25.10.2024 - 16:09 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
DIŞ HABERLER SERVİSİ - Savaşta İsrail'in İran'a saldırmasına an gözüyle bakılırken, tüm dünyanın gözü Ortadoğu'da. CNN International, İsrail Ordusu'nun Filistinli sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını ifşa ederken, İran'dan yeni açıklamalar geldi.
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL), İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde UNIFIL mevkisine ateş açtığını bildirdi. UNIFIL'den yapılan açıklamada, İsrail ordusunun 22 Ekim'de Lübnan'ın güneyindeki Dıhayra beldesinde bulunan daimi gözlem noktasından bölgedeki evlerde faaliyet gösteren İsrail askerlerini gözlemlediği belirtildi. İsrail birliklerinin, gözlemlendiklerini fark etmelerinin ardından UNIFIL mevkisine ateş açtığı, barış gücü askerlerinin vurulmamak için çekildiği kaydedildi.
Açıklamada, İsrail ordusunun, Mavi Hat boyunca UNIFIL güçlerine mevkilerini boşaltma çağrısı yaptığı ve kasıtlı olarak barış gücü mevkilerinde kamera, aydınlatma ve iletişim ekipmanları gibi birçok eşyaya zarar verdiği hatırlatıldı ve şunlar eklendi: "Yürütülen göreve ve asker gönderen ülkelere uygulanan baskıya rağmen, barış gücü askerleri mevkilerinde ve görevleri başında kalacaktır. Gözlem ve raporlama konusunda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye devam edeceğiz."
İsrail ordusunun El Şati mülteci kampına yönelik saldırısında şu ana kadar en az 20 kişi hayatını kaybetti. Saldırı, Han Yunus bölgesinde sivil yerleşimlerin bulunduğu saldırının hemen ardından geldi. Han Yunus saldırısında da neredeyse tamamı aynı aileden 38 kişinin öldüğü bildirildi.
Lübnan'ın geçici Başbakanı Najib Mikati, Gazze'nin kuzeyinde etnik temizlik yapıldığını ve İsrail hükümetinin "kimseyi dinlemediğini" söyledi. Mikati, Cuma günü Londra'da düzenlenen bir toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a "maalesef her görüştüğümüzde durumun daha da kötüleştiğini ve bunun durması gerektiğini" söyledi.
İkili ayrıca İsrail ile Hizbullah arasındaki Lübnan savaşını da görüştü. Mikati, Lübnan hükümetinin 2006 Lübnan Savaşı'nı sona erdirmeye yardımcı olan, ülkede kalıcı bir ateşkes çağrısı yapan ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini şart koşan 1701 no'lu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı'nı uygulamak istediğini vurguladı. Mitaki, kararın uygulanmasının "yüzlerce, binlerce hayat kurtarabileceğini" söyledi.
Ortadoğu için temas ziyaretlerini sürdüren ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmayı sona erdirmek için diplomatik bir çözüme ulaşmada gerçek bir aciliyet olduğunu belirtti.
Üst düzey ABD’li diplomat, “Diplomatik bir çözüme ulaşmada ve İsrail ile Lübnan sınırında gerçek bir güvenlik sağlanması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı Kararı’nın tam olarak uygulanmasında gerçek bir aciliyet hissine sahibiz,” diyerek 2006’daki son büyük İsrail-Hizbullah savaşından sonra yürürlüğe giren karara atıfta bulundu. Sivillerin korunduğunu görmek istediklerini de ekleyen Blinken, "Lübnan silahlı kuvvetlerinin çatışmalardan uzak tutulmasını da sağlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Hizbullah'ın milyonlarca doları bulunan sığınağını vurdukları yönündeki iddialara dair kanıt olmadığını söyledi. İsrail Ordusu Beyrut'taki hastaneyi vurduktan sonra, hastanenin altında Hizbullah'a ait nakit ve altınların bulunduğunu öne sürmüştü. Savunma Bakanı Austin, "Şu ana kadar bu yönde bir kanıt bulamadık" ifadelerini kullandı.
Times of Israel'in haberine göre İsrail'in Celile kentinde olası bir drone saldırısını haber veren siren sesleri duyuldu. Siren seslerinin Celile'nin sahil kıyısında yankılandığı bildirildi. Öte yandan Israil Ordusu (IDF), Lübnan'da beş İsrail askerinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Al Jazeera haber ağına bağlı Sanad İzleme ve Doğrulama Ajansı, işgal ordusu tarafından İsrail'in merkezine kurulan anti-balistik füze savunma sistemi THAAD'ın yerini özel uydu görüntüleri aracılığıyla ortaya çıkardı. 23 Ekim Çarşamba gününe ait olduğu belirtilen ve bugün yayınlanan uydu görüntüleri, İsrail'in sistemi İsrail'in güney merkezinde bulunan "Ahouzam" bölgesinde yerleştirdiğini gösteriyor. ABD'li ismi açıklanmayan üst düzey yetkililer geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamalarda İran'a yönelik saldırının 5 Kasım'da yapılacak ABD seçimleri öncesi gerçekleşmesini beklediklerini söylemişti.
Görüntülerde, kontrol merkezi, mobil füze savunma radarının yanı sıra sisteme hizmet eden ve çevresinde çeşitli lokasyonlara dağıtılan 6 füze fırlatma platformu ve fırlatma araçlarının her biri dahil olmak üzere sistemin tüm parçaları da görülüyor. Platformlarda sekiz füze yer alıyor.
