İsrail'e çifte şok: İki ankette sürpriz sonuç! Hamas yeni görüntüler paylaştı

Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde bulunan kiliselere ve Hristiyanlara yönelik saldırılarına değinerek, “Bazıları ‘Bu bir terör, bu bir savaş’ diyor. Evet, bu bir savaş, bu bir terördür" dedi.

Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, Vatikan’da yaptığı geleneksel pazar duasının ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına değindi. Papa, Gazze’de Hristiyanların sığındığı Kutsal Aile Katolik Kilisesi’ne düzenlediği saldırıda İsrail askerleri tarafından açılan keskin nişancı ateşi sonucu bir anne ve kızın hayatını kaybettiğini ve 7 kişinin yaralandığını hatırlatarak, "Gazze'den çok vahim ve acı haberler almaya devam ediyorum. Silahsız siviller bombaların ve silahlı saldırıların hedefi oluyor. Bu, ailelerin, çocukların, hasta veya engelli insanların, rahibelerin bulunduğu Kutsal Aile Katolik Kilisesi’nin içinde bile oldu. Anne Nahida Halil Anton ve kızı Samar Kamal Anton tuvalete giderken silahlı kişiler tarafından öldürüldü, diğerleri de yaralandı" dedi.

Rahibe Teresa'nın kurduğu tarikata bağlı bir rahibe manastırının İsrail tank ateşiyle zarar gördüğünü de hatırlatan Papa, “Bazıları, ‘Bu bir terör, bu bir savaş’ diyor. Evet, bu bir savaş, bu bir terördür" dedi.

İsrail’in kiliselere saldırıları

Kudüs Latin Patrikhanesi tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail ordusuna ait bir tankın Hayırsever Misyonerler Manastırı'na ateş ettiği belirtilmiş, manastırın jeneratörünün tahrip olduğu ve yangın çıktığı ifade edilmişti. Patrikhane, ilerleyen saatlerde ise İsrailli bir keskin nişancının Kutsal Aile Katolik Kilisesi’ne sığınan anne Nahida Halil Anton ve kızı Samar Kamal Anton’u öldürdüğünü belirtmiş, anne ve kızın kilise binasından çıkıp Rahibeler Manastırı'na doğru yürüdükleri sırada saldırıya uğradığını ve birinin diğerini güvenli bir yere taşımaya çalıştığı sırada öldürüldüğünü aktarmıştı. Patrikhane ayrıca, İsrailli keskin nişancının kilise yerleşkesinde diğerlerini korumaya çalışan 7 kişiyi vurarak yaraladığını bildirmişti.

Papa daha önce de "terör" ifadesini kullanmıştı

Papa, Gazze Şeridi’ndeki saldırılardan bahsederken bir aydan kısa bir süre içinde ikinci kez "terör” kelimesini kullandı. Papa, en son 22 Kasım'da İsrailli esirlerin yakınları ve Gazze'de aileleri bulunan Filistinlilerle yaptığı ayrı ayrı görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, "Savaşlar bunu yapar. Ancak burada savaşların ötesine geçtik. Bu savaş değil, bu terör" demişti. Yahudi gruplar ise, Papa’ya kullandığı “terör” ifadesi nedeniyle tepki göstermişti.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana süren Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, dünyanın dört bir yanında protesto edilmeye devam ediyor. Fransa’nın başkenti Paris’te binlerce kişi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına son vermesi ve acilen ateşkes sağlanması için yürüyüş düzenledi. Cumhuriyet Meydanı'nda başlayan yürüyüşe, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi lideri JeanL Luc Melanchon da destek verdi. Göstericilerin ellerinde Filistin bayrakları taşıdığı yürüyüşe Fransa'da yaşayan İsrail vatandaşları da katıldı.

