Raisa Gorbaçova Milliyet'e konuştu

       1980'li yıllarda Londra'da Cartier'den, Paris'te Yves Saint Laurent'den alışveriş yapan, American Express kredi kartı kullanan, bir günde üç farklı kürk giyen, babası Tatar Türk'ü olduğu söylenen Raisa Gorbaçova, ekonomik bunalımın yaşandığı bugünlerde Sovyetler Birliği'ni hatırlayarak "geçmişe özlem duyuyor."
       Raisa Gorbaçova'nın uluslararası kamuoyunun önüne çıktığı o dönem, Batı için tam bir şoktu. Asık yüzlü, zevksiz giyinmiş Sovyet lider eşlerine alışmış uluslararası kamuoyu, ondan çok etkilendi. Amerikan Time dergisinin, "eşinden daha az kilolu ilk Sovyet "first lady"si, 1800'lerin sonundan bu yana Kremlin'e gelen ilk gerçek çariçe" diye tanımladığı Raisa Gorbaçova'dan
       "eşini vezir eden kadın" diye de söz ediliyor. Ancak, bir gerçek daha var: Bayan Gorbaçov, Batı'da ne kadar ilgi çektiyse, ülkesindeki yoksul halkı da o kadar kızdırdı. Bu nedenle eşi, zaman zaman yakın çevresine, "Bu kadın hem çok paramı harcıyor, hem de başıma dert oluyor" diye yakınırdı.
       Raisa Gorbaçova'dan, "Biraz burnu havada, sivri dilli, çekici, kültürlü ve şakacı" diye söz ediliyor.
       Eşinin Kremlin'den ayrılmasından sonra uzun süre hastalıkla uğraşan Bayan Gorbaçov, artık sağlığına kavuşmakla kalmadı, 66 yaşında olmasına karşın, çekiciliğini de korumayı başardı. Raisa Gorbaçov, ekonomik bunalımın yaşandığı bugünlerde " nostalji" yapıyor: Kaç arkadaşım telefon etti. Bankadaki hesapları dondurulmuş. Herkes panik içinde. Yoksul halk, parasını çekemiyor. Oysa, benim gençliğimde öyle miydi? İstediğin bankaya gider, istediğin kadar para çekerdin...Belki gerçekten öyledi ama, o zamanlar da mal sıkıntısı vardı. Babasının adı, resmi belgelere göre Maksim, söylentilere göre Maksut. O ise, kesinlikle Rus olduğunu söylüyor. Geçen yıllar, ona yeni şeyler öğretmiş. Hala güler yüzlü, hala zarif ama," burnu havada" Raisa Gorbaçova'dan artık eser yok.