Savaşta son dakika... Netanyahu resmen çıldırdı! Savunma bakanına tepki gösterdi kritik yerde ortaya çıktı

İsrailliler, Tel Aviv'de esir takası anlaşması talebiyle gösteri düzenledi

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, hükümetin Lübnan'ın silahlı çatışma sahasına dönüşmemesi için çabaladığını söyledi. Mikati, ayrıca "İsrail'in yayılmacı emellerine son vermek için ilgili uluslararası kararların uygulanması ve böylece Lübnan'ın istikrarı ve çıkarlarının son derece karmaşık çatışmalara ve bitmeyen savaşlara bağlanmaması" çağrısında bulundu.

Kardinal Parolin de Vatikan'ın Filistin ve İsrail tarafının "silah diline son verebilecek barış önerilerini" kabul etmesini umduğunu söyledi.

Gazze'deki İsrailli esirlerin serbest bırakılması ve Tel Aviv'in Filistin halkına yardım ulaştırılması konusunda uyguladığı kısıtlamaların kaldırılması çağrısında bulunan Kardinal Parolin, “istisnasız tüm tarafların uluslararası insani hukuka saygı duyması" gerektiğini vurguladı.

Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Parolin, Vatikan'ın sivillerin ve sivil tesislerin askeri operasyonlardan korunması yönündeki çağrısını yineledi. Başbakan Mikati’den önce Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri ile de görüşen Parolin, Berri’ye Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus’un en kısa sürede Lübnan'da bir cumhurbaşkanı seçilmesi arzusunu" iletti.

Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrailli yetkililer aleyhine yaptığı soruşturmaların engellenmesine yönelik casusluk ve yıldırma faaliyetleri hakkında bilgi vermesi için İsrail'in Lahey Büyükelçisi'nin Bakanlığa çağırıldığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Hollandalı milletvekillerinin İsrail'in, UCM'ye yönelik casusluk ve yıldırma faaliyetlerine yönelik sorularına verilen yanıtta, İsrail'in Lahey Büyükelçisi'nin Bakanlığa çağırıldığı belirtildi.

Dışişleri Bakanı Hanke Bruins Slot, İçişleri ve Krallık İlişkileri Bakanı Hugo de Jonge ve Adalet ve Güvenlik Bakanı Dilan Yeşilgöz-Zegerius tarafından ortak imzayla verilen yazılı cevapta, "(İsrail Büyükelçisi'nin) The Guardian ve +972 Magazine'de yer alan iddialarla ilgili olarak (Hollanda) Dışişleri Bakanlığına bilgi vermesi istenmiştir." ifadesine yer verildi.

Hollanda'nın, UCM'nin yaptığı soruşturmaların engellenmesinden duyduğu rahatsızlığın İsrailli büyükelçiye iletildiği kaydedilen açıklamada, "Hollanda'nın haberlerle ilgili endişeleri iletilmiştir." ifadesi kullanıldı.

Hollanda hükümetinin, UCM ve diğer kurumlara yönelik casusluk faaliyetlerini, "istenmeyen bir dış müdahale biçimi ve tamamen istenmeyen bir durum" olarak değerlendirdiği aktarılan açıklamada, Bakanlığın UCM ile çeşitli güvenlik endişelerinin ele alındığı bir iletişim sürdürdüğü vurgulandı.

Yemen'de İran destekli Husiler, İsrail'in kuzeyindeki Hayfa Limanı'nda bir İsrail gemisini insansız hava araçlarıyla (İHA) vurduğunu duyurdu.

Husilerin Askeri Sözcü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, "Irak İslami Direnişi" ile birlikte Hayfa Limanı'nda İsrail gemisi MSC Manzanillo'yu hedef alan ortak bir "askeri operasyon" gerçekleştirdiklerini belirtti. Seri, İHA'larla gerçekleşen "operasyonda" hedefin başarıyla vurulduğunu kaydetti.

