Gazze Şeridi'ndeki savaşın 316'ıncı gününe girildi. İran ve müttefiklerinin misillemesi merak ediliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Ofisi tarafından Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir anlaşması müzakerelerine ilişkin yapılan açıklamada, “İsrail, ABD ve arabulucuların Hamas'ı esir anlaşmasını reddetmekten vazgeçirme çabalarını takdirle karşılamaktadır” dedi.
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nusayrat Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırı sonucu yaralananlar, El-Avde Hastanesi'ne getirilerek tedavi altına alındı.
ABD Başkanı Joe Biden 2 gün süren müzakerelere ilişkin Beyaz Saray’da gazetecilere açıklama yaptı. Biden açıklamasında, “İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve esir anlaşması sağlamaya hiç olmadığımız kadar yakınız” dedi. Henüz anlaşmanın olgunlaşmadığını ancak tarafların Doha’da görüşmeler yapılmadan 3 gün öncesine göre daha yakın olduklarını belirten Biden, “Uğursuzluk getirmek istemiyorum ama elimizde bir şeyler olabilir” ifadelerini kullandı.
HAMAS’TAN ABD’YE “SAHTE OLUMLU HAVA” SUÇLAMASI
Öte yandan Hamas’ın üst düzey yetkilisi Sami Abu Zuhri ise yaptığı açıklamada, Biden yönetimini suçlayarak, “sahte bir olumlu hava” oluşturmaya çalıştıklarını belirtti. Zuhri, ABD'nin Gazze'deki savaşı durdurmak gibi gerçek bir niyeti olmadığını ve sadece zaman kazanmaya çalıştığını vurguladı.
Katar’ın başkenti Doha’da dün başlayan Gazze Şeridi’nde ateşkes müzakereleri bugün sona erdi. Hamas’ın katılmadığı ancak ABD, Katar ve Mısır arabuluculuğunda İsrail ile gerçekleştirilen görüşmelerin gelecek hafta yeniden yapılacağı belirtildi. İsrail medyasında yer alan haberlerde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in müzakereler çerçevesinde Pazar günü İsrail’i ziyaret edeceği bildirildi. Haberde Blinken’in pazartesi günü Netanyahu ile görüşeceği ve ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için İsrail Başbakanına baskı yapmasının beklendiği aktarıldı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta tahliyesini istediği binalara hava saldırısı düzenledi.
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre İsrail savaş uçakları, Han Yunus'taki Hamed Mahallesi'ne düzenlediği saldırılarda önceden tahliye edilmesini istediği sivillere ait binaları hedef aldı.
Saldırılar sonucu binalar tamamen yıkılırken, olay yerinden yoğun duman yükseldiği görüldü. Ölü veya yaralı bilgisi ise henüz verilmedi.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, bugün sosyal medya hesabından yeni bir harita paylaşarak Deyr el-Belah kentinin doğusundaki bölgelerin yanı sıra Han Yunus'a bağlı El-Karara, El-Mevasi, Cela, Hamed ve Nasr bölgelerinin boşaltılmasını istemişti.
Adraee'nin paylaştığı haritada, İsrail'in "güvenli bölge" ilan ettiği ve yerinden edilen 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Mevasi'nin bazı kısımlarının da yer alması dikkati çekti.
Katar Devleti'nin eski Emiri Şeyh Hamed bin Halife Al Sani'nin adını taşıyan ve 2 bin 500 dairenin yer aldığı Hamed Mahallesi, Gazze'nin yeniden imar programı kapsamında Doha'nın yaptığı 407 milyon dolarlık bağışın ardından 2012'de inşa edilmişti.
İsrailli bir yedek asker, ülkenin güneyinde yer alan ve sık sık Filistinlilere ağır işkencelerle gündeme gelen Sde Teiman gözaltı merkezinde tutulanlara yönelik tanık olduğu şiddetli işkenceyi anlattı.
Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rışk, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri göç etmeye zorlamasının, Filistin halkının maruz kaldığı toplu cezalandırma ve "soykırımı" derinleştirdiğini belirtti.
