28.07.2023 - 16:39 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Budapeşte’de Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto 'Bu yeni çağda Türkiye'nin rolü çok daha büyük. Sadece Macaristan için değil Avrupa'nın güvenliği açısından da önemi çok büyüktür. Türkiye kısa zaman içinde en güçlü ülkeler arasında olacak' değerlendirmesinde bulundu.
31 Temmuz'da İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarının Toplantısı olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, 'Bu toplantıya yönelik İslam ülkeleriyle aramızda yaptığımız toplantılarda, görüşmelerde neler, ne türden kararlar alınacağına ilişkin görüş alışveriş devam etmekte. Ama 31 Temmuz'da İslam dünyasının özellikle salgın haline dönüşen Kur'an-ı Kerim'i hakaret içeren eylemlerini protesto edici birtakım kararlar alacağına inanıyorum. Bu İslam dünyası için de bir ilk olacak. Aksi takdirde yani Avrupalı müttefiklerimizin belli konulardaki hassasiyetlerinin yeterince artacağına inanmıyoruz. Çok yakın tarihe baktığımız zaman alınacak çok dersler var. Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı.
Bu kitaplar da bugün olduğu gibi devlet gözetiminde yakıldı. Kitapların yakınının sonrası toplama kampları, toplama kamplarının sonrasının ne olduğunu da biliyoruz. Şimdi de devlet gözetiminde kutsal kitaplara hakaret edilmesinin ve bunu fikir özgürlüğü etrafında tanımlanmasını doğru olmadığını düşünüyoruz. Bunun ortaya çıkaracağı stratejik sosyal ve diğer gelişmelerin de yeterince anlaşılmadığını düşünüyoruz. Bu konuda Avrupalı siyasetçilerin ve devlet adamlarının da yeni yeni bir farkındalık geliştirmeye başlaması gerektiğini de inanıyoruz ve bu konuda farkındalıkların olduğunu da görüyoruz ama bunu kendi pratiklerine ve politika yapımına nasıl yansıtırlar onu göreceğiz. Fakat bundan bağımsız olarak bizim kutsal değerlerin aşağılanmasına tahammül etmemiz mümkün değil. Buna olan tepkimizi en güçlü şekilde uluslararası platformlarda göstermeye devam edeceğiz. Bu konuda uluslararası dayanışmayı ve iş birliğini arttırmaya yönelik çalışmalarımıza da devam edeceğiz' açıklamasını yaptı.
Hakan Fidan, İsveç'in NATO'ya üyeliği ile ilgili 'Bu konuda tabii Macaristan'la bir koordinasyon içerisinde hareket etmekteyiz. Kendilerine de bu konudan dolayı çok teşekkür ediyorum. Yoğun bir temas trafiğimiz var. Madrid Zirvesi’nde bu konu gündeme gelmişti. Türkiye olarak biz Finlandiya ve İsveç arasında ilkeli yaklaşımımızdan dolayı bir tabii ki fark gözettik. Bizim için özellikle NATO'ya üye olacak ülkelerin terörle mücadelede ve NATO'nun güvenlik paradigmasını kendi sistemlerine uyarlayabilecek ölçüde olmaları önemliydi. Terörle mücadele konusunda Finlandiya'nın ortaya koyduğu tavır bizim için tatmin edici olduğundan Nisan 2022’de üyelikleri konusunda bir sıkıntı kalmadı. İsveç'le çalışmalarımız devam etti. Biliyorsunuz bir ortak komite kuruldu. Bu komite İsveç'te Türkiye'nin endişelerini gidermeye ilişkin çalışmaları yaptı.
Bunun neticesinde 5 toplantı oldu. Bu toplantı neticesinde bir takım kararlar alındı. İsveç en son Haziran ayı başında kendi anayasasında ve yasalarında tadilata giderek terörizmin tanımını ve terörizmle ilişkini adli mücadele kurallarını yeniden bir gözden geçirdi ki Türkiye'nin isteklerine daha ciddi tepki reaksiyon gösterebilsin diye. Fakat bu değişiklikler çok yeni yapıldığı için yani belli adımların pratikte atılması biraz zaman alacak gibi duruyor. Hali hazırda atılmış bazı adımlar var. Diğer adımların atılmasını da bekliyoruz' ifadelerini kullandı.
Vilnius Zirvesi’ne de değinen Bakan Fidan, “Vilnius Zirvesi’nden önce hem NATO üyesi ülkeler hem Avrupa Birliği'ne mensup ülkeler Türkiye'yle yoğun bir temas trafiği içerisine girdiler. Vilnius Zirvesi’nde İsveç'in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından kabul edilmesi yönünde ciddi bir lobi faaliyetinde bulundular. Bunun ittifak için ne kadar önemli olduğu vurgusuna çok ciddi değindiler. Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle bir stratejik politika girişiminde bulundu. İsveç'le Türkiye arasında seyreden görüşmelerin seyrini sadece İsveç ve Türkiye arasında olmaktan çıkartıp yeni bir stratejik seviyeye evirdi. Orada da özellikle NATO'nun NATO müttefiklerinin ve Avrupa Birliği'nin madem Avrupa güvenliğine bu kadar önem veriyorlar, burada Türkiye'nin haklı endişelerini ve taleplerini de aynı perspektifte, aynı şekilde gündeme almaları gerektiği konusunda güçlü bir vurgu yapıldı.
Burada şöyle bir tespitimiz var. Avrupa Birliği güvenlik mimarisiyle NATO güvenlik mimarisi artan bir şekilde örtüşmekte. Özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerin NATO ile bu iş birliğinin artması, Avrupa Birliği üyesi olmayan ama NATO üyesi olan ülkelerin ileride ne türden bir güvenlik yapısıyla baş başa kalacağına ilişkin soru işaretleri ortaya çıkartmakta. Sayın Cumhurbaşkanımız bu soru işaretini çok açık bir şekilde ortaya koydu ve beraberinde esas itibariyle NATO ittifakı için diğer önemli bir konu olan madem NATO üyesi ülkeler güçlü olarak topyekun bir NATO gücü ortaya koyuyoruz, önemli bir NATO üyesi olan Türkiye'nin yaptırımlarla maruz kalmamasının altını çizdi' değerlendirmesinde bulundu.