Tel Aviv’in adımları dikkatle izleniyor

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki silahlı muhalif grupların başkent Şam’a girmesi ve Beşar Esad rejiminin devrilmesi sonrası nispeten sakinlik hakim. Bununla birlikte özellikle Suriye-İsrail sınırındaki hareketlilik ve İsrail ordusunun Suriye sınırları içerisindeki operasyonları dikkatle izleniyor. 

İsrail ordusunun Suriye’deki stratejik askeri hedeflere saldırıları sürerken, ordu, 15 geminin demirli olduğu El Bayda ve Lazkiye kentindeki limanların vurulduğunu doğruladı. Bununla birlikte AA, Suriye’nin güneybatısındaki Kuneytra kentine giren İsrail’in buradaki tanklarını görüntüledi. Fotoğraflarda Kuneytra sokaklarında mevzilenen İsrail tankları görülüyor. İsrail güçlerinin buradaki varlığını genişlettiği ve iki köyü daha işgal ettiği ifade ediliyor. 

‘Katkı sağlamıyor’ 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, sosyal medya hesabından paylaştığı bir görüntülü açıklamada, Şam’ı ele geçiren Suriyeli muhalifleri “Esad’ın izinden gidip İran’ın ülkeye yerleşmesine izin vermeyin” sözleriyle uyardı. Netanyahu, “Önceki rejimin başına gelenler bu seferkinin de başına gelir” ifadelerini kullandı. 

Öte yandan gelişmelerle ilgili rejimin destekçisi olan Rusya ve İran’dan açıklamalar geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını ve ilhak ettiği Golan Tepeleri’ndeki faaliyetlerini eleştirerek, “Saldırılar, Golan Tepeleri’ndeki eylemler ve tampon bölge, zaten istikrarsız olan Suriye’deki durumun istikrara kavuşmasına katkı sağlamıyor” dedi.

Hamaney de konuştu

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise, Suriye hükümetinin çöküşünün ABD ve İsrail’in koordineli bir çabasının sonucu olduğunu iddia etti. Hamaney, “Suriye’de yaşananların, ABD ve Siyonist rejiminin ortak bir planı olduğuna şüphe yok. Evet, Suriye’nin komşu ülkelerinden biri de bu konuda açık bir şekilde rol oynadı, oynamaya devam ediyor ve bunu herkes görüyor. Ancak yaşananların asıl komplocusu ABD ve siyonist rejimdir. Bu konuda elimizdeki deliller hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır” ifadelerini kullandı.

El-Beşir: Geri dönün

Suriye’nin geçici başbakanı Muhammed El-Beşir, ülke dışındaki Suriyelilere çağrıda bulunarak, “Suriye artık gurur ve onurunu kazanmış özgür bir ülkedir. Geri dönün” dedi. İtalyan medyasına konuşan El-Beşir, “Yeniden inşa etmeliyiz, yeniden doğmalıyız ve herkesin yardımına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. Hükümetin dış politikasına değinen El-Beşir, “Kana susamış Esad rejiminden uzak duran hiçbir devletle, partiyle, mezheple hiçbir sorunumuz yok” ifadelerini kullandı. El-Beşir, rejimin devrilmesinin ardından kurulan geçici yönetimin Mart 2025’e kadar işbaşında olacağını açıkladı.

Rus üsleri ne olacak?

Lazkiye ilinde de muhalifler kontrolü sağlarken, Lazkiye ve Tartus’ta bulunan Rus üslerinin geleceği merak konusu. Rusya’nın Suriye’deki üslerinden gemileri geri çektiği iddia edilirken, Moskova tarafı ise bu iddiaları yalanladı. Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW), Rus filosunun büyük bölümünün limandan ayrıldığı ve denizin 8 kilometre açığında demirlediği yönündeki iddiayı aktardı. Suriye’nin geleceğiyle ve toprak bütünlüğüyle ilgili tartışmalar devam ederken, Kürt bölgeleri ve Nusayri bölgelerinde ne olacağı ise bilinmiyor. 

‘Türkiye ile İsrail Suriye’de karşı karşıya gelebilir’

İsrail basınında yer alan bir analizde, Suriye’deki Esad rejiminin sona ermesinin ardından Türkiye ile İsrail’in karşı karşıya gelebileceği iddiasına yer verildi. Misgav Ulusal Güvenlik ve Siyonist Strateji Enstitüsü’nde araştırmacı olan Noa Lazimi, “Jerusalem Post” gazetesine yazdığı makalede, Türkiye’nin Suriye’deki dost olarak nitelediği bir rejimi, İsrail sınırına asker ve silah yerleştirmek için kullanabileceğini öne sürdü. Türkiye’nin Suriye’deki artan etkisiyle, Şam’daki yeni yönetimin, Sünni İslamcı bir kaleye dönüşebileceği belirtilirken, Ankara’nın İsrail sınırında faaliyet gösteren muhalif gruplara doğrudan İsrail’e saldırmaları emrini verebileceği veya bunun için onları destekleyebileceği iddia edildi. Analizde, bu nedenle İsrail’in Suriye sınırındaki bölgeye tank ve birlik konuşlandırılmasının akıllıca olduğu savunuldu.