Rışk, yaptığı yazılı açıklamada, "İsrail'in savunmasız sivillere karşı saldırılarında, Filistinlilerin iradesini kırmak ve acılarını artırmak amacıyla yerinden etmeyi bir silah olarak kullandığını" kaydetti.
Hamas yetkilisi, açıklamasında, "İşgal güçlerinin 'güvenli bölgeleri' defalarca hedef aldığını, masum insanlara karşı en korkunç katliamları yaptığını biz gördük ve tüm dünya izledi." ifadelerine yer verdi.
Rışk, İsrail'in sadece bölgeleri boşaltmayı hedeflemediğini, aynı zamanda sistematik bir şekilde, Filistin halkına karşı yeni katliamlara zemin hazırlamayı ve uluslararası hukuka göre açıkça savaş suçu sayılan insanlık suçlarını sürdürmeyi hedeflediğine işaret etti.
Binlerce sivilin defalarca yerinden edilmesiyle, uluslararası insani anlaşmaların ve yasaların açık bir şekilde ihlal edildiğini kaydeden Rışk, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri göç etmeye zorlamasının, Filistin halkının maruz kaldığı toplu cezalandırma ve "soykırımı" derinleştirdiğini aktardı.
Rışk, devam eden İsrail saldırılarından Tel Aviv yönetimine destek olan ABD yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulayarak, dünya liderlerini İsrail'e Gazze'deki saldırılarını durdurması için baskı yapmaya çağırdı.
Hamas yetkilisi, Doha'daki ateşkes görüşmelerinin sonuçlarıyla ilgili kendilerine verilen bilgilerin, Temmuz başında yaptıkları son öneriyle uyumlu olmadığını söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi tarafından paylaşılan ortak yazılı açıklamada, başkent Doha'da, ABD, Mısır ve Katar'ın yanı sıra İsrail'den yetkililerle yapılan müzakerelere ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, "Son 48 saat içerisinde hükümetlerimizin üst düzey yetkilileri, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının yanı sıra esirler ve tutukluların serbest bırakılması konusunda yoğun müzakereler yürütmüştür. Bu müzakereler, ciddi ve yapıcı biçimde olumlu bir ortamda yapılmıştır." ifadeleri yer aldı.
ABD'nin bugün Katar ve Mısır'ın desteğiyle taraflar arasındaki anlaşma konusunda "boşlukların azaltılmasını amaçlayan bir öneri sunduğu" belirtilen açıklamada, bu önerinin ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mart tarihinde açıkladığı öneri ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2735 sayılı kararıyla uyumlu olduğu kaydedildi.
"Geçen haftalarda uzlaşıya varılan konular üzerine inşa edildiği" bilgisine yer verilen önerinin, "boşlukları tamamlayarak anlaşmanın hızlıca uygulanmasını sağlayacağı" vurgulandı.
Anlaşmanın uygulanması konusundaki detayların ilerleyen günlerde görüşüleceği bildirilerek, teknik ekiplerin esirler ve tutuklular dahil, anlaşmanın insani boyutunu kapsamlı bir biçimde ele alacağı ifade edildi.
Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, hükümet yetkililerinin ateşkes görüşmelerinde bugün ortaya konulan şartlar çerçevesinde anlaşmayı sonuçlandırmak amacıyla önümüzdeki günlerde Kahire'de yeniden bir araya geleceği bildirildi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da Cit köyüne yerleşimcilerin gerçekleştirdiği baskını kınadı.
Sosyal medya hesabından "Cit'te Filistinli sivilleri terörize etmeyi amaçlayan yerleşimci saldırılarını kınıyoruz" mesajını paylaşan Borrell, söz konusu saldırıların neredeyse hiçbir cezai yaptırımla karşılaşmadan Batı Şeria'daki şiddeti körüklediğini ve barış şansını tehlikeye attığını vurguladı.
AB yetkilisi İsrail hükümetinden kabul edilemez eylemleri derhal durdurmasını istedi, saldırgan yerleşimcilere destek veren hükümet yetkililerinin de aralarında bulunduğu kişileri hedef alacak yaptırım teklifinde bulunacağını duyurdu.
