Savaşta son dakika... Katliamda korkunç görüntüler, toprağı elleriyle kazdılar!

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde İsrail tarafından düzenlenen ölümcül saldırıların bir kez daha "ateşkesin acilen gerekli olduğunu" gösterdiğini bildirdi.

Ghebreyesus, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde "güvenli olduğu" iddia edilen El-Mevasi bölgesinde yerlerinden edilen sivillerin kaldığı çadırlara düzenlediği saldırıya ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşım yaptı.

"Han Yunus'ta bugün gerçekleşen ölümcül hava saldırıları, bir kez daha ateşkesin acil olarak gerekli olduğunu gösteriyor." ifadesini kullanan Ghebreyesus, Gazze'deki insanlardan defalarca yerlerinden edilmelerinin istendiğini ve güvenli olması gereken bölgelere tekrar tekrar bombalar yağdırıldığını belirtti.

Ghebreyesus, hiçbir aşı veya ilacın, insanların öldürüldüğü ve bu kadar kötü koşullarda yaşamaya zorlandığı ortamda etkili olamayacağını vurguladı.

BM Genel Sekreteri, İsrail ordusunun Han Yunus'ta "güvenli olduğu" iddia edilen El-Mevasi'de yerlerinden edilen sivillerin kaldığı çadırlara düzenlediği saldırıyı şiddetle kınadı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, El-Mevasi katliamındaki can kayıplarıyla ilgili Medya Ofisi ile Sağlık Bakanlığının açıkladığı sayıların birbiriyle çeliştiğine dair basında çıkan haberlere işaret edildi.

İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'ta sivillere karşı işlediği katliamda ölenlerle ilgili bir çelişki olmadığı vurgulanan açıklamada, "Gazze'deki Sağlık Bakanlığı hastanelere ulaşan rakamları baz alıyor. Medya Ofisi ise katliamda şehit düşenlerin toplam sayısını teyit ederek veriyor." ifadeleri kullanıldı.

Dolayısıyla Medya Ofisi olarak açıkladıkları ölü sayısının hem hastanelere ulaşanları, hem de henüz enkaz altından çıkarılamayanları kapsadığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Han Yunus'un El-Mevasi bölgesindeki katliamda 40 kişi şehit edildi, 60'tan fazla kişi yaralandı. Şehit düşenlerden 19'u hastanelere ulaştırılırken, hastanelere henüz ulaştırılamayan 22 şehidin ismini teyit etmiş durumundayız. Çünkü işgalcilerin kullandığı dev bombalar, yerinden edilmiş sivillerin ortasına düştü. Bu nedenle de bombanın düştüğü noktada bulunan insanların cesetlerinden iz kalmadı."

Dev bombaların düşmesinin ardından 3 patlama meydana geldiği belirtilen açıklamada, "Bombardıman ve sonrasındaki 3 patlamada eriyen cesetlerden hiçbir iz bulamadık. Yani bombaların düştüğü noktada şu ana kadar ceset bulunamadı ve bölgedeki arama çalışmaları da sürüyor." ifadelerine yer verildi.

Avusturya polisinin geniş güvenlik önlemleri nedeniyle parlamento binasına 300 metre uzaklıktaki Şehir Tiyatrosu önünde toplanan Filistin destekçileri, Filistin bayraklarının yanı sıra "Soykırıma hayır", "Özgür Gazze", "Savaş suçlusu Netanyahu" yazılı pankartlar açtı.

Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gösteride, Filistin destekçileri parlamentoya yaklaştırılmadı. Göstericiler, "İsrail'e boykot", "Soykırıma son", "Özgür Filistin" sloganları attı.

Gösteride konuşan Yahudi asıllı Filistin aktivisti Dalia Sarig-Fellner, İsrail Meclis Başkanı Ohana’yı antisemitizm üzerine konuşma yapmak üzere meclise davet eden Avusturya Meclis Başkanı Wolfgang Sobotka’ya tepki gösterdi.

