29.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - “Vazgeçilemez temel haklarımız yaşama, özgürlük ve mutluluk… Bu haklar Blakcsburg ve Santa Barbara’daki üniversite öğrencilerinin, Columbine’daki liselerin, Newton’daki ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin elinden alındı. Ve bir gün sevdiklerini bir namlunun ucundan çıkan kurşuna kaybedeceği hiç aklına gelmeyen ailelerden… Silah lobisi Kongre’yi rehin tutuyor olabilir ama Amerika’yı rehin tutamaz...” Bu sözler başkanlığı bitmesine günler kala gözü yaşlı ABD başkanı Barack Obama tarafından sarfedildi. ABD’de aradan geçen yıllar içinde değişen hiç bir şey olmadı ve yine silahlı saldırılar manşetlerde. 2023’ün daha ilk ayı içinde Kaliforniya eyaletinde Half Moon Bay çiftliğinde 7 kişi, Monterey Park’taki bir dans stüdyosunda 11 kişi ateş açılması sonucu hayatını yitirdi. Son bir ayda tam 40 silahlı saldırı kayda geçti. Diğer gelişmiş ülkelere kıyasla ABD ateşli silahlar sonucu öldürülen insan oranında açık ara birinci konumda. Bunca ölüme, acıya, gözü yaşlı siyasetçilerin çabalarına rağmen halen bir aksiyon alınamıyor.
Bunun sebebini anlayabilmek için ABD’nin kuruluşuna gitmek gerekiyor. Avrupa’dan Amerika kıtasına giden göçmenler 17. Yüzyıldan itibaren irili ufaklı koloniler kurarlar. Milislerin önemli bir bölümü “minutemen” denilen, normal hayatta genelde çiftçilik, hayvancılık gibi işlerle uğraşan ancak savaş anında isminden de anlaşılacağı gibi dakikalar içinde silah kuşanabilecek potansiyele sahip halktan oluşur. Bir nevi Amerika’nın ‘Kuva-yi Milliyesi’ de diyebiliriz. İngilizler savaşı kaybettikten sonra bağımsızlıklarına kavuşan eyaletler bundan sonra nasıl bir yol izleyecekleri konusunda büyük fikir ayrılıkları gösterirler. Tiranlık olarak nitelendirdikleri İngiltere’nin kontrolü altında yaşadıkları periyot halkta ve entellektüel kesimde ciddi travma yaratmıştır.
II. Değişiklik Maddesi
Merkezi güce sahip tek bir devlet kurmaktan çekinen Amerikalılar önce bir konfederasyon kurarlar ancak çıkan en küçük çaplı isyanları bile bastırmakta zorlandıklarında daha kuvvetli bir birliğe sahip bir rejime geçmeleri gerektiğini görürler. 1787’de Anayasa Konvansiyonu toplanır ve hararetli tartışmalar sonucunda ABD Anayasası imzalanır ancak bu metnin eyaletler tarafından da onaylanması gerekmektedir. Bu süreçte ‘federalistler’ ile ‘anti-federalistler’ olarak iki kutba ayrılmış bir siyaset arenası mevcuttur. ‘Federalistler’ merkezi hükümete daha fazla yetki verilmesini savunurken, buna karşıt olanlar eyalet haklarını ve bireysel özgürlükleri öne çıkarırlar. ‘Anti-federalistler’ Kral 5. George’un tiranlığından başka bir tiranlığa geçiş olarak gördükleri bu yeni rejimi kabul etmek için bazı teminatlar isterler. Bunun üzerine bir uzlaşmaya varan bu iki grup anayasanın bu halde onaylanması halinde vakit kaybetmeden 10 yeni madde eklenmesinde mutabık kalır. 1791’de kabul edilen ve ‘Haklar Bildirgesi’ denen bu ilk 10 Değişiklik’ten 2’ncisi tam da konumuzla ilgili olandır. ABD Anayasası’nın halen yürürlükte olan haliyle II. Değişiklik maddesi şöyledir: “Düzenli bir milis gücü, hür bir eyaletin güvenliği için zorunlu olduğundan, halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı ihlal edilmeyecektir.” Silah kontrolü karşıtları hep bu maddeyi temel alarak yıllardır bir aksiyon alınmasını engellerler.
