25.06.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan -Napolyon’un çok kısa bir sürede Avrupa’yı fethetmesinde taktik dehası ve askeri becerisinin yanısıra Fransız ordusunun yapısının da etkisi vardır. Profesyonellerden değil, sade vatandaşlardan oluşan ‘Grande Armée’, Fransız Devrimi’ni korumak için canı pahasına savaşan bir ordudur. 19. Yüzyıl’dan itibaren Avrupa devletleri önce Fransa, müteakiben Prusya örneğini göz önüne alarak paralı asker kullanmayı bırakırlar. Vatanı uğruna savaşan birinin kişisel menfaat için silah kuşanan profesyonel bir askerden daha canhıraş mücadele edeceği aşikardır.
Öte yandan, bir vatandaşın ülkesine ve ordusuna bağlılığı maneviyata dayalı olduğundan çok daha kuvvetlidir. Paralı asker ise kim daha çok para verirse o tarafa geçer, kişisel çıkarları tehlikeye girdiği anda birden kendi patronuna dahi bir tehdit oluşturur. Pimi çekilmiş bir bomba gibidir. Rusya’da Wagner grubuna bağlı askerlerin isyan bayrağı çekmesi, 2000’li yıllarda tekrar yaygınlaşan özel askeri şirketlerinin
(ÖAŞ) varlığını sorgulatıyor.
Blackwater Katliamı
ABD’nin Irak’ı işgalinde hizmetlerinden yararlandığı Blackwater şirketi skandallarla gündeme gelmişti. Blackwater mensupları 2007’de Bağdat’taki Nüsur (Kartallar) Meydanı’nda Iraklı sivillere saldırarak 17 kişiyi öldürmüştü. Ertesi gün Blackwater şirketinin Irak’ta çalışma izni iptal edilmiş, olayla ilgili yapılan FBI soruşturmalarında Blackwater şirketi suçlu bulunmuştu. O dönem büyük tartışmaların kaynağı olsa da Blackwater ismini Xe Services olarak değiştirerek askeri hizmetler sunmaya devam etmişti. İsmini tekrar değiştiren şirket, günümüzde Academi adıyla halen sektörde yer alıyor. Bu yaşanan katliamın hesabının sorulamamış olmasının nedeni ise uluslararası hukuktaki boşluklardır. Özel askeri şirket mensupları Cenevre Sözleşmeleri’nin dışında tutuluyor zira bir ülkenin düzenli ordusunun askerleri olarak tanımlanmıyorlar. Bu sebeple eylemlerinden sorumlu tutulamıyorlar.
Kapsam dışındalar
1989 yılında Birleşmiş Milletler paralı asker kullanımını yasaklayan bir anlaşma kabul etti ancak sadece 37 ülke tarafından onaylandığı için pek bir etkisi yok. Çoğu ülkenin kendi yasalarına göre vatandaşlarının başka ülkelere para karşılığı askeri hizmet vermesi yasaklanmış olsa da burada da yasal boşluklar mevcut, ayrıca uygulanması ahlaki sorunlar teşkil edebiliyor. Örneğin 1930’larda İspanya İç Savaşı esnasında faşist general Franco’ya karşı savaşa giden İngiliz vatandaşlarını cezalandırmak toplum nezdinde büyük tepkiye yol açabilirdi.
Cenevre Sözleşmeleri’nin kapsamı dışında kaldığı için paralı askerler savaş esiri olarak da görülmüyorlar. Düşünün teslim olma ihtimali bile korunma altına alınmamış bir asker karşı tarafın uluslararası hukuka bağlı haklarını ne kadar savunur? Paralı askerler ülkeleri uğruna bir ideal peşinde koşan askerler değiller; karını maksimize etmeye çalışan özel şirketlere para kazandırmak için elinden geleni yapan birer savaş makineleri olarak onları tanımlamak doğru olacaktır.
