27.09.2024 - 16:50 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İsrail'in Gazze Şeridi'nin ardından Lübnan'a yaydığı savaştaki tüm detayları canlı blog sayfasına taşıyoruz.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İsrail'in bugün Lübnan'ın başkenti Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarından haberlerinin olmadığını öne sürdü. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da Başkan Joe Biden'ın ulusal güvenlik ekibi tarafından Beyrut'taki saldırılar hakkında bilgilendirildiği duyuruldu.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesine düzenlediği hava saldırılarının can kaybına ilişkin bilgi verildi.
İsrail'in savaş uçaklarının Dahiye bölgesini peş peşe bombalamasında ilk belirlemelere göre 2 kişinin öldüğü, 76 kişinin yaralandığı aktarılan açıklamada, yaralılardan 15'inin hastanelere kaldırıldığı, diğerlerinin ise yaralarının hafif olduğu ifade edildi.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yaralılar için acil kan bağışı çağrısı yapıldı. Ülkenin resmi ajansı NNA'da yer alan haberde, İsrail ordusu tarafından saldırılar düzenlenen Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesinde 6 binanın yerle bir olduğu belirtildi. Saldırıda ölen ve yaralananların ambulanslarla hastanelere nakledildiği aktarılan haberde, başkent Beyrut'taki hastanelerden vatandaşlara acil kan bağışı çağrılarının yapıldığı ifade edildi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, ilk belirlemelere göre İsrail'in başkent Beyrut'a düzenlediği bir dizi hava saldırısının çok fazla can kaybına yol açtığını belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Başbakan Mikati, yaptığı yazılı açıklamada, "Elde edilen verilere göre, düşman İsrail'in Beyrut'un Dahiye bölgesine düzenlediği bir dizi hava saldırısı çok fazla can kaybına yol açtı." ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Filistin toprağı Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni, "İsrail" olarak gösteren bir harita kullandı.
Netanyahu, BM 79. Genel Kurulu'na hitap etmek için salona girdi ve kürsüye yöneldi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız'ın öncülüğünde Türk heyeti, Netanyahu BM Genel Kurul hitabına başlamadan önce salondan ayrıldı.
Birçok delegasyonun, Türk heyetine eşlik ettiği ve salonun önemli ölçüde boşaldığı görüldü.
Netanyahu kürsüdeyken salondan bazı seslerin yükseldiği de duyuldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han tarafından "savaş suçu" işlediği gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı alınması istenen Netanyahu'nun BM'ye hitap etmesine izin verilmesi eleştirilere neden olmuştu.
"UTANÇ VERİCİ DURUM"
Erdoğan da ABD dönüşü Türkevi'nde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 'Filistin'de soykırım yapmış bir suçlunun Birleşmiş Milletler çatısı altında yer alabilmesi gerçekten bir utanç vesilesidir. Bu, vahşice katledilen bebeklerin, çocukların, annelerin, babaların Birleşmiş Milletler görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatıralarına ihanettir. Dün, bizim Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmamızın akabinde İsrail delegasyonunun tavırlarına dikkat ettiyseniz, çok garip bir tavır içindeydiler. Çünkü kendilerini savunacak halleri yok. Duruşları zaten bunu gösteriyor. Bu nedenle biz herkesi tarihin doğru tarafında durmaya çağırdık ve çağırıyoruz. Mazlumla zalimi, katille maktulü ayıramayan ve her birine hak ettiği muameleyi yapamayan bir düzen, çürümeye yüz tutmuş demektir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum Birleşmiş Milletler tarihine bir kara leke olarak geçer. Maalesef olacak olan da budur. İsrail, Birleşmiş Milletler kararlarına zerre saygısı olmayan, Birleşmiş Milletler’in ilkelerini defalarca çiğnemiş bir devlettir. Böyle bir devlete gereken dersi yazılı ve görsel materyallerle vermek, inanıyorum ki en önemli görevdir.' demişti.
AFP'ye konuşan bir İsrailli güvenlik yetkilisi, Lübnan'a kara saldırısına hazırlandıklarını ve operasyonun mümkün olan süratli gerçekleşeceğini söyledi.
