25.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal harekatı sonrası, dünya liderlerinden, ardı ardına Kremlin’i ve Putin’i kınayan, benzeri görülmemiş yaptırımlar vaat eden açıklamalar geldi. ABD Başkanı Joe Biden, ulusal güvenlik konseyi toplantısı sonrası ABD ve müttefiklerinin Rusya’ya uygulayacağı yeni yaptırımları duyurdu.
Putin’in diplomasiyi reddederek savaşı seçtiğini ve bunun sonuçlarına katlanacağını belirten Biden, “Rusya’nın küresel ekonominin parçası olmasını kısıtlayacağız” dedi. Yaptırımların Rus ekonomisine hem hızlıca hem de zamanla ciddi maliyetler getireceğini ifade eden Biden, “Rusya’nın dolar, euro, sterlin ve yen üzerinden işlem yapmasını engelleyeceğiz. Rusya ordusunun finanmasnını kısıtlayacağız. Rusya’nın yüksek teknoloji ve uzay programlarına erişimi engellenecek. Rusya’da 4 büyük bankaya yaptırım uygulayacağız. Bu bankalar 1 trilyon dolarlık varlığa sahipler. Amerika’da sahip oldukları her varlık dondurulacak. Kremlin’e yakın Rus seçkinlerinin ve aile üyelerinin isimlerini de yaptırım listesine ekliyoruz” diye konuştu.
AB’deki varlıklar donduruldu
Avrupa Birliği (AB) olağanüstü Liderler Zirvesi de dün Brüksel’de toplandı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yaptığı açıklamada saldırıyı kınarken, “Rusya’nın hedefi sadece Donbas, Ukrayna değil, hedef Avrupa’nın istikrarı ve tüm uluslararası barış düzenidir” ifadelerini kullandı. Olağanüstü zirvede Rusya’ya yönelik finans, enerji, ulaşım, ihracat kontrolü ve finansmanı, vize politikası ve kişileri hedef alan ek yaptırımlar kabul edildi. Bu çerçevede, AB, Rusya’nın kilit öneme sahip teknolojilere ve pazarlara erişimini engelleyecek. Aynı zamanda AB’deki Rus varlıklarını dondurma ve Rus bankalarının Avrupa finansal piyasalarına erişiminin de durdurulacağı kaydedilirken, ihracat kontrolü, bankalara, diğer kuruluşlara, Rus vatandaşlarına ve diplomatlarına da ek yaptırımlar uygulanacak.
İngiltere pazarı kapandı
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Rusya’ya karşı yeni kapsamlı yaptırımları açıkladı. Johnson, toplam varlığı 154 milyar sterlin olan VTB Bankası dahil tüm büyük Rus bankalarının varlıklarının dondurulacağını, Rus vatandaşlarının Birleşik Krallık bankalarında tutabilecekleri mevduat miktarını sınırlayacaklarını belirtti.
Rusya’nın en büyük savunma şirketi olan Rostec’in de aralarında bulunduğu kişi, kuruluş ve yan kuruluşlara yaptırım uygulanacağını aktaran Johnson, tüm Rus şirketlerinin Birleşik Krallık pazarlarında finansman sağlamasını yasaklanacağını ve Rusya’ya ihracat lisanslarının askıya alınacağını duyurdu.
Rus ulusal havayolu Aeroflot’un Birleşik Krallık’a iniş yapmasının ve Rusya’ya yüksek teknoloji ihracatının yasaklanacağını açıklayan Johnson ayrıca, daha önce açıklanan 3 milyardere ek olarak 100 yeni kişi veya kuruluşun mal varlıklarının dondurulacağını kaydetti.
Dünya liderleri Moskova’ya tepkili
‘Bu Putin’in savaşı!’
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, yaptırımların Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sebebiyle “acı bir bedel” ödemesini sağlayacağını belirterek, Rus lider Vladimir Putin’in “ciddi bir hata” yaptığını söyledi. Scholz “Putin komşularına acı ve yıkım getiriyor, Ukrayna’nın egemenliğini ihlal ediyor. Bunu yaparken kıtamızdaki barış düzenini tehlikeye atıyor. Bunların hiçbirinin gerekçesi yok. Bu Putin’in savaşı” ifadelerini kullandı.
‘Sırtımızı dönmeyeceğiz’
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “Ukraynalıların milli duygularına asla boyun eğdiremeyecek bir diktatör” olarak tanımladı. Johnson, Batılı müttefiklerin Rusya’ya karşı “çok ağır” yaptırım paketi hazırladığını belirterek, Ukrayna halkına “Sırtımızı dönemeyiz ve dönmeyeceğiz de” ifadelerini kullandı. Daha önce sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Ukrayna’daki korkunç olaylar nedeniyle dehşete düştüğünü belirten Johnson, “kararlı bir biçimde yanıt vermek” için müttefikleriyle çalışmaya söz verdi.