Seri, İsrail'in Gazze'deki saldırıları durana ve abluka kalkıncaya dek Irak İslami Direnişi ile ortak askeri operasyonları sürdüreceklerini dile getirdi. İsrail'den konuya ilişkin açıklama yapılmadı.

Bennett, sosyal medya platformu X’ten, İsraillilere hitaben, “Ülkeyi terk etmeyin” başlığıyla bir paylaşım yaptı. İsrail Başbakanı Bennett, İsraillilerin ülkeden ayrılma fikirlerinin kendisini üzdüğüne dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Bağımsızlık Savaşı'ndan (1948 Nekbe) bu yana en zor dönemden geçiyoruz; Uluslararası boykot, caydırıcılığın zedelenmesi, 120 İsraillinin esaret altında olması, binlerce yaslı aile, terk edilmiş Celile (Kuzey İsrail), binlerce yerinden edilmiş insan. Sadece kendilerini düşünen bakanlar, ekonomi üzerindeki kontrolün kaybı ve bütçe açığı.” Bennett, tüm bu saydıklarının gerçek olduğuna dikkati çekerek, ancak bundan çıkma kabiliyetine sahip olduklarını vurguladı.

İsraillilerin ülkeyi terk etmemeleri gerektiğine dikkati çeken Bennett, “Ülkeyi terk etmekten söz edilmemeli. Bu çukurdan çıkmak için, İsrail halkının tüm yeteneklerine ve kararlılığına ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı. Gazze Şeridi'ndeki saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana bölgeyi terk eden İsrailliler hakkında resmi bir istatistik bulunmazken, İbranice yayın yapan “Zman Yisrael” haber sitesi, savaşın ilk 6 ayı içinde yarım milyondan fazla İsraillinin ülkeyi terk ettiğini ve geri dönmediğini bildirdi.

İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırıları sürüyor. İsrail ordusuna ait tank ve buldozerlerin, kentin orta kesimindeki Gazze Vadisi bölgesindeki hareketliliği görüntülendi.

Almanya ve Hollanda, Lübnan'da bulunan vatandaşlarından bu ülkeyi acilen terk etmelerini istedi. Almanya Dışişleri Bakanlığının internet sayfasında Lübnan ile ilgili seyahat uyarıları güncellendi.

Alman vatandaşlarına Lübnan'a seyahat etmemeleri konusunda uyarıda bulunulan açıklamada, Alman vatandaşlarına acilen Lübnan'dan ayrılmaları çağrısı yapıldı. Açıklamada, bölgedeki güvenlik durumunun oldukça değişken olduğu ve Lübnan ile İsrail arasındaki sınır bölgesinde askeri çatışmaların son haftalarda yoğunlaştığı belirtilerek, "Durumun daha da şiddetlenmesi ve çatışmanın genişlemesi göz ardı edilemez." ifadesi kullanıldı.

Gerilimin daha da artmasının Refik Hariri Havalimanı'ndaki hava trafiğinin tamamen durmasına da yol açabileceği uyarısında bulunulan açıklamada, bu durumda Lübnan'ı hava yoluyla terk etmenin mümkün olmayacağı kaydedildi.

Hollanda Dışişleri Bakanlığının X hesabından yapılan paylaşımda, Hollanda vatandaşlarından Lübnan'a seyahat etmekten kaçınmaları ve bu ülkedekilerin hala uçak seferleri varken acilen oradan ayrılmaları istendi.

Borrell, X hesabından yaptığı paylaşımda, Buhabib ile yaptığı görüşmede bölgede artan gerilimin ele alındığını aktardı.

İsrail-Lübnan arasındaki "Mavi Hat" olarak tabir edilen sınırda artan gerginliğin "derhal azaltılması" konusunda mutabık kaldıklarını belirten Borrell, "Mavi Hat boyunca gerilimin derhal azaltılmasının nasıl sağlanabileceğini ve herkes tarafından kabul edilebilir siyasi bir çözüme yönelik çabaların nasıl güçlendirilebileceğini ele aldık." ifadesini kullandı.