Avrupa Birliği, son olarak 19 Nisan'da Filistin topraklarına el koyap gaspçı İsraillilere yaptırım kararı almıştı. Halihazırdaki listede dokuz kişi ve beş kuruluş yer alıyor.
Katar'ın başkenti Doha'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Mohammed Jamjoom, ateşkes müzakerelerinin ikinci gününe 'ihtiyatlı iyimserlik' havasıyla girildiğini aktardı.
Arabulucular arasındaki ABD'lilerden son 24 saatte duyduklarını yorumlayan muhabire göre, Amerikalıların söylediklerinin daha temkinli bir iyimserliğin ifadesi.
Tarafların anlaşmadaki boşlukları kapatmasının beklendiğini ancak halen cevaplardan daha çok soruların olduğunu kaydeden Al Jazeera muhabiri, "Doha'daki herkes neyin tartışıldığına dair fazlasıyla sessiz" dedi.
Mohammed Jamjoom, yüksek gerilim ve istikrarsızlığın olduğu mevcut tabloda bir ateşkes anlaşması için büyük bir baskı yapıldığının altını çizdi, devamında "Ancak diplomasinin fazlasıyla riskli olduğu bir dönemde şeytan ayrıntıda gizlidir" ifadesini kullandı.
İsrail tarihinin en sağcı hükümetini kuran ve koalisyon ortakları arasında faşist partilerin bulunduğu Başbakan Binyamin Netanyahu, savaşı devam ettirme stratejisiyle kazanmış gibi görünüyor.
Maariv gazetesinin yayınladığı son anket, savaşın başladığı başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Başbakan Binyamin Netanyahu'nun liderlik ettiği sağ kesimin ikinci kez ülkede popülaritesini az farkla da olsa artırdığını ortaya koydu.
Lazar Araştırma Enstitüsü imzalı ankete göre, halkın yüzde 40'ı Başbakan Binyamin Netanyahu'yu hükümete liderlik etmek için 'en uygun kişi' olarak görürken, yüzde 39'u ise eski Savunma Bakanı Benny Gantz'ı aynı pozisyon için öneriyor.
Bu sonuç, Netanyahu'nun ikinci kez anketlerde Gantz'ı geride bıraktığını gösteriyor.
Geçen hafta yayınlanan ankette, Netanyahu'ya destek oranı yüzde 42, Gantz'a ise yüzde 40 olarak kayda geçmişti.
Yeni ankete katılanların yüzde 57'si İsrail'in çok cepheli bir saldırıyla ancak ABD'nin yardımıyla başa çıkabileceğine inandığını belirtirken, yüzde 29'u da İsrail'in tek başına da bunu yapabileceğini savundu.
Netanyahu'nun liderliğindeki Likud Partisinin diğer partilere karşı önde olduğunu gösteren anketin 'bugün seçim olsa' sorusuna ilişkin sonuçları da, Likud'un İsrail Meclisi'ndeki 120 sandalyenin 22'sini alacağını öngördü.
Gantz'ın partisinin 21 sandalye ile ikinci, sağcı Avigdor Lieberman'ın liderliğindeki Evimiz İsrail Partisi'nin 15 ve muhalefetin öncüsü Yair Lapid'in Gelecek Var Partisinin ise 14 sandalye kazanacağı tahmini anket sonuçlarına yansıdı.
Toplamda ise, Netanyahu'yu destekleyenlerin mecliste 51, muhaliflerinin 59, Arap meclis üyelerinin ise İsrail Meclisi'nde 10 sandalye elde edeceği tahmin edildi.
İsrail işgal ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki en büyük şehir Han Yunus'un kuzeyindeki mahalleler için bugün yeni bir tahliye emri duyurdu.
İşgal birliklerinin bugün tahliye istediği yerler arasında Gazze'nin orta kesimindeki Deyr Belah'taki bazı mahalleler de var.
Times of Israel, İsrail'in saldırıya hazırlandığı Han Yunus'un kuzey mahallelerinin daha önce insani bölge olarak tanımlandığını hatırlatıyor.
