07.10.2024 - 09:25 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İsrail'in Gazze Şeridi'nde 42 bin Filistinliyi katlettiği savaşta bugün itibarıyla birinci yıl doldu, Lübnan cephesinde ise çatışmalar şiddetleniyor.
CANLI AKTARIYORUZ
Lübnan'ın başkenti Beyrut'u yoğun bombardımana tutan İsrail ordusu, Hizbullah’a karşı donanmayla saldırı başlatacağını duyurarak Sayda kentinden itibaren balıkçı tekneleri dahil herkesi denizden uzak durmaları için tehdit etti.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından yaptığı paylaşımda, Sayda kentinin kuzeyindeki Avali Nehri hattından itibaren Lübnanlılara balıkçı tekneleri veya diğer deniz araçlarıyla açılmaktan acil olarak kaçınmaları uyarısında bulundu.
Hizbullah'a karşı şimdi de donanmanın denizden saldırı başlatacağını duyuran İsrail ordusu, Lübnanlıları bu bölgede denize yaklaşmaları halinde canlarıyla tehdit etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bölgedeki son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, İsrail’in Lübnan ve Gazze’ye yönelik saldırılarının durdurulması ve bölgeye insani yardım ulaştırılması için diplomatik çabaların artırılması gerektiği vurgulandı. Lübnan’ın başkenti Beyrut’a gerçekleştirdiği son ziyaretine değinen Arakçi, direnişin durumunun iyi olduğunu söyleyerek, İsrail ordusunun muhtemel bir kara saldırısına karşı direniş güçlerinin tamamen hazır olduğunu belirtti. İran'ın bölgede gerilimi ve savaşı artırma peşinde olmadığını ancak savaştan da korkmadığını söyleyen Arakçi, İsrail'in her türlü yeni macera arayışına ve eylemine karşı daha güçlü ve uygun bir yanıt verileceğini belirtti.
Ebu Ubeyde, İsrail'in Gazze'de soykırıma başladığı 7 Ekim'in birinci yılı dolayısıyla savaşın gidişatı ve bölgedeki gelişmelere dair değerlendirmeleri ele aldığı görüntülü mesaj yayımladı.
Aksa Tufanı operasyonunun bölgenin çehresini değiştirdiğini ve İsrail'i sarstığını vurgulayan Ebu Ubeyde, İsrail'in Lübnan, Yemen ve Irak'tan ağır darbeler aldığını dile getirdi.
Ebu Ubeyde, İsrail'in ne kadar uzarsa uzasın ipini mutlaka bir gün ABD ve Avrupa halklarının keseceğini kaydetti.
HANİYE VE LİDERLERE SUİKASTLAR
Ebu Ubeyde, eski Hamas lideri İsmail Haniye gibi isimlerin suikasta uğramasına dair ise şu ifadeleri kullandı:
"İşgalin İsmail Haniye, Aruri, Nasrallah ve diğer liderlere yönelik suikastını kutlaması, bu düşmanın tarihten ders almadığının, halkımızın ve milletimizin kültürünü anlamadığının en büyük kanıtıdır. Aldatıcı ve kısa vadeli bir rahatlamadır bu.
Suikastlar bir zafer olsaydı, direniş 90 yıl önce İzzeddin el-Kassam'ın öldürülmesinden bu yana sona ermiş olurdu. Özellikle Filistin'deki devrimimizde, suikastlar kurtuluş hareketlerinin sonu değildir."
"SİYONİSTLER DÜNYADAN DIŞLANMIŞ DURUMDALAR"
Ebu Ubeyde, İsrail'in dünyadan izole olduğunu ve istenmediğini kaydederek "Siyonist yapı, tüm dünya milletleri ve özgür halkları tarafından dışlanmış şekilde yaşıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail'in, özellikle mevcut İsrail hükümetinin Ürdün Nehri'nin batısında bir Filistinli dahi görmek istemediğine dikkati çeken Ebu Ubeyde, halihazırda Batı Şeria'daki mülteci kamplarında yaşananların Filistin topraklarında uygulanan stratejik kararın yansıması olduğunu vurguladı.