Saldırı için her gün hazırlık yaptıklarını belirten yetkili, Hizbullah'ın sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını savunup ölenlerin isimlerinin yayınlanmadığını ileri sürdü.
İsrail işgal ordusunun beş gündür devam eden hava saldırılarında Lübnan'da 748 insan yaşamını yitirdi. Kurbanlar arasında onlarca çocuk ve kadın bulunuyor.
Uluslararası haber ajansı AFP, kara işgaline dair konuşan İsrailli yetkilinin ismini vermediğini belirtiyor.
İsrail ordusu bu hafta içinde muhtemel bir kara saldırısının canlandırıldığı bir tatbikat gerçekleştirdi.
Gazze Şeridi'ndeki işgale katılan bazı komando tugaylarını Lübnan sınırına konuşlandıran İsrail ordusu, ayrıca yedek askerlerden oluşan iki taburu da yine sınıra yığdı.
AFP, bugün Yukarı Celile bölgesindeki bir alanda bekleyen İsrail tanklarının fotoğraflarını dünyaya geçti. Onlarca tankın yer aldığı fotoğrafların çekildiği konum tam olarak bilinmiyor.
Yukarı Celile, İsrail'in kuzeyinde Lübnan sınırındaki geniş bir alana verilen isim.
Birleşmiş Milletler, İsrail hava saldırılarının beşinci gününe girdiği Lübnan'dan yaklaşık 30 bin kişinin Suriye'ye kaçtığını bildirdi.
BM'ye göre toplu göç son 72 saatte gerçekleşti, kaçanların çoğu Suriyeli. Sınırı geçenlerin yarısı ise çocuklar ve gençlerden oluşuyor.
Fazlasıyla Suriyelinin yaşadığı Lübnan, iç savaşın başladığı 2011 yılından sonra ise 1,5 milyon göçmenin yeni adresi oldu.
6,7 milyon nüfusa sahip olan Lübnan, kişi başına düşen mülteci sayısı açısından dünyada ilk sırada.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yetkilisi Gonzalo Vargas Llosa, Suriye' sınırını geçenlerin savaş halindeki bir ülkeden 13 yıldır çatışmanın yaşandığı bir başka ülkeye gittiğini belirtip göç edenlerin çok zor bir seçim yaptığını söyledi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah'ın son günlerde hedef aldığı kuzeydeki Safed'e gitti ve burada askeri birlikleri ziyaretinde Lübnan'a saldırıların artacağı mesajını verdi.
Hizbullah'ı özellikle son birkaç haftada çok güçlü şekilde vurduklarını belirten Gallant, saldırıların kuzeydeki yerleşimlerde güvenlik sağlanıncaya kadar devam edeceğini söyledi.
Manila yönetimi, İsrail'in Lübnan'a karadan saldırması halinde tahliye operasyonuna girişeceğini açıkladı.
Lübnan'da 11 bin Filipinli yaşıyor ve çoğu ev hizmetlerinde çalışan kadınlar.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail askerlerini sınırı geçtiği anda 11 bin kişiyi deniz yoluyla tahliye edecekleri bilgisini paylaştı ancak daha fazla ayrıntı vermedi.
Filipinler, önceki günlerde Lübnan'daki vatandaşlarına uçuşlar durmadan ülkeyi terk etmeleri uyarısında bulundu ancak çoğu Filipinli bu çağrıya kulak vermedi. Şimdiye kadar yalnızca 500 Filipinlinin Lübnan'dan ayrıldığı biliniyor.
İsrail tarafında ise 30 bin kadar Filipinli işçi çalışıyor.
Fransa lideri Emmanuel Macron hem Gazze hem de Lübnan'da acil ateşkes çağrısını tekrarladı, "Gazze'deki savaşın devam etmesi, çatışmanın bölgede yayılmasına katkı sağlıyor. Bu son derece endişe verici ve bu durumun ana kurbanı Lübnan" dedi.
İsrail ve Hizbullah'tan saldırıları durdurmasını isteyen Macron, "Fransa, Lübnan'ın yeni bir Gazze olmasına karşı çıkıyor" ifadesini kullandı.
