13.04.2021 - 05:45 | Son Güncellenme:
AA
Kuzeydoğudaki Fukuşima'da bulunan nükleer santralde biriken işlenmiş atık suyun geleceğine ilişkin kabinesini toplayan Başbakan Suga Yoşihide, resmi kararını açıkladı.
Toplantının basına açık bölümünde konuşan Suga, süreci devam eden nükleer santralin devreden çıkarılması ile santraldeki işlenmiş atık suyun salıverilmesi arasındaki bağlantıya değindi.
Suga, "Fukuşima Dai-içi tesisinin devreden çıkarılması konusunda işlenmiş suyun bertaraf edilmesi kaçınılmaz bir mesele. Hasarı önlemek için geniş ölçüde ve sağlam adımlarla güvenlik standartları sağlanarak plan uygulanacaktır." dedi.
Suyun denize boşaltılmasına karar verdiklerini açıklayan Suga, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve diğer üçüncü taraf kuruluşların, planın şeffaflıkla yürütüldüğünün gözlemlenmesi için sürece dahil olacağını belirtti.
Suga, "6 yıldan fazladır uzmanların incelemesi sonucunda, suyun okyanusa salıverilmesi planının gerçekçi olduğuna karar verildi ve bu şekilde politika oluşturuldu. Bu değerlendirme aynı zamanda UAEA'nın bilimsel ilkelerine dayanıyor." diye konuştu.
Boşaltım konusunda kamuoyundaki eleştirilere yönelik Suga, "Fukuşima bölgesi, afetin zarar verdiği alanlar ile balıkçılık endüstrisinin, hasara yönelik endişelerini dikkat alıyoruz. Hükümet birimleri bu endişelerin giderilmesi için bütüncül olarak çalışacak. Halkın anlayışını talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.
TRİTYUM ELEMENTİ İÇEREN SU SEYRELTİLECEK
Reaktörleri soğutma işlevi gören saf su içinde oluşan radyoaktif maddeler, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) sayesinde, trityum materyali haricinde ayrışıyor.
Plana göre trityum elementi içeren su, litre başına 1500 bekerel seviyesinde sulandırılarak seyreltilecek. Böylelikle, tesis işleticisi Tokyo Electric Power (TEPCO) günden güne artış gösteren suyu periyotlar halinde denize boşaltabilecek.
TEPCO santralde muhafaza edilen suyun salıverilmemesi halinde, tesisin depolama tank kapasitesini en geç 2022 sonbaharında dolduracağını tahmin ediyor.
Kyodo ajansı suyun denize boşaltma sürecinin 2 yıl alacağını bildirdi.