Sarig-Fellner, Ohana’yı davet eden Sobotka’nın İsrail’in Gazze’de uyguladığı barbarca saldırılara hiçbir şekilde değinmediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Sayın Sobotka, Filistinliler Gazze’de 339 gündür hayatta kalma mücadelesi verirken hangi hakla İsrail Parlamentosu Knesset Başkanı Amir Ohana ve (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu yanlılarını Avusturya Parlamentosu’nda konuşması için kürsüye davet ediyorsun? Sayın Sobotka, ne zaman Müslüman ülkelerin devlet adamlarını parlamentoya davet ederek Müslüman karşıtı ırkçılığı ele alan bir konferans düzenleyeceksin?"

Ohana’ya İbranice ve Almanca olarak tepki gösteren Sarig-Fellner, "Amir Ohana, Gazze’de yaşanan soykırımdan sorumlu biri olarak nasıl olur da Avusturya’ya gelip, antisemitizm üzerine konuşabiliyorsun? Ellerindeki kanı hiçbir zaman temizleyemeyeceksin. Bu kan 180 bin Filistinlinin kanı." dedi.

Gazze’de akan kanın derhal durulması gerektiğini vurgulayan Sarig-Fellner, Ohana'ya hitaben "Soykırımdan ötürü suçlusun. Senin yerin Avusturya Parlamentosu değil hapishane." ifadelerini kullandı.

Güneydeki Han Yunus ve Refah'ta tamamlanan aşı kampanyasının ilk turu, bugün itibariyle Gazze Şeridi'nin kuzeyinde başladı.

Filistinli yetkililer, Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü'nün birlikte yürüttüğü aşı kampanyasına rağmen İsrail işgal ordusunun saldırılarına devam ettiğini kaydediyor. İsrail ayrıca bölgeye yakıt girişine izin vermeyerek kampanyayı sabote ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail işgal birliklerinin Gazze'nin kuzeyine giden bir BM konvoyunu sekiz saatten fazla beklettiğini açıkladı.

Gazze'nin kuzeyindeki Gazze şehri ve diğer yerlerdeki 177 merkezin yanı sıra 81 barınma merkezinde çocuklara ilk doz çocuk felci aşısı yapılacak. Ayrıca 53 gezici ekip çocukları aşılıyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 14 bin Filistinli çocuğun aşılanması bekleniyor.

Gazze'de çeyrek asır sonra yaz mevsiminde ilk çocuk felci vakası tespit edildi.

Ağustos ayı sonunda başlayan kampanya ile 10 yaş altı 600 binden fazla çocuğun aşılanması hedefleniyor.

İsrail ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 32 Filistinli daha yaşamını yitirdi, böylece savaşın başından beri Gazze Şeridi'ndeki can kaybı 41 bin 20'ye çıktı.

Hafta sonu gerçekleşen silahlı saldırıda üç İsraillinin ölmesi üzerine kapatılan Kral Hüseyin sınır kapısı, bugün yanında eşya taşımayan yolculara yeniden hizmet vermeye başladı.

Bir diğer adı Allenby olan sınır kapısı, Batı Şeria ile Ürdün arasındaki tek bağlantı ve İsrail tarafından sıkı şekilde korunuyor.

İsrail devlet televizyonu KAN, sınır kapısından yolcuların geçebildiğini ancak mal geçişine izin verilmediğini bildirdi.

8 Eylül sabahı gerçekleşen saldırıda, Ürdünlü şoför Mahir Ziyab el Cazi sınır kapısında üç İsrailliyi öldürdü.

Kasım ayından bu yana Kızıldeniz'deki gemileri hedef alan Yemenli Husiler, adı konulmamış bir savaş yürüttükleri ABD'ye ait bir silahlı insansız hava aracını düşürdüklerini açıkladı.

İran destekli Husiler, İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini istiyor.

Yemenli grup, ABD ordusuna ait MQ-9 Reaper model SİHA'yı Saada kenti semalarında hava savunma sistemleriyle vurduğunu belirtti.

ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyon Kızıldeniz'de savaş gemileriyle devriye geziyor ancak bu devriyeler Husileri durduramadı.

Ayrıca, Amerikan ve İngiliz savaş uçakları Ocak ayı ortasından beri Yemen topraklarına hava saldırıları düzenliyor.