Gazze'ye insani yardımın ulaştırılması gerektiğini vurgulayan Fransa lideri, "Bu tahammül edilemez durum sona ermeli" diye ekledi.
ABD ve Fransa'nın başını çektiği, 12 ülkenin imza koyduğu Lübnan'la üç haftalık geçici ateşkese karşı olduğunu duyuran İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, New York'ta üslubunu değiştirdi.
İtirazını yumuşatan Netanyahu, İsrail'in kuzey sınırındaki vatandaşlarının evlerine geri dönmesi için ABD liderliğindeki girişimin amacını paylaştığını, görüşmeleri sürdüreceklerini söyledi.
Suriye resmi haber ajansı SANA, Lübnan sınırındaki hava saldırısında beş askerin öldüğünü duyurdu.
Saldırının sınır köyü Kfar Yabus yakınlarında gerçekleştiği bilgisini veren SANA, bir askerin de yaralandığını bildirdi.
İsrail jetleri, Perşembe günü de Lübnan-Suriye sınırındaki bir köprüyü bombardımana tuttu. İsrail ordusu, köprünün yanı sıra sınır hattındaki birçok noktanın vurulduğunu belirtip söz konusu rotaları Hizbullah'ın silah kaçırmak için kullandığını savundu.
Suriye topraklarında bugün gerçekleşen bombardıman, Lübnan'a hava saldırılarının başladığı Pazartesi gününden bu yana bir ilk niteliği taşıyor.
İsrail, Gazze Şeridi'nde neredeyse bir yılı doldurmak üzere olan savaş boyunca Suriye'yi birçok kez vurdu. Saldırılar, Suriye'nin kuzeyindeki Halep'e bile uzandı.
İsrail ordusu, Suriye'deki saldırılara dair yorum yapmıyor.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, İsrail 2024 yılında Suriye'ye 53 hava saldırısı düzenledi. 17 kez de karadan Suriye'yi hedef alan İsrail ordusunun saldırılarında 217 asker öldü, 23 sivil yaşamını yitirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Perşembe günü Hizbullah'ın 500 üyesini Suriye'den çektiğini ve İsrail sınırına gönderdiğini bildirdi. Hizbullah, Suriye iç savaşında Beşar Esad güçlerinin safında yer aldı.
İsrail, Perşembe günü gündüz saatlerinde bir kez daha Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyindeki Dâhiye semtini hedef aldı.
Savaş uçaklarının fırlattığı füze bir binayı vurdu, İsrail ordusu Hizbullah'ın silahlı insansız hava araçları komutanı Hüseyin Surur'un öldürüldüğünü açıkladı.
Saldırının adresi, Hizbullah'ın kalesi olan Dâhiye semtindeki El Kayim Caddesi'ndeki bir binaydı.
Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Assed Baig, Hacı Ebu Salih adıyla tanınan Surur'un İsrail saldırısında yaralandığını ve daha sonra öldüğünü aktardı. Hizbullah'a 1980'lerde katılan Hüseyin Surur birçok operasyonda yer aldı, 8 Ekim'de İsrail'le başlayan sınır çatışmasına da liderlik eden isimlerden biriydi.
Hizbullah, yaptığı açıklamada Hüseyin Surur'un öldüğünü doğruladı ve yasını tuttuğunu belirtti.
SUİKAST LİSTESİ
Hizbullah komutanlarına birçok suikast gerçekleştiren İsrail ordusu, İran destekli grubun lideri Hasan Nasrallah'ın sağ kolu Fuad Şükür'ü de yine Dahiye semtinde vurdu.
30 Temmuz'daki suikastın ardından Hizbullah'ın iki numarası İbrahim Akil oldu. İsrail, İbrahim Akil'i ise 20 Eylül tarihinde hedef aldı. Aynı saldırıda bir diğer üst düzey komutan Ahmed Mahmud Vehbi de ölenler arasındaydı.
İsrail geride kalan yaklaşık bir yılda Visam el Tavil, Muhammet Nimet Nasır, Talib Sami Abdullah gibi Hizbullah komutanlarını da suikastla öldürdü.