Onuncu ayı çoktan dolan savaşta Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon Filistinlinin neredeyse tamamı en az bir kez yerlerinden edildi. Kuzey Gazzeliler ise birden fazla kez yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı.
İsrail işgal ordusu, Han Yunus'un kuzeyinden roket ateşlenmesi nedeniyle bugünkü tahliye kararının verildiğini savunuyor.
Söz konusu mahallelere kısa sürede bir saldırı gerçekleşmesi bekleniyor. Deyr Belah, İsrail işgal birliklerinin kapsamlı kara saldırısına girişmedikleri az sayıda bölgeden biri.
Orta Doğu'daki iki başkentten yükselen intikam yeminlerinin ne zaman gerçeğe dönüşeceği, şimdilik belirsiz. İran, Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da suikasta uğramasıyla İsrail'i pişman edeceğini birçok kez duyurdu.
Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah ise, iki numarası Fuad Şükür'ün Haniye'den birkaç saat önce Beyrut'ta İsrail tarafından öldürülmesi üzerine misilleme sözü verdi. İran ve Orta Doğu'daki en sıkı müttefiki Hizbullah'ın İsrail'e nasıl bir saldırı gerçekleştireceği de gizemini koruyor.
Tel Aviv'in ana müttefiki ABD İsrail'i vuracak bir füze sağanağına karşı bölgeye uçak gemileri konuşlandırdı, Doğu Akdeniz'e denizaltı gönderdi.
ABD'nin yanı sıra Avrupalı ülkelerden İran'a misillemeye girişmemesi yönünde mesajlar veriliyor ancak Tahran söz konusu isteği resmi açıklamayla reddetti.
İsrail'de yayın yapan Yediot Ahronot ise, bölgede topyekun bir savaş istemeyen İran ve Hizbullah'ın İsrail'e aynı taktikle yanıt verebileceğini yazdı. Avi Issacharoff imzalı analizde, Hamas'ın Doha'daki ateşkes müzakerelerine katılmayarak Orta Doğu'da tam ölçekli bir savaşı tetiklemeyi umduğu ileri sürüldü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da müzakere şartlarına ek talepler eklediğini hatırlatan yazı, "Eğer son dakika sürprizleri yaşanmazsa, bölge kendisini muhtemel bir savaşın eşiğinde bulabilir. İsrail İran'ı çoklu cepheden vurmak için sonu gelmeyen tehditler savurabilir" ifadesine yer verdi.
Gazetedeki bir başka haberde ise İsrail güvenlik kabinesinde konuşulanlar aktarıldı. Habere göre, İran ve Hizbullah İsrail'de yüksek profilli isimleri hedef alan suikastlara imza atabilir. Haberde, füzeler ya da kamikaze silahlı insansız hava araçları fırlatmak yerine İsrailli bakanlar, milletvekilleri, ordu komutanları veya Mossad yöneticilerinin suikast hedefi olabileceği aktarıldı.
On binlerce savaşçısı ve 150 binden fazla füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah ise, bugün kendi medyasında bir yer altı füze tesisinin görüntülerini yayınladı.
El Menar televizyonunda 'Dağlarımız hazinelerimizdir' başlığıyla verilen ve orijinali 4 dakika 35 saniye olan kayıtta, Kiryat Shomana'dan Eilat'a ifadesi dikkat çekici. Zira, Kiryat Shmona İsrail-Lübnan sınırında, Eilat şehri ise İsrail'in en güney noktası, Kızıldeniz kıyısında. Eilat'la Lübnan sınırı arasındaki kuş uçuşu uzaklık, 400 kilometre.
Hizbullah'ın televizyonu El Menar yeraltındaki füze tesisinin bir şehir büyüklüğünde olduğunu, nerede başladığının ve nerede bittiğinin bilinmediğini bildirdi.
Video kaydında yeraltındaki tünellerin içindeki füzelerin yanı sıra yüzeye doğru burnunu gösteren fırlatma rampaları göze çarpıyor. İsrail medyası, Hizbullah'ın videosundaki füzeler arasında İran üretimi Emad 4'lerin yer aldığını yazdı. Söz konusu balistik füzelerin bir adedi 100 bin dolar değerinde ve İran'ın doğrudan İsrail'e ilk kez saldırıya geçtiği Nisan ayındaki füze sağanağında kullanıldılar.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın sesinin de duyulduğu videoyu sayfasına taşıyan Yediot Ahronot, yeraltı tesisinde kamyonların kolayca geçebileceği tüneller bulunduğunu vurguladı.