"Lübnan, İsrail ve bölge yeni bir savaşı kaldıramaz." ifadesine yer veren Borrell, böylesi bir durumdan AB'nin de etkileneceğini vurguladı.

Borrell, AB'nin Lübnan Silahlı Kuvvetleri ve Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL) ülkede barış ve istikrarın korunmasındaki rolünü desteklediğini aktardı.

İsrail ordusu ile Hizbullah, 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'ın güneyi ile İsrail'in kuzeyinde karşılıklı saldırılarını sürdürüyor. Bu çatışmalarda şu ana kadar 347 Hizbullah mensubu, 63 Lübnanlı sivil, 19 Emel Hareketi, 13 Hamas, 15 İslami Cihad mensubu ile 14 İsrail askeri ve 10 İsrailli sivilin öldüğü bildirilmişti.

İsrail ve Hizbullah arasındaki gerginlik devam ederken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Lübnan sınırını ziyaret etti. Netanyahu, ziyareti sırasında 55. Yedek Paraşütçü Tugayı'nın tatbikatını izledi. Netanyahu, Hizbullah ile savaş çıkması halinde İsrail'in bu cephede de zafer kazanacağını iddia etti.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. BM'nin çok büyük risk altında yardım dağıtımı yapmaya çalıştığını belirten Dujarric, İsrail'den talep ettikleri iyileştirmelere ilişkin henüz gelişme olmadığını söyledi.Dujarric, İsrail'in BM'nin taleplerini yerine getirmemesi halinde örgütün yardım dağıtımını askıya alacağına ilişkin haberlere karşılık "Gazze'den çekilmiyoruz." dedi.

İsrail ordusunun 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda 435 kişi hayatını kaybetti. Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 8 Ekim'den bu yana Lübnan'a sürdürdüğü saldırıların toplam bilançosuna ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada, İsrail ordusunun saldırılarında 435 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Lübnan'da yerinden edilenlerin sayısının da 92 bin 228 kişiye ulaştığı kaydedildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ile silah sevkiyatı konusunda yaşanan “anlaşmazlıkların haftalardır kapalı odalarda çözülmediğini” söyledi.

Haaretz gazetesinde yer alan habere göre, Netanyahu, Washington’da temaslarda bulunan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ABD ile anlaşmazlıklara dair açıklamasına tepki gösterdi.

'AÇIKÇA KONUŞMASI GEREK'

Netanyahu, “(ABD ile) anlaşmazlıklar kapalı odalarda haftalardır çözülmediğinde, İsrail Başbakanının askerlerin ihtiyacı olanı getirmek için açıkça konuşması gerektiğini” savundu.

İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Gallant’ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesinin başında yaptığı açıklamalarına yer verilmişti.

'ABD İLE ANLAŞMAZLIKLARI “KAPALI ODALARDA ÇÖZDÜKLERİNİ” ÖNE SÜRMÜŞTÜ'

Gallant’ın, “ABD halkını aileleri olarak gördükleri, anlaşmazlıklar ortaya çıkabileceğini ancak her ailede olduğu gibi bunu ev içinde tartıştıklarını” ileri sürdüğü belirtilmişti. Açıklamaya göre, Gallant ayrıca, ABD ile anlaşmazlıkları “kapalı odalarda çözdüklerini” öne sürmüştü.

Netanyahu, 18 Haziran’da ABD'yi ülkesine silah sevkiyatı yapmayı reddetmekle suçladığı bir video paylaşmış, ertesi günkü hükümet toplantısında ise ABD’nin silah yardımlarında “çarpıcı bir düşüş” olduğunu savunmuştu.