Almanya’nın başkenti Berlin’de onlarca kişi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını protesto etmek için konvoy düzenledi. Konvoydaki araçlardan birinde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinli çocukların sembolik cenazeleri taşındı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 72’nci günde devam ederken, Almanya’nın başkenti Berlin’de onlarca kişi İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını protesto etmek için konvoy düzenledi. Berlin'de faaliyet gösteren Filistinli doktorlar ve sağlıkçıların organize ettiği konvoy Brandenburg Kapısı önünden başladı. Başkent sokaklarında kornalar çalan eylemciler tur attı. Katılımın beklenenin çok üzerinde olduğu konvoyda, göstericiler araçlarına Filistin bayrağı astı. Konvoydaki araçlardan birinde ise İsrail saldırılarında ölen Filistinli çocukların sembolik cenazeleri taşındı. Polis ekipleri eşliğinde ilerleyen konvoya, Berlin'de yaşayan Türkler de Türk ve Filistin bayraklarıyla katılarak destek verdi.

“Daha ne kadar bekleyeceksiniz Bay Scholz?”

Konvoyu organize edenlerden biri olan Dr. Ali Maarouf yaptığı açıklamada, Filistin’deki şiddetin bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Filistinli doktorlar olarak çok sayıda Arap ve Alman diğer meslektaşlarıyla beraber bu eylemi düzenlediklerini söyleyen Maarouf, “Filistin'de bombalamaların, çocuk katliamlarının durdurulmasını istiyoruz. Hastanelerin yerle bir edilmesinin durdurulmasını istiyoruz, doktorların öldürülmesine son verilmesini istiyoruz. Dünyadaki diğer halklar gibi bizim de barışa ihtiyacımız var, savaşın durdurulmasını istiyoruz. Almanya'dan her gün ölen kadınlarımız ve çocuklarımız için acil yardım talep ediyoruz. Gıdaları yok, ilaçları yok, içecek suları yok. Daha ne kadar bekleyeceksiniz Bay Scholz?” dedi.

“Ülkemizde kalacağız ve tekrar göç etmeyeceğiz”

Farklı milletlerden meslektaşlarının protestoya destek verdiğini ifade eden Maarouf, “Filistin'de, Gazze'de ve Ürdün'de insanların her gün aç, susuz ve ilaçsız öldüklerini görüyoruz ve kalbimiz kanıyor. Ülkemizde kalacağız ve tekrar göç etmeyeceğiz“ dedi.

İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırıları, Polonya’nın başkenti Varşova’da protesto edildi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 72’nci günde devam ederken, dünyanın dört bir yanında İsrail’e tepkiler sürüyor. Polonya’nın başkenti Varşova’daki merkez metro istasyonunda bir araya gelen Polonyalılar, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını protesto ederek, Filistinliler ile dayanışma içinde olduklarını dile getirdi.

"Filistin özgür olmadan yeryüzünde eşitliğin, dayanışmanın, özgürlüğün olması mümkün değil"

Grup adına konuşan Filip İlkowski, İsrail'in saldırılarında binlerce kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, hayatını kaybedenlerin yarıya yakınının çocuk olduğunu söyledi. Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma başta Batılı devletler olmak üzere herkesin sessiz kaldığını belirten İlkowski, "Filistin özgür olmadan yeryüzünde eşitliğin, dayanışmanın, özgürlüğün olması mümkün değil" dedi.

İkinci Dünya Savaşı'nda ülkesi yerle bir olmuş Polonyalılar olarak İsrail'in yürütmekte olduğu soykırıma sessiz kalamayacaklarını ifade eden İlkowski, Filistinlilere yönelik saldırılar devam ettikçe protestolarını sürdüreceklerini söyledi.

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun mevcut durumda başbakan olmaya devam edemeyeceğini belirterek, “Savaş sırasında seçimler yapılabilir” dedi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 72’nci günde devam ederken, İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, bir kez daha İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu hedef aldı. Lapid, Netanyahu’nun mevcut durumda başbakan olmaya devam edemeyeceğini belirterek, “Halkın güvenini kaybetmiş, dünyanın güvenini kaybetmiş, güvenlik kurumunun güvenini kaybetmiş bir başbakanımız var. Netanyahu mevcut durumda başbakan olmaya devam edemez” dedi.