Sesi gür azınlık: NRA
Tabii burada yine Amerika kültürel tarihinin ve toplumsal yapısının da etkisi vardır: Lobicilik faaliyetleri. Amerika’nın ilk başkanı George Washington veda mektubunda siyasi partilerin ve örgütlerin kendi menfaatleri için çoğunluğun yararına aykırı hareket edebilecekleri tehlikesine değinir ve bunu ülke için en büyük tehdit olarak görür. 1800’lü yıllarda Amerika’yı gezen Fransız yazar Alexis de Tocqueville, Amerikan kültürü ve sosyolojik yapısı hakkında fevkalade bilgilendirici ve aydınlatıcı tespitlerde bulunur. Bunlardan biri de Amerikalıların sivil toplum kuruluşlarında bir araya gelme kültürüdür. Tocqueville bunu katılımcı demokrasinin olmazsa olmazları arasında gösterirken aynı zamanda Amerikan halkının ‘sürü psikolojisi’ ile davranmaya epey yatkın olduğu hususunda da uyarılarda bulunur. Günümüz Amerika’sında en etkin ve güçlü sivil toplum örgütlerinden biri ‘National Rifle Association’ (Ulusal Silah Birliği, NRA) lobi faaliyetleriyle siyasetçileri avcunun içine almış durumdadır. Özellikle Cumhuriyetçi Parti üzerinde büyük etkiye sahip NRA, Kongre’de silah kontrolü ile ilgili bir yasanın geçmesini yıllardır engellemeyi başarıyor. NRA desteği olmadan seçilme şansları olmadığını düşünen Kongre üyeleri yıllardır bu korkuyla hareket ediyorlar. Ama anketlerde Amerikan halkının çoğunluğu silah kontrol mekanizmalarının genişletilmesi yönünde fikir beyan ediyor ancak silah lobisi kamuoyunun bu isteğine rağmen Obama’nın da dediği gibi Washington’u esir almış durumda. 200 sene önce evindeki tüfeklere sarılan Amerikalılar belki İngilizleri yenmekte bir etki yaratabilmiştir fakat günümüzde artık II. Değişiklik maddesinin bu şekilde değerlendirilmesi abesle iştigalden başka bir şey değil.
Walmart’ta ilah reyonu
Düşünün ki çocuğunuzla beraber süt, yumurta, ekmek gibi gündelik ihtiyaçlarınızı karşılamak için herhangi bir süpermarkete gidiyorsunuz. Bir alışveriş arabası alıp, reyonları gezmeye başlıyorsunuz, temel ihtiyaçlarınızı aldıktan sonra belki bir araba kokusu almak ya da kırtasiyelik ürünlere bakmak için başka bölümlere yöneliyorsunuz, bir de ne göresiniz, çeşit çeşit tüfeklerin tabancaların sergilendiği bir reyon! Tekne veya karavan satılmasına artık alıştınız ama herhalde marketten tüfek alma fikri size bir hayli absürt gelmiş olsa gerek. İşte Amerika’nın en büyük supermarket zinciri Walmart’ta bu mümkün. Daha da korkunç olanı çok daha kolay bir şekilde internetten silah sipariş edebiliyor olmanız.
İnsandan çok silah var
Small Arms Survey’in verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nde her 100 kişiye 120 silah düşüyor. ABD dünyada kişi başına düşen silah oranında açık ara zirvede. İkinci sırada bulunan Yemen sadece 52.8, onu takip eden Sırbistan ve Karadağ ise 39.1 oranlarına sahip. FBI ve CDC dahil çeşitli kaynakları derleyerek bir rapor hazırlayan Pew Araştırma Merkezi’nin bulgularına göre de ABD’de işlenen cinayetlerin %79’u, intiharların ise % 53’ü ateşli silahlar sonucu meydana geliyor. Bu raporda ayrıca dünyadaki diğer ülkelere kıyasla ateşli silahların neden olduğu ölüm oranlarında da ABD her 100,000 kişide 10.6 ile bütün gelişmiş ülkelerin epey üzerinde. Örenek olarak bu oran Kanada’da 2.1, Almanya’da 0.9, İspanya’da 0.6.