24.06.2024 - 16:01 | Son Güncellenme:
Gazze Şeridi'ndeki savaş 263'üncü güne girerken, kuzey cephesi her an alev alabilir. Orta Doğu'da neredeyse her ülkeye yayılan çatışmaları canlı blog sayfasına taşıyoruz.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail'in Gazze Şeridi ve Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Baerbock, İsrail'in bir "dostu" olarak Gazze Şeridi'ndeki savaşta "kendini kaybedebileceği" ve oradaki sivillerin durumuna yönelik artan uluslararası öfkenin İsrail'in güvenliğine zarar vereceği uyarısında bulundu. İsrail ve Lübnan arasındaki gerilime değinen Baerbock, "Kuzey sınırındaki şiddet olaylarının artmasından son derece endişeliyiz. Yarın tam da bu nedenle Beyrut'a bir ziyaret gerçekleştireceğim. Ortaklarımızla birlikte daha fazla acının yaşanmasını önleyebilecek çözümler bulmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İstenmeyen bir tırmanma ve topyekun savaş riski her geçen gün artıyor” dedi.
İsrailliler, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinlilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) dava etti. ABD’nin New York kentindeki Manhattan Bölge Mahkemesi'nde açılan davada, UNRWA’nın Hamas’a 10 yıldan fazla bir süredir yardım ve yataklık ettiği iddia edildi. Davacılar, UNRWA'nın uluslararası hukuku ve ABD’nin İşkence Mağdurlarını Koruma Yasası'nı ihlal ettiğini öne sürdü. Davada UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini ile bazı mevcut ve eski ajans yetkilileri de davalı konumunda bulunurken, davacılar arasında 7 Ekim olaylarında sağ kurtulan ya da hayatını kaybeden İsraillilerin yakınları olan 101 kişi yer alıyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD'ye gitti. İsrail Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Gallant'ın Washington'da resmi temasları kapsamında ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken dahil üst düzey yetkililerle görüşmelerde bulunacağı belirtildi. ABD'de protestocular, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmesi sırasında Washington DC'deki Dışişleri Bakanlığı önünde gösteri yaptı.
AB Yüksek Temsilcisi Borrell, İsrail'in Batı Şeria'yı yavaş yavaş ilhak etme niyetinde olduğu uyarısında bulundu. Avrupa Birliği (AB) Konseyi toplantısının ardından gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, uluslararası desteğe rağmen Gazze’de ateşkes sağlanamadığını ifade ederek, “Biden’ın teklifinden üç hafta sonra, başta AB olmak üzere güçlü uluslararası desteğe rağmen hiçbir ilerleme elde edemedik. Ateşkes açısından hiçbir yere varabilmiş değiliz. Netanyahu’nun dün gece veya bu sabah düzenlediği basın toplantısı da, tarafların bu teklifi uygulamak istemediğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Şimdi açıkça görülüyor ki ateşkes hiçbir şekilde söz konusu değil. İnsani durum ise gerçekten felaket seviyesinde” dedi.
“5 yaşın altında 8 binden fazla çocuk, şiddetli bir yetersiz beslenme durumuyla karşı karşıya”
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Cindy McCain’in Gazze’ye insani yardım girişinde hiçbir ilerleme kaydedilemediğini açık ve net bir şekilde ifade ettiğini vurgulayan Borrell, “Binlerce kamyon sınırda giriş yapmak için beklerken, içeride açlık tehdidi artıyor. 5 yaşın altında 8 binden fazla çocuk, şiddetli bir yetersiz beslenme durumuyla karşı karşıya ve sınırdan içeriye yardım girişi olmadığı sürece daha fazla gıda göndermenin bir anlamı yok” dedi.
Gıda maddelerinin sınırda sonsuza kadar bekleyemeyeceğine dikkat çeken Borrell, “Bu tüm üye ülkeler için gerçek bir endişe kaynağı. İnsani yardımın Gazze’ye girişini sağlamak için baskı yapmaya devam etmek zorundayız. Bunun ise bir ateşkes olmadan mümkün olmayacağı artık net bir şekilde görülüyor” dedi.
Krizin bölgeye yayılmasından endişe ettiklerini de ifade eden Borrell, İsrail ve Lübnan arasında yaşanacak bir çatışmadan kaçınılması için arabuluculuk çalışmalarına destek verdiklerini belirtti. Borrell, Lübnan’ın ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) AB’nin desteğine güvenebileceğini ifade etti.
