12.11.2024 - 19:15 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İsrail'in Gazze Şeridi'ni yok ettiği savaşta 403'üncü güne girildi, Lübnan'ın karadan işgalinde ise 43'üncü gün. Orta Doğu'da birden fazla ülkeye dalga dalga yayılan savaşı canlı blog sayfasına taşıyoruz.
İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları devam ederken, can kaybı her geçen gün artıyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte İsrail saldırılarında 44 kişinin hayatını kaybettiğini, 88 kişinin de yaralandığını belirtti. Bakanlık, 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 3 bin 287’ye, yaralıların sayısının ise 14 bin 222’ye yükseldiğini ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken 13 Ekim tarihli bir mektupta mektupta, İsrail'in en geç 12 Kasım'a kadar her gün Gazze'ye en az 350 kamyon girmesine izin vermesi gerektiğini bildirmişti. Bugün itibariyle o süre doldu.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Ajansı'nın (UNWRA) Acil Durum Koordinatörü Louise Wetaridge, BBC'nin haberine göre İsrail'in o zamandan beri Amerika'nın taleplerini karşılayıp karşılamadığı sorusuna "Hayır" yanıtını verdi.
İsrail işgal ordusunun saldırıları sürerken Gazze'deki ölü sayısıyla ilgili yeni bir güncelleme geldi. Gazze Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre 12 Kasım 2024 itibariyle Gazze'de ölü sayısı 43 bin 665'e, yaralı sayısı ise 103 bin 76'ya yükseldi.
Sağlık Bakanlığı öldürülen 62 Filistinli'nin son 48 saat içindeki saldırılarda hayatını kaybettiğini bildirdi.
İsrail ordusu, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyindeki Dâhiye semtinde 11 bina için acil tahliye emri verdi.
Bir harita yayınlayan işgal ordusu, binalarda ve çevresinde yaşayan sivillerden en az 500 metre uzaklaşmalarını istedi.
Uyarıdan dakikalar sonra ise Beyrut'u sarsan patlamalar duyuldu.
İsrail, Hizbullah'ın tesislerini ya da varlıklarını vurduğunu ileri sürüyor.
Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Dâhiye, 23 Eylül'de başlayan yoğun hava saldırılarının odak noktalarından biri. İsrail jetleri, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve birçok yöneticiyi Dahiye'deki bombardımanlarda hedef aldı.
Akdeniz kıyısındaki stratejik liman şehri Hayfa, Ekim ayından bu yana Hizbullah'ın hedefinde. Lübnanlı grup Hayfa çevresindeki askeri üsleri defalarca füzeler ve kamikaze silahlı insansı hava araçlarıyla (SİHA) vurdu.
Hizbullah'ın temel stratejisi, sınır hattını terk etmek zorunda kalan on binlerce İsrailliye atıfla Hayfa'nın da hayalet şehre dönüşmesi.
Lübnan'ın en büyük askeri gücü olarak nitelenen grup, Pazartesi günü Hayfa'ya en büyük saldırılardan birini gerçekleştirdi, 100'den fazla füze ateşledi.
Hizbullah'ın ana müttefiki İran'da yayın yapan Devrim Muhafızları Ordusu bağlantılı Civan gazetesi, bugün 'Kuzeye dönüş yok' manşetiyle okurlarının karşısına çıktı. Hayfa'yı vuran füze saldırılarının yol açtığı hasarı gösteren fotoğraf ilk sayfada geniş şekilde kullanılırken, İsrail saldırılarına rağmen cephaneliği dolu olan Hizbullah'ın yerleşimcilerin kuzeye dönmesine izin vermeyeceği vurgulandı.
On binlerce üyesi ve cephaneliğinde 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah, bugün bir kez daha Hayfa'yı vurdu. İsrail'in dışa açılan kapısı olarak bilinen şehirde ilginç bir şekilde sirenler çalmadı.
Sosyal medyada yayınlanan videolarda, Hizbullah'a ait bir kamikaze drone'un Hayfa semalarında hızla ilerlediği görüldü.
Hayfa'nın banliyösü Nesher'de şiddetli bir patlama duyuldu.
Yerel medya, ordunun neden sirenlerin aktif hale gelmediğini soruşturduğunu bildirdi.
