31.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Efnan Atmaca - Bir zaman yolculuğuna çıkalım ve 90’lara gidelim. O yıllarda podyumun tozunu attıran kâğıt bebekler, bugünün meleklerinin aksine şeytan olduklarını gizlemeden erkeklerin aklını alırken hemcinslerine de öncülük yapıyorlardı. Claudia Schiffer, Cindy Crawford, Linda Evangelista, Naomi Campbell, Kate Moss, Christy Turlington, Carla Bruni... 90’lar, 80’lerin ‘mükemmelliyetçi güzellik’ baskısını yok edip moda, müzik, sanat ile eğlenceyi birleştirmiş ve dinamik bir çağ olmuştu. Hareket ve özgürlük vardı 90’larda. Güzelliğin bir birleşim, aura meselesi olduğunu kabul eden, her türlü özgürlüğü destekleyen, ‘çılgın ve vahşi kız’lara alan açan yıllardı 90’lar.
Podyumların efsaneleri
Aradan yıllar geçse de 90’ların süper modelleri hep efsane olarak kaldı. Cindy Crowford tacını devrettiği kızı Kaia Gerber’i gururla izleyerek iyi bir eş ve anne olmanın tadını çıkarıyor şimdilerde. Linda Evangelista en son yaptırdığı estetik ameliyatın kötü sonuçlarıyla savaşıyor. Carla Bruni first lady’likten emekli oldu. Naomi Campbell yıllar içinde ne güzelliğinden ne hırçınlığından vazgeçti, 50’sinde anne olmak belki onu uysallaştırır. Christy Turlington doğal güzellik elçisi olarak estetiğe karşı kadın sağlığı üzerine savaş veriyor. Kate Moss, artık uslanmış gibi görünse de, pek sesi çıkmasa da her an bir skandalla yeniden hayatımıza girebilir. İtiraf etmeliyim işte tam bu sebepten Kate Moss’un yeri bende hep ayrı oldu. Ele avuca sığmaz asi tarzıyla hem tabuları yıktı hem de güzellik için dayatılan kuralların hepsini altüst etti. Gelelim kimilerine göre Brigitte Bardot’dan sonra gelen en güzel sarışın Claudia Schiffer’a...
Schiffer, 90’ların süper modeller dünyasını ilk kez küratörlük yaptığı bir sergiyle yeniden gündeme taşıdı. Ünlü modelin dijital çağ öncesi moda fotoğraflarından oluşan ilk sergisi “Captivate!”, Schiffer’in otuz yıldan uzun bir süre önce keşfedildiği ve modellik kariyerini başlattığı şehirde, Düsseldorf’da Kunst Palast Müzesi’nde ziyaretçilerle buluştu. 9 Ocak’a kadar sürecek sergide analog çekilen, moda tarihine damga vurmuş fotoğraflar yer alıyor. 150’den fazla fotoğraf, baskı, polaroid ve dergi sayfaları moda tarihindeki bu eşsiz zamanın hissini yeniden hatırlatıyor. Schiffer bu sergiyle 90’lardaki moda dünyasının geleneksel güzellik ideallerinin ötesine geçen dinamik değişim hissini gözler önüne seriyor, kendi özel arşivinden kullandığı hareketli podyum görüntüleri ve hatıralarıyla da hikâyesini tamamlıyor.
90’lar, yaratıcılık yılları
“90’lar enerji, gerçeklik ve kişilikle ilgiliydi” diyor Claudia Schiffer, “Stil kültürünün yükselişine, süper modelin doğuşuna ve korkusuz yaratıcılığa tanıklık eden olağanüstü bir dönemdi. Genç tasarımcılar, fotoğrafçılar, stilistler ile sanat yönetmenlerinin yanı sıra saç-makyaj sanatçılarıyla moda ve tasarıma bakışımız kökten değişti. ‘Captivate!’in görsel deneyimi ve ifade özgürlüğünü yakalamasını gerçekten istedim” diyerek devam ediyor. Sergiyi hazırlarken seçtiği fotoğrafların sırrını da “En unutulmaz görüntüler kışkırtıcı olanlardır. Kadınlık ve güzellik algılarımıza meydan okurlar” sözleriyle açıklıyor. O yılları en önemli ikonlarından birinin gözünden görmek ve dinlemek nostaljik bir yolculuk olduğu kadar bilinçlendirici de bir deneyim. Çünkü Schiffer’a göre o yıllar demokratik bir sanat biçimi ortaya koydu: “Süper modeller olarak, kadın hırsını savunan ve aynı zamanda seks, güç ile cazibeden beslenen bir çağda kendi kendine elde edilen başarının sembolleri olduk” diyor. Her ne kadar o yıllarda hemcinsleri onları kıskanmış olsa da tıpkı Schiffer’ın da söylediği gibi seksi, güçlü, cazibeli, başarılı kadın vurgusunu çok güçlü yaptı 90’ların süper modelleri. Erkekler dünyasında dış görünüşünden ve kadınlığından ödün vermeden başarılı olmanın yolu açtılar.
Claudia Schiffer, Naomi Campbell, Linda Evangelista gibi 90’ların ünlü modellerinin aralarında bulunduğu mankenler, bir fotoğraf çekiminde böyle profesyonel poz vermişlerdi.
Serginin kitabı da hazırlandı
Almanya uzak, sergiyi göremeyeceğim diye üzülenlere “Captivate!”in kitabı olduğunu de hemen belirteyim. 9 Ocak’a kadar açık olan sergiye eşlik eden kitapla, modanın tam bir sanat eserine dönüştüğü o yılları arşivinize katabilirsiniz. Kitap tıpkı sergi gibi dijital çıkıp da mertlik bozulana kadar olan yılları unutulmaz kılan şaşırtıcı karakterler ve
fotoğraflardan oluşan zengin bir panorama çiziyor. Efsanevi isimlerin muhteşem kareleri, Claudia Schiffer’ın özel arşivinden daha önce gün yüzüne çıkmayan materyaller ile o yıllara damgasını vuran süper modellerin ikonik pozlarından oluşan yayın, 90’lara bir anma gibi görünse de aynı zamanda bugünün ‘özgür, güçlü, cazibeli, bakımlı, birey olmayı başaran’ kadınını hazırlayan yolun hikâyesini anlatıyor.