"Kassam mücahitleri ve Filistin halkının direnişçileri, Gazze Şeridi'nin her bir karışında kahramanca ayakta durmayı sürdürüyor." diyen Ebu Ubeyde, eylül ayının sonlarında Yafa kentinde yaşanan saldırıyı hatırlatarak, "İsrail'in ancak güç ve silah dilinden anladığını, silaha karşı da silahtan başka bir şeyle karşı çıkılamayacağını" savundu.
GAZZE'DEKİ İSRAİLLİ ESİRLER
Ebu Ubeyde, İsrailli esirlerin yakınlarına da seslenerek "Bir yıl önce tüm esirlerinizi canlı olarak geri alma gücünüz vardı, ancak bu Netanyahu'nun çıkarlarıyla uyuşmadı." ifadelerini kullandı.
İlk günden itibaren İsrailli esirlerin korunması için özen gösterdiklerini aktaran Ebu Ubeyde, onların öldürülmesine ilişkin bir söylemlerinin olmadığını vurguladı.
"MESCİD-İ AKSA'NIN YIKILMA HABERİNİ Mİ BEKLİYORSUNUZ?"
Ebu Ubeyde, İslam alimlerine de sözlü kınama aşamasını geçmeleri çağrısında bulunarak "Mescid-i Aksa'nın yıkıldığı haberini mi bekliyorsunuz?" dedi.
Kassam Sözcüsü ayrıca İslam alimlerinden mezhepsel hitaplardan uzak durmalarını ve İslam ümmetinin düşmanına karşı cihadın farz olduğunu belirten açıklama yapmalarını istedi.
Ebu Ubeyde, İsrail ile her alanda mücadele edilmesi gerektiğini belirterek Filistin halkı ve direnişini destekleyen elektronik savaş uzmanlarına İsrail'e geniş çaplı siber saldırılar düzenleme çağrısı yaptı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri (BMMYK) Filippo Grandi, İsrail'in havadan ve karadan saldırılarına devam ettiği Lübnan'dan 250 bin kişinin Suriye'ye geçtiğini belirtti.
CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk, Beyrut'tan yaptığı yayında, saldırı anlarını anbean aktardı;
İsrail gece saldırılarını arttırdığı için bu gece de yoğun bir saldırı olabilir, o yüzden insanlar diken üstünde. Dahiye bölgesinde yine dumanlar yükseliyor, hep yükseliyor zaten, dumanlar saatlerce yükselebiliyor. Dakikalar önce 2-3 tane patlama sesi duyduk. Akşam havanın kararmasıyla beraber bölgede gerilim artıyor. İsrail'in özellikle Beyrut'un güneyindeki saldırılarıyla beraber sivil can kayıpları artıyor. Özellikle Beyrut'un güneyi zaten küçük bir Gazze'ye dönüştü. Şimdi hava kararsın birkaç saat sonra çok yoğun saldırılar göreceğiz biz burada.
ABD Başkanı Joe Biden, 7 Ekim'de Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın İsrail'e düzenlediği saldırıya ilişkin açıklamasında, İsrail'in son bir yıldır Gazze'de yürüttüğü soykırıma değinmeden İsrail ile dayanışma vurgusu yaptı.
Biden, "Yahudi halkı için 7 Ekim, Holokost'tan bu yanan yaşanan en ölümcül gün oldu." ifadesini kullandığı açıklamasında, Hamas'ın saldırılarında 1200'den fazla İsraillinin öldüğünü belirtti.
Açıklamasında, 250'den fazla kişinin esir alındığını ve bu kişiler arasında 12 Amerikalının bulunduğunu kaydeden Biden, saldırının hemen akabinde İsrail'e gittiğini ve o günden itibaren Tel Aviv'e siyasi ve askeri her anlamda çok güçlü şekilde destek verdiklerini vurguladı.
Biden, soykırımı yapan İsrail'e karşı sessiz
Aynı açıklamasında 7 Ekim'den sonraki süreçte öldürülen Filistinlilere dikkati çeken Biden, kaç Filistinlinin öldürüldüğünü belirtmeden "Çok fazla sayıda Filistinli bu çatışma yılında çok fazla acı çekti." ifadesini kullandı.
İsrail ordusunun katlettiği 42 binden fazla Filistinliyi gündemine almayan Biden, "Hamas'ın masum sivillerin arasına saklanması ve onların arasında bulunması nedeniyle" ölüm sayısının çok olduğu iddiasında bulundu.