Hayfa Belediye Başkanı Yona Yahav'ın, bir ayı aşkın süredir saldırı altında olan şehrin benzeri görülmemiş bir ekonomik darbe aldığını ve sokakların boşaldığını söylüyor.
İsrail'de Yoav Gallant'ın yerine Savunma Bakanı olarak atanan Israel Katz, Lübnan'da bir ateşkesi kabul etmeyecekleri mesajını verdi.
'Savaş' hedeflerine ulaşıncaya kadar Hizbullah'a saldırmaya devam edeceklerini belirten Katz, Lübnanlı grubun silahsızlandırılması ve Litani Nehri'nin ötesine itilmesini söz konusu hedefler arasında saydı.
Hizbullah ve İsrail arasındaki sınır çatışması, Gazze Şeridi'ndeki savaştan bir gün sonra 8 Ekim 2023 tarihinde başladı. 11 ay boyunca çoğunlukla sınır çevresini aşmayan savaş, İsrail'in 23 Eylül tarihinde yoğun hava saldırılarına girişmesiyle boyut değiştirdi. 1 Ekim tarihinde ise İsrail ordusu Lübnan'ın karadan işgalinin başladığını duyurdu. Geride kalan 50 günde Lübnan'da 2 bin 500'den fazla insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.
HİZBULLAH'IN MEVCUT SAVAŞ STRATEJİSİ
Lübnan'ın başkenti Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Zeina Khodr, İsrail jetlerinin yoğun hava saldırıları devam ederken Hizbullah'ın karşı koyduğunu aktardı.
İsrail ordusunun son birkaç günde Suriye'de de saldırılarını artırdığını hatırlatan muhabir Khodr, Tel Aviv yönetiminin Suriye'den Lübnan'a silah akışını kesmeyi hedeflediğini ancak Hizbullah'ın cephede aktif olduğunu kaydetti.
Hizbullah İsrail'in üçüncü büyük şehri Hayfa'yı Pazartesi günü vurdu, füzeler evlere ve araçlara hasar verdi.
Lübnanlı grubun stratejisinin savaşın İsrail'e verdiği maliyetin devam ettirilmesi olduğu yorumunu yapan Al Jazeera muhabire göre, sınır hattından kaçmak zorunda kalan on binlerce kişinin evlerine geri dönmesini engellemek stratejinin bir parçası.
Ancak Lübnan'daki birçok kişi bu maliyetin ne olduğunu tartışıyor. Zira, yalnızca son bir haftada 240'tan fazla insan yaşamını yitirdi.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmalarda dört askerinin daha öldürüldüğünü açıkladı.
Ülkenin en çok satan gazetesi Yediot Ahronot, haberi 'Yayına izin verildi' başlığıyla sundu.
Filistinli direniş gruplarının Cibaliye'de öldürdüğü İsrail askerlerinin tümü, Shimshon taburundaki Kfir birliğinden.
İsrail medyası, birinci yılını dolduran Gazze'nin karadan işgalinde ölen İsrail askerlerinin sayısının 375'e yükseldiğini yazdı.
İşgal ordusu geçtiğimiz aylarda Cibaliye mülteci kampı ve çevresini iki kez Hamas'tan temizlediğini duyurdu ancak Filistinli direniş grupları Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yeniden ortaya çıktı.
İran ve ezeli düşmanı İsrail arasındaki misilleme savaşında yeni bir raund gerçekleşecek mi? İsrail'in 26 Ekim tarihinde birden fazla askeri üssü vurarak karşı saldırıda bulunması üzerine, gözler bir kez daha Tahran'a çevrildi.
Batı medyasında Amerikan seçim sonuçlarını etkilememek için İran'ın 5 Kasım seçimlerinden sonra yeni misillemeye imza atacağı yazıldı. Haberlere göre, Tahran yönetimi Donald Trump'ın ipi göğüslemesini istemiyordu.
Ancak ABD'nin tarihi seçimini Trump kazandı, İran'ın şimdi nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Zira, Donald Trump birinci dönem başkanlığının tamamlanmasına üç hafta kala İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun yurt dışı operasyon birimi Kudüs Gücü'nü yıllarca yöneten Kasım Süleymani'yi öldürme emri verdi.
