19.01.2011 - 10:15 | Son Güncellenme:
İç yazışmaya göre Amerikalı diplomatlar geçen yıl Balyoz operasyonu sırasında önde gelen askeri yetkililerin tutuklanmasının, "beklenmedik bir askeri tepkiyi" tetikleyebileceğinden kaygılandı.
Türkiye'de bilindiği adıyla "Balyoz Darbe Planı" kapsamında 200 kadar emekli ve muvazzaf komutan ve subay, geçen Aralık ayında hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasıyla yargılanmaya başlamıştı.
Guardian'a göre Türk ordusu bu planları reddetse de Ankara'daki ABD büyükelçiliğinin geçen Şubat ayındaki tutuklamalar sonrasında gönderdiği bir iç yazışma, Türk demokrasisine yönelik bir tehditten duyulan kaygıları ortaya koyuyor.
İç yazışma, dönemin Türkiye'deki ABD büyükelçisi James Jeffrey tarafından "gizli" olarak sınıflandırılmış.
İç yazışmada, "Bazı bilgili büyükelçilik yetkilileri, bu son adımı bir tür beklenmedik askeri tepkiyi tetikleyebilecek çok daha ciddi bir provokasyon olarak görüyor. Göreceğiz" deniyor.
1982 anayasası Yazışmada ayrıca Ergenekon olaylarına ilişkin "olgular" sıralanmaya çalışılırken, bir aşamada "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" ifadesine yer veriliyor ve şöyle devam ediliyor: "Ordunun belli ki gerekli gördüğünde siyasi olaylara müdahale planları var ve bunu halkın referandumla onayladığı 1982 anayasasına dayandırabilir. Bu anayasa, orduya demokratik hükümetlerin Atatürk ilkelerine bağlılığını denetlemeye yönelik kilit bir rol veriyor. Bu, ordu ve bürokrasiyle yargıdaki müttefiklerince tanımlanan bir rol." Guardian'ın aktardığına göre iç yazışma, soruşturmaların - her ne kadar belden aşağı ve doğrudan temasa dayalı spor türünde olsa da - seçim siyasetiyle ilişkili ve Erdoğan'ın önceki seçim başarılarını tekrarlama çabası olduğu görüşünü dile getiriyor.
İç yazışmada, "askerin ters tepki yaratan tehditlerini lehine değerlendirdi" şeklindeki ifadeyle de kamuoyunda e-muhtıra olarak bilinen 27 Nisan bildirisinden sonra Erdoğan'ın tavrının, 22 Temmuz seçimlerinde sandığa lehine yansımasına, bir atıf da var.
Ancak iç yazışma şöyle devam ediyor: "Bütün bunlar, polisle yargının kaba otoriter tutumuyla daha da şiddetlendi. ABD'de olsa savcı ya da dedektif söz konusu generalleri ziyaret ederdi. Karakola çağrılır, hakları okunurdu. Suçlamalar, tutuklamalar, gözaltılar ancak çok güçlü kanıtlar ve davanın mahkemede kazanılacağı yolunda sağlam bir kanaatin oluşması ardından yapılırdı." "Burada ise öyle değil. Bilgi sahibi olduğundan şüphelenilen herkes, otomatik silahlı polislerin önünde sürüklendi, medya tarafından küçük düşürüldü." Wikileaks'ın sızdırdığı iç yazışma, geçmişte bu şekilde "kamuoyu önünde küçük düşürülen" bir çok kişinin er ya da geç serbest bırakıldığını yazarken, Guardian'a göre kaygı verici bir uyarıyla tamamlanıyor: "Burada her gün yeni bir gün ve hiç kimse tüm bu koreografinin nerede bozulacağından emin olamaz. O halde, dikkat edin."
BBC Türkçe