27.06.2020 - 11:16 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr BBC Türkçe
Yeryüzünü kasıp kavuran coronavirüs salgınında ilk kara haber gece yarısı 00.33'te duyuruldu, iki saat 27 dakika sonra, saat 03.00'te ise kıyamet koptu.
Bütün dengelerin değiştiği, dünyaya diz çöktüren salgının tamamen kontrolden çıktığı gün, 26 Haziran olarak kayıtlara geçti.
26 Haziran'da sırasıyla Irak'ta 2 bin 54, İran'da 2 bin 628, Pakistan'da 2 bin 775, Arjantin'de 2 bin 886, Peru'da 3 bin 762, Kolombiya'da 3 bin 843, Bangladeş'te 3 bin 868, Suudi Arabistan'da 3 bin 938, Şili'de 4bin 296 ve Meksika'da 6 bin 104 test pozitif çıktı.
Listenin zirvesinde ise durum içler acısı. Beşinci sıradaki Güney Afrika'da 6 bin 205, dördüncü sıradaki Rusya'da 6 bin 800, üçüncü sıradaki Hindistan'da 18 bin 276, ikinci sıradaki Brezilya'da 46 bin 907 ve ilk sıradaki ABD'de 47 bin 341 insan corona virüse yakalandı.
Yeryüzünde yalnızca bir günde 194 bin test pozitif sonuç verdi, Covid-19 4bin 893 can aldı. Salgında bir önceki günlük rekorun kırılması yalnızca altı gün sürdü.
Corona virüsün bir milyon kişiye bulaşması 71 gün sürmüştü. 8 milyondan 9 milyona çıkması sadece sekiz gün aldı ancak asıl şok, 9 milyondan 10 milyona çıkmasının yedi gün sürmesi oldu.
Salgında bugün tarihi eşiğin aşılması bekleniyor. Vaka sayıları gün içinde 10 milyonu, can kayıpları ise yarım milyonu geçecek.
31 Aralık 2019'da Çin'in Wuhan şehrinden gelen bir haberin dünyayı altüst edeceğini kimse beklemiyordu. Zatürre benzeri bir hastalık kentte yayılıyordu.
Bu, SARS veya MERS değildi. Onlarla aynı aileden gelen yeni bir koronavirüstü. Çok kısa sürede tüm dünyaya yayıldı, insanlığın hayatını alt üst etti.
Salgının kısmen kontrol altında tutulduğu Avrupa Birliği (AB), 1 Temmuz’da sınırlarını diğer ülkelere açtığında ABD ve Rusya'dan seyahat edenleri kabul etmeyecek.
Koronavirüs ABD'nnin özellikle güney eyaletlerinde yıkıma yol açtı, Florida'da bir günde 9 bin, Teksas'ta 5 bin, Arizona'da 3 bin 500 civarında yeni vaka ortaya çıktı. Amerikan medyası, California, Georgia, Mississippi, Missouri, Oklahoma, Güney Carolina, Tennessee ve Utah'ın da günlük vaka sayısında rekor sayılara ulaştığını bildiriyor.
Buna karşın Trump yönetimi salgınla çok iyi savaşıldığını, test sayısı arttığı için vakaların fırladığını savunuyor. Karantina önlemlerini ilk gevşeten eyaletlerden olan Teksas ile Florida, ikinci dalganın patlamasıyla hafta içinde bar ve restoranları yeniden kapattı.
Önceki hafta 55 bin vakayla tüm zamanların günlük rekorunu kıran Brezilya'da, son 24 saatte 46 bin vakanın yanı sıra can kayıpları da 1055 artışla 56 bini aştı. Uluslararası haber ajansları, Amazon'un ortasındaki Manaus kentinden toplu mezar fotoğrafları servis ediyor.
