DünyaPutin’in tehlikeli oyunu: Açlık!

Putin’in tehlikeli oyunu: Açlık!

08.06.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Avrupa Parlamentosu üyesi Alman siyasetçi Udo Bullmann Milliyet’e yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin de dahil olduğu tahıl ihracatı önerisine Ukrayna’da şüpheyle yaklaşıldığını belirtti.

Putin’in tehlikeli oyunu: Açlık

FATMA GÜLÇİN KABASAKALLI - Avrupa Parlamentosu milletvekili ve Alman Sosyal Demokrat Partili (SPD) Udo Bullmann, Avrupa’nın küresel gıda krizine karşı çalışmaları ve Türkiye’nin Ukrayna’daki buğdayın ihracatı konusundaki rolüne ilişkin Milliyet’e özel açıklamalarda bulundu. Bullmann, dünyanın çok zorlu ve tehdit edici bir dönemden geçtiğini, çok sayıda kriz unsurunun arttığını vurgularken, Kovid-19 pandemisi, dünya çapında gelir eşitsizliğinin artışının yanı sıra Afrika’da açlık krizine de dikkat çekti. Bullmann , bu zorluklara ancak çok taraflı ve barışçıl bir dünya düzeninde çözüm bulunabileceğini söyledi. 

Haberin Devamı

RUSYA AÇLIKLA OYNUYOR 

Küresel gıda güvenliği konusunda “sorunun çok büyük” olduğunu söyleyen Bullmann, “Ukrayna savaşından önce zaten büyük bir gıda krizi vardı. Kovid-19’un sonucu açlığın geri döndüğünü biliyorduk, ekonomik faaliyetler kapanıyordu. İnsanlar daha fazla geçinemiyordu özellikle de Afrika’daki kayıt dışı ekonomilerde. Şimdi de buna savaş eklendi” dedi. Çok sayıda Afrika ve Ortadoğu ülkesinin, Ukrayna ve Rusya’dan gelen buğdayın yüzde ellisinden fazlasına bel bağladığını belirten Bullman, “Rusya açlıkla oynuyor, krizle oynuyor” ifadelerini kullandı. Alman hükümetinin en acil sorunlarla mücadele etmek için G7 ülkelerinden finansal destek garantisi sağlayacak, somut bir kurtarma ve acil durum planı sunduğunu da açıklayan Bullmann, “Umarım bu sadece G7 ülkeleriyle kalmaz” dedi. Bullman, büyük bir açlık krizinden kaçınabilmek ve bu bölgelerdeki en acil durumlardaki insanlara gıda sağlamak için dünyada daha fazla aktörün desteğiyle, para ve teknik imkanlardan oluşan “ bir güvenlik ağı” kurabilecek taahhütlerin sağlanması gerektiğine de dikkat çekti. Bullman, Ukrayna’dan buğdayın çıkarılması için çok çalıştıklarını ancak bunun kolay olmadığını belirtirken, “Çünkü gemiyle gönderemiyorsunuz, trenle veya başka yollarla bunu yapmanız gerekir ancak buğdayın ihracatı için alternatif yollar bulmak çok zor. Şu an hükümetler Romanya veya başka yerler üzerinden bunu deniyor. Henüz gerçekleşmedi” dedi. 

Haberin Devamı

RUS HİLESİ OLABİLİR 

Son günlerde Ukrayna ve Rusya arasında buğday ihracatının Türkiye aracılığıyla gerçekleştirilme tartışmasıyla ilgili de yorum yapan Bullmann Türkiye’nin Ukrayna buğdayının uluslararası piyasaya gönderilmesi konusundaki desteklerinin “büyük bir jest olacağını ve uluslararası toplumun bunu memnuniyetle karşılayacağını” belirtti. Ancak Bullmann, “Ukrayna’daki pek çok kişi bunun buğdayı ülkeden çıkarmak için bir Rus hilesi olduğunu düşünüyor. Çünkü Putin’in limanları ve kilitlenen nakliye yollarını açması için öne sürdüğü şartlar Ukrayna için çok tehlikeli. Kolaylıkla batı Odessa’ya saldırabilirler. Bu yüzden bugün çok tehlikeli ve tümden bir diplomatik yönetimin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Afrika liderleri de çatışmanın taraflarıyla bu soruna çözüm bulmak amacıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Kısa zamanda yapılabileceğini ümit ediyorum” dedi. 

Haberin Devamı

AB, İKİ KUTUPLU DÜNYAYA İLGİ DUYMUYOR

Bullmann, mevcut zorlukların çok taraflı ve barışçıl bir dünya düzeninde çözüm bulunabileceğini vurgularken, Avrupa Birliği’nin (AB) çok taraflı bir yapı üzerine inşa edildiğini, AB ekonomisinin tüm dünyada açık ve barışçıl pazarlara inandığını da belirtti. Bullman “AB’nin, Çin emperyalizmi ve ABD’nin çıkarlarının dünyayı yönettiği iki kutuplu dünyaya sıfır ilgisi bulunuyor” dedi. Bu yapbozda Türkiye’nin nerede olduğunu da sorgulayan Bullman, “Umuyorum ki, Ukrayna’da binlerce hayatın yok olduğu travmatik durum sürerken, demokratik, liberal ve kendini Avrupa yoluna adamış bir Türkiye ile birlikte bir şeyler yapabiliriz” dedi. AB’nin Kopenhag kriterlerinden taviz verme kapasitesi olmadığını belirten Bullmann, gelecekte bir yakınlaşma olacaksa, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün, karşılıklı iş birliğinin temel unsuru olduğunu kaydetti.