05.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
İlker Sezer / İSTANBUL
Milliyet’in sorularını yanıtlayan Ortadoğu Bölgesel Güvenlik Merkezi Başkanı Aleksandr Kirpiçev, St. Petersburg kentinde çok sayıda DAEŞ ve El Nusra mensubunun bulunduğunu söylerken, “Genel olarak Rusya’ya çok sayıda DAEŞ ve El Nusra mensubu sızmaya çalışıyor. Bunların önemli bir kısmı tutuklanmasına rağmen, hâlihazırda bölgede DAEŞ ve El Nusra mensuplarının olduğu, bu saldırıyla tasdik edildi” dedi. Rus üst düzey yetkililerin, saldırının Suriye ile bağlantılı olduğunu düşündüğünü belirten Kırpiçev, bu saldırılarla Rusya’nın tahrik edilmek istendiğini söyledi.
‘Putin’in memleketi’
Rusya uzmanı gazeteci Cenk Başlamış ise saldırının Putin’in şahsında Rusya’ya verilen bir gözdağı olduğunu belirtti. Saldırının Putin’in memleketi St. Petersburg’da, üstelik de Putin’in kentte olduğu gün gerçekleştiğini hatırlatan Başlamış, “Kanımca bu saldırı Suriye operasyonu için Rusya’yı cezalandırmaya yönelik bir eylem. Ankara’daki Rus Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesini de bu çerçevede değerlendiriyorum” diye konuştu.
Başlamış, Rusya’da son büyük terör saldırısının en son 2011’de düzenlendiğine değinerek, “Dolayısıyla St.Petersburg’daki saldırı tam da halkın terör korkusunu unuttuğu bir dönemde düzenlendi. Bir panik havasından söz etmek doğru olmaz ama elbette tedirginlik var” dedi. Başlamış, Rusya’daki muhalefetin uzun süredir ülkenin Suriye’ye müdahalenin ülkede güvenlik sorunlarına yol açacağını söylediğini ancak güçsüz ve ‘enformasyon ablukası’ altında kaldıkları için seslerini duyurulamadığını belirtti.
‘İktidar yönlendirdi’
Rus basının saldırıyı ‘görme biçimini’ değerlendiren Başlamış, “Garip olan medyanın konunun sadece haber boyutuyla ilgilenmesi ki, o da sadece yetkililerin verdiği bilgiye dayanıyordu. Buna karşın, saldırının kimlerce hangi amaçla düzenlenmiş olabileceği konusuna girmek tercih edilmedi. Bence iktidar kendilerini (basını) bu şekilde yönlendirdi” dedi.