiz. Ba’nın yoklamalarından bir şey çıkmıyor. Haliyle duran toplara uzun boylu savunmacılar geliyor. Bir tanesinde Mazlum kafayı iyi yapıştırıyor. Gününde olan Altınordu kalecisinden dönüyor. Bence oyuna hamleler gecikmeli. İkinci yarıya yeni bir ileri üçlüyle başlansa ne kaybedilirdi ki? Günün tek golünde Hüsamettin’in kafa dokunuşunda Enis savunma göbeğinden öyle attı ki bir de üstüne Batuhan kalesini boşaltınca yandı gülüm keten helva. Genç, dinamik bir oyuncu grubu var Menemen’in. Bir miktar rotasyon kaçınılmaz. Bu eylem kendini garanti görenleri sallar, uyarır. Az süre alanları da umutlandırır, geliştirir. Akıl vermek için değil, paylaşmak için.
Mehmet Demirtaş: Gol yemeden gol aramamak, 60-70 dakika silik, bir futbol ardından son çeyrek dilime girince pozisyon bulmak bir hastalık gibi yakasına yapıştı Menemen’in. Cenk Laleci alana sürdüğü isimlerden verim aldı. Bunu da sonradan gelişen ataklardan anlıyoruz. Madalyonun ön yüzünde sorun yok. Esas mesele arkasında. Madem ki Mahdi Sabbah oyuna her katıldığında üçüncü bölgenin kan akışını hızlandırıyor, niçin daha erken değişiklik gelmiyor? 68 dakika Mahdi neden ışıklı tabelanın yanmasını bekliyor? Takıma panoramik açıdan baktığımızda son 15 kala yapılan ataklar maçın geneline yayılsa, bitirici darbeyi yapacak bir isim çıksa çok da iyi olmayan Altınordu’dan puan almak işten bile değildi. Hafızalarda kalan 70’e kadar 39’da Ali Emre’nin blokladığı korner organizasyonu. Başka da yok.
Toparlanmanın tam sırası
Bülent Buda: Kevgire dönmüş, gelen rakip takım oyuncularını buyur eden bir savunma. Güzelim gol fırsatlarını bozuk para gibi harcayan sözde golcüler. Haftalardır oyundaki varlığıyla yokluğu tartışılır açık alan gezginleri. Erhan’ın önce harika duran top, üst düzey vuruş tekniğiyle ulaştırdığı eşitlik golünün ardından yine birinci sınıf asistiyle öne geçtikleri gol. Sonrası tatile çıkanlar. Golün merkezi buram buram Orgill kokuyor. Bir futbolcunun yokluğu bu denli duyumsanabilir mi? Anlaşılması, yorumlanması olanaksız bir kısır döngü yaşanıyor Manisa FK’da.
Fatih Tanfer: Manisa FK, mağlup duruma düştükten sonra Erhan Kara’nın jeneriklik golüyle beraberliği yakaladı. Ve Sousa’nın golüyle öne geçti. Tek kelime ile anlamak mümkün değil. Sonrası oyunu kendi alanında kabul etti. Ve ne hazin ki 90+’larda genç Enes, Eyüpspor’u 3-2 öne geçirdi. Manisa FK’da futbol bilgisine inandığım, güvendiğim ve başkanlık yaptığı süreçte büyük mücadelelerle takımını şampiyonluğa götüren Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve Manisa FK’nın gerçekten emek veren Başkanı Mevlüt Aktan ve yönetimi artık ciddi kararlar almanın şart olduğu gerçeğini unutmamalıdır.
Denizlispor umut verdi
Bülent Buda: Bolu’da maçı eşitlikle bitirmek başarıdır. O başarının büyük parçası da ait olduğu kalesinde büyüyen, kusursuz oynayan, rakiplerine geçit vermeyen Stachowiak’tır. Bu maçı yenilgisiz bitirmek başarıdır. Bu denli zenginleştirilmiş, seçenekli oyuncu topluluğu farkındalar mıdır acaba? Takımda bu ligden de düşmemeye oynayan bir ruh hali var. Bir ricam olacak. Aman ne olursunuz buralardan da düşmeyin.
Fatih Tanfer: Denizlispor, Boluspor karşısında son düdüğe kadar büyük bir mücadele verdi. Kalede Stachowiak gibi bir kaleci varsa yaptığı o müthiş kurtarışlarla takımın puan almasında büyük bir rolü oluyor. Defans merkezini Oğuz Yılmaz ve Leo iyi kapattı. Hücumda Mayi, elinden geleni yaptı. Takım halinde üst düzey mücadele ettiler. Denizlispor’un kesinlikle iyi yolda olduğuna inanıyorum.
Mehmet Demirtaş: Oyun ve puan cetvelindeki konum itibariyle birbirine denk Boluspor’u ve Denizlispor’u karşı karşıya getiren müsabakada Denizli, akan oyunda pek bir varlık gösterebilmiş değildi ilk 60 dakikalık bölümde. 16 şut çeken Boluspor, kaleci Stachowiak gibi bir file bekçisiyle karşı karşıya kalmasa skorda da üstün olacaktı.
Bu evrede 23 kez rakip alanda gözüken Bolu, 10 kez üçüncü bölgede gol arayışında olan Denizlispor vardı. Yani gol beklentisi bir hayli düşüktü yeşil siyahlıların. Son derece vasat geçen 90 dakika neticesinde de gol sesi çıkmadı. Alınan bir puan Denizlispor’un geleceği adına çok değerli.