Lübnan'da yayın yapan El Meyadin televizyonu ise, yeraltı füze şehrinin konumunun düşman İsrail tarafından tespit edilemeyeceğini izleyicilerine aktardı.
AL JAZEERA MUHABİRİ: AÇIK BİR CAYDIRICILIK MESAJI
Lübnan'ın başkenti Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Zeina Khodr, Hizbullah'ın yayınladığı videoyla İsrail'e caydırıcılık mesajı verdiğinin altını çizdi.
Muhabir Khodr'a göre, söz konusu mesaj topyekun bir savaş başladığında İsrail'in beklemediği bir gerçekle yüz yüze geleceği.
"Bu açıkça bir caydırıcılık mesajıdır" diyen Zeina Khodr, Hizbullah'ın hassas güdümlü füzeleriyle kuzeyden güneye İsrail boyunca yıkıma neden olabileceğinin işaretini gönderdiği yorumunu yaptı.
İsrail'e verdiği koşulsuz destekle bilinen ABD'nin eski başkanı ve mevcut başkan adayı, Başbakan Netanyahu ile görüştüğü yönündeki haberler üzerine bir açıklama yaptı.
Katar'ın başkenti Doha'da Perşembe günü başlayan ateşkes ve rehine takası müzakereleri, bugün devam edecek.
Hamas'ın katılmadığı görüşmelerde masada arabulucular ABD, Katar ve Mısır ile İsrail var. Arabulucu ülkelerin 'son şans' olarak tanımladığı Doha müzakerelerine İsrail üst düzey bir heyetle katılıyor ve İsrail heyeti Perşembe gecesi Katar'dan ayrılmadı.
ABD ateşkes görüşmelerine umut verici bir başlangıç yapıldığını ancak hemen bir anlaşmaya varılmasının mümkün görünmediğini bildirdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, "Bugün umut verici bir başlangıç yapıldı. Yapılacak çok iş var. Anlaşmanın karmaşıklığı göz önüne alındığında, bugün bu görüşmelerden bir anlaşmayla çıkmayı beklemiyoruz" dedi.
"Kalan engeller aşılabilir ve bu süreci sona erdirmeliyiz" diye devam eden sözcü Kirby, ayrıntılara girmeden anlaşmanın çerçevesinin büyük ölçüde kabul edilmiş olması nedeniyle müzakerelerin esas olarak uygulamaya yönelik olduğunu söyledi.
İRAN'A BEKLE MESAJI
Müzakerelerde ilerleme sağlandığını belirten İsrail'in Yediot Ahronot gazetesi, Katar'dan İran'a bir mesaj verildiğini yazdı. Gazete, Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri'nin telefon görüşmesine atıfta bulundu.
Üç ayrı kaynağa dayandırılan habere göre, Doha Tahran'dan ateşkes görüşmelerinde bu şekilde bir ilerleme varken İsrail'e saldırmanın mantıklı olup olmadığını iyice düşünmesini istedi.
Hamas'ın siyasi büro şefi İsmail Haniye'nin Tahran'da suikasta uğraması üzerine, İran ezeli düşmanı İsrail'e misillemede bulunacağını duyurdu.
İran'ın ana müttefiki Hizbullah ise, iki numarası Fuad Şükür'ün bir diğer suikastta ölmesiyle Lübnan'dan İsrail'e saldırıya hazırlanıyor.
Ancak Amerikan Washington Post gazetesindeki bir haber, Hizbullah'ın müzakereler sürerken İsrail'e bir misillemede bulunmayacağını bildiriyor. Doha'da herhangi bir anlaşma şansını sabote etmek istemeyen Hizbullah, misillemenin bekleyebileceğini söylüyor.