Gece yarısında İsrail'de milyonlarca kişinin yaşadığı paniğin ardından, sabah saatlerinde Lübnan sınırındaki birçok şehirde ve yerleşimde sirenler sesleri duyuldu. Lübnan'a 30 kilometre mesaefedeki İsrail'in stratejik liman kenti Hayfa'da, çalan sirenlerin merkeziydi.
Hizbullah'ın Hayfa'ya doğru 10 füze ateşlediğini belirten İsrail ordusu, bazı roketlerin hava savunma sistemleri tarafından durdurulduğunu, diğerlerinin ise açık alanlara düştüğünü bildirdi.
İsrail medyası, Hizbullah füzelerinden en az birinin Hayfa açıklarına, Akdeniz'e düştüğünü yazdı.
Hayfa ile aynı dakikalarda sirenlerin çaldığı Taberiye Gölü çevresinde de benzer bir görüntü ortaya çıktı.
İsrail'in işgal altında tuttuğu Suriye toprağı Golan Tepeleri'nde yer alan Taberiye Gölü kıyısındaki Taberiye şehrinde sirenler çaldı, Hizbullah'ın fırlattığı füzelerden birkaçının göle düştüğü görüldü.
Taberiye kenti de Lübnan sınırına kuş uçuşu yaklaşık 32 kilometre mesafede.
Yerel saatle 10.15 sularında Taberiye Gölü çevresinde bir kez daha alarm verildi, siren sesleri duyuldu. İsrail medyası, ikinci sirenlerin ilk saldırıdan yarım saat sonra çaldığını aktardı.
Taberiye ve Aşağı Celile bölgesini hedef alan füze saldırılarında üç yaralı var. Düşen şarapnellerle yaralanan bir kişi hastaneye kaldırıldı, iki İsrailli ise sığınaklara koşarken yaralandı.
On binlerce savaşçısı ve 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah, Telegram hesabından yaptığı açıklamada Hayfa yakınlarındaki Kiryat Ata'ya Fadi 1 füzesi ateşlediğini bildirdi.
İsrail ordusu ayrıca, Akdeniz kıyısındaki Rosh Hanikra yakınlarında dört kamikaze silahlı insansız hava aracının düşürüldüğünü açıkladı. Lübnan sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki Rosh Hanikra yerleşiminde uyarı sirenleri çalmadı.
İsrail'in Lübnan'ı hedef alan hava saldırılarında beşinci güne girildi, can kaybı 750'ye yaklaştı. Son 24 saatteki saldırılarda 94 kişinin öldüğü bilgisi var.
Kara işgaline hazırlık yapan İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki kasaba ve şehirlerin yanı sıra Hizbullah'ın kalesi Bekaa Vadisi'ni de bombardımana tutuyor. Yanı sıra, başkent Beyrut'un kuzeyindeki kasabalar ilk kez vuruldu.
Perşembe günü gündüz saatlerinde Beyrut'un güneyindeki Dâhiye semtinde bir binaya füze ateşlendi. İsrail, Hizbullah'ın en güçlü olduğu yer olan Dahiye'deki saldırıda İran destekli grubun komutanlarından Muhammed Hüseyin Surur'un öldüğünü duyurdu. İsrail'e göre, Surur Hizbullah'ın silahlı insansız hava araçları komutanıydı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı ise, Lübnan'ın güneyindeki İsrail bombardımanında 87 yaşındaki bir Fransız kadının yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Resmi açıklamada kadının yaşadığı binanın güçlü bir patlamanın ardından çöktüğü belirtildi. Lübnan'da yaklaşık 20 bin kadar Fransız vatandaşı olduğu biliniyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki toplantıda ateşkes girişimlerinin her seferinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından baltalandığını vurguladı.
"İsrail saldırganlığını önce Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e, şimdi de Lübnan'a yaydı. Netanyahu yüzünden bölgemiz alevler içinde" diyen Bakan Fidan, kritik bir eşikte olunduğu uyarısını yaptı.
Dışişleri Bakanı, Filistin'in Birleşmiş Milletler'in tam üyesi olması gerektiğini belirtti, "Şimdi hedefimize bir veto kaldı" dedi.