Brezilya, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın talebi üzerine Hamas üyesi ve ailesini sınır dışı etti. Brezilya Federal Polis kaynakları, 37 yaşındaki Muslim M. A. Abuumar ile 7 aylık hamile eşi, oğlu ve kayınvalidesinin Sao Paulo'nun Guarulhos Havaalanı’nda ülkeye giriş yaparken gözaltına alındığını ve dün Qatar Airways uçağıyla Katar’ın başkenti Doha'ya geri gönderildiğini aktardı. Kaynaklar, sınır dışı talebinin ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan geldiğini belirterek, Filistinli adamın Hamas'la derin bir ilişki içinde olduğunun bir yargıç önünde kanıtlandığını açıkladı.
Abuumar'ın avukatı Bruno Henrique de Moura tarafından sunulan tedbir kararına göre, Filistinli aile Guarulhos Havaalanı’na girişte polis tarafından herhangi bir arama emri olmaksızın gözaltına alındı. Moura, Brezilya polisinin "ABD'nin siyasi amaçlı talebini kabul ettiğini" ve Abuumar'ın isminin ABD hükümetinin terörist izleme listesinde yer almasına dayandığını söyledi. Moura, "ABD bu listeyi Filistin yanlısı aktivistlerin hayatını zorlaştırmak için kullanıyor" dedi.
Abuumar’ın Brezilya'da yaşayan erkek kardeşini ziyarete geldiği ifade edildi. Filistin'in Brasilia Büyükelçisi İbrahim El Zeben, Abuumar konusunda kimsenin elçilikle resmi olarak temasa geçmediğini söyledi.
Abuumar’ın sınır dışı kararını onaylayan Yargıç Milenna da Cunha, kararında Abuumar'ın Katar’ın başkenti Doha'da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ile görüştüğüne dair sosyal medya paylaşımlarına değindi. Kararda, Abuumar'ın Asya Orta Doğu Merkezi'nin sorumlusu olduğu ve eşinin Malezyalı ve çocuklarının Malezya doğumlu olduğu belirtildi. Kararda ayrıca Brezilya polisinin Abuumar'ın eşinin doğum yapması ve çocuklarının Brezilya vatandaşı olması için ailesiyle birlikte Brezilya'ya seyahat ettiğinden şüphelendiği de belirtildi.
Abuumar'ın Brezilya'ya ilk kez geçen yıl Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın yemin ederek göreve başladığı 1 Ocak günü geldiği ifade edildi.
İsrail - Hizbullah arasında tansiyon gün geçtikçe daha da yükseliyor.
İsrail'in Lübnan sınırına giden CNN TÜRK muhabiri Serdar Er, Hizbullah tarafından kullanılamaz hale getirilen bir aracı görüntüledi. Tam da o anda patlama sesleri yayına yansıdı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 262 gündür devam ediyor. Abluka nedeniyle bölgeye yapılan hava yardımları sonucu bir facia daha yaşandı. Gazze Şeridine yapılan hava yardımı sırasında yardımlardan biri yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadırın üzerine düştü. Kaza sırasında çadırın boş mu dolu mu olduğu bilinmezken, etraftakiler yardım için hızla çadıra koştu.
Filistinliler, söz konusu kazalar nedeniyle yardımların hava yolu ile yapılmaması çağrısında bulunurken, bugüne kadar yapılan hava yardımları sırasında meydana gelen kazalarda 20 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu geçtiğimiz Cumartesi günü işgal altındaki Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında yaralı bir Filistinliyi askeri aracın önüne bağladı. Ordu, bu eylemle protokolü ihlal ettiklerini açıkladı. Yapılan açıklamada söz konusu kişinin “şüpheli olduğu ve baskın sırasında çıkan çatışmada yaralandığı” belirtildi. Yaralı Filistinlinin ailesi, ambulans istediklerini ancak askerlerin onu bir cipin kaputuna bağladığını ve uzaklaştığını söyledi. Yaralı kişi daha sonra tedavi için Kızılay'a nakledildi. Ordu, olayın soruşturulacağını açıkladı. İngiliz medyası araca bağlanan şahsın Mücahit Azmi olduğunu söyledi. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Cumartesi sabahı Wadi Burqin bölgesinde bir "terör operasyonu" gerçekleştirildiği ve operasyonda silahlı çatışma yaşandığını belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Çatışma sırasında şüphelilerden biri yaralanmış ve yakalanmıştır. Emirlere ve standart operasyon prosedürlerine aykırı olarak şüpheli, askerler tarafından bir aracın üstüne bağlandı. Olayın videosunda yer alan askerlerin davranışları ordunun değerlerine uymamaktadır. Olay soruşturulacak ve gereken yapılacaktır.”
