Savaşta bir ilk, doğu cephesine sıçradı! Üç kurşun Orta Doğu'yu yerinden oynattı

Filistin Devlet Başkanlığı, Orta Doğu'nun İsrail'in ABD destekli politikalarının bedelini ödediğini bildirdi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberine göre, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail ile Ürdün arasındaki Kral Hüseyin (Allenby) Sınır Kapısı'nda 3 İsrailli güvenlik görevlisinin öldüğü saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ebu Rudeyne, İsrail saldırılarını durdurmadan yaşanan gerilimi kontrol altına almaya yönelik tüm girişimlerin bir tür kısır tartışma olduğuna dikkati çekerek, “Bölge, İsrail'in ABD destekli politikalarının bedelini ödüyor. Ancak bu politikalar, temelini Kudüs ve kutsal mekanların oluşturduğu Filistin ulusal projesine zarar vermede başarılı olamayacaktır.” dedi.

İsrail’in ABD’nin desteğiyle Filistin halkına yönelik saldırılarını ve soykırım suçlarını işlemeye devam etmesinin bölgedeki “yangını” daha da artıracağına dikkati çeken Ebu Rudeyne, bölgesel ve uluslararası hiçbir çabanın bu yangını söndüremeyeceğini vurguladı.

Ebu Rudeyne, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Orta Doğu’da “kılıçsız” hayatta kalmanın mümkün olmadığı şeklindeki sözlerine işaret ederek, bölgede barış ve istikrarın tek yolunun Filistin halkının haklarının tanınması ve Filistin devletinin kurulmasından geçtiğini kaydetti.

Eylül başında başlatılan çocuk felci aşı kampanyasında Gazze Şeridi'ndeki sonuçlar açıklandı.

Filistinli yetkililer, bölgenin güneyindeki Han Yunus ve Deyr el Belah'ta kampanyanın ilk ayağının tamamlandığını açıkladı.

Böylece, Gazze'deki çocukların yüzde 69'u çocuk felci aşısının ilk dozunu almış oldu ve sayı 441 bine çıktı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bölgelerde kampanya devam edecek.

7 Ekim'de başlayan savaşta İsrail işgal ordusunun saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı, 40 bin 972'ye çıktı.

İsrail ile Ürdün arasındaki Kral Hüseyin (Allenby) Sınır Kapısı üzerinde bu sabah silah sesleri duyuldu.

Çok sıkı korunan sınır kapısında kamyondan inen bir kişi, İsrail sınır muhafızlarına ateş açtı. Resmi açıklamaya göre üç İsrailli saldırıda öldü, saldırgan ise vuruldu.

Saldırganın indiği kamyonda patlayıcı arayan İsrail ordusu, aracın Ürdün tarafından geldiği bilgisini verdi.

İşgal altındaki Batı Şeria'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Nida İbrahim, Allenby sınır kapısının Filistinlilerin Ürdün'e seyahat edebildiği tek nokta olduğunu vurguluyor.

Batı Şeria'dan Ürdün'e geçmek isteyen Filistinlilerin beş kez arandığını belirten İbrahim, sınır kapısının yüksek güvenlikli olduğunu ve askerler dışında kimsenin yaklaştırılmadığının altını çiziyor.

"Allenby geçişi yakınlarındaki saldırı çok büyük güvenlik ihlali" diyen Al Jazeera muhabiri, saldırganın içeriye silah sokarak ateş açtığını hatırlattı.

TÜM SINIR KAPILARI KAPATILDI

Saldırının ardından hem Amman'dan hem de Tel Aviv'den Allenby sınır kapısının ikinci bir duyuruya kadar kapatıldığı açıklaması geldi.

Öğle saatlerinde ise İsrail ve Ürdün arasındaki bütün sınır kapıları kapatıldı. Allenby'nin yanı sıra Kızıldeniz yakınındaki Vadi Araba (Yitzhak Rabin) ile 48 toprakları olarak bilinen İsrail'e açılan Şeyh Hüseyin (Ürdün Nehri Kapısı) Sınır Kapısı isimli iki geçiş daha bulunuyor.

ERİHA KUŞATILDI

İsrail ordu radyosu, saldırının ardından Batı Şeria'nın doğusunda yer alan Eriha'nın askerler tarafından kuşatıldığını duyurdu.