Husiler, geride kalan aylarda ABD'ye ait toplam MQ-9 Reaper silahlı insansız hava aracı düşürdüklerini söylüyor.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ilk kez Gazze ile Mısır arasındaki Refah sınır kapısını ziyaret etti.

"Buraya uydu görüntüleri aracılığıyla bakmaya alışkınım. Refah geçişini neredeyse her gün uyduların gözünden görüyorum" diyen Borrell, devamında yardımları taşıyan TIR'lar ve hastaları almak için gelen ambulansların burada beklediğini bildiğini söyledi.

"Ama bir TIR'ın ardından diğerinin beklediğini canlı görmek başka bir şey" ifadesini kullanan AB yetkilisi, halihazırda 1400 TIR'ın Mısır tarafında beklediği bilgisini verdi.

En iyi ihtimalde 50 TIR'ın Gazze'ye girebildiğini kaydeden Josep Borrell, bu sayının savaş bölgesindeki ihtiyaçlar için 'okyanusta bir damla' olduğunu vurguladı.

Borrell, şöyle devam etti: "Ancak bu duvarın hemen diğer tarafında olanlar doğanın yarattığı bir kriz değil. Bir sel değil. Bir deprem değil. Doğanın zaman zaman yarattığı ve engelleyemediğimiz veya kaçınamadığımız krizlerden biri değil. İnsan yapımı bir kriz. İnsan yapımı bir trajedi... Bugün Gazze'de olanlar başka bir dehşet. Bu sadece bir savunma meselesi değil, bence bu, insan haklarının büyük bir ihlali."

Güvenli alan El Mevasi'de gece yarısı gerçekleşen İsrail hava saldırısının yol açtığı dehşet, gün ağarınca net bir şekilde ortaya çıktı.

En az 40 Filistinlinin hayatını kaybettiği, onlarcasının yaralandığı çadır kentte sabah çekilen fotoğraflarda, devasa çukurlar dikkat çekici.

Dokuz metrelik çukurların etrafına sıralanmış insanlar, geride neredeyse hiçbir şeyin kalmadığı saldırının izlerine bakıyor. Çadır enkazlarını gezenler, etrafa saçılan eşyaları topluyor.

Saldırıda çok sayıda çadırın toprağa gömülüp yok olduğu bilgisi var.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah kentlerinin arasında kalan El Mevasi, Akdeniz kıyısında bir bölge.

İsrail ordusu, geçtiğimiz aylarda da El Mevasi'yi birden fazla kez bombardımana tutup yüzlerce Filistinliyi katletti.

Yeni haftayla birlikte İsrail'in Lübnan'a saldırmaya hazırlandığını gösteren sinyaller artarken, bir ABD'li yetkiliden Tel Aviv yönetiminin beklemediği bir uyarı geldi.

İsrail ordusu, ABD ordusunun Orta Doğu operasyonlarını yürüten birimi Merkez Kuvvetler Komutanlığı'na (CENTCOM) Lübnan'a saldırı planlarını gösterdi. CENTCOM Komutanı general Michael Kurilla İsrail ziyaretinde bir yeraltı savaş odasını gezdi, burada Lübnan'a dair planlar kendisine sunuldu.

8 Ekim'den bu yana devam eden Hizbullah-İsrail çatışması, son günlerde yeniden yoğunlaştı. İsrail jetleri hafta sonundan itibaren Lübnan'ın güneyinde birçok noktayı bombardımana tuttu, Hizbullah ise çok sayıda füze ve kamikaze silahlı insansız hava aracını ateşledi. Kamikaze drone'lardan biri, Pazartesi günü İsrail'in kuzeyindeki Nehariye'de yüksek katlı binaya çarptı.

İsrail jetleri bu gece yarısı da hava saldırılarına devam etti, sınır hattındaki Ayta eş Şaab, Hiam ve Nakura'da bombardıman yaptı. İsrail ordusunun resmi açıklamasında Hizbullah'ın kullandığı binaların hedef alındığı savunuldu.