“Savaş sırasında seçimler yapılabilir” ifadelerini kullanan Lapid’in, söz konusu açıklaması ise seçim çağrısı olarak değerlendirildi.

Kassam Tugayları Gazze'de bir İsrail tankının imha edildiği anları paylaştı.

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah güçlerinin roket yağmuruna hava saldırılarıyla misillemede bulunduğunu açıkladı.

Resmi açıklamaya göre, bir savaş uçağı ve helikopter Hizbullah tarafından kullanılan çok sayıda binayı vurdu. Bir silahlı insansız hava aracı ise bir grup Hizbullah milisini hedef aldı.

Sınırın bir başka noktasında ise Hizbullah'a ait bir gözlem noktası vuruldu.

İsrail, 7 Ekim'de savaşın başlamasından bu yana ilk kez bir sınır kapısını Gazze'ye yardım için açtı.

Kerem Şalom sınır kapısı Gazze'nin güneyinde yer alıyor ve önceki günlerde Mısır'dan Gazze'ye giriş yapan kamyonların kontrolünde kullanılıyordu.

Cumartesi günü ise doğrudan İsrail tarafından kamyonların Kerem Şalom kapısından geçişine izin verildi.

ABD ve İsrail'de yapılan iki anketten, Tel Aviv'deki savaş yanlısı şahinler için şoke edici sonuçlar geldi.

ABD'de savaşın üçüncü ayında gerçekleştirilen Harvard CAPS/Harris anketine göre, genç Amerikalıların yarısından fazlası İsrail devletinin artık var olmaması gerektiğini düşünüyor. Ankete katılanlar, İsrail yerine Hamas tarafından yönetilen bir Filistin devletini tercih ettiklerini belirtti.

Ankette 18-24 yaş arasındaki gençler dışında kalan grupların İsrail'e destek vermeye devam ettiği görülürken, gençlerde ise durum neredeyse yüzde 50-50.

İsrail devletinin yerini Hamas'ın başında olduğu bir Filistin'in almasını isteyen gençlerin oranı, yüzde 51 oldu.

Bazı kafa karışıklıklarının açık şekilde görüldüğü online ankete 2034 kişinin katıldığı ve kamuoyu yoklamasının 13-14 Aralık tarihlerinde yapıldığı açıklandı.

Times of Israel gazetesi, özellikle 7 Ekim saldırısının haklı bulunmasına verilen desteğin İsrail açısından yol açtığı hayal kırıklığını öne çıkardı.

İsrail'de yapılan bir başka anket ise, ülkede yaşayanların çoğunun Binyamin Netanyahu ve kabinesinin sürekli gündemde tuttuğu Gazze planına karşı çıktığını ortaya koydu. Ankete göre, İsraillilerin çoğunluğu 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'nin işgal edilip İsraillilerin bölgeye yerleştirilmesi fikrine katılmıyor.

Kudüs merkezli İbrani Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen anket, İsraillilerin yüzde 56'sının Netanyahu'nun Gazze planına karşı çıktığını gösterdi. Gazze'nin işgal edilmesini destekleyenlerin oranı yüzde 33.

Savaşın tam ikinci ayının dolduğu gün yapılan ankete 1524 İsrailli kadın ve erkek katıldı, yanı sıra 334 İsrail vatandaşı Arap da tercihlerini belirtti.

İsrail tarihinin en sağcı hükümetini kuran Binyamin Netanyahu ile faşist koalisyon ortakları, 7 Ekim'den bu yana Gazze'nin kontrolünün İsrail ordusuna geçmesi ve İsraillilerin 365 kilometrekarelik bölgeye yerleştirilmesi için kampanya yürütüyor.

İsrail, daha önce Gazze Şeridi'ndeki son askerini Eylül 2005'te çekmiş ve aynı dönemde 8 bin yerleşimci de Gazze'den ayrılmıştı.

72 gündür İsrail bombardımanı altında olan Gazze'de nüfusun yüzde 85'i güneydeki sınır şehri Refah'ta toplanmış durumda.

