23.12.2022 - 17:18 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr - Charles Cullen 22 Şubat 1960’ta, ABD'nin New Jersey eyaletinde dünyaya geldi. Oldukça yoksul bir ailede hayata gözlerini açan Cullen, zor bir çocukluk geçirdi. Yalnızca 9 yaşında küçücük bir çocukken bile çeşitli kimyasal maddeleri karıştırarak intihar teşebbüsünde bulunmuştu. Cullen’ın çocukluk ve ilk gençlik dönemleri de hem arkadaşları hem de ailesi tarafından aşağılanarak zorluklarla geçti.
ARKADAŞLARINI ZEHİRLEYEREK ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTI
Henüz lise çağlarındayken ilk cinayet teşebbüsünde bulundu. Katıldığı partide kendisiyle dalga geçen arkadaşlarının içeceklerine zehir karıştırdı ve onları öldürmek istedi. Ancak kimse hayatını kaybetmedi. Liseyi bitirdikten 3 yıl sonra Cullen New Jersey'deki bir hastanenin hemşirelik okuluna kayıt yaptırdı ve 1987 yılında hemşirelik okulundan mezun oldu. O yıl haziran ayında ise New Jersey'deki Saint Barnabas Tıp Merkezi'nde hemşire olarak çalışmaya başladı. Yıllar boyunca devam edeceği korkunç cinayetlerinin ilkini de burada işledi. İlk kurbanı 72 yaşındaki John Yengo'ydu. Yaşlı adama kasıtlı olarak aşırı dozda ilaç verdi ve ölümünü izledi. Üstelik adam birkaç gün önce güneş yanığı şikayetiyle hastaneye gelmişti ve ölümcül bir rahatsızlığı yoktu.
İşlediği ilk cinayetten sonra eşine ve küçük kızına acımasızca işkence etmeye başladı. Bu nedenle eşi Adrienne Taub aile içi şiddet nedeniyle Cullen'dan ayrıldı. Ancak boşanma davasına bakan hâkim, Cullen’ın şiddet eğilimli olmadığına karar verdi. Böylece Cullen herhangi bir ceza almadı.
BÜTÜN ŞÜPHELER ONU GÖSTERİYORDU
Saint Barnabas Tıp Merkezi'nden 1992 yılında kovulan Charles Cullen kısa süre sonra başka bir hastanede çalışmaya başladı. Yeni başladığı işinde de de pek çok kişiyi çeşitli ilaçlarla öldürmüştü. Cullen uzun bir süre ilaçları kullanmaya devam etti ve 2003 yılının ortalarında yakalanana kadar hastanedeki 40'a yakın hasta Digoxin kullanılarak öldürülmüştü. Hastaların ölümü herkesi şaşkına çeviriyordu. Çünkü birçoğu oldukça basit şikayetler nedeniyle hastaneye geliyor ve kısa sürede iyileşmesi bekleniyordu. Hal böyle olunca hastanede şüpheler artmaya başladı. Üstelik yaşamını kaybeden pek çok hastayla Cullen ilgileniyordu.
Şüphelerin odağında olan Cullen'a 2003 yılında resmi bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma sırasında Cullen’ın ilgilenmediği hastaların da tıbbı kayıtlarına eriştiği ortaya çıkarıldı. Ayrıca katil hemşirenin uzun süredir oldukça tuhaf ilaçlar sipariş ettiği bilgisine de ulaşıldı. Cullen yapılan sorguda insanların acısına son vermek istediği için onları öldürdüğünü söyledi. Ancak bu söylediklerinin bir gerçekliği yoktu çünkü hastalarının çoğu ölümcül sebeplerle hastaneye gelmemişti.
2388'E KADAR HAPİSHANEDE
Nihayetinde katil hemşire 40'a yakın hastayı öldürdüğünü itiraf etti. Ancak birçok kişi onun 400 insan öldürmüş olabileceğini düşünüyor. Hatta seri katil tarafından katledilen kişilerden birinin yakını Cullen'ı insanların acılarına son veren bir 'merhamet meleği' olarak tanımladı. Ancak bu cümle Cullen’ın soruşturma sırasında yaptığı savunmaya ithafen söylenmiş, ironik bir cümleydi. Bu olay sonunda cani katil, 'Ölüm Meleği' olarak anılır hale geldi. Soruşturmanın ardından mahkemeye çıkarılan Charles Cullen tutuklanmasının ardından 18 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Şu anda 62 yaşında olan katil, 10 Haziran 2388'de şartlı tahliye için uygun olacak.
Korkunç hemşirenin hikâyesi Tobis Lindholm tarafından yönetilen Eddie Redmayne'in New Jerseli seri katili canlandırdığı 'The Good Nurse' (İyi Hemşire) adlı film, 11 Eylül 2022'de yayınlanmıştı.