Netanyahu ayrıca, ABD’li yetkililerle yaptıkları görüşmelerde sevkiyatın hızlandırılması için defalarca çağrıda bulunduklarını ancak "temel durumun değişmediğini” iddia etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Netanyahu’nun “ABD’nin silah yardımlarında çarpıcı bir azalma olduğu” yönündeki açıklamasını reddederek, "bunun ne anlama geldiğini anlamadıklarını" belirtmişti.

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Gazze Şeridi'nde kurduğu ve kötü hava koşulları nedeniyle zarar gördükten sonra tamir edilen geçici limana yardım gemileri gelmeye başladı.

Avustralya'da iktidardaki İşçi Partisi'nin senatörü Fatima Payman, Yeşiller Partisi'nin Filistin'in devlet olarak tanınmasına yönelik Senato'ya sunduğu önergeye destek verdiği için partisinin gelecek hafta yapılacak meclis toplantısına katılmaktan men edildi. Daha önce de Parlamento'nun alt kanadında mayısın sonunda yapılan oylamada Yeşiller Partisi'nin Filistin'in tanınmasını içeren önergesi reddedilmişti.

Polonya'nın Krakow kentinde Jagiellonian Üniversitesi öğrencileri kampüste Filistin'e destek gösterisi başlattı. Üniversitenin İsrail ile bağlantılarını kesmesini talep eden öğrenciler, Filistin bayrağı ve 'Özgür Filistin' yazılı pankartlar taşıyarak slogan attı. Öğrenciler protesto kapsamında kendilerini kapılara kelepçeledi.

İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Gallant, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesinin başında ülkesinin Gazze’deki saldırılarına ilişkin açıklamada bulundu. Açıklamada, ABD ile yaşanan anlaşmazlıklara değinen Gallant, “ABD halkını aileleri olarak gördükleri, anlaşmazlıklar ortaya çıkabileceğini ancak her ailede olduğu gibi bunu ev içinde tartıştıklarını” ileri sürdü. İsrail ve ABD’nin Gazze’ye saldırılarda “aynı hedefleri olduğunu” iddia eden Gallant, İsrail'in Biden’ın ateşkes teklifini “kabul ettiği ve kararlılıkla arkasında olduğunu” savundu.

Resmi temaslarda bulunmak üzere ABD’ye giden Gallant, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile bir araya gelmişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da daha önceki bir röportajında Gazze’de "kısmi bir anlaşma yapmaya hazır olduğunu" belirtmesine rağmen İsrail’in Biden’ın ateşkes teklifine “bağlı olduğunu” savunmuştu.

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun çatışmalara son vermek yerine "İsrail'i yok etmek istediğini" belirtti. "Netanyahu İsrail'i yok etmek istiyor, daha azını değil. Onu kovma zamanı geldi." ifadelerini kullanan Olmert, Başbakan'ın "savaşın" bitmesini, esirlerin sağsalim evlerine dönmesini istemediğini kaydetti. Olmert, "Netanyahu, İsrail'in komşuları ve ABD ile ilişkilerini zayıflatırken asla bitmeyen bir savaş istiyor." ifadesine yer verdi.

Dünya artık Hizbullah ile İsrail arasında çıkacak bir savaş kesin gözüyle bakıyor. Her iki taraf da bölgeye yığınak yaparken savaş uzmanları ABD olmadan İsrail'in galip gelemeyeceğini belirtiyor. 200 binden fazla askeri ve envanterinde balistik füzeler olan Hizbullah, İran'ın en büyük vekil güçlerinden biri olarak biliniyor. Haaretz gazetesine konuşan savaş uzmanı Yoram Schweitzer, İsrail ile Hizbullah arasında geniş çaplı bir savaşı önlemenin anahtarının İsrail'in güneyinde Hamas ile çatışmayı sona erdirmek olduğunu öne sürdü.

Schweitzer İsrail'in 'kendini kurtarmasının' tek yolunu ateşkes olarak görürken olası bir Lübnan savaşında İran dahil Orta Doğu'daki Tahran'ın vekil güçlerinin bölgeye geleceğini ve bu durumun Tel Aviv için adeta bir felakete yol açacağını hatırlattı.