Savaştan önce birkaç yüz bin insanın yaşadığı Refah'ta şu an 1,5 milyondan fazla Filistinli hayatta kalmaya çalışıyor.

Mısır ve Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı'na da ev sahipliği yapan şehirde bugün kaydedilen bir görüntü, insani krizin boyutunu ortaya koydu.

Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye giren bir yardım kamyonu, kalabalığın hücumuna uğradı. Yardım kamyonuna tırmanan insanların aşağıda bekleyen kalabalığa kolileri attığı görüldü.

Birleşmiş Milletler, Gazze'de halihazırda insanların birkaç günde bir yemek yiyebildiğini, yardım kamyonlarının durdurulup olduğu yerde boşaltıldığı bilgisini veriyor.

İsrail ordusunun Gazze'de üç rehineyi yanlışlıkla öldürmesiyle üzerindeki baskı daha da artan Başbakan Binyamin Netanyahu, savaşın devam edeceği sinyalini verdi.

Gazze'de öldürülen askerlerin ailelerinden kendisine gönderilen bir mektuptan söz eden Netanyahu, asker ailelerinin savaşın sürdürülmesini istediğini savundu.

Kabine toplantısının başlangıcında mektubu okuyan İsrail Başbakanı, "Sonuna kadar savaşacağız" dedi.

Gazze'de çoğunluğu çocuk ve kadın 19 bine yakın Filistinliyi öldüren katliamcı İsrail ordusunun üç rehineyi yanlışlıkla vurması, ülkede şok etkisi yarattı.

7 Ekim'deki sürpriz baskının ardından 240'tan fazla İsrailli ve yabancıyı rehin alan Hamas, bir haftalık geçici ateşkeste 100'ü aşkın rehineyi serbest bıraktı.

Geçici ateşkesi bitirip tekrar Gazze'ye saldıran İsrail ordusu ise, Cuma günü yaptığı açıklamada üç rehinenin 'yanlışlıkla' vurulup öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kaldı. Dahası, Yotam Haim, Samer Talalka ve Alon Shamriz adlı İsrailli rehinelerin vuruldukları sırada ellerindeki sopanın üzerinde beyaz bir bez taşıyor olması İsrail'e yayılan şok dalgalarında çarpan etkisine yol açtı.

Resmi açıklamaya göre, İsrail askerlerinden biri rehinelerin beyaz bir bez bulunan bir sopa taşıyarak, üstleri çıplak bir şekilde bir binadan çıktıklarını gördü. Şimdiye kadar hedef gözetmeksizin her şeye ateş açan asker, kendini tehdit altında hissedip ellerinde beyaz bayrak tutan üç kişiye ateş açtı. İki rehine anında öldü, diğeri yaralanıp binaya geri girdi. İbranice yardım çığlıklarının duyulmasına rağmen yeniden ateş açıldı ve yaralı rehine de öldü.

Beyaz bayrak, teslimiyet anlamına gelen, uluslararası alanda kabul görmüş bir sembol.

Gazze'yi yerle bir eden ordunun İsrailli rehineleri öldürdüğünün duyulmasıyla, yer yerinden oynadı. Öfkeli rehine yakınları başkent Tel Aviv'deki artık Rehineler Meydanı olarak anılan alanda bir kez daha gösteri yaptı.

Başbakan Binyamin Netanyahu'dan rehineler için derhal Hamas'la müzakereye başlamasını isteyen aileler, bir anlaşma talep ediyor.

Gösteriye katılan Naama Weinberg isimli rehine yakını, “Bizim ölüleler değil, hayatta olan kişilere ihtiyacımız var” diye konuştu.

Gazze'de rehin tutulan İsraillilerden birinin annesi ise, bugün itibarıyla açlık grevine başladı.

İsrail'in Ynet sitesi, Oksana Lubnov'un İsrail askerlerinin rehineleri yanlışlıkla vurup öldürmesini öğrendikten sonra açlık grevine başlamaya karar verdiğini yazdı.

Oksana Lubnov, 32 yaşındaki oğlunun Gazze'den geri getirilinceye kadar eylemini sürdüreceğini söylüyor.

