09.11.2019 - 14:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreteri Hadi Soleimanpour, EİT 24. Bakanlar Konseyi Toplantısının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden çektiği askerleri petrol sahalarına konuşlandırması için "Petrol rezervleri için bulunduklarını itiraf ediyorlar, açıkça söylüyorlar. Zenginlikler üzerinde kimsenin hakkı yoktur" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'yla Suriye'nin bölünmesinin önüne geçtiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Buraya 10 binlerce kilometre öteden gelip 'Petrolü biz değerlendireceğiz' demek yanlış, buralar Suriye halkınındır" diye konuştu.
Bir gazetecinin, ABD Temsilciler Meclisinin sözde soykırım kararı alması ve Azerbaycan topraklarında yaşanan soykırımı Türkiye dışında kimsenin gündeme taşımamasına ilişkin sorusu üzerine Çavuşoğlu, her konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standart ve iki yüzlü platform gördüklerini söyledi.
Farklı ülkelerin bu konudaki yaklaşımını eleştiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Öncelikle bu kararları niye alıyorlar. Çünkü Barış Pınarı Harekatı'yla büyük bir oyunu bozduk. İsrail'in de başını çektiği bir grup ülke, Suriye'nin kuzeydoğusunda bir terör devleti kuracaklardı. Biz Barış Pınarı Harekatı ile bu oyunu bozduk, rahatsızlıkları ondandır. Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattığımız zaman da bazı tepkiler geldi. Hangi terör örgütüne yönelikti? Zeytin Dalı Harekatı YPG, PKK'ya yönelikti. Ama bu kadar tepki gelmedi. Sonra biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sahada ve masada kararlı duruşumuzla gerekli adımları attık, hem sahada hem masada. Bunu hazmedemediler, güya bu kararlarla bizi cezalandırmak istiyorlar. Yaptırımların bizi etkilemeyeceğini defalarca söyledim. Her seferinde de hatırlıyoruz."
Bunu, Ankara'ya geldiklerinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve arkadaşlarının yüzüne de söylediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bizimle yaptırım diliyle konuştuğunuz zaman bir yere varamazsınız. Ama oturup konuşacaksanız oturup konuşur, anlaşırız. Nitekim anlaştık da. Beş gün içinde hem ABD hem Rusya ile anlaştık. Bu yaptırım kararlarından biz hiç çekinmeyiz. Sözde soykırımla ilgili karar almalarının da sebebi bu. Madem bu konuda samimisiniz gözünüzün önünde PKK, YPG etnik ve ideolojik temizlik yaptı Suriye'de. İdeolojik olarak Suriye'nin Kürtlerini sürgüne gönderdi. Bizde 350 bin, Kuzey Irak'ta 300 bin, Avrupa'da 100 bin civarında yaklaşık 750 bin Suriyeli Kürtü, YPG sürgüne gönderdi. Madem bu konularda hassassınız, diğer Hristiyan azıklıkların hepsine zulmettiler, niye görmezden geliyorsunuz?
Eğer bugün soykırımdan bahsedeceksek, bir olay soykırım ise sizin de söylediğiniz gibi yakın tarihte Hocalı'da yaşanan soykırımdır. Çünkü orada Ermeniler Hocalı'daki tüm Azeri kardeşlerimizi temizlemek istediler. Halen kayıp insanlar var. Kaçanlar kurtulabildi ama kalanları, herkesi hunharca katlettiler. 613 Azerbaycanlı kardeşimizden bahsediyoruz. 106 kadın ve 183 çocuğun kafataslarını yani derilerini yüzecek kadar vahşi şekilde öldürdüler. Etnik temizlik, soykırım buna denir. Niye bunları görmezden geliyorsunuz?"
Washington'da gündeme gelecek
ABD'nin terörizmle mücadele raporunu eleştiren Çavuşoğlu, "Başka çifte standart, komik olay da ABD her sene terörizmle mücadeleyle ilgili rapor hazırlar ve ülkelerle ilgili değerlendirmelerde bulunur. Her şeyden önce bu gibi ülkelerin önce aynaya bakması lazım. Yani terörizmle mücadelede başkalarına ders vermek için senin öncelikle terörizme destek vermemen lazım." dedi.
ABD'nin çok açık ve net şekilde YPG ve PKK terör örgütüne destek verdiğini bunu da saklamadığını aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde bugün FETÖ elebaşı nerede yaşıyor? Amerika'da yaşıyor. Tüm taleplerimize rağmen FETÖ'nün iadesini bırakın, onların orada huzurlu şekilde yaşaması için destekler veriliyor. Sen terörle mücadelede birçok zaafiyet içindesin, terörü destekliyorsun sonra da tutup başka ülkelere akıl veriyorsun ya da raporunda onları eleştiriyorsun. Türkiye gibi ülkeler de artık bu konularda sessiz durmuyor ve sesini yükseltiyor. Bizden rahatsız olmalarının sebebi de bu. Biz sesimizi her zaman yükseltmeye devam edeceğiz, Cumhurbaşkanımız bu konuları doğrudan Başkan Trump'a söylüyor, inşallah 13 Kasım'da Washington'da bu konuları gündeme getireceğiz."