Birçok ülkenin koronavirüs kısıtlamalarını yavaş yavaş kaldırmasıyla, ikinci dalga da patladı. 21 Haziran'da kırılan bir önceki günlük rekoru hatırlatan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa'daki 11 ülkede aylar sonra ilk defa koronavirüs vakalarında hızlı bir artış olduğunu açıkladı.
Söz konusu 11 ülke, Ermenistan, İsveç, Moldova, Kuzey Makedonya, Azerbaycan, Kazakistan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kırgızistan, Ukrayna ve Kosova olarak sıralandı. Bu ülkelerde haftalık vaka sayısında önemli bir yükseliş olduğu kaydedilirken eğer dikkat edilmezse sağlık sistemlerinin tekrar çökme noktasına gelebileceği uyarısında bulunuldu.
Polonya, Almanya, İspanya ve İsrail ise okul, kömür madeni ve gıda işletmeleri gibi yerlerde artan vaka sayısına hızla müdahale eden ülkeler olarak gösterildi. WHO'nun Avrupa direktörü olan Hans Kluge, 30 ülkede vaka sayılarının artmaya başladığını ancak 11 ülke için artışın ciddi boyutlara vardığını söyledi.
The Guardian gazetesinin Oxford Üniversitesi'yle birlikte resim verilerden yola çıkarak yaptığı analiz ise, 10 ülkenin koronavirüs vaka sayısında ciddi bir artışla yüz yüze olduğunu tespit etti. Söz konusu listede ABD, İran, Almanya ve İsviçre öne çıkıyor. Almanya ve İsviçre'de bulaşma katsayısı olan R0'ın bu hafta 1'in üzerine çıktığı, hatta Almanya'da bu hafta içinde bu sayının 3'e kadar yükseldiği kaydedildi.
Koronavirüste ikinci dalga riski ile karşı karşıya kalan diğer ülkeler ise Ukrayna, Bangladeş, Fransa, İsveç, Endonezya ve Suudi Arabistan olarak sıralandı. Diğer yandan bazı kurumlar bir sonraki koronavirüs dalgasının nereyi vuracağını kestirmek için farklı araştırmalar yürütüyor.
Yatırım bankası JPMorgan Chase & Co., 30 milyon kart sahibinin verilerini takip ederek restoran ve süpermarket harcamalarına göre koronavirüs dalgasının gidişatını bulmaya çalışıyor. Kurum, ABD'de üç hafta önceden restoranlarda kişi başına yapılan harcama seviyesinin, yeni vakaların nerede ortaya çıkacağını belirlemek açısından güçlü bir gösterge olduğunu açıkladı. Süpermarket harcamalarındaki artışın ise daha yavaş bir yayılmaya, çünkü bu bölgelerde alışveriş yapanların daha temkinli yaşadığına işaret ettiği belirtildi.
WHO, en son yaptığı uyarıda ikinci bir dalga gelmesi halinde milyonlarca kişinin ölebileceği uyarısında bulundu. Geçen yüzyılda görülen İspanyol Gribi'nde de ikinci dalga çok daha ölümcül olmuştu.
Güney Koreli yetkililer bu ay içinde yaptıkları açıklamada ikinci dalganın başladığını duyurmuştu. Diğer yandan ikinci dalganın tanımına dair de tartışmalar var. Warwick Üniversitesi'nden Dr. Mike Tildesley, "Bu bilimsel bir tanımlama değil, dalgayı herkes keyfi bir şekilde farklı tanımlayabiliyor" diyor.
Bazıları her artışı ikinci dalga olarak değerlendiriyor, ama bazen ikinci dalga denen şey, birinci dalganın üzerindeki küçük iniş çıkışlar olabiliyor. Bir dalganın bittiğini söyleyebilmek için vaka sayısının belirgin bir şekilde düşmesi ve virüsün kontrol altına alınması gerekiyor.
İkinci bir dalganın başladığını söyleyebilmek için de yeni vakalarda belirgin ve kalıcı bir artış olması gerekiyor. Yeni Zelanda'da 24 gün aradan sonra tespit edilen ilk vakalar ve Pekin'de vakasız geçen 50 günden sonra ortaya çıkan salgın bu kapsama girmiyor. Bazı uzmanlar, İran'da yaşananların ikinci dalga tanımına uyabileceğini düşünüyor.