Gazze'de ateşkes için çalışmaya devam ettiklerini savunan Biden, İsrail-Lübnan çatışmaları konusunda da diplomatik çözümü desteklediklerini ifade etti.
Başkent Tel Aviv'e kadar ulaşan roket saldırısının ardından İsrail işgal ordusu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta dört beldeye acil tahliye emri verdi.
Söz konusu yerlerdeki Filistinlilerden Akdeniz kıyısındaki El Mevasi'ye gitmelerini isteyen İsrail ordusu, peşinden bombardımana başladı.
Ordudan yapılan açıklamada, Hamas'a ait bir roket fırlatma rampasının savaş uçakları tarafından vurulduğu savunuldu.
İsrail, birinci yılını dolduran işgalde Gazze Şeridi'nde zorunlu göçü sistematik bir silah olarak kullanıyor.
2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi'nde şimdiye kadar evlerini terk etmek zorunda kalmayan neredeyse hiç kimse yok.
Lübnanlı yetkililer, ülkenin güneyini vuran İsrail hava saldırılarının gece yarısından bu yana 10 itfaiyecinin ölümüne neden olduğunu açıkladı.
Reda Aşur belediyesinden bir yetkili, İsrail jetlerinin bir yerel itfaiye merkezini hedef aldığını söyledi. Saldırı sırasında 10 itfaiyeci merkezdeydi ve kurtulan olmadı.
İsrail ordusu, 1 Ekim Salı gününün ilk saatlerinde ilan ettiği Lübnan'ın karadan işgalinde kayıplar vermeye devam ediyor.
Sınır hattındaki çatışmalarda bir askerinin daha öldüğünü duyuran işgal ordusu, iki askerin ise ağır şekilde yaralandığını açıkladı.
İsrail ordusu, bugün öğle saatlerinde yaptığı açıklamada ağır yaralı askerlerden birinin daha öldüğünü bildirdi.
Hizbullah güçlerinin pusu ve tuzaklarıyla yüzleşen İsrail ordusu, Lübnan sınırında bir bölgeyi daha 'kapalı bölge' ilan etmek zorunda kaldı. Menara, Malkiye ve Yiftah'ı kapsayan karar, geride kalan altı günde sivillerin girişine yasaklanan üçüncü bölge anlamına geliyor.
Uzmanlara göre, 'kapalı bölge' sayısının artması gelecek günlerde çatışmanın boyutunun büyüyeceğini gösteriyor.
Savaşın ikinci yılına girilirken, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki işgalinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bin 909'a çıktı.
Kurbanların üçte ikisinden fazlası çocuklar ve kadınlar.
Filistinli yetkililer, enkaz altında kalıp kurtarılamayan ve cesedine ulaşılamayan binlerce kişinin daha olduğunu söylüyor.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, 7 Ekim'in yıldönümünde İsrail'in başkenti Tel Aviv'e roketler ateşledi.
Telegram hesabından açıklama yapan Kassam Tugayları, Makadme M-90 roketlerini İsrail'in başkentine fırlattığını duyurdu.
Kassam Tugayları tarafından iki yıldır kullanılan M-90 roketleri 90 kilometre menzile sahip, 50 kilogram savaş başlığı taşıyabiliyor.
Sirenlerin çaldığını belirten İsrail işgal ordusu ise Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'tan beş roketin gönderildiği bilgisini verdi.
İsrail medyası, roketlerin iki kişinin yaralanmasına neden olduğunu bildirdi.
Al Jazeera, Hamas'ın Ağustos ayından bu yana ilk kez İsrail'in büyük şehirlerinden birini hedef aldığını hatırlatıyor.
Al Jazeera muhabiri Stefanie Dekker, 7 Ekim'in birinci yıldönümünde Gazze'den Tel Aviv'e roket atılmasını fazlasıyla kayda değer olarak niteleyip bir yıl sonra bile Hamas'ın roket ateşleyebilmesinin İsrail'in askeri stratejisi için büyük bir soru işareti olduğu yorumunu yaptı.
Gazze'den Tel Aviv'e ateşlenen füzeler, İsrail'in başkentindeki Ben Gurion Havalimanı'na inmeye çalışan bir uçağın rotasının değişmesine neden oldu.