Ynet'e konuşan Lubnov, "Önceki gün yaşananlar, onların geri getirilmesi için hiçbir şey yapılmadığını anlamama yol açtı. Her gün yalnızca ceset alıyoruz, umudum yok. Bir anlaşma olmadan, umut yok" dedi.

Alex Lubnov, Hamas'ın müzik festivalinden rehin aldığı İsrailliler arasındaydı.

Ynet ayrıca, 72 gündür rehin tutulan Alex Lubnov'un eşinin doğum yapmak üzere olduğunu yazdı.

Ateşkes baskısı için Tel Aviv'i ziyaret eden Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ile buluşan İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Lübnan'a savaş mesajı verdi.

Misafiriyle Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda görüşen Cohen, "BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararının uygulanmaması Lübnan ile savaşa yol açabilir" dedi.

Ortak basın toplantısında Fransa'nın İsrail ile Lübnan merkezli Hizbullah arasındaki olası topyekün bir savaşı önlemede kilit rol oynayabileceğini kaydeden Cohen, "Fransa, Lübnan'da bir savaşın önlenmesinde olumlu ve önemli bir rol oynayabilir" deyip ekledi:

"Bunu yapmanın iki yolu var. Ya diplomasi yoluyla ya da güç kullanarak. BM Güvenlik Konseyi, İkinci Lübnan Savaşı'nın ardından 2006 yılında 1701 sayılı kararı kabul etti. Bu karar, Litani Nehri'nin güneyinde askeri güç değil, Lübnan ordusunun olması gerektiğini açıkça belirtiyor. Lübnan'da savaşı önlemenin hala bir yolu var. Eğer uluslararası toplum bunu başaramazsa, bunu kendimiz yapmaktan başka seçeneğimiz kalmayacak."

Fransız bakan Colonna ise, İsrail-Lübnan sınırında tüm taraflara Gazze'deki savaş sürerken gerilimi düşürme çağrısı yaptı.

Catherine Colonna, "Gerilimin tırmanma riski sürüyor. Ve işlerin kontrolden çıkması halinde, kimseye faydası olacağını sanmıyorum, bunu İsrail'e de söylüyorum" dedi.

BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve Birlemiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor. Ancak Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü bir askeri nüfuzu altında.

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Gazze'de acil ve sürdürülebilir ateşkes çağrısı yaptı.

Kalıcı ateşkes çağrısı, Fransa'nın pozisyonunda bir değişikliğe işaret ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi Fransa, müttefikleri ABD ve İngiltere ile birlikte daha önce kalıcı ateşkes tasarılarını veto etmişti.

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, acil ateşkes baskısı için İsrail'e uçtu.

Colonna İsrail'in başkenti Tel Aviv'de mevkidaşı Eli Cohen'le görüşecek, daha sonra İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da Filistinli mevkidaşı Riyad el Maliki ile bir araya gelecek.

Paris yönetimi, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'ye insani yardım girişine izin verilmesi için kalıcı ateşkes istiyor.

Fransa, önceki saatlerde bir resmi yetkilinin Gazze'nin Refah kentindeki İsrail bombardımanında hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

İsrail ordusu, günlerdir bombardımana tuttuğu Cibaliye mülteci kampını bir kez daha vurdu.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan kampı hedef alan saldırıda en az 20 Filistinli hayatını kaybetti, 100 kadar yaralı var.

Al Jazeera, İsrailsavaş uçaklarının bir apartman bloğunu vurduğunu bildiriyor.

Şebab ailesinin evini hedef alan saldırı, çevredeki evlere de geniş çaplı hasar verdi.

Yaralılar Cibaliye'deki bir tıp merkezine taşınıyor, sosyal medyada paylaşılan görüntülerde birçok yaralının yerde tedavi olmayı beklediği görüldü.

41 kilometre uzunluğundaki Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah kenti, savaştan önce ve işgalin ilk haftalarında yalnızca sınır kapısıyla gündemdeydi. Ancak şimdi İsrail vahşetinden kaçanların toplandığı bir yer haline geldi. Birleşmiş Milletler (BM), Refah'ta halihazırda kilometrekareye 12 bin insan düştüğünü açıkladı. Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 85'inin Mısır sınırındaki Refah kentinde toplandığı tahmin ediliyor.

