12.11.2024 - 00:00 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Lübnan'a yönelik saldırılar devam ederken, yeni göreve gelen İsrail Dışişleri Bakanı Saar'dan Kürtlerle ilgili açıklamalar geldi. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Hizbullah açıklaması ise CNN International tarafından 'manidar' bulundu. Orta Doğu'daki sıcak gündemi anlık aktarıyoruz.
CANLI AKTARIM
Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, 7. Paris Barış Forumu'nda, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'yi "yok ettiğini" belirtti.
Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen 7. Paris Barış Forumu'nda "İsrail-Filistin: 2 devlet için bir plan ve barış için bir plan" başlıklı oturum yapıldı.
Oturumda konuşan Olmert, 2008'de teklif ettiği iki devletli çözümün Orta Doğu'yu ve bu bölgedeki milyonlarca insanın hayatını tamamen değiştirmiş olabileceğini savundu.
Olmert, "7 Ekim olayları unutulmaz ve affedilemez ve onu tetikleyen koşullar göz önüne alındığında savaş kaçınılmazdı. Bunu çok daha önce de söyledim, bence savaş durmalıydı." ifadelerini kullandı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "uluslararası hukuka uymadığı sürece İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğinin askıya alınması" çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde konuşan Abbas, İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımının ABD'nin desteğiyle devam ettiğine işaret ederek, "Uluslararası toplum Gazze Şeridi'ndeki saldırıları durdurmada başarısız oldu." dedi.
Abbas, "İsrail saldırılarını durdurulması, Gazze'ye yardım ulaştırılması ve işgalcilerin geri çekilmesi" yönündeki BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının uygulanmasının gerekliliğini vurguladı.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, BMGK ve BM Genel Kuruluna "uluslararası hukuka uymadığı sürece İsrail'in BM üyeliğini askıya almaları" çağrısında bulundu.
Uluslararası toplumundan Filistin topraklarını gasbetmeye yönelik "terörü" durdurmak için eyleme geçmesini isteyen Abbas, tüm dünya ülkelerine İsrail ile ilişkilerini gözden geçirme ve yaptırım uygulama çağrısında bulundu.
İsrail'in Filistinlilere yardım sağlayan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerinin yasaklanmasına ilişkin kararını "felaket" olarak nitelendiren Abbas, "UNRWA'yı güçlendirme ve mali koruma ağını sürdürme ihtiyacını vurguluyoruz." dedi.
Riyad'ın başlattığı iki devletli çözüm ittifakından memnuniyet duyduklarını vurgulayan Abbas, Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsünün korunması gerektiğini kaydetti.
Lübnan Başbakanı Necip Mikati, Pazartesi günü ülkesinin varlığını tehdit eden "benzeri görülmemiş" bir kriz yaşadığı konusunda uyardı. Riyad'daki Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde konuşan Mikati, AFP'ye göre "Lübnan, bugününü ve geleceğini tehdit eden benzeri görülmemiş tarihi ve varoluşsal bir krizden geçiyor" ifadelerini kullandı ve uluslararası toplumdan İsrail'in Lübnan'daki saldırılarını durdurmasına yönelik çağrıya davet etti.
Riyad'taki Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirve Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Netanyahu yönetimi Lübnan'a saldırılarını sürdürdüğünü vurgulayarak "İsrail, insani yardımların dahi Gazze'ye ulaştırılmasına tahammül edemiyor, yardım malzemelerini aylardır Mısır'da bekletiyor. Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması konusunda acil çözüm yolları bulmamız şarttır" şeklinde konuştu.
"İsrail'e silah ambargosu uygulanması, ticaretin durdurulması ve tecrit edilmesi son derece mühimdir" vurgusu yapan Erdoğan, "İsrail'e silah satışının durdurulması girişimimize 52 ülke ve 2 uluslararası teşkilat destek vermiştir. İsrail aleyhine UAD'da açılan davaya teşkilat üyeleri başta olmak üzere azami sayıda ülkenin müdahil olmasını teşvik etmeliyiz" dedi ve "Türkiye olarak İsrail'e yönelik ticari kısıtlamaları yürürlüğe konulduğunu da" hatırlattı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki yıkıcı savaşlarına odaklanan Riyad'daki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ni başlattı. Prens Selman "İsrail'in masum sivillere karşı devam eden suçları ve kutsal mekanımız olan El Aksa Camii'nin sürekli ihlali, Filistin halkının yasal haklarını geri kazandırmayı amaçlayan tüm çabaları baltalıyor" dedi.