İsrail medyası, Ben Gurion'a inişlerin geçici olarak askıya alındığını bildirdi.
Haberlerde, 7 Ekim'in yıldönümünde beklenen roket saldırısının İsrail ordusu tarafından engellenemediği belirtildi.
Tel Aviv'deki saldırının ardından Gazze Şeridi'nin dibindeki Sderot'ta da sirenler çaldı, Filistinli grupların şehre 5 roket ateşlediği bilgisi var.
İsrail ordusu, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi'nden 14 roketin fırlatıldığını duyurdu.
CİBALİYE'DE YAKIN MESAFEDEN ÇATIŞMA
Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları ile İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Tugayları, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampında İsrail işgal askerleriyle çatışmaya girdiklerini de duyurdu. Yakın mesafeden gerçekleşen çatışmada çok sayıda İsrail askerinin öldürüldüğü ya da yaralandığı bildiriliyor.
Gazze Şeridi'ni kan gölüne çeviren ve 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgeyi enkaza dönüştüren savaşta, bugün itibarıyla ikinci yıla girildi.
İsrail'in ana müttefiki ABD savaşın başından itibaren devreye girdi, uçak gemilerini Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'ya konuşlandırdı.
Washington bir yandan da Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes müzakerelerinde arabuluculardan biriydi. Kasım ayı sonunda yalnızca bir hafta uygulanabilen geçici ateşkeste onlarca rehine ve yüzlerce Filistinli mahkum serbest bırakılırken, devamında aylarca süren ateşkes müzakereleri hep başarısızlıkla bitti.
İsrail'in masaya getirdiği ek şartları görmezden gelip sürekli Hamas'ın teklifi kabul etmesini isteyen Joe Biden yönetimi, işgal ordusunun Gazze Şeridi ve sonrasında Lübnan'da yaptığı katliamların ana tedarikçisi oldu.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, ABD'nin Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana İsrail'e 17.9 milyar dolarlık askeri yardım yaptığını duyurdu. Söz konusu 17.9 milyar dolar, Brown Üniversitesi Savaş Maliyetleri Projesi'ne göre bir rekor.
Harvard Üniversitesi'nden Prof. Linda J. Bilmes, diğer akademisyenler William D. Hartung ve Stephen Semler'in araştırması, ABD'nin İsrail'e verdiği silahların çoğu top mermilerinden 2 tonluk sığınak delici bombalara ve hassas güdümlü füzelerden oluşuyordu.
Araştırmacılara göre, Washington Tel Aviv'e gönderdiği silahları Ukrayna'nın aksine şeffaf bir şekilde paylaşmadığı için 17.9 milyar dolar toplam harcamanın bir kısmını oluşturuyor.
AP, ABD ordusunun ayrıca son bir yılda Orta Doğu'daki operasyonlar için de 4,86 milyar dolar harcadığını ortaya koydu. Söz konusu miktar, Yemenli Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarını önlemek için devreye sokulan uluslararası görev gücünün harcamalarını da kapsıyor.
Diğer yandan, ABD'nin 1959 yılından bugüne kadar İsrail'e yaptığı askeri yardım çeyrek trilyon doları geçiyor. 251 milyar doları aşan silah hibesi, ABD'nin bir ülkeye sunduğu en büyük yardım.
Hizbullah'ın bu sabahki füze yağmurunda hedef aldığı adreslerden biri, İsrail'in kuzeyindeki Kfar Vradim kasabasıydı.
İsrail ordu radyosu, Kfar Vradim'e bir füzenin düştüğünü bildirdi.
Medyadaki haberlerde ise, Hizbullah saldırısında bir ev ve çok sayıda otomobilin vurulduğu belirtildi.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda birçok aracın alev alev yandığı görüldü.
İsrail polisi, bölgede yaşayanlar için olay yerine gitmeme çağrısında bulundu.
İsrail ordusu, daha sonra yaptığı açıklamada Hizbullah'ın bu sabah 35'ten fazla füze ateşlediğini ve bunların maddi hasara yol açtığını kaydetti.