İşgalci İsrail ordusu ise, 1,5 milyonu aşkın Filistinlinin sığındığı Refah şehrini bombardımana tutuyor. Al Jazeera, Refah'taki üç evin İsrail hava saldırılarında vurulduğunu bildirdi. En az iki can kaybının bildirildiği bombardımanda enkazda canlı arayan insanları gösteren bir video sosyal medyada paylaşıldı. Al Jazeera muhabiri Hani Mahmud, Refah'taki bombardımanda 50'den fazla Filistinlinin yaralandığını aktardı.

Refah'ın hemen kuzeyinde yer alan Han Yunus'ta da İsrail savaş uçakları birçok noktaya saldırdı. Yerel kaynaklar, Han Yunus'un doğusunda yer alan Bani Süheyla ve Maan bölgelerinin vurulduğunu bildirdi.

Gazze'nin orta ve kuzey kesimlerinden de saldırı haberleri var.

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Refah'taki İsrail bombardımanında yaralanan bir Fransız yetkilinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Fransız yetkili, Çarşamba günü gerçekleşen İsrail hava saldırılarında yaralanmıştı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği bilgiye göre, İsrail jetleri Fransa Başkosolosluğu çalışanlarının ve ailelerinin sığındığı bir evi vurdu.

Bombardımanda Fransız yetkilinin yanı sıra evdeki çok sayıda sivil de yaşamını yitirdi.

İngiltere parlamentosu milletvekillerinden Leyla Moran'ın aile üyeleri de Gazze'deki bir kilisenin içerisinde sıkışıp kalan yüzlerce insan arasında.

Liberal Demokrat Parti milletvekili Moran, Gazze'nin tek Katolik kilisesinde halihazırda büyükannesi ve 11 yaşındaki ikizlerin de yer aldığı aile üyelerinin sığındığını söyledi.

İsrail işgal ordusunun kilisenin çevresinde operasyonlar yaptığı biliniyor. İngiliz milletvekili, "Noel'e kadar hayatta kalıp kalamayacaklarından artık emin değilim" dedi.

Kilise ise binanın çevresinde konuşlanan İsrailli keskin nişancıların iki Hristiyan kadını soğukkanlı bir şekilde vurup öldürdüğünü duyurdu.

Leyla Moran'ın annesi Filistinli. Ailesinden altı verdiğini söyleyen İngiliz siyasetçi, son olarak hastaneye gidemeyen bir yakının geçen ay yaşamını yitirdiğini aktardı.

İsrail'in Gazze'yi yerle bir eden savaşında yeni bir cephenin kuzeyden, Lübnan'dan açılması bekleniyordu. Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah ile İsrail ordusu sınırda çatışırken, İran destekli bir başka grup sürpriz bir cephe açtı.

Yemen'deki Husiler önce 1700 kilometre uzaklıktaki İsrail şehri Eilat'a balistik füzeler ve kamikaze drone'lar ateşledi. Yemen'in batısını, dolayısıyla stratejik Kızıldeniz yolunu kontrol eden Husilerin füze yağmurunu İsrail gemilerine el koyma ya da saldırılar izledi.

Husiler Aralık ayının başında yalnızca İsrail kargo gemilerini değil İsrail limanlarına giden bütün gemileri vuracaklarını duyurdu. Norveç bayraklı ve bir Amerikan şirketine ait Marshall Adaları bayraklı petrol tankerlerinin hedef alınması üzerine, ABD ordusu beklenen hamlesini yapıyor.

Kızıldeniz ile Umman Denizi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı'na savaş gemileri konuşlandıran ABD, Husi füzeleri ve silahlı insansız hava araçlarını durdurmak için önümüzdeki hafta yeni bir çok uluslu görev gücü ilan edecek.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in yeni haftada Orta Doğu turunda duyurulması beklenen görev gücünün adı, 'Refah Muhafızı Operasyonu.'

