19.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “Washington Post” gazetesi için kaleme aldığı “Arap dünyasının en çok ihtiyacı olan şey ifade özgürlüğü” başlıklı son makalesi yayımlandı. Gazeteden yapılan açıklamada, köşe yazısının, Kaşıkçı’nın kaybolmasından önce yazıldığı, 3 Ekim’de onun tercümanı ve yardımcısı tarafından Washington Post’a iletildiği belirtildi. Yazının, bugüne dek Kaşıkçı’nın yeniden ortaya çıkabileceği umuduyla yayımlanmadığı vurgulandı. Makalenin başında editörün notuna yer verilirken, notta şu ifadeler yer aldı:
“Gazete bu makaleyi yayımlamak için bekledi çünkü Cemal’in bize geri dönüp bu makaleyi birlikte düzenleyebileceğimizi umut ettik. Şimdi şunu kabul etmeliyim: Bu olmayacak. Bu onun Washington Post için düzenleyeceğim son eseri olacak. Bu makale, Cemal’in Arap dünyasındaki özgürlüğe bağlılığı ve tutkusunu ortaya koyuyor. Muhtemelen kendi hayatını feda ettiği bir özgürlüğe. ”
Kaşıkçı, makalesinde “Freedom House” düşünce kuruluşunun “2018 Dünyada Özgürlük Raporu”nda “özgür” olarak sınıflandıran tek Arap ülkesinin Tunus olduğunu, Ürdün, Fas ve Kuveyt’in “kısmen özgür”, diğer Arap ülkelerinin ise “özgür olmayan” olarak sınıflandırıldığına dikkati çekti. Kaşıkçı, “Sonuç olarak, bu ülkelerde yaşayan Araplar ya bilgilendirilmiyor ya da yanlış bilgilendiriliyor. Bölgeyi ve günlük yaşamlarını etkileyen meselelere değinemiyorlar, toplum içinde konuşamıyorlar. Devlet yönetimindeki bir anlatı, kamu aklına hükmediyor ve bazıları buna inanmazken, toplumun büyük çoğunluğu bu yanlış anlatıya kurban gidiyor. Ne yazık ki bu durum değişecek gibi durmuyor” diye yazdı.
Kaşıkçı, “Arap dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu şey ifade özgürlüğü” başlıklı yazısında, Arap ülkelerinin hükümetlerine medyayı susturmak için tam yetki verildiğini iddia ediyor. Kaşıkçı, Arap dünyasının 2011’de başlayan “Arap Baharı” boyunca umutla dolu olduğuna ancak tüm beklentilerin yerle bir olduğunu ifade etti. Kaşıkçı, basının “yarı özgür” olarak düşünüldüğü Tunus ve Kuveyt’te bile medyanın iç meselelere odaklanıp, Arap dünyasının sorunlarına değinmediğini belirterek, “Arap dünyasının saray mücevheri olan Lübnan bile basın özgürlüğüne gelince kutuplaşmaya ve İran yanlısı Hizbullah’a kurban gidiyor” diye yazdı. Gazeteci makalesini “Propaganda aracılığıyla nefret yayan milliyetçi hükümetlerin etkisinden uzak bağımsız bir uluslararası forum yaratarak, Arap dünyasındaki sıradan insanların toplumlarının yüzleştiği yapısal sorunları çözmeye çalışmalarına yardımcı olabiliriz” ifadesiyle noktalıyor.
‘General Assiri sorumlu tutulacak’
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, günlerdir dünya gündeminden düşmeyen Cemal Kaşıkçı olayı hakkında yeni bir iddia ortaya attı. Gazete, Suudi Arabistan’ın planlarından haberdar olduğunu belirttiği 3 kaynağına dayandırdığı haberinde, Suud yönetiminin Prens Selman’a yakın isimlerden General Assiri’yi Kaşıkçı’nın ölümünden sorumlu tutmaya hazırlandığını öne sürdü. NYT’ye göre kaynaklar, “Suudi yöneticilerin, General Assiri’nin Muhammed bin Selman’dan Kaşıkçı’yı yakalaması için sözlü yetki aldığını ancak Assiri’nin bu yetkiyi ya yanlış anlayarak ya da yetkilerini aşarak gazeteciyi öldürdüğünü söyleyeceklerini” aktardı. Kaynaklar, Beyaz Saray yetkilileri ile de görüşüldüğü ve Assiri’nin isminin verildiğini belirtti. NEW YORK AA
Başsavcılıktan soruşturma açıklaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili soruşturmanın, uluslararası hukuk/teamül, anlaşma ve sözleşme hükümlerine riayet edilerek titizlikle ve tüm boyutlarıyla yürütüldüğünü bildirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kaşıkçı’nın 2 Ekim saat 13.14’te gittiği Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda alıkonulduğuna dair iddiayla ilgili derhal soruşturma başlatıldığına vurgulandı.