3 Ocak 2020 Cuma günü özel bir jet Bağdat havalimanına indi, uçaktakiler birden fazla araca binip hareket etti. Irak'ın başkentine gelen isimleri izleyen bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) vardı.
Konvoy tam havalimanından çıkarken Amerikan SİHA'sından füzeler ateşlendi. Orta Doğu'nun en korkulan ismi olarak ün salan Kasım Süleymani ile Irak'taki İran yanlısı milislerin başındaki Ebu Mehdi el Mühendis füzelerin hedefi oldu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun yurt dışı operasyon birimi Kudüs Gücü'nü yıllarca yöneten Kasım Süleymani'nin bir ABD saldırısında öldürülmesi, Orta Doğu'yu ve tüm bölgeyi sarstı.
İran'ın bölgedeki birden fazla ülkede vekil güçler inşa etmesinde kritik bir rol oynayan Süleymani'nin yerine, Tahran yönetimi İsmail Kaani'yi atadı.
Kasım Süleymani kadar öne çıkmayan Kudüs Gücü komutanı Kaani'den birkaç gündür haber alınamıyor. Uluslararası medyaya konuşan İranlı yetkililer, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından öldürülmesinin ardından Lübnan'ın başkenti Beyrut'a seyahat eden tuğgeneral İsmail Kaani'yle irtibatın koptuğunu söyledi.
Kaani'nin, Nasrallah'ın yerine Hizbullah'ın başına geçmesi beklenen Haşim Seyfeddin'in grubun kalesi Dahiye'de vurulduğu gün Beyrut'un güneyinde olduğu bilgisi var.
İlk olarak İsrail kanal 12 televizyonunda Cumartesi günü yayınlanan haber, Pazar günü uluslararası medyaya taşındı ve iki İranlı yetkili isimlerini vermeden konuştu.
İranlı yetkililer hem Hizbullah hem de Tahran yönetiminin Kudüs Gücü komutanı Kaani'yle günlerdir iletişim kuramadığını belirtirken, İsrail ordusu İranlı generalin akıbetine dair net bir yorum yapmadı.
Hizbullah, aynı zamanda Hasan Nasrallah'ın kuzeni de olan Haşim Seyfeddin'in durumuna dair bir açıklama getirmedi. Grup, İsrail'in aralıksız bombardımanı nedeniyle kurtarma ekiplerinin bölgeye giremediğini söylüyor.
İran medyasında 'General Kaani nerede?' başlıklı haberler dikkat çekerken, Kudüs Gücü komutanının dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in yer aldığı bir madalya töreninde yer almaması gözden kaçmadı.
ABD'den Çin'e, Körfez ülkelerinden İngiltere'ye kadar Kaani'nin kayıp olduğu haberi dünya çapında yankı buldu, Amerikan New York Times gazetesi İranlı generalin son olarak geçen hafta Beyrut'ta görüldüğünü yazdı. New York Times, Kaani'nin son olarak Hizbullah lideri Nasrallah'ın öldürüldüğü saldırıdan iki gün sonra (29 Eylül) Tahran'da kamuoyu önüne çıktığını hatırlattı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan Kaani'niye ilişkin ilk açıklama bugün yapıldı, Kudüs Gücü'nün komutan yardımcısı Irac Mescidi İsmail Kaani'nin iyi durumda olduğunu söyledi.
Hizbullah lideri Nasrallah'ın öldürüldüğü büyük saldırıda İsrail jetleri sığınak delici bombalar kullandı ve altı bina yok edildi. Nasrallah'la birlikte yeraltı sığınağında toplantı halinde olan Kudüs Gücü'nün Lübnan komutanı Abbas Nilfuruşan da ölenler arasındaydı.
Hamas'ın siyasi büro şefi İsmail Haniye'nin 31 Temmuz tarihinde Tahran'da suikasta uğradığı saldırıya misillemede bulunmayan İran, Nasrallah ve Nilfuruşan'ın öldürülmesine üzerine İsrail'e füze yağdırdı.
Tarihte ikinci kez İsrail'i doğrudan hedef alan İran'ın ateşlediği füzeler birçok askeri üsse isabet etti, üslerin aldığı hasar uydu fotoğraflarına yansıdı. Füze saldırısı 10 milyon nüfuslu İsrail'de büyük bir paniğe yol açtı, ordu ordu üslerin vurulduğunu ilk kez kabul etti ancak ciddi bir hasar oluşmadığını savundu.