İngiltere'de sağlık uzmanları, Temmuz başında önlemlerin gevşetilmesinden sonra oluşabilecek yeni bir salgına hazırlık yapılması konusunda hükümeti uyarıyor.
İkinci dalga nedir?
Bunu denizdeki dalgalara benzetebiliriz. Vaka sayıları arttıktan sonra azalır, ardından tekrar artar. Her bir döngü, bir dalga gibidir. Tehlike açık: Virüs hâlâ aramızda ve 2020 başındaki halinden daha az bulaşıcı veya daha az ölümcül değil.
London School of Hygiene and Tropical Medicine'den (Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu) Dr. Adam Kucharski, "Veriler, insanların çoğunun hâlâ bulaşıma açık olduğunu gösteriyor. Yani bütün önlemleri kaldırırsak Şubat'ta bıraktığımız noktaya döneriz" diyor ve ekliyor: "Her şeye baştan başlamış gibi oluruz."
İkinci dalgayı ne tetikledi?
Önlemleri erken kaldırmak. Sokağa çıkma kısıtlamaları dünyanın dört bir yanında yıkıcı etkilere yol açtı: İşsizlik arttı, insanların sağlığı etkilendi ve çocuklar okula gidemedi. Ama bu önlemler virüsün kontrol altına alınmasını sağladı. Dr. Kucharski, "Bulmamız gereken esas denge, bir yandan kontrolü korurken diğer yandan kısıtlamaları günlük hayatı en az etkileyecek seviyeye çekmek" diyor.
Bu noktanın neresi olduğu konusunda kimse yüzde 100 emin değil. Bu yüzden önlemler adım adım kaldırılıyor, yerlerine maske zorunluluğu veya takip uygulaması gibi yeni önlemler getiriliyor. Dr. Kucharski "Birleşik Krallık ve çevre ülkelerinde önlemler kontrolün kaybedildiği noktaya kadar kaldırılırsa virüs bir anda yayılabilir" diyor.
Almanya'da bir mezbahada çıkan salgın, bunun ilk adımı olabilir. Bu tip yerel salgınlar hızla tespit edilip gerekli önlemler alınırsa büyük bir soruna dönüşmeden kontrol altına alınabilirler. Koronavirüs krizine yaklaşımı nedeniyle takdir edilen Güney Kore, bu tip bölgesel vakalar karşısında bazı kısıtlamalara gitmişti.
İkinci dalga da ilki gibi mi olacak?
İlki gibi olduysa bir şeyler çok yanlış gitmiş demektir. Salgının başlangıcında bulaşma katsayısı üçtü. Yani virüsü kapan her bir kişi ortalama üç kişiye bulaştırıyordu. BBC'ye konuşan Dr. Kucharski, "Hiçbir ülke bütün önlemleri kaldırıp başladığı noktaya dönmeyecektir" diyor ve ekliyor:
"Bugün salgını kontrol altına alamamış Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerde bile bulaşma katsayısı 3 değil."
Öte yandan teoride ikinci dalganın birincisinden büyük olma ihtimali hâlâ var, çünkü virüse bağışıklık kazananların sayısı toplumun çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Dr. Tildesley "Vaka sayıları artışa geçerse sokağa çıkma kısıtlamalarını devreye sokarak bunu bastırabiliriz. Bu her zaman elimizde bulunacak bir seçenek" ifadesini kullanıyor.
İkinci dalga kışın daha kötü mü olur?
Dr. Kucharski, önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte lokal salgınların birkaç hafta içinde ortaya çıkabileceğini söylüyor. Fakat böylesi bir yerel salgın, ikinci dalga anlamına gelmeyebilir. Dr. Tildesley "Önlemler belirgin bir şekilde gevşetilirse Ağustos sonu Eylül başı gibi ikinci bir dalga görülebilir" diyor.