İsrail'in Filistinli mülteciler için BM ajansı UNRWA'nın Gazze ve Batı Şeria'ya yardım ulaştırmasına izin vermemesini kınayan veliaht Prens, Gazze'de yaşananları "soykırım" olarak niteledi. Prens ayrıca İsrail'in İran'ın bütünlüğüne saygı duyması ve bölgeye saldırmayı sonlandırması gerektiğini söyledi. Veliaht Prens, "İsrail'in Filistin topraklarına ve Lübnan'a yönelik saldırganlığının derhal durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
Suudi Arabistan ve İsrail ilişkileri Gazze'ye en büyük saldırılar başlamadan hemen önce uzun süredir ilk kez ılıman bir aşamaya gelmişti. Suudi Arabistan ile İsrail ilişkileri Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail Barış Anlaşması veya İbrahim Anlaşması olarak bilinen 13 Ağustos 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında yapılan anlaşmadan sonra yeni bir aşamaya gelme potansiyeli taşıyordu. Fakat Riyad yönetimine yakın isimler Ekim 2023'te bir açıklama yaparak Gazze'de durumun kötüleşmesi üzerine Suudi Arabistan'ın İsrail ile ilişkileri normalleştirme planlarını rafa kaldırdığını söylemişti.
Times of Israel'in "Başbakan Benjamin Netanyahu'nun açık sözlü oğlu" diye nitelediği Yair Netanyahu, ülke istihbarat teşkilatı Şin-Bet'i babasının hükümetini devirmeye çalışmakla ve IDF askerlerine işkence etmekle suçladı. X'te bir dizi gönderi paylaşarak Başbakanlık Ofisi'ne gizli istihbarat belgelerinin sızdırılması ve savaşın başlangıcından itibaren toplantı tutanaklarının tahrif edildiğine dair skandal iddiaların ortasında konuştu.
İsrail basınına göre son bir yıldır Miami'de yaşayan Yair Netanyahu, "Aynı Şin-Bet (istihbarat servisi) IDF yetkililerini tamamen saçmalıklar yüzünden tutuklayıp işkence eden Şin Bet mi? Birkaç ay önce Gazze'deki Şifa hastanesini yöneten Dr. Mengele'yi (gönderme yaparak hakaret ediyor) hapishanelerde yer kalmadığı bahanesiyle serbest bırakan Şin Bet mi?" ifadelerini kullandı.
Başka bir gönderide Şin Bet'i babasını devirmeye çalışmakla suçlayan Yoav Netanyahu, şöyle devam etti:
“Halkın demokratik tercihine karşı savcılar, medya ve mahkemeler tarafından bir darbe yapıldı. 60'lardaki Güney Amerika gibi bir muz cumhuriyeti."
İsrail askerleri, ülkenin güneyindeki Necef Çölü'nde Filistinli bedevilerin yaşadığı Arakib köyünü bir kez daha yıkarak çok sayıda kişiyi evsiz bıraktı.
Arakib'i Savunma Komitesi Üyesi Aziz et-Turi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail askerlerinin düzenledikleri baskının ardından köyü 232'inci kez yıktığını belirtti.
İsrail askerlerinin, sene başından bu yana 10. kez Arakib'deki Filistinli bedevilerin evlerini yıktığını söyleyen Turi, Filistinli ailelerin köyü yeniden inşa etmeye kararlı olduğunu ifade etti.
İsrail'in ilk yıkımı Temmuz 2010'da gerçekleştirdiği Arakib köyünde 80'den fazla İsrail vatandaşı Filistinli yaşıyor.
Tel Aviv yönetimi, köyün "yasa dışı yollarla kurulduğunu ve yıkılması gerektiğini" iddia ediyor. Köy halkı ise bu toprakların, İsrail'in kuruluşundan çok önce dedelerinden kendilerine miras kaldığını belirtiyor.
KÖYLÜLER HER YIKIM SONRASI EVLERİNİ YENİDEN İNŞA EDİYOR
Köylüler, İsrail askerlerinin her yıkım işleminin ardından ahşap ve plastik malzemelerle evlerini yeniden inşa ederek direnişlerini sürdürüyor.
Necef bölgesindeki diğer köylerde olduğu gibi Arakib'e de elektrik ve su gibi zorunlu hizmetleri sunmayan İsrail, bölgede yaşayan Filistinlilerin arazi mülkiyetini de tanımıyor.
Filistin kaynaklarına göre, Tel Aviv yönetimi bugüne kadar 220 bin Filistinlinin yaşadığı 12 milyon dönümlük Necef Çölü'nün 11 milyon dönümünü istimlak etti.
Suriye resmi haber ajansı SANA Pazartesi günü öğle saatlerinde İsrail'in Humus yakınlarındaki bir köye saldırdığını duyurdu. SANA, "İsrail saldırısının Humus'un güneyindeki Şinşar bölgesi çevresini" hedef aldığını belirtirken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise saldırının Hizbullah'a ait bir mühimmat deposunu hedef aldığını öne sürdü.
Saldırı, İsrail'in Şam'daki bir binaya düzenlediği saldırıdan bir gün sonra gerçekleşti. Saldırı sonucu yedi kişi hayatını kaybetmiş en az 20 kişi de yaralanmıştı.