İsmini vermeden konuşan bir ABD'li yetkili ise, İsrail'i Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah'la bir savaşa girmesi halinde yıkıcı sonuçlarla yüzleşebileceği konusunda uyardı. "Laboratuvar şartlarında savaş yoktur. Bu bir oyun değil" diyen ABD'li yetkili, savaşın tahmin edilemez sonuçları beraberinde getirebileceğini söyledi.

Kapalı kapılar ardında İsrailli gazeteci Barak Ravid'e konuşan yetkili, Tel Aviv yönetiminin belirlediği hedeflere ulaşmakta başarısız olabileceğini de ekledi:

"Sihirli bir çözüm yok, karşı taraf yok edilemez. Savaşın sonunda İsrail ağır bir bedel ödeyebilir ve hedeflerine ulaşamayabilir."

Gazze Şeridi'nde 41 bin insanı katleden İsrail işgal ordusu, bir kez daha güvenli bölge ilan ettiği El Mevasi kampını savaş uçaklarıyla bombardımana tuttu.

Savaştan kaçanların sığındığı devasa çadır kamplardan oluşan El Mevasi, Akdeniz kıyısında bir alan. Refah ve Han Yunus şehirleri arasındaki bölgede gece yarısındaki sessizlik, savaş uçaklarının gürültüsüyle bozuldu.

İsrail jetleri çadır kente üç füze ateşledi, saldırı öylesine şiddetliydi ki dokuz metrelik çukurlar oluştu ve 20'den fazla çadır gömüldü.

Anadolu Ajansı'nın dünyaya servis ettiği fotoğraflarda, birçok görevli ve sivilin saldırıya hedef olanları kurtarmak için elleriyle ve küreklerle toprağı kazdığı görüldü.

Evlerini terk etmek zorunda kalan Gazze Şeridi sakinlerinin sığındığı çadırları yok eden hava saldırısında korkunç görüntüler ortaya çıktı, can kaybı sürekli arttı. Saat 02.00 sularında sekiz olarak duyurulan can kaybı, sabah 40'ı aştı.

Filistinli yetkililer, İsrail bombardımanında en az 60 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Al Jazeera, saldırının El Mevasi'nin girişindeki İngiliz yardım kuruluşu UK-Med tarafından işletilen sahra hastanesinin yanında gerçekleştiğini bildirdi.

Görgü tanıkları, saldırının ardından yangın çıktığını ve İsrail keşif uçaklarının gökyüzünde dönüp durduğunu aktardı.

İsrail işgal ordusu ise, yaptığı açıklamada Hamas üyelerinin hedef alındığını ve hassas güdümlü silahlar kullanıldığını ileri sürdü.

Hamas hemen bu açıklamaya yanıt verdi ve İsrail ordusunun açık bir şekilde yalan söylediğini ilan etti.

İsrail ordusu, güvenli alan ilan ettiği El Mevasi'de geçtiğimiz aylarda da birden fazla katliam gerçekleştirdi ve söz konusu saldırılarda yüzlerce Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrail gazetesi Haaretz'in editörü Aluf Benn, Başbakan Binyamin Netanyahu ile aşırı sağ koalisyon ortaklarının Gazze'nin kuzeyinin ilhak edilmesi ve bu bölgede İsrailliler için yerleşim yerleri kurulmasına hazırlandığını yazdı.

İsrail'in Gazze savaşının ikinci aşamasına girdiğini belirten Benn, makalesinde "İsrail bu aşamada, Gazze'nin kuzeyinden Netzarim Koridoruna (kuzey ile güneyi birbirinden ayıran koridor) kadar olan bölgede kontrolü sağlamaya çalışacak. Bu bölge, uluslararası muhalefetin derecesine göre kademeli olarak yerleşim ve ilhak için hazırlanacak. Bu plan uygulamaya konulursa eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı emekli General Giora Eiland'ın önerdiği gibi Gazze'nin kuzeyinde kalan Filistinliler, açlık tehdidi ve hayatlarını koruma kisvesi altında oradan çıkarılacak" ifadelerini kulandı.

Aluf Benn, Netanyahu'nun İsrail topraklarını genişletme hayali kurduğunu ve bunun gerçekleşmesi durumunda onun için mutlak bir başarı olacağını kaydetti.