26.08.2020 - 15:56 | Son Güncellenme:
AA
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camiye düzenlenen ve 51 kişinin şehit olduğu, 49 kişinin yaralandığı terör saldırısında yaralanan Temel Ataçocuğu, saldırının faili Brenton Tarrant ile mahkemede yüzleşmesine ilişkin "Manifestosunda Türkiye ve Ayasofya ile alakalı yazmış olduğu ifadelere cevap verdim." dedi.
Ataçocuğu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pazartesi günü terörist Tarrant'ın yargılandığı duruşmaya katıldığını belirtti.
Duruşma öncesinde konuşma için hazırlık yaptığını belirten Ataçocuğu, "Üstümüzde fiziksel olarak yaşadığımız travmanın etkisi vardı. Yaşadığımız olayın tecrübelerini, acılarımızı, ağrılarımızı bir mesaj olarak teröriste, Yeni Zelanda'ya ve tüm dünyaya ulaştırmak gerekiyordu." dedi.
Ataçocuğu, o gün mahkemede konuşmasını yapmadan önce heyecanlı olduğunu vurgulayarak "Bütün arkadaşlarım, ailem, çocuklarım ve kardeşim de yanımdaydı o gün. Onlarla birlikte diğer tüm Yeni Zelandalı, Türk, yabancı arkadaşlarımın ve akrabalarımın manevi desteğini hissederek konuşmamı yaptım." diye konuştu.
"İNATÇI BİR TÜRK OLDUĞUMU TERÖRİSTE SÖYLEDİM"
Saldırıda 9 kurşunla yaralandığını ve mucizevi bir şekilde hayatta kaldığını anlatan Ataçocuğu, "Bütün bunları kendisine ilettim. İdeolojisinin başarılı olamadığını, Yeni Zelanda'da ve dünyada kabul görmediğini, biz Müslüman toplumuna hiçbir zarar veremediğini belirttim." ifadesini kullandı.
Ataçocuğu, terörist Tarrant'ın saldırıyı yapmadan önce yazdığı manifestoya dikkati çekerek "Manifestosunda Türkiye ve Ayasofya ile alakalı yazmış olduğu ifadelere cevap verdim ve inatçı bir Türk olduğumu söyledim. Beni yıldıramadığını, herhangi bir zarar veremediğini, hunharca yaptığı katliamda bizim herhangi bir kaybımız olmadığını, şehitlerimizin aslında gerçek ödüllerini aldığını ifade ettim." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Zelanda'nın barışçıl bir ülke olduğunu ve bu yüzden insanların oraya geldiğini kaydeden Ataçocuğu, "Terörist bunu hedef aldı ama başaramadı. Birçok Yeni Zelandalı, yanımızda durarak desteğini gösterdi." şeklinde konuştu.
"BİZİMLE YÜZLEŞMEYE CESARET EDEMEDİ"
Ataçocuğu, terörist Tarrant'ın mahkemede kendi savunmasını okumayı reddedip avukatları aracılığıyla savunmasının okunacağına dair ise "Bizimle yüzleşmeye cesaret edemedi. Bu şekilde kendisinin aciz olduğunu gösterdi. Amaçladığı hedefe ulaşamadığını o da kabul etti, ben öyle algılıyorum. Kendisi yapması gereken konuşmayı cesurca yapamadı." dedi.
Tarrant'ın en ağır ve yüksek cezayı almasını umduğunu belirten Ataçocuğu, "Büyük ihtimalle ömür boyu cezasını çekecek ve son nefesini hapishanede verecek." diye konuştu.
Ataçocuğu, Türkiye'den kendisine gelen destek mesajlarından çok memnun olduğunu vurgulayarak "Türkiye'deki Müslüman halkın, Türklükle gurur duyan kişilerin bize destek göstermesi, Yeni Zelanda'da ülkemizi temsil eden insanlar olarak bizi gururlandırdı." ifadelerini kullandı.
Christchurch saldırısında 9 kurşunun isabet ettiği Temel Ataçocuğu, saldırıdan yaralı kurtulmuştu.
Ataçocuğu, terörist Tarrant'ın duruşmasının ilk gününde yaptığı konuşmada, "Bana 9 kez ateş etti. Hayatım boyunca o anın izlerini taşıyacağım ve kalıcı sakatlığım ile yaşamak zorundayım ama tüm bu zorlukların üstesinden gelmekte kararlıyım. Ben güçlü, inatçı bir Türk’üm." demişti.
"KURT POSTUNA BÜRÜNMÜŞ ACİZ BİR KOYUNSUN"
Saldırıda babası Hacı Muhammed Davud Nabi'yi kaybeden Ahad Nabi, mahkemeye hitaben, "Bu adamı özel bir hapishaneye koyulmasını, özel tedavi ve koruması için ülkenin vergilerinin harcanmamasını talep ediyorum." dedi.