Pusulası para olan eli silahlı kişilerden bahsedersek, şu an Rusya’da olduğu gibi gün gelir o namlunun ucu bir anda ters tarafa döner…
İsmi ünlü bestekârdan geliyor
Wagner Grubu’nun içinde kuruculardan Dmitri Utkin gibi Nazi sempatizanları ve aşırı sağcılar olduğu biliniyor. Örgütün ismi, Hitler’in hayranı olduğu ve propaganlarında kullandığı ünlü Alman bestekâr Richard Wagner’den geliyor. İşin ironik yanı Rusya’nın Ukrayna’yı Nazilerden kurtarma bahanesiyle işgal etmiş olması. Prigojin’in karanlık yanı askeri operasyonlarla da sınırlı değil. Kremlin’in propagandasını yapan bir troll ordusunu idare ettiği ve hatta 2016’da ABD seçimlerinde sistematik bir dezenfermasyon kampanyası yürüttüğü öne sürülüyor. St. Petersburg’da bulunan Internet Research Agency (IRA), eski FBI direktörü Robert Mueller’ın soruşturmasında Hilary Clinton’a karşı Donald Trump’ı desteklemekle suçlanıyor. 2018’deki ABD ara seçimlerine de müdahele ettiği iddia edilen Prigojin ve IRA, ABD’nin yaptırım listesine eklenmiş durumda. Akıl almaz derecede vahşi yöntemler kullanan Wagner, doğruluğu teyit edilmemiş bir videoda ihanetle suçladığı bir mensubunu balyozla öldürürken görüntüleniyor. Bir başka videoda ise Prigojin cezaevinde mahkumlara Wagner’e katılmak için konuşma yaparken görülüyor.
‘Savaş suçu’ riski yok!
Prigojin ve Wagner Grubu ülkesi uğruna vatan sevgisiyle savaşan askerlerin tam tersine eli kanlı yasadışı bir çeteyi andırıyor. Putin’in Prigojin ve Wagner’i Ukrayna’da kullanmasının en önemli sebeplerinden birisi hesap verme zorunluluğu olmaması ve işlenecek savaş suçlarının üstüne yapışmaması. Prigojin gibi epey kirli geçmişi olan birini de daha kolay kontrol edebileceğini düşündüğü için bu oluşumun başına getirdiğini söyleyebiliriz. Tabii işler yolunda gitmediğinde paralı askerlerden sadakat beklemek ne kadar mümkün işte görmekteyiz.
‘Putin’in Aşçısı’ Yevgeni Prigojin
Çeçenistan’da savaşmış eski bir Rus subayı olan Dmitri Utkin’in kurduğu Wagner Grup sadece Ukrayna’da değil, Sudan, Suriye, Mali gibi kriz bölgelerinde de etkin. Wagner’in şu an başında bulunan Yevgeny Prigojin’in lakabı “Putin’in Aşçısı”. Kurduğu Concord catering şirketi Kremlin’e hizmet verdiğinden ötürü bu lakap takılmış. Prigojin’le bağlantılı diğer şirketlerin de Rus ordusunda ve devlet okullarına karlı sözleşmeler sonucu catering hizmeti verdiği biliniyor.
Putin gibi St. Petersburg doğumlu Prigojin gençliğinde pek çok suça bulaşmış, cezaevlerine alışkın bir isim. Rus oligarklar gibi 90’lı yıllardaki değişimi iyi değerlendiren Prigojin, açtığı lüks restoranlar sayesinde ciddi bir servete sahip. 2014’te Rusya ile Ukrayna arasında çıkan çatışmalar esnasında Prigojin’in önderliğinde Wagner, Donbas bölgesinde savaşmış, 2022’den beri de tekrar Ukrayna’da faaliyet göstermiştir. Prigojin bir süredir Savunma Bakanlığı’nı ve üst düzey ordu komutanlarını sert bir şekilde eleştiriyordu. Yeterli desteği göremediğini dile getiren Wagner’in başı, son olarak Rus ordusunu Wagner militanlarını bombalamakla itham etmişti.