14.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Haklıdan yana değil de güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler. Fırıldak olurlar.
Uğur Mumcu
13 Mart 1942 doğum tarihim. Burcum balık. Zodyaka göre açılımı,
- dürtüleriyle hareket eden
- duygulu
- kişiliği belirsiz
İlk ikisi iyi de üçüncüsü sorunlu. Kahve falını severim. Nâzım gibi.
“Tapmadım camiye, kiliseye, havraya asla. Ama kahve falına baktırdığım oldu.”
İstanbul’da iyi para veren bir şirkette çalışıyorum. Öyle çok yetkin olduğumdan değil. Pratik bir yanım var sorunlara karşı. Bir yardımcım var. Güler yüzlü, konuşkan, çalışkan. Bakışlarımdan leb demeden leblebiyi anlayabilen. Sabahları sade bir kahve ile işe başlamayı severdim. Bir sabah nasıl fark edip anladıysa sekreter kızımız, “Efendim, falınıza bakmamı ister misiniz?” dedi. En sevdiğim şey, bayılırım. Kapatıldı fincan tabağın üstüne. Biraz sonra açıldı. Sekreter hanım, fincanın iç kıvrımlarına şöyle bir baktı. Duraksamadan konuya bodoslama girdi, “Efendim, siz bu şirkette uzun soluklu değilsiniz. Yakın zamanda İzmir’e dönersiniz.” Aynen dediği gibi oldu. Birkaç ay içinde tornistan İzmir. Balık burcunun belirgin kimlik dokusu. Yani nerde trak, orda bırak.
“Kişinin kendi aklını kullanarak düşünmesi, başkasının kölesi değil, kendisinin efendi olmasıdır” diyor Marcus Aurelius.
Aklını doğru kullanması koşuluyla bu güzel sözlere katılıyorum. Lakin bir anlık öfkeyle efendilikten köleliğe geçiş, hiç de övünülecek bir eylem değil.
“Yıllar sonra bazı yazılarını okuduğunda aslında kendi kaderini yazdığını anlar yazar. Komşunun radyosunda her sene bu mevsimde durmadan çalan yine o hüzzam şarkılar:
Böyle mi esecekti
Bu mevsimde
Bu rüzgâr
Bütün kuşlar vefasız
Mevsim artık sonbahar
Unutmuş ellerimi
Eşim, dostum, sevgilim
Kalbim acılarla
Bölünmüş dilim dilim
Bütün kuşlar vefasız
Mevsim artık sonbahar”
6 Ekim 2019. Sevgili Bekir Coşkun’un Sözcü’deki köşe yazısı. Olacağı, önceden şarkı dizelerinde gönderen güzel insan. Özlem sözü ona yetmiyor. Eksik kalıyor.
Kurda sormuşlar: “Kuzuları sever misin?”
Kurt başlamış gülmeye.
“Neden gülüyorsun?”
Yanıt: “Ne yapmamı bekliyorsunuz?”
Şöyle bir bakının çevrenize. Kesmediyse bir gazete, bir TV haberi. Bakın şöyle bir dünyanın sofrasına. Kim kimi yiyor?
Kurtlar sofrası!!!
“İşte böylesine süzüldüm o sessiz yolda. Bedenim yudumluyordu sükûneti. Öyle bir iyileşme ki, uyku gibi dingin. Ama daha da tatlısı tepem, arkam, önüm, her yanım huzur ve bir başınalıkla çevriliydi.” William Wordsworth, İngiliz ilk romantik şairlerden. Gençliğinde katılmış Paris’e. O Fransız İhtilali’nin o ışıklarla parlayan akşamına. Mutluluktu o şafakta yaşıyor olmak. Ama genç olmak cennetin ta kendisi. Kesinlikle genç olmak cennetin ta kendisi. Ötesi idare ediyor işte.
“İnsanoğlundaki zekâ, midyedeki inci gibidir. Hepsinde bulunmaz. Bastonumu soksam yeşertecek kadar verimli bu Anadolu toprağından üzerinde yaşayan insanların karnını doyuracak kadar ürün alamamayı başardık.” Orhan Karaveli
“Kendine yaslanan dik durur. Aynaya her baktığında geçmişi unutur, unutulursun. Kimse anımsamaz seni. Yoksul sofranda söylenir durur durmadan acılı türküler. Çoğalır buzlu camların arkasında timsah gözyaşları. Yüzünü nereye dönsen bir ihanet. Kucaklar gövdeni. Ah ne kadar yalnızsın, ne kadar kendinden uzak! Aynaya her baktığında...” Timuçin Özyürekli
Birisi sorar Diogenes’e, “Akıllı insanı nasıl anlarsınız, bilirsiniz?”
“Konuşmasından.”
“Peki hiç konuşmazsa?”
“O kadar akıllı olanına rastlamadım.”
Esen kalın. Aydınlık günler.
Bir kenara yazın, bulunsun
- Her savaştan geriye üç ordu kalır. Ölüler ordusu, yas tutanlar ordusu, hırsızlar ordusu.
Bertolt Brecht
- İyi bir lider, insanları değiştirme ve onlardaki gizli kalmış enerjiyi uyandırma yetisine sahiptir.
Miguel Angel
- Sevdiğiniz işleri yapın ve yaptığınız işi sevin.
Steve Jobs
Gülümse
- Doktor üç ay ömrünüz kaldı deyince, ‘Başhekimin yakınıyım’ dedim. Altı ay uzattı.
- Psikoloğa gittim, ‘Sorunlarım var’ dedim. ‘Hepimizin var, geçer’ dedi. Şimdi daha iyiyim.
- Doktora gittim. ‘Ağrı nerede?’ dedi. ‘Doğu Anadolu Bölgesi’nde’ dedim. Oksijen tüpüyle kovaladı beni. Salak mıdır nedir?