13.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER - Rusya'nın Ukrayna'yı işgal harekatının ardından patlak veren savaşta uzun süreli ateşkes sağlanması ve krize bir çözüm bulunması amacıyla iki ülke dışişleri bakanlarının Antalya'da bir araya gelmesinin ardından Avrupalı liderler de yeniden harekete geçti.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı. Federal hükümetten yapılan açıklamada, 75 dakika süren görüşmenin "Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için sürmekte olan uluslararası çabaların bir parçası olduğu" belirtildi. Scholz ve Macron'un, Putin'e, Ukrayna'da derhal ateşkes ve diplomatik çözüm çağrısı yaptıkları açıklanırken, görüşmenin detaylı içeriği konusunda sessiz kalmak üzere tarafların anlaştığı bildirildi.
Scholz'un, Putin'den önce de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştüğü ve durum hakkında bilgi aldığı, iki liderin yakın temasta kalma konusunda da anlaştığı belirtildi.
'VATİKAN DA HAZIR'
Vatikan da, Ukrayna savaşıyla ilgili "her türlü arabuluculuğa hazır" olduğunu açıkladı. Vatikan, yaptığı açıklamada, ateşkes konusunda anlaşmaya varılmasına yardımcı olmak için "imkanlar dahilinde her şeyi" yapmaya hazır olduğunu, savaşın sona erdirilmesine yönelik de arabuluculuk yapabileceğini bildirdi.
Vatikan'ın başbakanı ve dışişleri bakanı konumlarındaki Kardinal Pietro Parolin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon konuşmasında da ateşkes konusunu dile getirdiğini vurgularken, Papa Françesko'nun, Moskova'nın Ukrayna'da olanlar için kullandığı "askeri operasyon" nitelemesini reddettiğini, bunun, yaşananların boyutunu tam olarak ortaya koymaktan uzak olduğunu düşündüğünü de aktardı.
AB'DEN YENİ KARARLAR
Öte yandan Fransa'nın başkanti Paris'te bir araya gelen Avrupa Birliği liderleri de, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını "Avrupa tarihinde tektonik bir değişiklik" olarak nitelendirdi. Liderler, Ukrayna'nın işgalinin, Avrupa Birliği'nin kendi güvenliği için acilen sorumluluk üstlenmesi ve bu konuda başkalarına bağımlı olmaması gerektiğini gösterdiğini vurguladı.
BİDEN: ÇATIŞMAYA GİRMEYECEĞİZ!
ABD Başkanı Joe Biden, NATO topraklarının her karışını savunacaklarını ancak Rusya ile bir çatışmaya girmeyeceklerini, zira bunun Üçüncü Dünya Savaşı’na neden olabileceğini kaydetti. Biden, Twitter hesabından paylaştığı mesajında “Açık olmak istiyorum; NATO topraklarının her karışını NATO’nun tüm gücüyle birlikte savunacağız. Ancak Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşmayacağız. NATO ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma, Üçüncü Dünya Savaşı’dır. Bu, önlemeye çalışmamız gereken bir şey” ifadelerini kullandı.
MEGA YATA EL KONULDU
Geçen hafta Rus milyarderlere ait 156 milyon dolarlık yatlara el koyan İtalya, bu kez de 578 milyon dolar değere sahip bir mega yata el koydu. Yaptırımlar kapsamında Rus oligarkların yatları ve mallarına el konulması uygulaması devam edereken, Rus oligark Andrey Melnichenko’ya ait bir megayata, İtalyan makamlarınca el konuldu. İtalyan maliye polisi, “SY A” adlı yelkenli geminin Trieste limanına çekildiğini bildirdi. Melnichenko, AB’nin yaptırımlılar listesinde bulunuyordu.
HIRVATİSTAN’I KIZDIRAN İHA
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, komşu ülkeleri de etkilerken, ilginç bir olay gerçekleşti. Sovyet yapımı bir silahlı insansız hava aracı (SİHA), Ukrayna'dan çıkarak Romanya ve Macaristan hava sahasını geçip Hırvatistan’da düştü. Bunun üzerine tepki gösteren Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, “NATO ve AB'ye açık tehdit” olan bu duruma tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi, İttifak’a çattı.
Söz konusu olay sonrası Rus ve Ukraynalı taraflar, söz konusu SİHA’nın kendilerine ait olmadığını açıklarken, söz konusu insansız hava aracının, Sovyet Rusya yapımı ve “Tu-141 Strizh” modeli olduğu, önceki gün Macaristan'da bir öğrenci yurdu yakınına düştüğü belirtilmişti. Can kaybı veya yaralanan kimsenin olmadığı olayda park halindeki 40 araçta maddi zarar oluşmuştu.
NATO, entegre müttefik hava ve füze savunma sistemlerinin objenin uçuş rotasını takip ettiğini açıkladı. Ancak Hırvat Başbakanı Plenkovic, ülkesinin bilgilendirilmediğini, NATO'nun da gazetecilerin sorusu üzerine reaksiyon gösterdiğini savundu.Plenkovic, insansız hava aracının 40 dakikadan daha fazla Macar hava sahasında uçtuğunu duyurdu.
Hırvat Başbakan, dronun kendi hava sahalarında 7-8 dakika boyunca uçtuktan sonra yere çakıldığını söyledi. Romanya Savunma Bakanlığı ise, hava aracının Ukrayna'dan ülke hava sahasına girdiğini ve ihlalin 3 dakika sürdüğü için müdahalenin zor olduğunu savundu.