Hizbullah, İsrail ordusunun Lübnan'daki hiçbir köyü işgal edemediğini söylüyor. AFP'nin haberine göre bugün (11 Kasım Pazartesi) yeni bir açıklama yapan Hizbullah sözcüsü Muhammed Afif, İsrail'in hava saldırılarıyla vurduğu güney Beyrut'ta düzenlediği bir basın toplantısında, "İsrail güçleri 45 gün süren kanlı çatışmalardan sonra düşman hala tek bir Lübnan köyünü işgal edebilmiş değil" ifadelerini kullandı. İsrail Eylül ayından bu yana Lübnan'a düzenli olarak hava saldırıları düzenliyor.
İsrail Savunma Bakanı Gallant'ın görevden alınması üzerine Savunma Bakanı olarak Dışişleri Bakanı Yitsrael Katz'ın atanmasıyla boşalan koltuğa aşırı sağcı politikalarıyla bilinen ve Netanyahu'nun eski rakibi olan Gideon Saar atandı. Yeni Dışişleri Bakanı Saar, devir teslim töreninde "Kürtler büyük ve siyasi bağımsızlığı olmayan bir millet" ifadesini kullandı. Saar, Kürtlerin, İsrail'in 'doğal müttefiki' olduğu iddiasında bulunarak, "(Kürtlere) Ulaşmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var" yorumunu yaptı.
İsrailli Bakan, "Kürtlerin, Türkiye ve İran'ın kurbanı olduğunu" iddia ederken Suriye ve Lübnan'daki Dürzi azınlıklara da değindi. Saar, İsrail'in bu topluluklarla da ilişkilerinin artırılmasından yana olduğunu belirterek, "Her zaman azınlık olacağımız bir bölgede doğal ittifakların diğer azınlıklarla olacağını anlayın" ifadelerini kullandı.
İsrail işgal ordusu sabah saatlerinde Yemen'den İsrail'e balistik füze atıldığını bildirdi. İsrail basınına göre olay sırasında Kudüs yakınlarında siren sesleri duyulurken, IDF saldırının engellendiğini söyledi. Ancak birkaç parça şarapnelin Beyt Şemeş'e düşerek küçük çaplı bir yangın çıkardığı görüldü.
Yemen'den roketler ABD güçlerinin Cumartesi gece yarısı Yemen'de İran destekli Husilerin silah depolarına yönelik saldırısından sonra geldi.
İsrail medyası Pazar günü akşam saatlerinde Başbakan Benjamin Netanyahu'nun kabinesine yaptığı konuşma sırasında şunları söylediğini bildirdi: "Çağrı cihazı operasyonu ve (Hizbullah lideri Hasan) Nasrallah'ın ortadan kaldırılması, güvenlik teşkilatındaki üst düzey yetkililerin ve onlardan sorumlu siyasi kademenin muhalefetine rağmen başlatıldı."
CNN International ise bu açıklamaları "İsrail, Lübnan'daki çağrı cihazlarına yönelik saldırıyı böylece ilk kez resmi olarak kabul etmiş oldu" ifadelerini kullandı.
CNN'ın haberinde ayrıca "Hükümetin İsrail medyasına Netanyahu'nun açıklamaları hakkında bilgi verme kararı - ve dolayısıyla operasyonun arkasında İsrail'in olduğunu teyit etme kararı - son haftalarda İsrail'e hakim olan iç siyasi entrikaların yeni bir bölümü gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.
İsrail medyası ise bu ifadeyi, İsrail'in askeri liderliği ve istihbarat teşkilatının yanı sıra Netanyahu'nun Salı günü görevden aldığı dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant'a yönelik örtülü bir eleştiri olarak yorumladı.
Çağrı cihazı saldırılarının kabulü, Netanyahu'nun son günlerde ABD Başkanı seçilen Donald Trump ile sadece birkaç gün içerisinde üç kez görüştüğünü söylemesiyle geldi.
Pazar günü kabine toplantısı öncesinde konuşan Netanyahu, “Bunlar, İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sağlam ittifakı güçlendirmeyi amaçlayan çok iyi ve çok önemli görüşmelerdi” dedi ve şunları söyledi: “İran tehdidini her yönüyle ve oluşturduğu tehlikeyle aynı fikirdeyiz. Ayrıca İsrail'in önünde barış ve genişlemede ve diğer alanlarda büyük fırsatlar görüyoruz.”
17 Eylül'de Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları eş zamanlı patladı, hemen ertesi gün de telsizler hedef alındı. Lübnan sağlık yetkililerine göre, patlamalarda bazıları çocuklar olmak üzere en az 37 kişi öldü ve çoğu sivil yoldan geçenler olmak üzere yaklaşık 3 bin kişi yaralandı.