SALDIRGANIN KİMLİĞİ AÇIKLANDI

Saldırganın kimliği belirlendi. İsrail medyası, Ürdün vatandaşı 39 yaşındaki Mahir Diab Hüseyin el Cezi'nin saldırıyı gerçekleştirdiğini bildirdi. El Cezi, Petra'nın doğusundaki Udruh kasabasından.

Ürdün'ün nüfusunun yaklaşık üçte biri Filistinli mültecilerden oluşuyor.

İSRAİL'DE OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI

Ürdün sınırında gerçekleşen saldırı, Tel Aviv'de alarm zillerinin çalmasına yol açtı. Saldırı savaşın başından bu yana bir ilk niteliği taşıyor ve İsrail güvenlik kabinesi akşam saatlerinde olağanüstü toplanacak.

HAMAS: YİĞİT KAHRAMANLARDAN BİRİ

Hamas'tan yapılan açıklamada ise Ürdün sınırındaki saldırının Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki İsrail katliamlarına bir yanıt olduğu vurgulandı. Yazılı açıklamada, Ürdün'ün yiğit kahramanlarından birinin sınır kapısında düzenlediği operasyonun Arap halklarının işgali reddettiğinin beyanı olduğu kaydedildi.

Türk-Amerikan vatandaşı için toplanan yüzlerce kişi gözyaşı döktü, adalet çağrısında bulundu. Protestoda Filistin'i destekleyen ve İsrail karşıtı sloganlar atıldı.

Gece yarısı birçok sınır şehri, kasabası ve köyünde çalmaya başlayan sirenler, sabaha kadar neredeyse hiç susmadı. Aralıklarla ürkütücü ses yeniden duyuldu, hemen ardından patlamalar gerçekleşti.

Bir süredir sessiz olan kuzey cephesinde çatışma yeniden alevlendi, Hizbullah İsrail'in bazı şehirlerini ve sınır kasabalarını füze yağmuruna tuttu.

Gerilimin tırmandığının işareti olan gece saldırılarında vurulan yerler arasında 22 bin nüfuslu Kiryat Shmona ve çok sayıda kasaba bulunuyor.

İsrail hava savunma sistemlerinin yakalayamadığı roketlerden biri Kiryat Shmona'daki bir binaya doğrudan isabet etti, bir diğeri kaldırıma düştü. Yerel basına yansıyan haberlerde, füzelerin büyük hasara yol açtığı belirtiliyor.

Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah, Kiryat Shmona'nın yanı sıra Celile bölgesinin ucunda yer alan Şamir yerleşimine 30 Katyuşa roketi ateşlediğini duyurdu.

İsrail işgali altındaki Suriye toprağı Golan Tepeleri'ne yakın konumdaki Şamir, diğer birçok yerleşimin aksine tahliye edilmeyen bir noktaydı. Yerleşimin Lübnan sınırına uzaklığı ise 6 kilometre.

Hizbullah'ın füze sağanakları, İsrail ordusunun Cumartesi günü Lübnan'ın güneyinde sivil savunma ekiplerini vurmasına yanıt niteliği taşıyor. Sınır hattındaki Farun kasabasını hedef alan İsrail saldırıları yangına yol açtı, itfaiye ekipleri alevlere müdahale etti.

İsrail ordusu ise doğrudan itfaiye aracını bombardımana tuttu, üç ilkyardım görevlisi yaşamını yitirdi. Saldırı başkent Beyrut'ta büyük bir öfkeye neden olurken, yine Farun kasabasında Hizbullah'ın müttefiki Emel hareketininin iki üyesi İsrail'in drone saldırısında öldü.

Lübnan medyası ise, İsrail savaş uçaklarının bir kez daha güneydeki birçok kasaba ve köye saldırı düzenlediğini bildirdi. Saldırı gerçekleşen yerler, Kiryat Shmona'nın tam karşısındaki kasabalar ve köyler.

İsrail ordu radyosu, Hizbullah'ın son 24 saatte yaklaşık 100 füze fırlattığını dinleyicilerine duyurdu.

Times of Israel, son füze sağanağının ardından ordunun kuzey sınırındaki halen açık olan okulları kapatmaya hazırlandığını bildirdi.

İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Nablus'ta Türk vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'yi doğrudan hedef alarak vurması, şok etkisi yarattı. Beyta kasabasındaki gösteriye katılan Eygi, başından yaralı halde hastaneye getirildi ancak kurtarılamadı.

Türk aktivist Eygi 26 yaşındaydı ve aynı zamanda ABD vatandaşlığı da vardı. Dışişleri Bakanlığı, bu sabah yaptığı açıklamada başından vurularak yaşamını yitiren Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsi raporunun beklendiğini ve cenazenin aileye teslim edilmesi için çaba gösterildiğini bildirdi.