İLK AÇIKLAMA GELDİ
Yaşanan skandaldan yaklaşık 2 gün sonra Al Jazeera'ya konuşan Azmi konuyla ilgili şöyle dedi:
"Beni öldüresiye döverken gülüyorlardı, ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp aracın üzerine kaldırdılar. İki kez yere düştüm, üçüncü defa beni aracın kaportasına sabitlediler. Sıcaklık nedeniyle derim yandı. 20 dakika boyunca ileri geri sürüklendim, ölmüş olmayı diledim. Ağır yaralı olduğum halde beni dövdüler ve hırpaladılar"
Filistinli yetkililer, savaşın dokuzuncu ayının dolmasına yaklaşık bir hafta kala Gazze Şeridi'ndeki can kaybının 37 bin 626'ya yükseldiğini açıkladı.
İsrail katliamındaki kurbanların üçte ikisinden fazlası çocuklar ve kadınlar.
Uluslararası kuruluş Save the Children, Gazze'de 21 bine yakın çocuğun da kayıp olduğunu duyurdu.
İngiltere merkezli kuruluşa göre, kayıp çocuklar ailesinden ayrı, enkaz altında, gözaltında, ya da isimsiz veya toplu mezarlara defnedildi.
Sosyal medyada dolaşıma giren görüntüler roketin dumanlar içindeki kontrolsüz inişini gözler önüne serdi. Bölge halkının korku içinde kaçtığı anlar dikkat çekerken, roketten çıkan kimyevi maddelerin son derece zehirli olduğunun da altı çiziliyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kendisi hakkındaki tutuklama talebinden yalnızca bir ay sonra ilk kez ABD'yi ziyaret ediyor.
Washington'da ilk olarak İsrail'i koşulsuz destekleyen Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham'la görüşen Yoav Gallant, mevkidaşı Lloyd Austin ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la da bir araya gelecek.
Washington'daki randevuların odak noktası, Gazze Şeridi'ndeki savaşının bir sonraki aşaması ve Lübnan sınırında Hizbullah ile tırmanan gerilim.
İsrail Savunma Bakanı, "Gazze'de C aşamasına (üçüncü aşama) geçiş büyük önem taşıyor. Bu geçişi ABD'li yetkililerle görüşeceğim, bunun nasıl ek şeyler sağlayabileceğini ve bu konuda da ABD ile yakın işbirliği yapacağımızı biliyorum" dedi.
Üçüncü aşama, İsrailliler tarafından çatışmalar biterken Gazze'de Hamas'ın yerine yeni bir yönetim getirilmesi olarak tanımlanıyor.
Yoav Gallant, son birkaç aydır Başbakan Binyamin Netanyahu ile savaşın gidişatı konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Savaş sonrasında İsrail'in Gazze yönetimde yer almayacağı daha net bir plan yapılmasını öneren Gallant’ın bu çağrısına Beyaz Saray da kayıtsız değil.
İktidarda kalabilmek için sonsuz bir savaş isteyen Netanyahu, aralarında Gallant gibi eski generallerin de bulunduğu isimlerin dile getirdiği planla Gazze'nin işgalini talep eden aşırı sağcı koalisyon ortakları arasında sıkışmış durumda.
Netanyahu, geçen hafta ABD'nin İsrail'e silah vermediğini söylediği bir videoyla Washington'a baskı kurmayı denedi. İsrail Başbakanı, Pazar günü ise silah sevkiyatına dair ABD ile yaşanan anlaşmazlığın yakında çözüleceğine inandığını söyledi.
ABD'de Netanyahu'nun açıklamaları karşısında şaşkınlık var. Üst düzey yetkililer, İsrail Başbakanı'nın neyi kastettiğinden haberdar olmadıklarını dile getiriyor.
Washington'ın Netanyahu'nun savaşı yürütme biçiminden giderek daha fazla rahatsızlık duyduğu bir sır değil.
Savaştan bir gün sonra, 8 Ekim tarihinde başlayan sınır çatışmaları zaman zaman 100 kilometre içeriye kadar taşınsa da çoğunlukla dar bir alanda gerçekleşti ancak tablo keskin bir şekilde değişiyor.