İran'ın Orta Doğu'da sayıları bir milyona ulaşan çeşitli vekil güçleri bulunuyor. Hizbullah, Husiler ve çeşitli savaşçıların İran tarafından desteklendiği biliniyor. Bu gruplardan en önemlilerinden biri de Husiler. 100 binden fazla kişilik bir orduya sahip olan Husilerin envanterinde başkent Sana'nın binlerce km uzağındaki İsrail'i vurabilecek balistik füzeler ve silahlı insansız hava araçları hatta savaş uçakları dahi bulunuyor.

Arap basınında çıkan haberlerde Hindistan tarafından üretilen roket ve patlayıcıların Gazze'ye 30 kilometre uzaklıkta bulunan İsrail'e ait bir limana giderken İspanya tarafından durdurulduğu yazıldı. Gizli belgelerde ayrıca iki ülke arasındaki savaş boyunca devam eden işbirliğine dikkat çekildi.

Filistinli yetkililer, Gazze Şeridi'ndeki savaşın 264'üncü gününde can kaybının 37 bin 718'e çıktığını açıkladı.

İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 60 Filistinli can verdi.

Savaştaki kurbanların dörtte üçünden fazlası çocuklar ve kadınlar. Binlerce Filistinli ise kayıp.

Ana müttefiki ABD'nin verdiği silah desteğiyle Gazze Şeridi'ni kan gölüne çeviren İsrail, şimdi de kuzey cephesinde Hizbullah'la savaşmaya hazırlanıyor.

Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah ve İsrail işgal ordusu 8 Ekim tarihinden bu yana sınır hattında çatışıyor. Ancak birkaç haftadır tansiyon çok yüksek, taraflar açık açık topyekun savaştan söz ediyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu'dan farklı bir yaklaşımı olduğu bilinen İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise, ABD'nin başkenti Washington'ı ziyaret ediyor.

Lübnan sınırındaki gerilimin gölgesinde gerçekleşen ziyarette ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin İsrailli mevkidaşına uyarılarda bulundu.

Diplomatik bir çözüm için çaba gösterdiklerini belirten Lloyd Austin, "Böyle bir savaş Lübnan ve masum İsrailli ve Lübnanlı siviller için bir felaket olur. Bu nedenle acilen İsrail’in kuzey sınırında kalıcı sukuneti yeniden tesis edecek ve sınırın her iki tarafında sivillerin güvenli şekilde evlerine dönmelerini sağlayacak diplomatik bir anlaşmayı amaçlıyoruz" dedi.

İran'ın Orta Doğu'daki en sıkı müttefiki Hizbullah'ın on binlerce savaşçısı ve 200 binden fazla füzesi bulunuyor.

Hizbullah ve İsrail 2006 yılında 34 gün boyunca savaştı, yaz mevsiminde gerçekleşen savaşta İsrail Lübnanlı grubu yenmeyi başaramadı.

Kuzey cephesinde yeni bir savaşın patlak vermesi, alev topunun Suriye, Irak ve Yemen'e sıçramasını beraberinde getirebilir.

Sekiz ayı çoktan dolduran sınır çatışmasında ilk kez topyekun savaştan söz eden Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail'in yanı sıra Tel Aviv yönetiminin müttefiki Güney Kıbrıs'ı da tehdit etti. Nasrallah, Rumların muhtemel bir savaşta havaalanlarını İsrail jetlerine açması halinde Güney Kıbrıs'ı vuracaklarını söyledi.

Doğu Akdeniz'de büyük bir dalgalanmaya yol açan açıklamayı, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açık uyarısı izledi.

