28.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan - Sudan’da ordu ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında 15 Nisan’dan itibaren başlayan çatışmalar, ülkenin trajik bir kaos ortamına doğru sürüklendiği endişesine neden oldu. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Mayada Kamal Eldeen, Sudan’daki güç yapıları içinde etkili olan ülkeleri BAE, Mısır, Rusya (Wagner Grubu), ABD ve Türkiye olarak sıraladı. Büyükelçiliklerini ilk kapatan ülkelere dikkati çeken Eldeen, “Daha düne kadar Sudan siyasetinin her şeyine karışan devletler ilk diplomatlarını çeken ülkeler oldular. BM Sudan temsilcisi Sudan’ın genel valisi gibi davranıyordu, pazar günü ilk ülkeyi terk edenlerden oldu. Bu Ruanda’da 1994 yılında soykırımla sonuçlanan çatışmanın patlak verdiği sıralardaki kaçışı hatırlatıyor. Durum çok endişe verici” dedi.
Eldeen, Afrika Araştırmacıları Derneği için kaleme aldığı makalesinde de, şu tespitlerde bulundu: “Çatışmanın başladığı 15 Nisan gününden itibaren sadece başkent Hartum’daki 59 hastaneden 40’ı kullanılamaz hale geldi. Ölü sayısı 413’ten fazla olup 3.551’den fazla kişi de yaralandı. Keza çoğu bölgede temel gıda ve ihtiyaçlar, elektrik, su temin edilemiyor. İkinci ateşkes ile insanlar toplu halde başkent Hartum’dan komşu eyaletlere kaçıyorlar. Kimin üstün olduğu da henüz belli değil. Şiddet tırmanırken hem RSF hem de ordu kendisinin kazandığını iddia ediyor.
Güvenilir aktör
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Sudan’daki duruma ilişkin “İki taraf da bizim kardeşimiz. Neden burada taraf tutalım? Her iki tarafla da çatışmayı durdurmak için görüşüyoruz” ifadelerini kullanarak, ülkenin menfaati için denge politikası izlediklerini aktardığını hatırlatan Eldeen, şöyle devam etti: “Mevcut bölgesel ve uluslararası tutumlar arasında en güvenilir aktör Türkiye’dir. Özelikle hiç çıkarı olmadan gelişmelere sadece Sudanlıların menfaati bakarak çalıştığı izlenimi ağır basıyor. Sudan halkı ve çatışmadaki taraflar açısından da saygı gören bir aktör olması hasebiyle Erdoğan’ın tarafları Türkiye’de müzakere masasına oturtturması ve Sudan’ın da bulunduğu durumun ekonomik boyutuna bakarak Türk yatırımcıların ve iş adamlarının Sudan’a tarım, altyapı, sağlık vb. sektörlere yön vermesi kazan-kazan strateji doğrultusunda çok gereklidir. Özelikle mevcut savaştan sonraki yıkımdan Sudan’ın tekrar ayağa kalkabilmesi açasından da önemli rol oynayacaktır.” Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda düzenlenen ‘Türk Dış Politikasının Yüzyılı’ panelinde, “Bütün taraflar ile temas halindeyiz. Süreci yakın şekilde takip edeceğiz” demişti.
Öte yandan ülkede ilan edilen üç günlük ateşkese rağmen çatışmalar yer yer devam ediyor. Sudan ordusu, dün gece sona eren ateşkesi uzatmaya açık olduklarını söyledi.
Koca Yusuflar tahliye için Sudan’a uçtu
Türkiye, Sudan’daki çatışmalar nedeniyle şu ana kadar 1383’ü Türk vatandaşı olmak üzere toplam 1500 kişiyi tahliye etti. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Kalan vatandaşlarımızın Türkiye’ye tahliyesi için 5 uçağımızı tahsis ettik. Süreci yakından takip ediyoruz. C-130 tipi 3 uçağımızın, Hartum’un kuzeyindeki Wadi Sayidna’dan 210 vatandaşımızı tahliye etmesine yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. A400M tipi 2 uçağımızı da Port Sudan’a indirdik. Orada 250 vatandaşımızın olduğu yönünde bilgimiz var. Bu uçaklarımızdan biri birazdan vatandaşlarımızı yurda getirmek için Port Sudan’dan havalanacak. Yarın (bugün) akşama kadar vatandaşlarımızın Türkiye’ye tahliyesi tamamlanmış olacak” dedi.