ÇAĞRIDA BULUNDU
Plenkovic, Hırvatistan'a çağrıda bulunarak hava savunma sistemlerinin dronu neden tespit edemediğini araştırmasını istedi. Hırvat Başbakan, ülkesi ile Romanya hava sahasının kısa süreli ihlal edildiğini bunun da tespiti zorlaştırdığını kaydetti. İnsansız hava aracının nükleer tesise de düşebileceğini kaydeden Plenkovic, iyi bir tepki gösterilemediğini, dronun kim tarafından uçurulduğunun da araştırma sonucu tespit edilebileceğini kaydetti. Askeri uzmanlar, 6 ton ağırlığındaki hava aracını sadece Kiev'in kullandığını öne sürüyor.
‘SAVAŞ SUÇU SAYILABİLİR’
Birleşmiş Milletler Siyaset ve Barıştan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary Di Carlo, “Uluslararası Barış ve Güvenliğe Yönelik Tehditler” konulu Güvenlik Konseyi toplantısında, konsey üyelerine Ukrayna’daki son durumla ilgili bilgi verdi. Di Carlo, Ukrayna'da sivillere ve sivil hedeflerine yapılan Rus saldırılarının uluslararası insani hukukunun ihlali olduğunu belirtirken, bu ihlallerin, savaş suçu sayılabileceğini vurguladı. BM Genel Sekreter Yardımcısı Di Carlo, Ukrayna kentlerinde Rus askerleri tarafından girişilen saldırıların tam bir yıkıma yol açabileceğine de dikkat çekti.
FSB’DE PUTİN DEPREMİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna savaşı nedeniyle, Rus İstihbarat Servisi FSB'de deprem etkisi yaratan değişikliklere gittiği öne sürüldü. İngiliz “Daily Mail” gazetesinin haberine göre, FSB Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Orestovich ile yardımcısı Anatoly Bolyukh, işgal sırasında Ukrayna'nın Rusya'ya karşı güçlü direniş gösterebileceği konusunda uyarıda bulunmadıkları, bu yüzden de harekatın hedeflendiği gibi gitmediği gerekçesiyle tutuklanarak ev hapsine alındı. Bununla birlikte gazete, iki yöneticinin, Ukrayna’da kullanılmak üzere ayrılan fondan zimmetlerine para geçirmiş olabileceklerini de yazdı. Haberde, FSB’nin Putin’e, Ukrayna’nın işgal edilmesi halinde fazla direnişle karşılaşmayacağı, halkın liderlerinden kurtulmak istediği yönünde bilgi verdiği kaydedildi.
Putin'in, işgalden önce Rus kuvvetlerinin Ukrayna ordusunun yalnızca küçük bir direnişiyle karşılaşacağını ve Ukraynalıların kendilerinin liderlerinden kurtulmaya hevesli olduklarını garanti eden istihbarat için teşkilatı suçladığı söyleniyor. FSB güvenlik servisinin kendisine Ukrayna'nın zayıf olduğunu, neo-Nazi gruplarla dolu olduğunu ve saldırıya uğrarsa kolayca pes edeceğini gösteren istihbarat verdiği iddia edildi.
Ukraynalı siviller, Rusların işgal ettiği bölgelerde protesto gösterileri düzenleyerek, tanklarını sabote ederek ve araçları ele geçirerek hükümetlerinin ve Volodymyr Zelensky'nin ilham verici liderliğinin arkasında toplandı. Bu durum iddiaya göre Putin'i çok kızdırdı. Dün erken saatlerde Putin'in üst düzey generallerini görevden aldığı ve başarısız istihbarat ve zayıf strateji nedeniyle FSB'de 'öfkeli' olduğu söylendi. Ukrayna güvenlik konseyi başkanı Oleksiy Danilov, çatışmanın başlangıcından bu yana 'yaklaşık sekiz' Rus komutanının görevden alındığını söyledi.
POLONYA’NIN GÖÇ FERYADI
Polonya Sınır Muhafızları, savaş başladığından beri Ukrayna’dan Polonya’ya kaçan sığınmacıların 1 milyon 596 bine yükseldiğini açıkladı. Varşova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Maciek Duszczyk bu kişilerin tamamının Polonya’da kalmadığını, yaklaşık 600 bininin diğer ülkelere doğru yola çıktığını tahmin ediyor. Varşova ve Krakov’daki yerel yöneticiler, daha fazla yardım gönderilmediği taktirde kentlerin imkanlarının tükenmek üzere olduğunu açıkladı. Savaşın başından bu yana Ukrayna’dan çıkanların sayısının ise 2.6 milyona ulaştığı belirtiliyor.
VİYANA’DA RUSYA ÇELMESİ
İran’la Nükleer Anlaşma’ya ilişkin Avusturya’nın başkenti Viyana’da yürütülen görüşmelerin, Rusya'nın “müzakere dışı talepleri” nedeniyle tehlikeye girdiği ve durduğu belirtildi. Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından yapılan açıklamada, İran ile nükleer anlaşmanın, Rus talepleri nedeniyle "sonuca bağlanamama riski" bulunduğu vurgulandı. Daha önce görüşmelere, "Rusya’nın talepleri nedeniyle" ara verilmişti. Anlaşmanın taraflarından biri olan Rusya, Ukrayna savaşıyla ilgili kendisine yönelik yaptırımların, İran ile iş birliğine zarar vermeyeceğine dair ABD'den yazılı garantiler talep etmişti. İran ise, Rusya’nın nükleer anlaşma müzakerelerine bu şekilde müdahale etmesini “yapıcı bulmadığını” dile getirdi.