Kışın diğer koronavirüs türleri daha fazla yayıldığı için SARS-Cov-2 açısından da bu dönem kritik olabilir. Virüsü zar zor kontrol altında tutan bir ülkede mevsimin etkisiyle ikinci bir dalga oluşabilir. Nottingham Üniversitesi'nden Prof. Jonathan Ball "Bahar ayları bize kesinlikle yardımcı oldu" diyor ve ekliyor: "İkinci bir dalga kaçınılmazdır, özellikle de kış aylarına girerken. Hükümetlere düşen görev, dalganın zirve noktasının sağlık sistemini tıkayacak noktaya gelmesini engellemek."
Virüs daha zararsız hâle evrilir mi?
Bir diğer argüman da, virüslerin zaman içinde daha az ölümcül hâle evrildiği ve bu nedenle ikinci dalganın daha zararsız olabileceği. HIV bile daha ölümcül hâle evriliyor gibi gözüküyor. Bu teoriye göre virüsler taşıyıcı canlıları öldürmemek ve böylece daha fazla canlıya yayılmak imkanı bulmak için daha az ölümcül hâle evrilmeye yatkın. Fakat Prof. Ball "Bu bazı tembel virologların tekrarlayıp durduğu bir laf ama bunun garantisi yok" diyor.
Ayrıca evrimin etkileri daha uzun sürelerde belirginleşiyor. Salgının altıncı ayında geri dönüp baktığımızda virüsün bu yönde evrildiğine dair bir kanıt göremiyoruz. Prof. Ball "Virüs bence şu an gayet başarılı bir şekilde bulaşıyor. İnsanlar genellikle belirtisiz veya çok hafif semptomlarla hastalığı atlatıyor. Bu sürede bulaştırabildikleri için koronavirüsün daha hafif bir hale evrilmeye ihtiyacı yok" diyor.
Yıllarca bizimle
Dünya genelinde birçok hükümet, kendilerini virüsün bir süre daha bizimle kalacağı gerçeğine uyarlamaya çalışıyor. Ancak bu kez ekonomiye ve kitle psikolojisine büyük hasar veren ulusal kısıtlamalar yerine, salgın ikinci, üçüncü ve dördüncü bir dalgaya dönüşmeden, çıktıkları noktalarda, erken dönemde kontrol altına almak için daha hedefe yönelik önlemler arayışındalar.
Farklı ülkelerde, farklı stratejiler uygulanıyor, hepsinde ortak nokta, hükümetlerin gerekli gördüklerinde önlemleri sıkılaştırması ya da esnetebilmesi. Yoğun test ve gözlem, yetkili makamların hızlı müdahalesi, sınırların sıkı kontrölü ve halkın sürekli insanlarla sık temasa karşı uyarılması öne çıkıyor.
Bu değişen stratejiler, aynı zamanda virüsle mücadelede en başarılı ülkelerin bile, aşı bulunana kadar zafer ilan edemeyeceğinin itirafı olarak görülüyor. New York Times gazetesine konuşan, Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nden Epidemiyoloji uzmanı James Thornley "Virüs daima bizimle olacak. Virüsü uzun vadede ortadan kaldırabileceğimizi sanmıyorum. Virüsle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekecek" diyor.
Virüsün kontrol altına alınmış gibi göründüğü yerlerde bile, büyük salgınlar hala bir risk. Tokyo’da geçen hafta 253 vaka ortaya çıktı. Batı Almanya’da bir et işleme tesisindeki 1.500’den fazla çalışanda irüs saptandı ve yetkili makamlar iki bölgeyi karantina altına aldı. Geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın en sıkı kısıtlama uygulamasından birinden çıkan İtalya’nın başkenti Roma’da bir hastanede 122 kişide virüs görüldü. Ortak banyo ve tuvalet kullanan dairelerin bulunduğu bir binada 18 kişi virüs kaptı.