HAMAS'IN ANA ŞARTI
Hamas ise, bir anlaşmanın ancak İsrail işgal askerlerinin Gazze Şeridi'nden bütünüyle çekilmesiyle bitebileceğini açıkladı.
Hamas'ın siyasi büro ekibinden Hüsam Bedran, işgal birliklerinin çekilmesinin yanı sıra rehinelerin ve yerinden edilmiş Filistinlilerin geri dönüşü gibi başlıklar için müzakerelerin, daha önce üzerinde mutabakata varılan maddelerin uygulanacağı açık bir plana dayandırılması gerektiğini söyledi.
Ankara ziyaretinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hitap eden Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Gazze Şeridi'ne gideceğini duyurması, dünya ve Arap medyasında büyük yankı buldu.
Arapça yapılan 45 dakikalık konuşma aynı anda Türkçe, İngilizce ve Fransızca’ya çevrilirken, Mahmud Abbas "Önümüzde bir çözüm kalmadı. Ben Filistin’deki tüm kardeşlerimle birlikte Gazze’ye gitme kararı aldım. Daha sonra da ebedi başkentimiz Kudüs’e gideceğim. Hayatıma mal olsa bile. Bizim hayatımız Gazze'deki çocukların hayatından daha değerli değil. Ya zafer ya şehadet" dedi.
Türkiye'ye Filistin'e yardımları için teşekkür eden Abbas, ayrıca Gazze Şeridi'nde bir başka devlet kurulamayacağı mesajını da verdi.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, 'Kıdemli Filistinli lider Abbas Gazze'ye gideceğini söylüyor ve diğer Müslüman liderleri kendisine katılmaya çağırıyor' başlığıyla Ankara'dan verilen mesajları dünyaya geçti.
Bir diğer uluslararası haber ajansı Agence France-Presse (AFP), Filistin liderinin Türkiye meclisine özel oturumda seslendiğini belirtip 'Abbas Türk parlamentosuna Gazze'ye gideceğini söylüyor' başlığını attı. Gazze'ye seyahat duyurusunun Türk milletvekilleri tarafından alkışlandığını kaydeden AFP, savaşın başından bu yana İsrail tarafından Akdeniz kıyı şeridine kimsenin girmesine izin verilmediğini hatırlattı. Batı Şeria'daki Ramallah merkezli Filistin yönetiminin liderliğini yapan Mahmud Abbas, en son Gazze'yi 2007 yılında ziyaret etmişti.
Amerikan Newsweek dergisi Mahmud Abbas'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ağırlandığını aktardı, 'Filistin lideri Gazze'yi ziyaret edeceğini söylüyor' başlıklı haberinde savaşın Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdiğini vurguladı.
Fransız Le Monde, 'Abbas Türkiye parlamentosuna Gazze'ye gideceğini söylüyor' başlığını tercih etti, TBMM'nin Filistinli lider için özel olarak toplandığını okuyucularına aktardı. Le Monde gazetesi Mahmud Abbas'ın Türk ve Filistin bayraklarının yer aldığı bir beyaz atkıyla kürsüye çıktığını, kendisini dinleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aynı atkıyla parlamentoya geldiğini bildirdi.
'Filistin lideri Abbas Türk parlamentosuna Gazze'ye gideceğini söylüyor' başlığını seçen Al Jazeera, söz konusu ziyaretin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğinin şimdilik belirsiz olduğunu yazdı.
İsrail basınından Times of Israel, 'Abbas Türkiye'de hayatına mal olsa bile Gazze'ye gideceğini duyurdu, Haniye'nin yasını tutuyor' başlığıyla okurlarının karşısına çıktı.
Yine İsrail'den Jerusalem Post, Ankara'dan yapılan açıklamaları 'Mahmud Abbas Gazze ve Kudüs'ü ziyaret etmeyi planlıyor' başlığıyla sundu.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden The National News, 'Mahmud Abbas Türk parlamentosuna seslenişinde Gazze'yi ziyaret edeceğini söylüyor' derken, Arab News 'Abbas Türk parlamentosuna Gazze'ye gideceğini söylüyor' başlığını seçti.
