16.04.2010 - 01:32 | Son Güncellenme:
CENK BAŞLAMIŞ
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya ile Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi yanına çekmek amacıyla uyguladığı değişik planlar ve iki ülkenin ajanları arasındaki müthiş çekişmeyle ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
Baturin’in anılarından
“Tanınmamak için derviş kıyafeti giyiyor, sokakta tatlı satıcısı ya da hırpaniler gibi dolaşıyordum. Kars’taki istihbarat merkezimiz Kürtlerin yaşadığı yerlere molla kıyafeti giymiş ajanlar gönderiyordu. Gerektiğinde Türklerin cephe gerisinde ayaklanma çıkaracaklardı. Aslında bu yeni bir yöntem değildi. Alman ajanlar da İran’da aynı taktiği uygulamıştı. Günümüzde ajanlık teknolojiye dayanan sıkıcı bir iş haline geldi. O zamanlar ajanların rol yapabilmesi de gerekiyordu.”
Hitler Haydar oldu!
Bir tarihçi dergiye, “Almanlar da propagandada başarılıydı. Bir yandan Türkiye’ye Avrupa yolunu açma sözü veriyor, diğer yandan Hitler’in gizlice İslam’ı seçerek Haydar adını aldığı söylentisini yayıyorlardı” dedi.
İstanbul’a Rus çıkarması
Ankara’da yaşayan İngiliz tarihçi Steven Kerling de dergiye şunları anlattı: “Sovyet istihbaratının başarısı dezenformasyonda yatıyordu. Türk Genelkurmayı’na Uzakdoğu’dan Kafkasya’ya 50 tümen kaydırıldığına ilişkin gerçekdışı bilgi ulaştırdılar. Yani bir savaş durumunda Ruslar iki günde Ankara’da olacaktı. Güneydoğu’daki Kürtleri isyana hazırlayan Sovyet ajanların sayısı da 100 kat abartılmıştı. Ayrıca Sovyet lideri Jozef Stalin’in odasından çalındığı söylenen ve İstanbul’a Rus deniz komandolarının çıkarma yapacağı, Sovyet ordusunun da İran yönünden saldıracağına ilişkin aslında gerçek olmayan sözde belgelerin Türklere sızdırıldığı söyleniyor.” Dergi, “Nazilerin Stalingrad’a saldırdığı günlerde Türkler de Kafkasya’ya girseydi bugün acaba zaferi kutlayabilir miydik” diye sordu. Bir Türk tarihçi Argumenti i Faktı’ya, “İki gizli servis arasında çekişme yaşandığı günlerde Türk polisi Boğazın dibinde sık sık üzerinde kimlik olmayan Avrupalı tipli erkeklerin cesetlerini buluyordu” dedi.