Bakan Fidan, "İki devletli çözümü uygulamak için İsrail'in iyi niyetini bekleyemeyiz" diyerek Ankara'nın pozisyonunu yineledi.
Hafta başında Hizbullah'ın ilk kez Tel Aviv'i balistik füzeyle hedef alması, İsrail'i sarstı. Başkent ve çevresinde sabah gün ağarırken çalan sirenler, Cuma gününün ilk saatlerinde bir kez daha duyuldu.
Yerel saatle 00.40 sularında sirenlerin çalmasıyla Tel Aviv sakinleri kendilerini yere attı, kaldırımlarda korkuyla bekleyenler vardı.
Hava saldırısı sirenlerinin duyulduğu tek yer Tel Aviv değildi, İsrail'in tüm orta bölgesi korkuyla sığınaklara koştu.
Yayınlanan haritada İsrail'in başkentinden Batı Şeria'ya kadar olan tüm bölgenin kıpkırmızı olduğu görüldü.
İsrail'i titreten balistik füzenin ateşlendiği yer, Lübnan değildi. 15 Eylül tarihinde benzer bir saldırıya imza atan Yemenli Husiler, bir kez daha 2 bin kilometre uzaktan Tel Aviv'e füze fırlattı.
Suudi Arabistan ve Ürdün hava sahalarını geçip İsrail'e ulaşan füzeye dair Husiler bugün bir açıklama yapacak.
İsrail ordusu, karadan karaya balistik füzenin Arrow 3 hava savunma sistemleri tarafından durdurulduğunu açıkladı, şarapnel düşme tehlikesi nedeniyle sirenlerin çalıştığını aktardı.
İsrail medyası, panik sırasında bir trafik kazasının gerçekleştiğini ve bir kişinin yaralandığını yazdı.
Daha önce birçok kez İsrail'in en güneyindeki Eilat kentini hedef alan Husiler, Tel Aviv'i füzeyle ikinci defa vurmayı deniyor. Yaz ortasında Husilerin gönderdiği kamikaze silahlı insansız hava aracı İsrail hava savunma sistemlerini aşıp Tel Aviv'de bir binaya çarptı ve bir kişi öldü.
İsrail jetleri misilleme için havalandı ve Kızıldeniz kıyısındaki Yemen'in en büyük limanı Hudeyde'yi bombardımana tuttu.
Başkent Sana dahil Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'ni terk etmesini istiyor ve Kasım ayı ortasından bu yana Kızıldeniz'den geçen gemilere saldırılar düzenliyor. İran destekli grup, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ne iki gemiyi batırdı, onlarcasını füzeler ya da kamikaze drone'larla vurdu.
Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünden mevcut krizin bütün Orta Doğu'yu tehdit ettiği uyarısında bulundu.
Acil ateşkes çağrısında bulunan Buhabib, Lübnan sınırında devam eden çatışmaları bölgeselin yanı sıra küresel güvenliği ve barışı yutabilecek bir kara delik olarak tanımladı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kürsüye çıkan Filistin lideri Mahmud Abbas, "Gazze'nin tek karışını bile İsrail'in almasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Kürsüye alkışlarla çıkan Abbas, konuşmasına üç kez üst üste, "Terk etmeyeceğiz, terk etmeyeceğiz, terk etmeyeceğiz" diyerek başladı.
Gazze Şeridi'ndeki savaşın bitmesi çağrısında bulunan Filistin Devlet Başkanı Abbas, İsrail'in 'soykırım yaptığını' ve Gazze'yi neredeyse tamamen yok ettiğini söyledi.
"Bu delilik sona ermeli. Tüm dünya halkımıza yapılanlardan sorumludur" diyen Abbas, Gazze'nin artık yaşamaya uygun bir yer olmaktan çıktığını dile getirdi.
Abbas, "Filistin bizim yurdumuz. Babalarımızın, dedelerimizin yurdu. Bizim kalacak. Orayı terk edecek birileri varsa, o da işgalcilerdir. Tampon bölgelerin kurulmasını ve Gazze'nin parçalanmasını reddediyoruz" ifadesini kullandı.