Suudi Arabistan'ın El-Arabiyye televizyonunun internet sitesindeki başlığı 'Abbas TBMM'de: Gazze'ye gideceğim' oldu.
Middle East Monitor Ankara'nın Binyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde alkışlanmasından sonra Filistin liderini davet ettiğini vurgulayıp 'Abbas Türk parlamentosuna Gazze ve Kudüs'ü ziyaret edeceğini söylüyor' başlığını tercih etti.
Suudi Arabistan haber ajansı SPA 'Filistin Devlet Başkanı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının derhal durdurulmasını talep ediyor' başlığıyla Ankara'dan yapılan açıklamaları duyurdu.
Suudi Arabistan'da yayımlanan Şarkül Avsat geniş haberine 'Abbas TBMM'de: Filistin liderliğiyle Gazze'ye gitme kararı aldım' başlığını attı.
Katar haber ajansı QNA, 'Filistin Devlet Başkanı, Filistin liderliğinin tüm üyeleriyle birlikte Gazze'ye gitme niyetini duyurdu' başlığını seçerken, Umman haber ajansı ONA 'Abbas: İsrail, Filistin halkına karşı soykırım savaşı yürütüyor' dedi.
Mısır haber ajansı MENA'nın başlığı 'Filistin Devlet Başkanı: Tarihi bir zulme, savaş ve soykırım suçlarına maruz kalıyoruz' oldu.
Mısır'da yayın yapan Al Qahera News ise ''Filistin Devlet Başkanı, BMGK'ye Gazze'ye erişimini güvence altına alma çağrısı yapıyor' ifadesini başlığa taşıdı.
Gazze Şeridi'nde 40 binden fazla Filistinliyi katleden İsrail, işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da ise 632 Filistinliyi öldürdü.
Savaşın başlamasıyla Batı Şeria'daki baskınlarda belirgin bir artış görülürken, İsrailli yerleşimciler ise Filistinlilerin evlerine, çiftliklerine ve dükkanlarına saldırıyor.
Batı Şeria'nın kuzey kesimindeki Kalkilya'da yer alan Cit köyü, Perşembe akşamı cehennemi yaşadı. Maske takan, ellerinde molotofkokteyli ve coplar olan İsrailli yerleşimciler, Filistin köyüne baskın düzenledi.
Filistinlilere ait evler ve otomobiller ateşe verilirken, radikal Yahudiler Cit köyü sakinlerine gerçek mermilerle ateş açtı. Baskında bir Filistinli yaşamını yitirdi, İsrail işgal ordusu ise köye itfaiye araçlarının girişine izin vermedi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant baskını kınadığını açıkladı, ordu, iç istihbarat Şin-Bet ve polise konuyu ele almaları için tam destek verdiğini söyledi.
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise, radikal yerleşimcilerin kanlı baskınından İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile Savunma Bakanı Gallant'ın sorumlu olduğunu savundu.
Bir diğer faşist bakan Bezalel Smotrich, köyün yakılıp yıkılmasının 'kriminal anarşist şiddet' olduğunu iddia etti, saldırganların yerleşimcileri temsil etmediğini ileri sürdü. Maliye Bakanı Smotrich, geçen yıl yine İsrailli yerleşimcilerin Huvara'ya yaptıkları baskını savunmuş ve köyün yok edilmesi gerektiğini söylemişti.
İsrail ana muhalefet lideri Yair Lapid ise Cit köyündeki baskını kınayıp hükümet içinden bazılarının bu tür saldırıların arkasında olduğunu söyledi. Şimdiye kadar kimsenin tutuklanmadığını belirten Lapid, kanlı baskını korkunç bir ahlaki çöküntü olarak niteledi.
Baskın Washington'da da yankı buldu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konyesi sözcüsü, "Batı Şeria'daki Filistinli sivillere yönelik şiddet kullanan yerleşimcilerin saldırıları kabul edilemez ve bu saldırılar durmalı. İsrailli yetkililer tüm toplumu zarar görmekten koruyacak tedbirleri almalıdır" dedi. Sözcü, İsrail'in benzer saldırıları durdurmak ve saldırganları yakalamak için adım atması gerektiğini belirtti.