İsrail ile Hamas arasındaki anlaşma dün yerel saatle 07.00'de (TSİ 08.00) sona erdi. İsrail ordusu Hamas'ın insani arayı ihlal ettiğini ve İsrail topraklarına ateş açtığını iddia ederek saldırılarına başladı.
Hamas ise İsrail ordusunun güney Gazze'ye savaş uçaklarıyla saldırdığını, kuzey Gazze'de ise topçu atışlarına başladığını bildirdi. İsrail tankları ayrıca Nuseyrat ve Bureij mülteci kamplarının yakınlarını da bombaladı.
Güvenli bölge olacağını iddia ettiği Gazze şeridinin güneyinde yer alan Han Yunus'a da saldıran İsrail ordusu bazı bölgelerin boşaltılmasını istedi.
İsrail'in savaş ilanından saatler sonra Gazze'nin üzerine uyarı broşürleri attı. Han Yunus bölgesinde yaşayanların Refah'a gitmesini isteyen İsrail ordusu, söz konusu broşüre bir de QR kod ekledi. QR kod taratıldığında ise şu ifadeler yer aldı;
"Lütfen aşağıdaki haritayı kontrol edin. Bu bölgelerde yaşayan insanlar en yakın medya kuruluşunun ya da İsrail ordusunun talimatlarına uymalıdır. Aileniz ve sizin güvenliğiniz için en güvenli yol bu talimatlara uymanız"
Söz konusu haritada işaretlenen bölgelerin neredeyse tamamı bütün Gazze'yi içerdiği görülüyor.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise İsrail ordusunun Gazze'yi bütün gücüyle ezmeye devam etmesi gerektiğini belirterek Hamas ile anlaşmaya varılmadan yok edilmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, milliyet.com.tr'den Sercan Dinç'e değerlendirdi.
Ateşkesin bozulması aslında beklenen bir sonuç. Çünkü İsrail en başından beri Gazze'nin insansızlaştırılması politikası yönünde hareket ediyor. Yani 1967'deki genişleme sürecinin devamı olarak görüyor ve Gazze uzun bir süredir İsrail'in hedefi arasındaydı. Benim şahsi görüşüm... Bu ateşkes kısa süreliğine planlanmıştı. İsrail hazırlıklarını ve tahkimatlarını uzunca bir süredir buna yönelik yapıyordu. Zaten satır arasında bu mesajları Netanyahu ve hükümeti devam edeceğini de kamuoyuna veriyordu. Onun için şaşırtıcı bir karar değil.
Kuzey ve güney birlikte düşünerek hareket ediyorlar. Birinci öncelik kuzeydi. Çünkü 'Hamas'ın yerleşik olduğu bölge' olarak tanımlıyorlardı. Ama 400 km'lik alanı bir bütün olarak görüyor. Onun için güneyden de devam eden bir harekatı var aslında fakat yoğunlaştığı nokta kuzey. Kuzey ve güneyi bir noktada birleştirecekler.
Netanyahu bunu en başından beri kullanıyor. Bir diğer özelliği de aşırı bir sağcı hükümet kurması. Dolayısıyla bu savaş üzerinden hem bu aşırı sağcı hükümetin konsolidasyonu var hem de diğer taraftan Netanyahu'ya artan eleştirilere İsrail'in yeni bir kahramanlık hikayesi üreterek cevap vermeye çalışıyor. Bu bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde daha iyi bir yere oturuyor.
Savaşa şu aşamada başka ülkelerin dahil olması mümkün değil. En başından beri İsrail de ABD de bunu çok yaymadan kısa süreli, etkin ve İsrail, içerisinde Filistin topraklarını dahil edilmesi olarak görüyor. Diğer ülkelere yayılma riskini ben şu aşamada çok fazla halen daha görmüyorum.