Papa Francis, dün Papa olduğu süre boyunca katolik piskoposlara gönderdiği mektupların dördüncüsünü gönderdi. Papa, mektubunda "kalbini kaybeden" dünyayı eleştirirken, küresel çapta "savaşlara, sosyo ekonomik eşitsizliklere ve insanlığı tehdit eden teknoloji kullanımına" değindi. Papa, piskoposlardan Ukrayna'daki şehitler ve aileleri için, Gazze'de "insanlık dışı saldırılara" maruz kalan halk için dua etmelerini istedi.
İran, İsrail’in son füze saldırısına vereceği yanıtı beklerken bir yandan savaşa hazırlanıyor, bir yandan da savaştan kaçınmaya çalışıyor. New York Times’ın haberine göre, İran İslam Cumhuriyeti İsrail’in olası misillemesine karşı hazırlık yapıyor. “İran, silahlı kuvvetlerine savaşa hazır olmalarını ancak savaşı engellemeye çalışmalarını emretti,” deniyor.
Haberde dört İranlı yetkiliye atıfta bulunuluyor ve bu yetkililer, İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in, beklenen İsrail misillemesine karşı İran’ın silahlı kuvvetlerine çeşitli planlar hazırlamaları talimatını verdiğini söylüyor. Yetkililer, eğer ciddi bir hasar veya can kaybı olursa İran’ın saldıracağını, ancak İsrail sadece sınırlı sayıda askeri tesis ve silah deposunu hedef alırsa İran’ın karşılık vermeyebileceğini belirtiyor.
Yetkililerden ikisi Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı olup, İran’ın kesinlikle karşılık vereceğini ve İsrail’in petrol sahalarını, nükleer tesislerini ya da üst düzey yetkilileri hedef alması durumunda, İran’ın seçenekleri arasında 1.000’e kadar balistik füzeyle saldırı ya da bölgedeki enerji arzını kesintiye uğratmanın yer alabileceğini söylüyor.
CNN International'ın Ortadoğu kıdemli muhabiri Hamdi Alkali'nin İranlı istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberine göre İran'ın İslam Devrim Muhafızları Kolordusu (IRGC) komutanı, Perşembe günü İsrail’e bir uyarıda bulunarak ABD tarafından İsrail'e gönderilen füze savunma sistemine aşırı güven duyulmaması gerektiğini söyledi.
İran devlet medyasına da, IRGC Tümgeneral Hüseyin Selami'nin, ABD'nin İsrail'e gönderdiği THAAD füze savunma sisteminin sınırlı bir savunma sunduğunu ve İsrail’in bu sisteme güvenmesinin, “direniş cephesinden gelebilecek misilleme saldırılarına” karşı zafer getirmeyeceğini öne sürdü. Selami, devlet haber ajansı Press TV'nin aktardığına göre, “THAAD’ın borularına güvenmeyin; bunlar sınırlıdır… Dilediğiniz kadar ateş edin, düşmanlarınız sizden çok daha fazla ateş edecektir. Bu işte galip gelemezsiniz ve sizi yeneceğiz” dedi.
Bu açıklamalar, ABD Savunma Bakanlığı’nın 13 Nisan ve 1 Ekim tarihlerinde İsrail’e yönelik İran’ın dünya basını tarafından “benzeri görülmemiş” olarak nitelenen İran saldırılarının ardından İsrail'in karşı saldırı planlarının sızması üzerine geldi. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Pazartesi günü, ABD tarafından İsrail’e gönderilen füze savunma sisteminin "yerinde" olduğunu ve ihtiyaç duyulduğunda kullanıma hazır olduğunu söyledi.
CNN televizyonuna konuşan İsrailli bir asker ve daha önce gözaltına alınmış 5 Filistinli, İsrail ordusunda “sivrisinek protokolü” olarak bilinen uygulamayı anlattı. Filistinlilerin bina ve tünellerdeki bubi tuzaklarına ve gizli patlayıcılara karşı kalkan olarak kullanılmasının Gazze'deki İsrail birlikleri arasında yaygın bir uygulama olduğunu belirten asker, “Onlara bizden önce binaya girmelerini söylüyoruz. Eğer tuzak varsa biz değil onlar patlayacak" dedi.
İsrailli asker, Gazze’deki görevi sırasında üst düzey bir güvenlik görevlisinin, gözaltında tutulan 16 ve 20 yaşındaki iki Filistinliyi getirerek askerlerden binalara girmeden önce onları canlı kalkan olarak kullanmalarını istediğini ifade etti.
Komutanların kendilerine “uluslararası hukuku düşünmemelerini” söylediğini aktaran asker, "Filistinlilerin patlaması daha iyi, askerlerimizin değil." ifadesini kullandıklarını kaydetti.
CNN’in konuştuğu ve İsrailli askerler tarafından canlı kalkan olarak kullanılan Filistinlilerden 20 yaşındaki Mohammad Saad ise Refah’ta ailesi için yiyecek ararken İsrail ordusu tarafından gözaltına alındığını ve 47 gün tutulduğu askeri kampta İsrail askerlerini riske atmamak amacıyla kalkan olarak kullanıldığını anlattı.
Saad, “Bize askeri üniforma giydirdiler. Üzerimize bir kamera koydular ve boş binalarda, evlerde, odalarda aramalar yapmamızı istediler” dedi.
İsrail askerlerinin binalardaki gizli patlayıcılardan çok korktuğunu belirten Saad, “Genellikle askeri üniforma giydirirlerdi ancak son göreve beni sivil kıyafetlerle götürdüler. Bir yerde bana İsrail ordusu tarafından geride bırakılan bir tankı filme almam gerektiğini söylediler. Dehşete kapılıp korkmuştum, bu yüzden tüfeğin dipçiğiyle sırtıma vurdular.” diye konuştu.
Saad, daha sonra tanka yaklaşırken arkasından ateş edilerek sırtından vurulduğunu ancak yaralı olarak kurtulduğunu söyledi.