27.02.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş / Cemal Yurttaş - Rusya-Ukrayna savaşında Moskova birliklerinin kontrolüne geçen Donetsk Oblastı’ndaki Mariupol, “yeni normal”ine alışmaya çalışıyor. Savaş öncesinde 600 bin kişinin yaşadığı Mariupol’de, mavi troleybüsler henüz hizmete girmemiş ancak semt pazarları hayli canlanmış görünüyor.
Bulgar, Yunan, Ermeni, Belaruslu ve Rus, pek çok milletten insanın yaşadığı Azak Denizi kıyısındaki Mariupol, ilk yılını dolduran savaş sırasında toparlanmaya çalışıyor. Liman kenti olduğundan günlerce bombalanan ve nufusunun büyük kısmı Rusya’nın başka kentlerine göç eden Mariupol’de kalanlar, eski günlerinin özlemiyle günlük hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. 6 değişik etkik gruptan 600 bin kişinin yaşadığı Mariupol, Rusya kentleri arasında çok kültürlülüğün, dinler arası diyaloğun ve dil zenginliğinin sembolü olarak tanınıyordu. Liman kenti olmasının yanı sıra demir çelik endüstrisiyle de zengin bir ekonomik altyapıya sahip Mariupol’de, şimdilik sadece günlük hayatta canlanmalar gözleniyor.
‘Burada kalacağım’
Azak Denizi’nden ve Pavloval gölünden tutulan balıkları satarak ailesine yardımcı olan 14 yaşındaki Artyom Apalkov, “Eskisi kadar bomba gürültüsü duymadığımız için biraz huzurluyuz. Bazı arkadaşlarım şehirden gitti ama geri döneceklerini umuyorum. Eskiden olduğu gibi güzel günler yaşayacağım. Hukuk fakültesinde okuyup avukat olmayı çok istiyordum. Bu hayalimi gerçekleştireceğime inanıyorum” diyor. Anna Karlikova ise, Türkçe’dekine benzer isimlerle tezgaha konulan hamsi, istavrit ve somon gibi balıkları satmaya çalışıyor. Karlikova, “Biz kentimizi terk etmeyeceğiz. Bir yıl önce büyük göç yaşadık ama gidenlerin geri döndüğünü gördükçe mutlu oluyoruz. Daha çok insanın döneceğini düşünüyorum çünkü Mariupol çok güzel bir kent. Yine plajlarımızda insanlar yüzecek, gençler rüzgar sörfü yapacak, çocuklar parklarda oynayacak” ifadelerini kullanıyor.
Çok kültürlülük
70 yaşındaki İvanna Rudden ise kentin çok kültürlülüğünün dünyada eşi az bulunur oranda yüksek oluşuna dikkat çekiyor. Rudden, “Eşim Yunan’dı. Ben de Donetsk’ten gelen bir Rus’um. 50 yıl önce buraya geldiğimde tanıştım ve iki farklı ırktan büyük bir aile kurduk. 3 kızım var, 2 torunum Almanya’da biri Hırvatistan’da yaşıyor. Savaşın bitmesiyle yine birlikte olacağız. Çok zor günler geçiriyoruz ama güzel günlerin geldiğini görebiliyorum” diyor.
Rusya’nın en kalabalık cumhuriyetlerinden Başkurdistan’dan çalışmak için geldiklerini söyleyen 27 yaşındaki İgnad Tegansev de, inşaat işlerinin başladığını vurguluyor. Türk ırkından geldiğini söyleyen Tegansev, “İnşaatlarda çalışacak işçilere ihtiyaç olduğu için geldik. Şehirdeki canlanma kısa süre içinde hızlanacak. Bizde bir süre çalıştıktan sonra Ural dağlarındaki köylerimize döneceğiz” diye anlatıyor.
Azovstal fabrikası şimdilerde sessiz
Dünyanın en büyük sanayi tesislerinden olan ve geçen yıl uzun süre yaşanan direnişle dünya gündeminde yer alan Azovstal demir çelik fabrikası, harap bir şekilde sessizliğini koruyor. Yaklaşık 1000 Ukraynalı askerin 13 Nisan 2022’de silahlarını bırakarak teslim olmasının ardından Rus birliklerinin eline geçen fabrika, şimdilik görkemli günlerinden bir hayli uzakta...