Kızıldeniz'de devriye gezen USS Carney ve USS Mason savaş gemileri, geride kalan haftalarda onlarca Husi füzesi ve drone'u düşürdü.

Yine bölgede bulunan İngiliz savaş gemisi HMS Diamond ve Fransız fırkateyni FS Languedoc da füze ve drone'ları füzelerle vurdu.

GÖZLER İRAN'DA

İran'ın şiddetli bir şekilde karşı çıktığı uluslararası Kızıldeniz görev gücünde hangi ülkelerin yer alacağı şimdilik bilinmiyor.

Tahran yönetimi, Washington'ın Kızıldeniz'de herhangi bir operasyona girişmesi halinde olağanüstü sorunlarla yüzleşeceğini bu hafta içinde duyurdu. İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani, Kızıldeniz'i İran hakimiyetindeki bir bölge olarak tanımladı, "Bizim hakim olduğumuz bir bölgede hiç kimse hamle yapamaz" dedi.

UÇAK GEMİSİ VE TAARRUZ GRUBU ROTA DEĞİŞTİRDİ

ABD'nin İsrail'e destek için Doğu Akdeniz'e gönderdiği, daha sonra Kızıldeniz'den geçerek Basra Körfezi'ne kadar ilerleyen uçak gemisi USS Eisenhower'ın da Aden Körfezi'ne geri döndüğü görülüyor.

USS Eisenhower'ın başını çektiği Taarruz Grubu'nun Umman Denizi'nden sıcak bölge Yemen'in güneybatı açıklarına kısa sürede ulaşması bekleniyor.

SAVAŞ GEMİLERİNİN TOPLANDIĞI YER

Babülmendep Boğazı ve çevresinde konuşlanan savaş gemilerini gösteren harita ise, şoke edici. Halihazırda ABD'ye ait USS Mason, USS Carney gemileri Babülmendep'in iki ucuna yerleşmiş durumda. İngiliz HMS Diamond, Fransız FS Languedoc ve Güney Kore'ye ait Yang Man-chun savaş gemilerinin arasında birkaç yüz kilometre var.

İran'a ait Behshad gemisi de aynı bölgede. Behshad bir kargo gemisi ancak Batılı ülkeler İran'ın deniz aracını casusluk için kullandığını belirtiyor.

Bölgedeki asıl sürpriz ise, Çin donanması. Çin'e ait Urumçi, Linyi ve Dongpinghu savaş gemileri Aden'in karşısındaki Somali açıklarında konuşlanmış halde.

Dahası, Aden Körfezi'nde Japon Akebono, İngiliz Lancaster, İspanyol Victoria savaş gemileri var. Hindistan ordusuna ait Trishul savaş gemisi de yine Somali ile Yemen suları arasındaki bir noktada.

Gazze'yi Ekim ayı sonunda karadan işgale girişen İsrail ordusunun kayıpları artıyor.

İsrailliler iki askerin daha Gazze'nin kuzeyinde ve güneyindeki çatışmalarda öldüğünü açıkladı. Böylece 31 Ekim'den bu yana Gazze'de öldürülen İsrailli asken sayısı 121'e yükseldi.

Avustralya'nın en büyük şehri Melbourne'de Filistin'e destek veren göstericiler bir kez daha sokağa indi. Gazze'deki İsrail işgalinin bitmesini isteyen kalabalık, Filistin bayrakları salladı.

Melbourne'de üst üste onuncu Pazar günü gerçekleşen protestoda, 'Filistin özgür olacak' sloganları atıldı.

Endonezya'nın başkenti Cakarta'da ise binlerce protestocu ABD Büyükelçiliği önünde toplandı. 'Filistinlilere soykırıma son' yazılı pankart taşıyan kalabalık, savaşın bitmesini istedi.

Avrupa ülkeleri Belçika, Almanya, Avusturya ve Fransa'da bugün Filistin'e destek gösterileri var. Kuzey Afrika ülkesi Tunus'ta da kalabalıklar Filistin için sokağa inecek.