İran ve ABD'yi doğrudan savaşın eşiğine getiren suikastın adresi Irak'ın başkenti Bağdat'tı. Bir Amerikan silahlı insansız hava aracından ateşlenen füze Kasım Süleymani'yi öldürdü, Orta Doğu'nun en korkulan isminin ortadan kaldırılması İran'a ağır bir darbe vurdu.
Donald Trump tekrar Beyaz Saray'a dönmeye hazırlanırken, İran'dan bu kez farklı açıklamalar geliyor. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Arif, Suudi Arabistan'daki zirvede dünyanın Donald Trump'ın Gazze ve Lübnan'daki savaşları durdurmasını beklediğini söyledi. Arif, İsrail'in ana destekçisinin Amerikan hükümeti olduğunu hatırlattı.
Amerikan New York Times gazetesi 'İran Trump'la anlaşmaya yapılıp yapılamayacağını tartışıyor' başlıklı haberinde Tahran yönetimindeki bazı isimlerin Donald Trump'la kalıcı bir anlaşmaya varılabileceğini düşündüğünü yazdı.
ABD ordusunun Orta Doğu operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ise, gece yarısı İran'a karşı atılan yeni adımı resmen duyurdu. CENTCOM'un verdiği bilgiye göre, Amerikan savaş uçakları Suriye'nin doğusundaki Deyrizor'da İran yanlısı milislere ait dokuz hedefi vurdu.
İki ayrı yerde gerçekleşen bombardıman, Suriye'deki Amerikan güçlerini hedef alan saldırılara bir yanıt niteliği taşıyor.
CENTCOM Komutanı general Michael Erik Kurilla, Suriye'deki ABD ve koalisyon güçlerine saldırılara müsamaha gösterilmeyeceğini belirtip dokuz hedefin vurulduğu bombardımanla açık bir mesaj verdiklerini söyledi.
Gece yarısı 00.34'te resmi açıklama yapan CENTCOM, saldırının gerçekleştiği noktaları paylaşmadı.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise, ABD jetlerinin Deyrizor'daki El Meyadin ve El Kariye'yi vurduğunu, 13 İran yanlısı milisin öldüğünü veya yaralandığını duyurdu.
Gözlemevi, savaş uçaklarının İran yanlısı güçlerin Meyadin'deki karargahını vurduğunu, ayrıca El Şabli'deki bir kontrol noktasının havaya uçurulduğunu bildirdi.
ABD'nin Suriye'de 900 kadar askeri bulunuyor ve Washington yönetimi yaklaşık 10 yıldır terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG ile işbirliği yapıyor.
Saldırının gerçekleştiği Deyrizor, Suriye-Irak sınırında yer alıyor. Bağdat yönetimi, Irak'ta 2 bin 500 askeri kalan ABD'nin birliklerini çekmesini istiyor.
Trump yönetiminin Suriye'deki askerlerini çekip çekmeyeceği ise şimdilik belirsiz. Donald Trump, ilk döneminde Suriye'den çekilmeleri gerektiğini dile getirdi.
Gazze Şeridi'nde savaş başlamadan önce İsrail'le normalleşme anlaşmasına hazırlanan Suudi Arabistan, savaşla birlikte tutumunu değiştirdi.
Normalleşme müzakereleri rafa kalkarken, Suudi Arabistan'ın İsrail'e karşı açıklamaları giderek sertleşti. Son olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman İsrail'in Gazze'deki yaptıklarını 'soykırım' olarak tanımladı ve kınadı.
Bu, Gazze savaşının başından bu yana Riyad'ın en sert çıkışlarından biri olarak kayda geçti.
Veliaht Prens bin Selman bu mesajı ülkesinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin açılışında verdi.
Uluslararası medyada kısaca MBS olarak yer verilen Veliaht Prens, İsrail'in Lübnan ve İran'a yönelik saldırılarını da eleştirdi ve Tahran’a yeni bir saldırı düzenlememesi çağrısı yaptı.
Muhammed bin Selman'ın babası Kral Selman, şu anda 88 yaşında. O öldüğünde MBS önümüzdeki 50 yıl boyunca Suudi Arabistan'ı yönetebilir.
Suudi Arabistan, 1948'de kurulan İsrail devletini hiçbir zaman tanımadı.