Kıbrıs'ın güneyinin bir operasyon merkezi haline döndüğünü vurgulayan Hakan Fidan, "Rum Kesimi'nin özellikle Gazze'ye yönelik operasyonlarda belli ülkelerin kullandığı bir üs olmasını istihbari raporlarla hep görüyoruz. Orada Gazze'ye yönelik istihbari uçuşların, askeri uçuşların sürekli yapıldığını. Bunu gündeme getirince biz, birdenbire burayı lojistik üs ilan ettiler, Gazze'ye yönelik. Aslında biz o zaman da dedik, yani bu lojistik üs operasyonu, oranın aslında bir askeri üs olma özelliğini gizleyen bir faaliyet haline açıkçası dönüşmüş oldu" deyip ekledi:

"Buranın ve Yunan adalarının Orta Doğu'ya yönelik operasyonlar için kullanılıyor olmasının ne Kıbrıs Rum Kesimi'ne ne Yunanistan'a faydası olur. Bizim tavsiyemiz, Yunanlılara da söyledik, buralardan, bu işlerden uzak durması çünkü Orta Doğu'daki devam eden savaşlara bu şekilde siz müdahil olduğunuz zaman, taraf olduğunuz zaman bu ateş gelir, sizi de bulur. Zaten biz de aynı coğrafyadayız, gelir bizi de bulur."

Bakan Fidan'ın televizyonda sarf ettiği cümleler anında hem Orta Doğu'da hem de Rum tarafında yankı buldu. Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Meyadin televizyonu 'Türkiye Güney Kıbrıs'ı İsrail'in savaşından uzak durması için uyarıyor' başlığını atarken, İran resmi televizyonu Press TV 'Türk Dışişleri Bakanı: Güney Kıbrıs İsrail'in Gazze'deki soykırımı için operasyon merkezi oluyor' başlığıyla okuyucularının karşısına çıktı.

Yemen'deki El Mesira televizyonu da Press TV ile aynı başlığı kullandı, İran'ın Mehr haber ajansı 'Türkiye Güney Kıbrıs'ı uyarıyor: İsrail'den uzak dur' başlığını tercih etti.

İran'da İngilizce yayın yapan Tehran times 'Türkiye: Güney Kıbrıs Gazze'yi hedef alan bir askeri üs oluyor' başlığını seçti.

Al Monitor'un başlığı 'Hizbullah'ın ardından Türkiye Güney Kıbrıs'ı İsrail'in savaşından uzak durması için uyarıyor' oldu, Şarkul Avsat gazetesi ise Arapça edisyonunda Hakan Fidan'ın Kıbrıs'ın bir üs haline geldiğini doğruladığını yazdı.

Rum tarafının gazetelerinden Cyprus Mail 'Hristodulidis Türkiye'nin İsrail'e dair iddialarına karşılık veriyor' başlığıyla Güney Kıbrıs lideri Nikos Hristodulidis'in açıklamalarına yer verdi.

Yunan To Vima gazetesi 'Türk Dışişleri Bakanı Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı uyarıyor: Orta Doğu'daki çatışma kapınızın önüne ulaşabilir' derken, Kathimerini gazetesi 'Atina'daki diplomatik kaynaklar Türk Dışişleri Bakanı'nın Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Gazze yorumlarına yanıt veriyor' başlığını attı.

ABD'deki Yunanların yayın organı The National Herald 'Türkiye artık Hizbullah'ın Gazze'deki savaş için Güney Kıbrıs'a karşı tehditlerine katılıyor' başlığını tercih etti.

Onlarca gemiyi füzeler veya kamikaze silahlı insansız hava aracıyla vurarak Kızıldeniz'i dünyanın en tehlikeli su yoluna haline getiren Yemenli Husiler, yeni bir saldırı düzenledi.

İngiliz donanmasına bağlı Birleşik Krallık Deniz Ticareti Operasyonları (UKMTO), Aden Körfezi'nde ilerleyen bir geminin dibine bir füze düştüğünü bildirdi.

Aden'in 96 kiolemetre açığındaki gemi, İran destekli Çarşamba sabahı grubun ateşlediği füzeden kıl payı kurtuldu.

