04.09.2018 - 20:22 | Son Güncellenme:
AA
Mistura, danışmanı Jan Egeland ile Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun İnsani Erişim Çalışma Grubuna ilişkin BM Cenevre Ofisi'nde basın toplantısı düzenledi.
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ilindeki son durumu değerlendiren Mistura, Suriye'de daha önce yaşananlardan ders çıkarılarak mevcut durumun siyasi ve askeri açıdan dikkatlice ele alması gerektiğini vurguladı.
Mistura, "İdlib'de savaştan kaçınılmasını dilemeye, umut etmeye ve istemeye devam ediyoruz." dedi.
Süreçte çözüme ulaşılması için anahtar konumda olan Türkiye ve Rusya arasında görüşmeler yapılmasına zaman tanınması gerektiğini vurgulayan Mistura, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin'e seslenerek "İkinizin yapacağı telefon görüşmesi, Tahran öncesinde dahi büyük fark yaratabilir." ifadesini kullandı.
Mistura, Erdoğan ve Putin'in teknik görüşmelerin dışında bire bir görüşmesinin etkili olacağını vurgulayarak "Biliyorum ki Başkan PutinCumhurbaşkanı Erdoğan ile, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Putin ile görüştüğünde geçmişteki görüşmelerde olduğu gibi makul, mantıklı, dramatik olmayan bir çözüm ortaya çıkacaktır." diye konuştu.
İdlib'de sürdürülebilir bir sonucun elde edilmesinin imkansız olmadığını vurgulayan Mistura, İran, Rusya ve Türkiye'nin katılımıyla 7 Eylül'de Tahran'da düzenlenecek Suriye toplantısının önemine de dikkati çekti.
ÖNCELİK SİVİLLERİN KORUNMASI
Mistura, İdlib'de önceliğin sivillerin korunması olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"İdliblilerle tanışmanızı dilerim. Bugün bile birçoğu ile tanıştım. Onlar kadın, erkek, öğretmen, sağlık çalışanı, mühendis, çocuklar. Yani sadece siviller. Bir bilinmezin içinde sıkışıp kaldılar. Hepimiz biliyoruz ki El Nursa BM'nin terörist listesinde yer alan bir terör örgütü ancak orada bulunan diğerleri terörist değil ve İdlib savaşının bedelini onlar ödememeli."
Mistura, BM'nin İdlib'de savaş ortamına dönülmemesi çağrısı yaparken bir yandan da en kötü senaryoya hazırlıklı olarak sivillerin "koruma altında ve gönüllü tahliyesi"ne yardımcı olabilme görevi olduğunu söyledi.
Kendini tehlike altında hisseden sivillerin İdlib'den ayrılmak istemesi durumunda kuzey, güney ya da doğuya, her yöne gidebileceklerini söyleyen Mistura, BM'nin bu süreçte hangi yöne giderlerse gitsinler sivillerin yanında olmak için hazırlıklı olduğunu belirtti.
Mistura, İdlib'de kimyasal silah kullanımına ilişkin bir risk olduğuna ve klor gazı kullanılabileceğine dikkati çekerek kimyasal silah kullanımından kesinlikle kaçınılması gerektiğini vurguladı.
"İDLİB İNSANLARIN GÜVENLİ BULUP GELDİĞİ YER"
Egeland ise Türkiye, Rusya ve İran'ın Tahran'da yapacakları görüşmeden siviller için umut teşkil edecek bir sonuç çıkmasını umduğunu belirterek ABD, batılı ülkeler ve Körfez ülkelerine İdlib için ellerinden geleni yapma çağrısında bulundu.
"İdlib başka bir yere benzemiyor çünkü burası insanların güvenli bulduğu için kaçıp geldiği yerdi." diye konuşan Egeland, İdlib'deki durumun sahada yapılacak müzakereler yoluyla çözülebileceğini kaydetti.
"BM, İDLİB İÇİN YÜKSEK ALARMDA"
Dujarric, günlük basın brifinginde İdlib'e olası operasyon ve Rusya'nın bugün bölgeye düzenlediği hava saldırıları konusunda açıklamalarda bulundu.
Bugün İdlib ve Hama'da düzenlenen hava saldırılarının ölüm ve yaralanmalara ayrıca okul ve market gibi sivil yapılarda zarara yol açtığının altını çizen Dujarric, "BM, İdlib'deki insani durum ve bölgedeki askeri gerginliğin artmasının yol açacağı potansiyel yıkıcı insani sonuçlardan duyduğu endişeyi bir kez daha tekrar ediyor." ifadesini kullandı.
Dujarric, İdlib'de 3 milyon civarında sivilin yaşadığını ve BM'nin Türkiye üzerinden yardımlarını bölgeye ulaştırdığına vurgu yaparak, Suriye'nin kuzeybatısında muhtemel bir operasyon durumunda doğacak ihtiyaçları karşılamak için 311 milyon dolar civarı fona ihtiyaç duyduklarını belirtti.
"BM, İdlib için yüksek alarmda." ifadelerini kullanan Dujarric, "BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura sürekli Suriye'deki taraflarla telefonla görüşüyor. Ancak bölgedeki sivililerin çatışmalardan uzaklaştırılmasını sağlamak bölgedeki tarafların sorumluluğu." açıklamasında bulundu.