Pompeii'de kaplumbağa ve yumurtaları bulundu!
25.06.2022 - 17:20 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Bir villanın altını kazarken ortaya çıkarılan hayvanın kafası, kuyruğu ve bir bacağı kopmamış halde. Villa enkazının ise felaketten önce gerçekleşen depremden kaldığı tahmin ediliyor.
Tam 1943 yıl önce tarihi patlama duyulduğunda, etrafındaki yaşam yalnızca 15 dakika içinde sona erdi. Dakikalar içinde binlerce insan, ev ve canlı taşlaştı. İnsanlar nefessiz kalarak hayatlarını kaybetti, şehir gaz, toz ve kül bulutu altında kaldı.
Patlama noktasına 10 kilometre mesafedeydiler ancak yüzyıllardır hiçbir olağandışılık görünmediği için şehir hazırlıksız yakalanmıştı. Ölümlerin nedeni, 800 yıllık sessizliğin ardından yaşanan kıyametin yol açtığı 'piroklastik akıntı'ydı.
Yaklaşık 1700 yıl boyunca kayıp durumda olan kent, 1748 yılında tesadüfen yeniden keşfedildi. Bilim insanları, halen üçte biri gün ışığına çıkarılamayan şehrin partikül bulutu altında kaldığını ise Mart 2021'de duyurdu. Scientific Reports dergisindeki makalede, "200-250 °C saf sıcak havaya maruz kalınması halinde 2-5 dakika boyunca hayatta kalınabilir ancak solunabilir formdaki sıcak ince küllerin varlığı hayatta kalma süresini büyük ölçüde azaltır" denildi.
M.S. 79 yılında patlayan Vezüv Yanardağı, İtalya'nın güneyindeki Napoli şehri yakınlarında yer alan Pompeii'yi yok etti. 24 Ağustos 79'da Pompeii'de neler olduğunu ortaya çıkaran araştırma, İtalya'daki Bari Üniversitesi ve Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü (INGV) ile İngiliz Jeolojik Araştırma Kurumu (BGS) tarafından gerçekleştirildi.
Patlamayla birlikte ortaya çıkan dev lav nehirleri, Akdeniz'e doğru akarken Pompeii'den geçti. Antik kentte yanardağ patlamasında ölen yaklaşık 2000 kişinin büyük kısmı, 'piroklastik akıntı' nedeniyle nefessiz kalıp boğuldu.
Pompeii sakinleri, kaçma fırsatı bulamadan evlerinde ya da sokaklarda volkanik partikül bulutuyla yüz yüze geldiler. INGV Vezüv Gözlemevi araştırmacısı Roberto Isaia, yanardağdan yayılan volkanik bulutun 'karbondioksit, klorür, volkanik kül ve taş parçalarından' oluştuğunu söylüyor.
TAŞLAŞMIŞ ATTAN BÜYÜCÜ KADINA
Yıllardır kazıların devam ettiği Pompeii'de, bugüne kadar taşlaşmış attan köle ve sahibine birçok kalıntı bulundu. Arkeologlar, Aralık 2018'de bir villanın ahırında üzerinde koşum takımları olan taşlaşmış bir at ve eyere ulaştı.
Ünlü Capri adasını gören manzaralı villa, muhtemelen Roma dönemindeki yüksek rütbeli bir subaya ya da bir generale aitti.
Takvimler Ağustos 2019'u gösterdiğinde ise, bir büyücüye ait olduğu tahmin edilen eşyalar bulundu. Eşyalar arasında yarı değerli taşlar, nazarlıklar, aynalar, muska ve cam boncuklar vardı.
Sadece bronz menteşeleri sağlam kalmış olan parçalara dağılmış bir ahşap kutunun açılmasıyla gün ışığı gören eşyaların çoğu, bir kadına aitti.
Üzerinde bir zanaatkar figürünün olduğu akik taşı ile Yunan mitolojisinde şarap, bereket ve kutlama Tanrısı Dionysus'un kafasının oyulduğu bir cam tesbih de kutuda yer alıyordu.
Antik kentteki yetkililer, eşyaların evin sahibinden ziyade bir hizmetçi ya da köleye ait olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söyledi. Bunun nedeni, kutudan Pompeii'nin zenginleri tarafından rağbet gören altının çıkmamasıydı.
KÖLE VE SAHİBİ KAÇARKEN YAKALANDI
Kasım 2020'ye gelindiğinde ise, patlamadan kaçarken ölen iki kişiye ait kalıntılar ortaya çıkarıldı. Küllerin altından çıkarılan iki kişinin 18-25 yaşları arasındaki bir köle ile 30-40 yaşları arasındaki sahibi olduğu açıklandı.
Kalıntıların el ve ayakları sıkılmış vaziyetteydi. Bilim insanları, iki kurbanın yanardağ patlamasından kaçıp saklanmaya çalışırken sürüklenmiş gibi göründüğünü duyurdu.
YUMURTA FOSİLLERİ DE VAR
Pompeii'deki arkeologlar, yeni bir keşfi daha bu hafta dünyaya ilan etti. Lav nehrinin altında kalıp taşlaşan bir hamile kaplumbağa, yumurtalarıyla birlikte bulundu.
Bilim insanları, Vezüv Yanardağı patlamadan 17 yıl önce gerçekleşen büyük depremin yerle bir ettiği Pompeii'de yıkılan bir villanın altını kazıyordu.
Kaplumbağa ve yumurtalarına, yeniden inşa edilen binalarla aynı bölgede bulunan söz konusu villanın altında rastlandı. Hayvanın kafası, kuyruğu ve bir bacağı kopmamış haldeydi.
Arkeologlar, kaplumbağanın muhtemelen yumurtlayacak bir yer ararken karşılaştığı lav nehrinden kaçamadığını söylüyor.
BBC'ye konuşan Finlandiyalı doktora öğrencisi Joonas Vanhala, kaplumbağanın bulunduğu anı "Kabuğu kaldırınca iskelet ve yumurta göründü. Açık kahverengi, kum rengindeydi. Bana söylemeseler yumurta olduğunu anlamazdım" diyerek anlattı.
Dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri kabul edilen Pompeii'de, 2002 yılında da bir kaplumbağa kalıntısı bulunmuştu.
1997'de UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne dahil edilen Pompeii antik kentinin 66 hektarlık alanının yaklaşık üçte biri hala kazıya açılmayı bekliyor. Antik kenti, her yıl üç milyonu aşkın turist ziyaret ediyor.