‘Acilen son verin!’
Moskova ile son dakikaya kadar diplomatik çözüm arayışında olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya’nın savaş açma kararını net bir biçimde kınadı, Ukrayna’ya desteğini sundu. Macron, Moskova’dan “acilen askeri operasyonlarına son vermesini” talep etti.
Çin, Batıyı suçladı
Çin yönetiminin Rusya’yı işgal sebebiyle kınamamasının yanı sıra, krizin kötüleşmesinde ABD ve müttefiklerini suçlaması dikkat çekti. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Pekin, “tüm tarafları, diğerlerinin meşru güvenlik endişelerine saygılı davranmaya” davet ederken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying “Tüm taraflar gerilimi artırmak yerine barış için çalışmalıdır. Diğerlerini kınamakla meşgul olan taraflar, ne yaptılar? Diğerlerini ikna ettiler mi?” ifadelerini kullandı.
‘Vahşi bir savaş eylemi’
NATO Karargahı’nda düzenlenen olağanüstü toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Genel Sekreter Jens Stoltenberg Rusya’ya karşı çok sert sözler kullandı. Rusya’nın saldırısını “vahşi bir savaş eylemi” olarak niteleyen Stoltenberg, “Şehir merkezlerini hedef alan hava ve füze saldırılarıyla Avrupa’nın güvenliği için vahim bir an. Can kaybının tüm sorumluluğu Rusya’ya ait. Bu, uluslararası hukukun açıkça ihlalidir. Avrupa ve Atlantik’in güvenliği için ciddi tehdittir. Ortada acımasız bir savaş eylemi var… Kıtamızda barış paramparça oldu” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin New York’taki acil toplantısında konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, Rusya lideri Putin’den “insanlık adına” bu saldırıyı durdurmasını ve birliklerini Rusya’ya geri getirmesini istedi.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Ukrayna'nın Rus etkisinden kurtulma çabası son yıllarda ülkenin kaderini şekillendirdi. İşte Ukrayna'nın bu yolda verdiği mücadele ve yaşadığı olaylar:
1991: Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Ukrayna bağımsızlığını ilan etti ve ilk seçimini gerçekleştirdi.
2004: Rusya yanlısı aday Viktor Yanukoviç seçimi kazandı ancak seçim çok büyük usulsüzlük ve hile suçlamalarıyla karşılaştı. Bunun sonucu ülkede turuncu devrim başladı. Eylemler sonunda Batı yanlısı lider Viktor Yuşçenko seçimi kazandı. Yuşçenko, zehirlendi ve yüzünde büyük hasar oluştu.
2008: NATO Ukrayna'ya bir gün İttifak'a katılma konusunda söz verdi.
2010: Yanukoviç, Yulia Timoşenko'yu yenerek seçimi kazandı ve Rusya yanlısı bir lider yeniden Ukrayna'nın başına geçti.
2013: Yanukoviç AB ile yapılan anlaşmaları feshetti ve Rusya ile anlaşıp, Rus donanmasına Ukrayna limanlarına girme izni verdi. Bunlar ülkede büyük protesto dalgasına neden oldu.
2014: Başkent Kiev'in 'Maidan' Meydanında yoğunlaşan protestolar şiddete dönüştü. Müdahalelerde çok sayıda eylemci hayatını kaybetti.
Şubat 2014: Yanukoviç devrildi ve Rusya'ya kaçtı. Bunun ardından Rusya Kırım'ı ilhak etti.
Nisan 2014: Kırım'ın ardından Donbas'ta da ayrılıkçılar silaha başvurdu. Bölgede Rusya destekli ayrılıkçılar bağımsızlık ilan etti.
Mayıs 2014: Batı yanlısı bir diğer isim Petro Poroşenko seçimi kazandı.
Temmuz 2014: Rus yanlısı ayrılıkçılar Donbas’ta Malezya Havayolları’na ait yolcu uçağını düşürdü. 298 kişi hayatını kaybetti.
2017: AB, Ukrayna vatandaşlarına vizesiz seyahat ve gümrük birliği için kapıları açtı.
2019: Ukrayna Kilisesi, Rus Ortodoks Kilisesi'nden ayrıldı. Fener Rum Patrikhanesi, Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin Moskova'daki Rus Ortodoks Kilisesi'nden ayrılma talebini kabul etti.
Mayıs 2019: Batı yanlısı eski aktör Volodimir Zelenskiy Devlet Başkanı seçildi.
2021: Rusya, Ukrayna sınırında 'tatbikat' gerekçesiyle asker toplamaya başladı.
Aralık 2021: Rusya güvenlik taleplerini iletti. Biden, Rusya'yı işgal durumunda çok ağır yaptırımlarla uyardı.
Ocak 2022: Rus askeri ‘tatbikat’ gerekçesiyle Belarus'a da geldi. Ukrayna sınırındaki Rus askeri sayısı 190 bini buldu.