09.11.2022 - 06:34 | Son Güncellenme:
Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr - Birleşik Krallık'a bağlı İngiltere'nin Doğu Sussex bölgesindeki Eastbourne kentinde yaşayan Bennett ailesi dışarıdan bakıldığında sıradan bir aileydi. Tam yedi çocukları olmasına rağmen fazla sosyalleşmedikleri için komşuları tarafından olağan dışı bir durum yoktu. 35 yaşındaki Christopher Bennett ve 41 yaşındaki eşi Gemma Brogan, yaşları 4 ila 17 arasında değişen çocuklarıyla yıllardır aynı evde yaşıyordu. Üstelik evde yalnız da değillerdi. Onlarla birlikte tam 35 köpek daha vardı.
Arada komşuları onları köpeklerle birlikte görüyor ve Bennett ailesinin hayvan dostu bir aile olduğunu düşünerek onlara sempati besliyordu. Ancak gerçek aslında hiç de böyle değildi. Bennett'larla aynı evde yaşayan tam 35 köpeğin neredeyse hiçbir ihtiyacı karşılanmıyor, hayvanlar adeta ölüm kalım savaşı veriyordu. Üstelik zor durumda olan sadece köpekler de değildi. Bennett çiftinin yedi çocuğu da anne ve babaları tarafından sistematik bir şekilde fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalıyordu.
KOKUDAN RAHATSIZ OLDULAR
Bennett çifti yolda karşılaştığı komşularıyla yalnızca selamlaşıyor, hiçbiriyle fazla diyalog içine girmiyor ve samimiyet kurmuyordu. Dolayısıyla aslında evlerinde nasıl bir manzara olduğunu henüz kimse fark etmemişti. Gün içinde sürekli anne ve babalarının ikazlarıyla karşılaşan çocuklar ise hem ihmal ediliyor hem de istismara uğruyordu. Anne ve babalarından şikâyetçi olmak çocukların aklına bile gelmiyordu. Çevredeki evlerde yaşayan diğer anne ve babaların, hatta evlerin de tıpkı kendi evleri gibi olduklarını düşünüyorlardı. Onların yaşadığı evin her köşesinde köpek dışkıları vardı, evin her köşesinde köpeklerin bir izine rastlamak mümkündü.
Çocuklar, doğdukları günden beri manipüle edildikleri için evdeki tuhaflıkların ve dehşetin boyutlarını göremiyordu. Ancak bir gün bir mucize olacaktı. Gerek çocukların gerekse köpeklerin yıllardır evde maruz kaldıkları korkunç tabloyu hiçbir zaman fark etmeyen komşularından biri yıllar sonra evden dışarıya yayılan kokulardan şüphelenecek ve durumu yetkililere bildirecekti.
BURASI ASLINDA BİR 'DEHŞET EVİ'YDİ
İngiltere'deki en büyük hayvanlara yardım kuruluşu Hayvanlara Yönelik Zulmü Önleme Kraliyet Derneği (RSPCA) yetkilileri, 14 Haziran 2021'de kendilerine gelen ihbar üzerine soluğu evde aldı. Kapının zilini çaldıklarında karşılarında gülümseyen suratlarıyla anne ve baba çıktı. Ancak yetkililer adeta bir şeyler gizlemeye çalışan anne ve babanın aşırı pozitif hareketlerinden şüphelenmişti. Üstelik bu şüphelerinden besleyen çok önemli bir detay daha vardı.
Kapı açılır açılmaz evin içinden kendilerine doğru korkunç bir koku yayılmaya başlamıştı. Bu koku öylesine keskin ve rahatsız ediciydi ki hayvanlarla sık sık vakit geçiren yetkililer içeride bir hayvanın, özellikle de bir köpeğin öldüğünü ve cesedinin günlerdir evde tutulduğundan emindi. Evin içindeki odaları teker teker gezmeye başlayan RSPCA, hayatlarının en korkunç manzarasıyla karşılaştı. Evin içindeki hangi köşeye baksalar korkunç ve dehşet bir görüntüyle karşılaşıyorlardı. Birkaç dakika içinde Bennett'ların evinin aslında bir 'dehşet evi' olduğundan emin olacaklardı.