Kurallar gerekli görüldüğünde değişiyor
Güney Kore ve Japonya gibi ülkeler virüsle çevik bir mücadeleye girişti. Güney Kore stratejisine 'günlük yaşam karantinası' adını veriyor. Ülke, diğer yerlerde görülmeyen sıkı kısıtlamalara gitmedi. Sosyal mesafe teşvik edilse de hiç zorla uygulanmadı.
Ülke önüne günde en çok 50 yeni vaka hedefini koydu. Test ve izleme kapasitesi de dahil, kamu sağlığı sistemlerinin bu hedefe ulaşabileceğini söylüyorlar. Yetkililer, kuralları gerektiğinde değiştiriyor. Seul’te ikinci dalga enfeksiyonlar görülünce, toplu taşımada maske kuralı getirildi ve kamusal tesisler iki haftalığına kapatıldı.
Ofis çalışanlarının zik zak şeklinde oturması, klimaların iki saatte bir kapatılması ve hava akımının arttırılması için, pencerelerin açılması gerektiği belirtildi. Pazarlarda ve diğer kamusal alanlarda şarkı söylenmemesi istendi.
Ayrıca halktan, biri ameliyat maskesi, biri de daha kalabalık yerde kullanmak için sağlık çalışanlarının taktığı N95 tipi maskelere benzeyen maskeler olmak üzere iki tip maske bulundurmaları istendi.
Virüsle birlikte yaşamak
Sadece kısıtlı karantinalar getiren Japonya da, ekonomisini yeniden canlandırmak için, böyle devam etmek istiyor. Avustralya, Yeni Zelanda, Tayland ve Vietnam’dan ziyaretçi kabul etmeyi değerlendiriyorlar. Japonya geçen Cuma günü, kullanıcılarını son 14 günde koronavirüs testi pozitif çıkan biriyle temas ettiklerinde uyaran bir temas takip uygulaması başlattı.
Tren işletmecileri, yolculara trenlerin ne kadar kalabalık olduğunu gerçek zamanlı ileten bir uygulama geliştirdi. Salgınla daha sert yöntemlerle başa çıkmaya çalışan Çin gibi ülkeler de, ekonomik hasarın de etkisiyle daha esnek bir yaklaşım benimsedi.
Pekin’de dışarıda maske zorunluluğu kaldırıldı. Kent genelinde ateş ölçümleri sıklaştırıldı. Pekin’de 53 kişide virüs görüldüğünde, kenti toptan kapatmak yerine, salgının ortaya çıktığı pazar ve çevresindeki yerleşimler kapatıldı. 100 bin kişi, bir haftada 2,3 milyon kişiyi test etmek için seferber edildi.
Vuhan’ın tersine mücadele hedefe yönelikti. Pekin’in diğer bölgeleri aynı şekilde hayata devam etti. Yetkililer artık, Çin’in hedefinin sıfır vaka değil, sıfıra yakın vaka olduğunu söylüyor.
Yerel yönetimlere yetkiler
Avrupa ülkeleri de, sert önlemlerden sonra daha ensek olmayı öğreniyor. Almanya’da bölge yönetimleri ve belediyeler yedi gün içinde 100 bin kişide 50’den fazla vaka görülürse, okulların kapatılması, tam karantina ve kitlesel test gibi yöntemlere başvurabiliyor.
İngiltere’de de vakaların yoğun görüldüğü noktalarda kısıtlı, durumun gerektirdiği gibi önlemler değerlendiriliyor. Ancak yerel yetkililer, bu sistemde çok sayıda boşluk bulunduğu uyarısı yapıyor. Kuzey Yorkshire bölgesi Kamu Sağlığı Direktörü Lincoln Sargeant New York Times’a yaptığı açıklamada, "Bütün salgınlar önce yerel düzeyde başlar. Bize zamanında bilgi verilmesi gerekiyor" diyor.