ABD İsrail hükümetinden soruşturma talep edildiğini açıklarken, genç kadının acılı ailesi Başkan Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris dahil üst düzey Amerikalı yetkililere çağrıda bulunarak bağımsız bir soruşturma istedi.

Ailenin açıklamasında, "Bir ABD vatandaşı olan Ayşenur barışçıl bir şekilde adalet için ayakta dururken, İsrail ordusuna mensup bir tetikçiden geldiği videoda görülen bir kurşunla öldürüldü" denildi.

ABD'nin kendi vatandaşı için bağımsız bir soruşturma başlatıp başlatmayacağı, halihazırda en çok merak edilen soru.

Antalya doğumlu Eygi'nin Filistinli köylüleriyle birlikte katıldığı haftalık protestoda katledilmesi, Amerikan ve dünya medyasında geniş şekilde yer buluyor.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, 'Bir görgü tanığı, Batı Şeria'daki protestoda İsrail askerlerinin bir ABD'li kadını vurarak öldürdüğünü söylüyor' başlığıyla tüm dünyaya geçtiği haberde, gösteriye Filistinlilere destek için katılan İsrailli Jonathan Pollak'ın tanıklığına yer verdi. Beyta kasabasının dışındaki protestoda iki İsrail askerinin bir evin çatısından kendilerine doğru ateş açtığını belirten Pollak, Ayşenur Ezgi Eygi'yi bir zeytin ağacının yanında kanlar içinde yerde yatarken gördüğünü aktardı.

CNN International, Eygi'nin ailesinin bağımsız soruşturma talep ettiğini öne çıkardı, Ayşenur Ezgi'nin 2003 yılında bir İsrail buldozerinin ezerek katlettiği ABD vatandaşı Rachel Corrie gibi Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) üyesi olduğunun altını çizdi.

Washington Post 'Filistinliler, ABD'li kadının Batı Şeria'da öldürülmesi hakkında görgü tanıklarıyla görüştü' başlıklı haberinde iki görgü tanığının ifadelerine yer verdi.

İngiliz BBC, 'Birleşmiş Milletler, Batı Şeria'daki saldırıya dair tam soruşturma çağrısında bulunuyor' derken, The Guardian gazetesi Eygi ailesinin bağımsız soruşturma talep ettiğini kaydedip bir Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi'nin genç kadının başından vurulduğu açıklamasına yer verdi.

Financial Times 'ABD'li protestocu Batı Şeria'da vurularak öldürüldü' başlığını tercih etti, Ayşenur Ezgi Eygi'nin aynı zamanda Türk vatandaşı olduğunu vurguladı.

Görgü tanıkları ve yetkililerle konuşan Al Jazeera, Ayşenur Ezgi Eygi'nin gösteri sırasında bir keskin nişancı tarafından hedef alındığını ve başından vurulduğunu bildirdi. İngiliz protestocu Rob Sadler, çatıdaki bir keskin nişancının bir veya iki el ateş ederek Ayşenur'u öldürdüğünü söyledi.

Middle East Monitor, 'Mısır ve Katar, İsrail'in Türk-Amerikan aktivisti Nablus yakınlarında öldürmesini kınıyor' başlığıyla bölge ülkelerinden gelen tepkileri sayfasına taşıdı.

SENATÖR HOLLEN: ABD ADALET BAKANLIĞI PEŞİNE DÜŞMELİDİR

İsrail'den Times of Israel, 'Batı Şeria'da İsrail ordusu tarafından öldürülen ABD'li aktivistin ailesi, bağımsız soruşturma istiyor' başlığıyla sunduğu haberde, bir İsrailli aktivistin tanıklığına yer verdi. İsrailil aktivist, işgal birliklerinin göstericilere ateş açtığını gördüğünü, ardından Ayşenur Ezgi Eygi'nin kan kaybından hayatını kaybettiğini söyledi.

Gazete ayrıca, ABD'li senatör Chris van Hollen'in "Eğer Netanyahu Amerikalılar için adaletin peşine düşmeyecekse, ABD Adalet Bakanlığı düşmelidir" dediğini yazdı. Senatör van Hollen, 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da üçüncü ABD vatandaşının öldürüldüğünü hatırlattı.

İsrail'in on yıllardır işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da kurduğu yerleşimler uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararlarına göre yasa dışı.