Başkent Sana ve ülkenin en büyük limanı Hudeyde dahil Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, İsrail işgal ordusunun Gazze'den çekilmesini istiyor.

Kasım ayı ortasından itibaren Kızıldeniz'deki saldırılarına başlayan Yemenli Husiler, iki geminin batmasına neden oldu.

ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyon Kızıldeniz ile Aden Körfezi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı çevresine konuşlandırdığı gemilerle, aylardır Husilerle adı konulmamış bir savaş yürütüyor.

Savaş gemilerinin devriyesinin yanı sıra Amerikan ve İngiliz savaş uçaklarının Yemen topraklarındaki bombardımanı Husileri saldırılardan vazgeçiremedi.

İran destekli grup, saldırıların Gazze Şeridi'ndeki savaşın bitmesiyle sona ereceğini söylüyor.

Hizbullah ve İsrail arasındaki sınır çatışmasında gece boyunca yeni saldırılar oldu.

İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Lübnan'ın güneyindeki Şebaa ve Matmura'yı bombardımana tuttu.

Resmi açıklamada Hizbullah'a ait hedeflerin vurulduğu belirtilirken, Lübnanlı gruptan henüz bir yorum yok.

Gittikçe tırmanan sınır çatışmasının topyekun bir savaşa dönüşeceği korkusu büyürken, Kanada da Lübnan'daki vatandaşlarından acil şekilde ülkeden ayrılmalarını istedi.

Daha önce de benzer çağrılar Kuveyt ve Kuzey Makedonya'dan gelmişti.

Gece karanlığında aralıksız çalan sirenleri gökyüzünde ışıklar saçarak ilerleyen füzeler izledi, bu sırada tatil şehrinde yaşayanların bazıları cep telefonlarıyla video çekiyordu.

264'üncü gününe giren ve Orta Doğu'da en az beş ülkeye sıçrayan savaşta, İsrail'in en güneyindeki Eilat şehri bir kez daha hedef alındı.

Kızıldeniz kıyısındaki tatil merkezi Eilat, aynı zamanda İsrail donanmasına ait üsse de ev sahipliği yapıyor. Akabe Körfezi'nin en uç noktasında üç ülkenin sınırları kesişiyor: Mısır, Ürdün ve İsrail.

Eilat'a doğru seyreden kamikaze silahlı insansız hava aracının ateşlendiği yer ise, yaklaşık 500 kilometre kuzeyde yer alan Irak topraklarıydı.

İsrail şehrinde büyük paniğe yol açan kamikaze drone'a dair ordunun resmi açıklamasında, Kızıldeniz yönünden gelen 'bilinmeyen bir hava hedefi' ifadesi kullanıldı.

Eilat çevresinde konuşlu hava savunma sistemlerinin aktif hale geldiği görülürken, kamikaze drone'a doğru ateşlenen füze başarısız olup Kızıldeniz'e düştü.

İsrail ordusu, kamikaze silahlı insansız hava aracının Eilat yakınlarında denize çarptığını belirtti. Böylece, drone'un durdurulmasının başarısızlığı kabul edildi.

Saldırıyı Irak'taki İran yanlısı milis grupları üstlendi, kamikaze drone'un Eilat'taki hayati bir hedefe fırlatıldığı belirtildi.

Irak'ta birçok grubu içerisinde barındıran İslami Direniş, daha önce de Eilat ve İsrail'in kuzeyindeki bazı şehirlere füzeler veya drone'lar ateşledi.

Akabe Körfezi kıyısındaki şehir Yemenli Husiler tarafından da birçok kez hem balistik füze hem de kamikaze drone'larla hedef alındı.

Eilat'la Irak'ın en batısı arasında yaklaşık 500 kilometre mesafe bulunuyor, Yemen'in kuzeyi ile aradaki uzaklık ise en az 1700 kilometre.