İsrail ordusu, üçüncü bir tümenin Lübnan'daki kara işgaline katıldığını açıkladı.
İşgal ordusunun verdiği bilgiye göre, 91'inci Celile Bölgesel Tümeni adlı birimin askerleri, Lübnan'ın güneyindeki diğer iki tümene katıldı.
Lübnan'ın karadan işgali 1 Ekim Salı gününün ilk saatlerinde ilan etti, İsrail askerleri tarihte dördüncü kez Lübnan topraklarına girdi.
İşgal ordusu, Lübnan'ın güneyindeki operasyonun 'sınırlı' olacağını söylüyor.
On binlerce üyesi ve cephaneliğinde 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah ise, kara savaşında İsrail birliklerine karşı koyuyor.
İsrail'in Lübnan sınırında veya yakın yerleşimlerde sirenler aralıksız çalıyor, yalnızca son 24 saatte Hayfa, Safed, Karmiel, Kfar Gladi, Bağdadi ve birçok nokta Hizbullah'ın füzelerine hedef oldu.
Hizbullah, İsrail'in stratejik liman kenti Hayfa yakınlarındaki 7200 hava üssünü kamikaze silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) vurduğunu duyurdu. İki kamikaze drone sürüsüyle arka arkaya saldırılar gerçekleştirdiğini belirten Lübnanlı grup, gece yarısı ise Hayfa'nın güneyindeki Carmel üssünün ise Fadi 1 füzeleriyle hedef alındığını bildirdi.
Hayfa'daki son salvo, yalnızca son bir günde bölgedeki İsrail mevzilerini hedef alan on sekizinci saldırıydı.
İsrail'in hava savunma sistemlerini aşan beş füze Hayfa'nın merkezine ulaştı, en az 10 kişi yaralandı.
Bir radyo yayınına bağlanan Akdeniz kıyısındaki Hayfa sakinlerinden biri, önce patlama sesi duyduğunu söyledi. Görgü tanığı füzenin vurduğu binanın içine girdiğinde ise dört yaralıyla karşılaştığını belirtti.
Hizbullah geride kalan haftalarda Lübnan sınırına 30 kilometre mesafede bulunan Hayfa'yı birçok kez hedef aldı ancak ilk kez şehir merkezini vurmayı başardı.
Al Jazeera 300 bin nüfuslu Hayfa'nın 7 Ekim baskınının yıldönümünde vurulmasını öne çıkardı, Başbakan Binyamin Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyon ortaklarının savaşın ülkeyi daha güvenli bir hale getirdiğini söylemeyi sürdürdüğü bir dönemde İsraillileri özellikle savunmasız hissettirdiğini aktardı.
Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Zeina Khodr'a göre, caydırıcılığı yara alan Hizbullah Hayfa'ya füze saldırılarıyla komuta yapısının halen sağlam olduğu mesajını veriyor.
Hizbullah ayrıca Taberiye yakınlarındaki Nimra üssünü de füzelerle vurduğunu açıkladı. İsrail medyası ise, Taberiye'de bir kişinin şarapnel nedeniyle ağır yaralandığını bildiriyor.
İsrail savaş uçakları, Pazar gününü Pazartesi'ye bağlayan gece Lübnan'ın başkenti Beyrut'a çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi.
Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Laura Khan, kesinlikle çok büyük patlamalara tanık olduğunu aktardı. Jetlerin vurduğu Dâhiye semtinden yedi kilometre uzakta, şehir merkezinde olduğunu kaydeden Khan, ilk patlamaları ikincilerin izlediğini de ekledi.
İsrail ordusu, Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Beyrut'un güney banliyösü Dâhiye semtinde silah depolarını hedef aldığını söylüyor.
Gece gökyüzünü aydınlatan devasa patlamalar Lübnan'ın başkentinde her yerden duyulurken, Laura Khan 23 Eylül'de başlayan hava saldırılarından önce 700 bin kişinin yaşadığı Dâhiye semtinin artık neredeyse tamamen boşaldığını bildirdi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, Beyrut'un güneyindeki bombardımanda ikisi çocuk en az 12 kişinin öldüğünü açıkladı.