Haziran ayı başındaki roket yağmurunun devasa orman yangınlarını tetiklemesiyle tırmanan gerilim, İsrail jetlerinin çok önemli bir Hizbullah komutanını vurması ve hemen ardından görülen yeni füze sağanağıyla doruğa çıktı.
İsrail ordusu yeni operasyon planlarını onaylarken, siyasetçilerden topyekun savaş için kritik karar noktasına gelindiğine dair açıklamalar geldi. Tam da bunun üzerine Hizbullah lideri Hasan Nasrallah televizyona çıkıp topyekun savaştan söz etti.
Dünya üç haftadır daha önce birçok kez savaşılan İsrail-Lübnan sınırına kilitlenirken, siyasi kariyerini kurtarmak için çırpınan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Pazar akşamı çok yakında kuzeye asker konuşlandırabileceklerini duyurdu.
37 binden fazla Filistinliyi katlettikleri Gazze Şeridi'ndeki yoğun çatışma aşamasının neredeyse sona erdiğini belirten Netanyahu, Hamas yok edilinceye kadar savaşın süreceğini de yineledi.
İsrail işgal ordusu gece yarısı Lübnan'ın güneyindeki Kfar Kela ve Hiyam'ı savaşta kullanılması yasak olan beyaz fosfor bombalarıyla vurdu. Kaydedilen görüntülerde sınır hattındaki bölgenin aydınlandığı ve alev alev yandığı görüldü.
Hizbullah'ın tanksavar füzeleriyle gerçekleştirdiği saldırıda ise Metulla'da iki İsrail askeri yaralandı.
Kuveyt'in ardından başka ülkeler de vatandaşlarına Lübnan'dan ayrılmaları çağrıları yapıyor. Kuzey Makedonya, Lübnan'daki vatandaşlarından acil şekilde ülkeden çıkmalarını istedi.
Güney Kıbrıs'taki İngiliz hava üssü Ağrotur'dan havalanan bir KC2 Voyager nakliye uçağı ise, Lübnan'ın başkenti Beyrut'a iniş yaptı. Uçağın neden Beyrut'a gittiği henüz bilinmiyor.
Hizbullah lideri Nasrallah, geçen haftaki konuşmasında havaalanlarının İsrail savaş uçaklarına açması halinde Güney Kıbrıs'ı vuracaklarını dünyaya ilan etti. Bu çıkış, Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah'ın ilk kez bir Avrupa Birliği üyesini tehdit etmesi anlamına geliyor.
Rumlar ise savaşa dahil olmadıklarını belirten açıklamalar yaptı.
AVRUPA'DA TELAŞ, YUNANİSTAN'DA YANKI BULDU
Adım adım topyekun savaşa gidilirken Hizbullah'ın Güney Kıbrıs tehdidi Avrupa'da yankı buldu. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Savaşın yayılmasının arifesindeyiz. Savaşın Lübnan'ın güneyini etkileme ve yayılma riski her gün artıyor" diyerek Orta Doğu'nun kritik bir eşikte olduğu uyarısını yaptı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yakında Lübnan'ı ziyaret edeceğini duyurdu ve Berlin yönetiminin fazlasıyla endişeli olduğunu söyledi. Baerbock, "Daha fazla tırmanda bölgedeki insanlar için bir felaket olabilir" diye konuştu.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis de, Avrupa Birliği bakanlarının aylık toplantısından önce konuştu. Hizbullah'ın Güney Kıbrıs tehdidinin 'kabul edilemez' olarak niteleyip kınayan Yunan bakan, Avrupa Birliği'nin üye ülkelerin yanında duracağını söyledi.
Lübnan'ın başkenti Beyrut ile Güney Kıbrıs arasında kuş uçuşu 240 kilometre mesafe bulunuyor. Güney Kıbrıs'ın doğusu ile Lübnan'ın kuzeyi arasındaki en kısa mesafe ise 160 kilometreye kadar düşüyor.
Hizbullah'ın elindeki on binlerce füze arasında menzili 300 kilometre ve 210 kilometreyi bulan Fetih ve Zelzal füzeleri bulunuyor.
Gazze Şeridi'ndeki savaşın yansıdığı ülkelerden Ürdün'de Pazar günü meydana gelen bir trafik kazasına orduya ait kamyonlar karıştı.
Ürdün ordusu, trafik kazasında Gazze'ye insani yardım taşıyan üç kamyonun çarpıştığını ve iki askerin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Ordunun resmi açıklamasına göre, yardım konvoyu Ölü Deniz-El Edasiye yolundan saptığı için kaza gerçekleşti.