Terörist Tarrant'a seslenen Nabi, "Benim 71 yaşındaki babamla eğer teke tek dövüşseydin, seni ortadan ikiye ayırırdı. Fakat sen, sadece hayatının 10 dakikalık bir diliminde kurt postuna bürünmüş aciz bir koyunsun. Ben ise güçlüyüm ve sen beni daha da güçlü kıldın." diye konuştu.
"BABAN SENDEN UTANIYORDUR"
Nabi, teröristin savunmasız insanları öldürdüğünü belirterek, "Yaptığından ötürü seni affetmiyorum. Hapse girdiğin zaman cehennemde olduğun ve seni ateşin beklediği gerçeğini anlayacaksın." ifadelerini kullandı.
Terörist Tarrant, Nabi'nin bu sözlerine kafa sallayarak karşılık verdi.
Tarrant'ın bu toplumun bir çöplüğü olduğunu vurgulayan Nabi, "Baban senden utanıyordur. Sen ancak bir çöplüğe gömülmeyi hak ediyorsun." dedi.
Nabi, konuşmasını tekbir getirerek sonlandırdı.
"SENİ AFFEDİYORUM BRENTON"
14 yaşındaki oğlu Seyid'i saldırıda kaybeden John Milne ise "Bir katile bile affedilme şansı verilmelidir." diyerek Tarrant'ı affettiğini açıkladı.
Yanındaki kızının da bu kararında kendisini desteklediğini mahkemeye beyan eden Milne, şunları söyledi:
"Seni affediyorum Brenton. Benim 14 yaşındaki oğlum Seyid'i katletmene rağmen.
Bana hiçbir kurşun isabet etmedi, ben orada bile değildim. Fakat kalbimde öyle büyük bir yara oluştu ki ancak oğlum Seyid ile cennette bir araya gelirsem iyileşebilir. Seni de orada görmek isterim Brenton, mümkünse oğluma bizzat özür dilemeni ümit ederim. Eminim o seni affetmiştir."
Bir çocuğu öldürmekten daha büyük bir suçun olmadığının altını çizen Milne, "Ölenin arkasında kalanlar, bitmeyecek bir travmaya katlanmak zorundalar ve bunu tecrübe etmeyenler ne manaya geldiğini asla bilemezler." diye konuştu.
Milne, teröriste hitaben, "Bir kez daha seni şartsız olarak affediyorum. Lütfen onun ismini hatırla." ifadesini kullandı.
Şehit Abdulfettah Kasım'ın kızı Sara Kasım, babasının şu an burada olmasını çok istediğini belirterek, "Anne ve babamın güvenlik ve çocuklarının başarılı olması için yerleştiği bir ülkede bunların olacağını asla hayal edemezdim." dedi.
Kasım, teröriste hitaben, "O bir tercih yaptı... Aptalca, sorumsuzca, acımasızca, bencilce, iğrenç, çirkin ve şeytanca bir tercih." diye seslendi.
"ÖĞRENCİLERİM BENİ SELAMÜNALEYKÜM DİYE KARŞILIYOR"
Babasına duyduğu özlemi, "Bana Filistin'deki zeytin ağaçlarını anlatmasını dinlemek istiyorum. Babamın sesini duymak istiyorum." ifadeleriyle dile getiren Kasım, babasıyla yaşadığı hatıraları anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Kasım, babasını kaybedene kadar bu acının nasıl bir şey olduğunu anlamadığını vurgulayarak, "Çok sarsıldık ve kalbimiz milyonlarca parçalara ayrıldı. Ama o kırıkları yavaş yavaş altın bir iplikle yeniden bağlıyoruz. Yeniden bir bütün oluyor, daha güçlü, daha güzel ve eskisinden çok daha fazla birlik haline geliyoruz." dedi.
Terör saldırısının ardından Yeni Zelanda halkının Müslümanlara daha fazla yakınlaştığını ve İslam'ın barışçılığını daha iyi anladıklarını söyleyen Kasım, "Öğrencilerim artık beni selamünaleyküm Sara Hanım diyerek karşılıyorlar." diye konuştu.
Kasım, teröriste bir kez daha hitap ederek, "Bu mahkeme salonuna iyi bak ve buradaki ötekinin kim olduğunu kendine sor. O biz miyiz, yoksa sen mi? Sanırım cevabı çok açık." dedi.
TERÖRİST TARRANT'IN ÖMÜR BOYU HAPSE MAHKUM EDİLMESİ BEKLENİYOR
Terörist Brenton Tarrant, 15 Mart 2019'da Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde cuma namazı sırasında Nur ve Linwood adlı iki camiye otomatik silahlarla saldırıda bulunmuştu. Terör saldırısında 51 kişi ölmüş, 49 kişi yaralanmıştı.
Tarrant’ın 4 gün sürecek yargılanması, dün sabah Christchurch Yüksek Mahkemesinde başladı.
Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan aşırı sağcı teröristin, ömür boyu hapse mahkum edilmesi bekleniyor.