YİYECEKLER ÇÜRÜMÜŞ, ÇÖPLER DIŞARIYA ATILMAMIŞTI
Sussex Polis Dedektifi Fiona Ashcroft, evin içine girdikleri karşılaştıkları şoke edici manzarayı şu sözlerle anlattı:
"Koridorda adım atmaya başladığımızda burnumuza gelen koku artık dayanılmaz bir boyuta ulaşmıştı. Hiçbirimiz normal bir şekilde nefes alamıyorduk. Korkunç bir kokuydu. Kafamızı nereye çevirirsek çevirelim bir tuhaflıkla karşılaşıyorduk. Bütün evin durumu şoke edici hatta iğrençti. Evin hiçbir odası ne temiz ne de düzenliydi. Tüm eşyalar birbiriyle dağınık bir şekilde yan yana duruyordu. Çöpler günlerdir hatta haftalardır dışarıya atılmamıştı. Mutftaki yiyeceklerin birçoğu çürümüştü. Yürürken yerdeki hayvan dışkılarına basmamanız imkânsızdı."
Dedektif Ashcroft'un anlattıkları 'dehşet evi' hakkında genel bir bilgi veriyordu. Ancak her şey bu mide bulandıran detaylarla sınırlı değildi. Çok daha korkunç gerçekler vardı.
CANSIZ BEDENİ GÜNLERDİR SALONDAYDI
Evin içindeki şoke edici manzarayla büyük bir şaşkınlık ve mide bulantısı yaşayan ekipler, asıl şokla ise evin salonuna girdiklerinde karşılaştı. Evin salonunda tam 35 köpek bir arada duruyordu. Bütün eşyalar dağınık bir halde yerdeydi. Köpeklere tek tek bakan ekipler, içlerinden birinin öldüğünü, hatta günlerdir cansız bedeninin evin salonunda tutulduğunu fark etti. Bu köpeğin yanında köpek dışkısına bulanmış vücuduyla küçük bir çocuk duruyordu. Köpeğe dokunmaya çalışan evin en küçük çocuğun altında kirli bir bebek bezi vardı ve 4 yaşındaydı.
Evde bir anne, bir baba, yedi çocuk ve 35 köpek vardı ancak evde sadece 3 oda vardı. Fiziksel ve ruhsal sağlıkları ihmal edilen çocuklar pislik içinde yaşamaya çalışıyordu. Köpekler ise daha da kötü bir haldeydi, sokağa çıkmalarına izin verilmiyor, dışkılarını evin dört bir yanına yapıyorlardı. Daha önce de birçok kez kendilerini zorlayan evlere adım atan yetkililer bu kez Bennett'ların 'dehşet evi'nde mesleki açıdan adeta bir sınavdan geçiyordu.
ASLINDA MALİ DURUMLARI HİÇ DE KÖTÜ DEĞİLDİ
'Dehşet evi'nden teker teker çıkartılarak hastaneye kaldırılan çocukların durumu hiç de parlak değildi. Birçoğu günlerce yıkanmamış, içlerinden sarışın olanının saç renginin aslında sarı olduğu ise birkaç kez yıkandıktan sonra ortaya çıkmıştı. Neredeyse tüm çocukların dişleri çürükler içindeydi. Köpeklerin durumu da adeta içler acısıydı. Her biri kir içinde ve günlerce aç bırakıldıkları için adeta bir deri bir kemik kalmışlardı.
Ekiplerin yaptığı araştırmada herkesi şaşkınlığa uğratan bir gerçek daha ortaya çıktı. Christopher Bennett ve Gemma Brogan'ın mali durumu aslında hiç de kötü değildi. Çiftin eline her ay tam 7 bin sterlin (149 bin 320 TL) para geçiyordu ancak onlar bu parayı çocuklarının ve köpeklerinin bakımına harcamak ya da evin temizliğiyle ilgilenmek yerine gereksiz harcamalarla sıfırlıyordu.
RSPCA ekipleri tarafından detaylıca araştırılan Bennett çifti hakkında açılan dava geçtiğimiz günlerde sona erdi. Çocuklarını ihmal eden ve onlara hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uygulayan, köpeklerine ise adeta işkence eden Bennett da Brogan da işledikleri suçları kabul etti. Karar duruşmasında sistematik bir şekilde çocuklarına ve köpeklerine kötü davrandığı tespit edilen çift 6'şar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çiftin ayrıca hayatları boyunca bir daha hayvan sahibi olmaları yasaklanırken, 100 saat boyunca da toplum hizmeti verildiği duyuruldu.
'Dehşet evi'ne ilk adım atan görevlilerden dedektif Fiona Ashcroft'un şu sözleri dehşetin boyutunu özetler nitelikteydi: "Savunmasız durumdaki çocukların ve köpeklerin katlanmak zorunda kaldığı pisliğin tam boyutunu kelimelerle anlatabilmek imkânsız. Bir insanın ömrü boyunca karşılaşabileceği en korkutucu görüntülerden biriydi."